Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/180 E. 2020/170 K. 17.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/180 Esas
KARAR NO : 2020/170

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/05/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2000 yılından bu yana online yemek siparişi pazarında … alan adı üzerinde hizmet verdiğini, “…” markasını ticaret ünvanı ve TPE nezdinde tescilli olarak kullanıldığını, müvekkilinin yıllardır devam eden deneyim, bilgi birikimi, personeli ve sektöründeki yetkinliği ile sektörde faaliyet gösterdiğini, davalının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanarak tanınmış “…” markasının bazı harflerini değiştirmek suretiyle … alan adında kullandığını, markanın bilinirliğinden yararlanarak haksız kazanç elde ettiğini iddia ederek davalının … internet sitesine erişimin engellenmesi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, alan adının iptalini, markaya tecavüzün önlenmesi, ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalının dava dilekçesinde belirtilen adresine çıkartılan tebligatın yapılamadan iade döndüğü, taraf teşkilinin sağlanamadığı ve sunulan bir savunma bulunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacının “…” ibareli markasına davalının “…” alan adlı web sitesi yoluya gerçekleşen marka ihlalinin durdurulması ve kaldırılması, siteye erişimin engellenmesi, alan adının iptali talebine ilişkindir.
Davalıya dava dilekçesi ve tensip tutanağının tebliğine ilişkin çıkartılan tebligat yapılamadan iade döndüğünden, davacı vekiline, davalının adresini bildirmesi hususunda muhtıra çıkarılmış ise de davalının adresinin bildirilmediği, adres tespiti için … A.Ş’ye yazı yazılmasını talep ettiğinden şirkete yazı yazılmış olup gelen cevabi yazıyla da adres bildirilmediği anlaşılmıştır.
TPMK’dan marka tescil belgeleri celp edilmiştir.
Marka tescil belgesi kapsamına göre davacının “…” markası üzerinde hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Marka Hakkına Tecavüzde bulunduğu 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7 ve 29. maddeleri uyarınca subut bulmuştur.
Her ne kadar dava dilekçesinde davalı ismi belirtilmiş ise de açık kimliğinin ve T.C. numarasının belirtilmediği, HMK 119/1-b maddesi gereği davalının ad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesinin bir usuli zorunluluk olduğu ve eğer dava dilekçesinde bu bilgiler yer almıyor ise HMK 119/son maddesi gereğince davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi ve eğer bu kesin süreye riayet edilmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, bununla birlikte internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf teşkilinin bazı hallerde mümkün olmadığı, değişken IP kullanımı ve ihlalin gerçekleşmesinden itibaren aradan geçen süre nedeniyle IP numarası üzerinden site sahibine ulaşılmasının imkânsız hale geldiği, bu tür sitelerin genellikle sahte isim ve adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğu, bu nedenle de davalının ad ve adres bilgilerinin tespitinin imkânsız olduğu, bu nedenle de davalının ad ve adres bilgilerinin tespitinin imkânsız olduğu, bu kapsamda ilanen tebligat yapılmasının pratik sonucu olmadığı gibi ön inceleme yapılmasının da sonuca etkili bulunmadığı, bu durumda HMK 119/son maddesinin uygulanmasının adil olmayacağı ve ihlallerin durdurulmasını engelleyeceği, buna karşılık internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesinin icap ettiği, taraf teşkili sağlanmasının neredeyse imkansız olduğu, bu gibi hallerde site sahibinin araştırılmasının, dava dosyalarının çok uzun yıllar boyunca derdest kalmasına ve gereksiz zaman ve emek kaybına yol açacağı, bunun usul ekonomisi ilkesine de aykırı olacağı, dolayısıyla bu gibi ihlâl halleri de çekişmesiz yargı benzeri bir usul düzenlemesinin yapılmasının icap edeceği, böyle bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yargılamanın çekişmesiz yargı biçiminde yapılmasının amaca uygun olacağı, site sahibinin mahkememize müracaatı durumunda ise durumun yeniden gözden geçirilebileceği ve eğer ihlal sona ermiş ise bir karar ile tedbir kararının yeniden değerlendirilebileceği gözetilerek HMK 388. maddesi gereği maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek üzere aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının kullanımının markasal kullanım olması nedeniyle davacının tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2- HMK 389 vd.maddeleri gereğince tedbir talep edenin tanınmış markası alan adı olarak seçildiğinden, HMK 389 vd maddeleri ve 6769 sayılı SMK’nın 7/3-d maddeleri gözetilerek “…” alan adına Türkiye’de erişimin tedbiren engellenmesine, HMK 389 vd maddeleri gereğince “…” ibareli sitenin karar kesinleşinceye kadar erişime kapatılmasına, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne yazı yazılmasına,
3-Taraf teşkili sağlanamadığından ve davalı gerçek yada tüzel kişi tespit edilemediğinden şimdilik davacı taraf lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin şimdilik davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 10 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
5-Davacı tarafın yapmış oluduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yanca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verildi.17/06/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır