Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/175 E. 2021/281 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/175
KARAR NO : 2021/281

DAVA : FSEK – TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 30/06/2014
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

HSK’nun 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, kapatılan İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/161 E. 2016/208 K. ve 06/10/2016 tarihli kararı İstanbul BAM 16. H.D’nin 2017/1673 E. 2019/959 K. ve 03/05/2019 tarihli kararıyla kaldırıldığından Mahkememize tevzi edilerek 2019/175 E. sırasına kaydı yapılmakla, Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – TAZMİNAT davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı şirkete ait … eki olan … 29 Eylül 2013 tarihli sayısının … sayfasının “…” köşesinde davalılardan … tarafından “…” başlıklı bir yazı yayınlandığını, ancak bu başlığın hemen altındaki ikinci başlıkta, konunun doğrudan “… ” meselesine taşındığını, beş uzun sütun ve tam bir yarım gazete sayfasından oluşan yazının, doğrudan müvekkiline ait illüstrasyon- görselin basılı olduğu eserden izinsiz olarak alındığının tespit edildiğini, bu illüstrasyonun sağ alt köşesinde “…” ifadelerinin eklendiğini oysa gazete yazısında yer alan müvekkiline ait eserin bir sergi katalogundan alınarak kullanıldığı yönündeki ibarenin kesinlikle doğru olmadığını, davalılar tarafından izinsiz yayımlanan illüstrasyonun, sıradan ücretsiz dağıtılan bir sergi katalogunda değil, … yayınlanan orjinal ismi …” olan , yaklaşık 100 TL bedelle satılan, 2×1000 adet basılmış içerisinde müvekkiline ait illüstrasyonların yanı sıra arkeolojik bulgular, mimari çizimler, fotoğraflar ve makaleler topluluğunun yer aldığı kapsamlı bir eserde yer almakta olduğunu, bu nedenle müvekkilinin mali ve manevi haklara tecavüz nedeniyle FSEK 68. maddesi çerçevesinde 15.000 TL ‘nin üç katı olan 45.000 TLmaddi, manevi hakların ihlali nedeniyle 5000-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili …’ın, … A.Ş. ‘nin sorumlu müdürü konumunda olduğunu, 5187 sayılı Basın Kanununun 13. maddesinde basın yoluyla işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zararlardan sorumlu kişilerin tahdidi olarak sayıldığını, anılan hükümde tazminat sorumluluğu bulunan kişiler arasında gazetenin sorumlu müdürünün yer almadığını bu nedenle …’a yöneltilen tazminat talebinin pasif husumet nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili … tarafından hazırlanan diğer davalı müvekkili gazetede yayınlanan makalede davacıya ait grafik eser ve içeriklerin hukuka uygun bir şekilde iktibas edilerek kullanıldığını, yayınlanan eserin tarihi olaylara ilişkin bilimsel bir makale olduğunu, davacıya ait eserin eser sahibinin adı ve kaynağı belirtilmek suretiyle kullanıldığını, eser sahibinin adının belirtilmiş olması nedeniyle manevi tazminat hakkının olmadığını, talep edilen maddi tazminat bedelinin ise son derece fahiş olduğunu, davanın reddini beyan etmiştir.
Kapatılan İstanbul 3. FSHHM’nin 2014/161 E. 2016/208 K. ve 06/10/2016 tarihli kararı ile “…Davanın kısmen kabulü ile, takdiren 7.500,00 TL maddi ve takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın 14.11.2013 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalı …Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, fazla taleplerin reddine, davalılar … İle … haklarındaki davanın husumetten reddine…” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile davalı …Ş. vekili İSTİNAF yasa yoluna başvurmuştur.
İstanbul BAM 16. H.D’nin 2017/1673 E. 2019/959 K. ve 03/05/2019 tarihli ilamı ile “…Davacı vekilinin, dava dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde; davalı gazetede yayınlanan “…” başlıklı yazıda müvekkiline ait illüstirasyon-görselin ve yazının izinsiz olarak alındığının iddia edildiği, ilk derece mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporlarında, yazı metninin değerlendirilmediği gibi mahkeme kararında da bu yönde de bir değerlendirme yapılmadığı görülmüştür.
İstinaf talebinde bulunan davalı vekilinin; müvekkilinin gazetesinde yayınlanan yazının eser mahiyetinde bulunduğunu, davacının grafik eser ve metninin FSEK 35. ve 37. maddelerde düzenlenen koşulların yerine getirilerek, kaynak gösterilerek ve hukuka uygun olarak kullanıldığını savunduğu anlaşılmışsa da, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında davalının makalesinin FSEK 2.maddesi kapsamında ilim ve edebiyat eseri olup olmadığının değerlendirilmediği, davacının metninden faydalanılarak meydana getirilip getirilmediği ve kullanımın FSEK 35. ve 37. maddede düzenlenen koşulları taşıyan hukuka uygun kullanım olup olmadığını değerlendirmek yönünden yetersiz olduğu anlaşılmakla, eksik inceleme ile karar verildiğinden, davacı … davalı vekillerinin istinaf taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, basın-yayın ve edebiyat fakültelerinden öğretim görevlilerininde bulunduğu bilirkişi heyetinden usulüne uygun rapor alınarak tarafların tüm iddiaları değerlendirildikten sonra karar verilmek üzere, dosyanın mahkemesine gönderilmesine…” gerekçesi ile KARARIN KALDIRILMASINA dair karar verilmiştir.
İstanbul BAM 16. H.D’nin 2017/1673 E. 2019/959 K. ve 03/05/2019 tarihli ilamı doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
01/07/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı … davalı yazı metinleri üzerinde yapılan incelemede her iki yazının öznesinin farklı olması yazıda tarihte yaşanmış bir olay veya olaylar, yani tarihi gerçekler kişiye göre değişmeyeceğinden bir kişinin yazmış olduğu bir tarihsel gerçeği bir başka kişinin yazamama durumunun bilime ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu her iki yazı arasında iktibas veya birebir herhangi bir benzerlik olmadığı, davalı eserinin bilimsel eser olmadığı bu sebeple FSEK 35. madde de belirtilen istisna kapsamında olmadığı, keza FSEK 37. maddesi kapsamında da değerlendirilemeyeceği, 06.10.2016 tarihinde dosyaya sunulan … müzekkere cevabında fotoğrafa ait rayiç bedelin 15.000 – 20.000 TL. arasında olacağı belirtilmekle bu bedelin orijinal fotoğraf bedeli olduğunu, uygulamada ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta ve bunun geniş halk kitlesine ulaşımı çalışmanın sanatsal değeri, hitap ettiği kitle, bulunduğu mahale göre bedel belirlenlendiğinden davalı gazetenin ülke genelinde yayınlanan yüksek tirajlı bir gazete olmasından hareketle bu bedelin 3.430,00 TL. olabileceği, davacının FSEK 68. madde kapsamında izinsiz kullanım nedeniyle 3 kat talep hakkı bulunduğu, davacı tarafın manevi tazminat talep etme hakkının mevcut olduğu manevi tazminat miktarının takdir hakkının mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
12/04/2021 tarihli ek bilirkişi kurulu raporunda özetle: 01/07/2020 tarihli kök rapordaki görüşlerde bir değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacıdan izin alınmaksızın davaya konu eser vasfını haiz görselin davalıya ait .. 29/09/2013 tarihli sayısının …sayfasında yer alan “…” isimli köşede davalı … tarafından yazılan “…” başlıklı yazı içerisinde izinsiz ve bedel ödenmeksizin kullanıldığı iddiasına dayalı FSEK 68. maddesi gereğince 45.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce itibar edilen 01/07/2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere: Davalı şirkete ait … eki olan … 29/09/2013 tarihli sayısının … sayfasının “…” köşesinde davalılardan … tarafından yazılan “… “başlıklı yazı ve görsel incelendiğinde; “… derbisinde sahaya giren taraftar” meselesine taşındığı, beş uzun sütun ve tam bir yarım gazete sayfasından oluşan yazılı metin incelendiğinde davalı …’in köşesinde 5 sütun üzerine görsel dahil tam yarım sayfa yaklaşık olarak 29X 30 cm ebadına tasarımı yapılan yazının bulunduğu, dava konusu illüstrasyonun davacı tarafından delil olarak sunulan kitabın 1. cildinin 100. sayfasında yer aldığı, davacının, tamamen hipodrom ile ilgili teknik ve tarihi bilgileri verdiği … bölümün içerisinde yer verdiği bu 3 boyutlu …’un rekontrüksiyon görselinin, davalı yazar tarafından konuya ilişkin yazısını desteklemek için illüstrasyon olarak kullanıldığı, bu illüstrasyonun alıntı yapıldığı kaynakçada belirtildiği, ” …, …’in rekonstürüksiyonu, …” ayrıca söz konusu illüstrasyonun içinde yer aldığı kitaptaki bu bölümde yazılan yazıların, davalı tarafından gazete köşesinde yer verdiği bilgilerle benzerlik bulunmadığının görüldüğü, bu bölümdeki yazıların daha çok hipodrom ile ilgili teknik ve fiziki detaylarıyla ilgili bir bölüm olduğu, davacı taraf beyanlarında açıkça belirtilmemiş olsa da, davalının gazetede yayınlamış olduğu yazı ile ilgili en alakalı kısmın, davacının delil olarak sunmuş olduğu iki ciltlik kitabın 1.çildinin 40. sayfasında yer alan “Roma’da olduğu gibi renklerle _maviler, yeşiller, beyazlar ve kırmızılar_ belirlenmiş olan 4 yarışmacı takım daha sonra sadece maviler ve yeşiller olarak her birinin taraftarlarından oluşan kulüpleri bulunan bu iki takım halinde birleştir.” Oyunlara kötü şöhreti getiren bu taraftarlardı. Gençlerden oluşan bu kalabalık, sık sık saldırılarda bulunur, aralarında kurgulu savaşlar yapar, yakar, yıkar ve öldürürlerdi. Etkili bir polis gücünün almamasından dolayı bunlar sadece askeri müdahaleyle bastırılabilmişlerdir. Konstantinopolis’deki oyunların şiddeti dördüncü yüzyılın ortalarında çoktan dillere düşmüştü, fakat … arasında henüz sebebi tam olarak açıklanamayan bir şekilde en üst seviyeye çıkmış gibi gözükmektedirler. “…” olarak bilinen en kötü patlama Ocak 532’de oldu. Bunun sonucunda … neredeyse tahtından olmuş, …’da 30.000 kişi katliama uğramış, Ayasofya da dahil olmak üzere şehrin törensel mekanı yanmıştır. ” şeklindeki paragraftır.
Davacı tarafın; Davalı gazetede yayınlanan “…” başlıklı yazıda davacıya ait illüstrasyon-görsel ile birlikte izinsiz olarak kullanıldığını iddia ettiği, bu metin değerlendirildiğinde her iki metin arasında tarihsel bazı gerçek noktalar dışında benzerlik görülmediği, fiziki olarak her iki yazı karşılaştırıldığında iktibas veya birebir alıntılanmış herhangi bir cümle bulunmadığı, anlatım olarak karşılaştırma yapıldığında davacı yazarın, … üzerinden katledilen ve buna sebep olan taraftar ayaklanmasını anlatırken, davalı …’in gazetedeki köşe yazısında taraftar ayaklanması üzerinden … yandığını anlattığı yani her iki yazının öznesinin farklı olduğu, her iki yazıda da tarihsel bir olay anlatıldığı, tarihte yaşanmış bir olay veya olayların yani tarihi gerçeklerin kişiye göre değişmeyeceği, bir kişinin yazmış olduğu bir tarihsel gerçeği bir başka kişinin yazamama durumunun bilime ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu, her iki yazarın da kendi hedef kitlelerine göre tarihi bir olayı yazıp yorumladıkları, davalı yazarın yazmış olduğu yazıda, sahaya giren taraftar üzerinden o maçtan önce İstanbul’da meydana gelen Gezi Parkı olayları ve akabinde gelişen bazı toplumsal olaylara da dikkat çekmek için tarihi bir olayı örnek olarak verdiği, bu yazısını yazarken davacının söz konusu yazısından iktibas veya birebir alıntı yapmadığı, davalının yazı metni ile davacının makalesi karşılaştırıldığında; Davalının FSEK 2.maddesin de tanımlanan herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri olarak nitelendirebilecek yazısının normal akışı içinde genel bilgisini ifade ettiği ve davacının makalesinin metninden yararlanmadığı anlaşılmıştır.
Davalının yazısında, Bizans imparatoru Jüstinyen ( Justinianus) zamanında …’da meydana gelen “… güncel bir futbol karşılaşmasında çıkan olaylar üzerinden anlattığı, yazı içeriğinde, davacının yazısında bulunmayan pek çok ayrıntının basit, anlaşılır ve okuyucuyu sıkmadan yer aldığı, davacı vekilinin, “…” başlıklı metnin dayanak noktasının, davacıya ait eserin içeriği ve bu eserin konusu görsellerin oluşturduğu, ne var ki davacı …’in son derece kapsamlı bir bilimsel çalışmasının günlük maçlar ve taraftar olaylarına konu edilerek “… derbisinde sahaya giren taraftar” şeklinde ifadeler kapsayan böyle bir yazıda kullanılması yönünde asla rızasının olmadığını, yazının mahiyet itibariyle atıf sınırlarını aştığı, fikri hakları açık bir biçimde müdahaleye ve tahrifata dönüştüğü şeklindeki iddiası, değerlendirildiğinde köşe yazısının içeriğinin günümüz taraftar olaylarına ilişkin olduğu, davacı bilimsel çalışma verilerinin kullanılmadığı, tarihte yaşanan bir olay üzerinden ilerlendiği görülmekte olup her iki yazı arasında iktibas veya birebir herhangi bir benzerlik olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacıya ait dava konusu görselin FSEK 4.maddesi anlamında güzel sanat eseri olduğu, FSEK 11.maddesi gereğince davacının dava açma ehliyetinin bulunduğu ve davalı …’in köşe yazısının FSEK 2/1 maddesi kapsamında dil ve yazı ile ifade edilen eser niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
FSEK’da hangi eserlerin bilimsel eser niteliğine sahip olduğu belirtilmemiştir, davaya konu davalıya ait yazıda genel olarak olayları anlatan basit ve genel geçer ifadelerin yer aldığı, FSEK 2 maddesi kapsamında değerlendirilebileceği ancak bilimsel eser olarak değerlendirilmeyeceği kanaatine varılmıştır.
Davacı FSEK 68.maddesi çerçevesinde rayiç bedelin 3 katı tutarında maddi tazminat ve manevi tazminat talep etmiştir.
FSEK 68. maddesinde – (Değişik: 23/1/200S-5728/137 md.) Eseri, İcrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya hertürlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir. İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmamışsa hak sahibi çoğaltılmış kopyaların, çoğaltmaya yarayan film, kalıp ve benzeri araçların imhasını veya üretim maliyet fiyatını geçmeyecek uygun bir bedel karşılığında kendisine verilmesini ya da sözleşme olması durumunda isteyebileceği miktarın üç kat fazlasını talep edebilir. Bu husus, İzinsiz çoğaltanın hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İzinsiz çoğaltılan kopyalar satışa çıkarılmışsa hak sahibi, tecavüz edenin elinde bulunan nüshalar hakkında ikinci fıkradaki şıklardan birini kullanabilir. İkinci ve üçüncü fıkraların eser sahibinden başka hak sahiplerince uygulanabilmesi için eser sahibinin bu Kanunun 52. maddesine uygun yazılı çoğaltma izni aranır. Hak sahiplerinden biri, ikinci ve üçüncü fıkralar uyarınca talepte bulunduklarında Ceza Muhakemesi Kanununun el koymaya ilişkin hükümleri delil elde etmek amacı dışında uygulanmaz. Bedel talebinde bulunan kişi, tecavüz edene karşı onunla bir sözleşme yapmış olması halinde haiz olabileceği bütün hak ve yetkileri ileri sürebilir hükmü yer almaktadır.
Çekişme fotoğraf bedelinde ortaya çıkmaktadır. Burada belirleyici olan davalının bir kez davaya konu fotoğrafı kullanmasıdır. Uygulamada ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, İhlal süresi, İhlalin yapıldığı vasıta ve bunun geniş halk kitlesine ulaşımı, sanatsal değeri, hitap ettiği kitle, bulunduğu mahale göre bedel belirlenlendiğinden davalı gazetenin ülke genelinde yayınlanan yüksek tirajlı bir gazete olmasından hareketle bu bedelin 3.430,00- TL. olabileceği, davacının FSEK 68 maddesi kapsamında izinsiz kullanım nedeniyle 3 kat talep hakkı bulunduğu bilinmekle maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.290,00 TL maddi tazminat ile fiilin işleniş şekli, yoğunluğu ve niteliği nazara alındığında da takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalı …Ş. alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Basın Kanununun 16. maddesinde, basılmış eserler yolu ile işlenen fiillerden doğan maddi ve manevi zarar dolayısıyla süreli yayınlarda eser sahibi ile yayın sahibinin müştereken ve müteselsilen hukuken sorumlu olduğu, dolayısıyla davalı …’ın gazetenin sorumlu müdürü olması nedeniyle bu madde kapsamında sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine varıldığından hakkındaki davanın husumetten reddine, davalı …’in ise hazırladığı makalede kullandığı davacının eser sahibi olduğu fotoğrafın davacı …’in rekonstürüksiyonu olduğuna dair görselin altında bilgi vermiş olması sebebiyle, günlük haber ve makalelere çıkartılan süreli yayın niteliğindeki gazete ve ekinin yayınından gazetenin sahibi olan şirketin Basın Kanununun özellikle 16. maddesi kapsamında sorumlu olması nedeniyle bu davalı hakkında açılan davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalılar … ve … hakkında açılan davanın husumetten REDDİNE
2-Davalı …Ş. aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE,
a-FSEK 68.maddeye göre belirlenen 3.430,00 TL nin 3 katı olan 10.290,00 -TL maddi tazminatın 14/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
b- 5.000 TL manevi tazminatın 14/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-1.044,45 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 190,55 TL harcın davalı …den tahsiline,
4-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalı …Ş. alınarak davacıya verilmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalı …Ş. alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …Ş. verilmesine
7-Davanın husumetten reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar … ve …’a verilmesine
8-Davacı tarafın yaptığı 25,20 TL başvuru harcı 853,90 peşin harcı da olmak üzere bozması öncesi 4.864,90-TL tebligat müzekkere ve bilirkişi ücreti, bozma sonrası da 3.028,20-TL olmak üzere toplam 11.493,10-TL ‘den takdiren 2.365,27-TL nin davalı …Ş. den alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı …Ş. tarafından yapılan toplam 154,00-TL yargılama giderinden takdiren 122,30-TL’nin davacıdan alınarak davalı …ne verilmesine,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır