Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/160 E. 2019/211 K. 08.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/160 Esas
KARAR NO : 2019/211

DAVA : FSEK( Maddi ve Manevi tazminat istemli )
DAVA TARİHİ : 07/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK( Maddi ve Manevi tazminat istemli ) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkil … Tic. Ltd. Şti, mimarlık hizmetlerinde kültürel ve toplumsal değerler doğrultusunda günümüz ihtayaçlarına uygun, çevreye duyarlı, mesleğe saygılı, özgün yapıtlar tasarlamayı ve üretmeyi gaye edinen saygın bir mimari proje firması olduğunu, davalı … Büyükşehir Belediyesi Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı Mesken Müdürlüğü arasında 06.12.2012 tarihinde “… İlçesi, … Mah. 6905 Ada 6….15 Parseller, 6906 Ada 23-24 Parseller ve 6919 ada 48 Parselde Mimarlık ve Mühendislik Proje Hizmeti” alınmasına yönelik hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, bu işe ilişkin olarak teminat yatırıldrığını, projenin 60 gün olarak kararlaştırıldığını, davalı idarenin yüklenicinin projeyi süresinde teslim edebilmesi adına projeyle ilgili üzerine düşen işlemleri yapmadığını, süresinde proje alanları ile ilgili terk ve tevhid işlemlerini yaptırmadığından vaziyet planı onayını alarak Müvekkil şirkete sunmadığını, belediyenin projeyle ilgili sayılan eksiklikleri gidermediğini, müvekkil ile davalı idare ile arasında geçen epostalardan ve resmi yazışmalardan teslim edilmiş olduğu anlaşıldığını, davalı idarenin talebi doğrultusunda sınırları belirli bir coğrafi alan için özel olarak hazırlanmış mimari projelerin davalı tarafından HAKSIZ VE HUKUKA aykırı olarak intihal yapılmak suretiyle kullanılmış olduğunu, FSEK’ten kaynaklanan hukuki ve mali hakları açıkça ihlal edildiğini,davalı idare tarafından ilgili parsellerde uygulatılan mimari projenin bütün haklarının müvekkili ait olduğunu, müvekkil tarafından sunulan proje ile uygulanan mimari projenin kıyaslanması suretiyle aradaki benzerliklerin tespitini, inşaat ruhsat tarihlerindeki rayiç mimari proje bedelleri dikkate alınarak tespit edilecek bedelin üç katı fazlasını şimdilik 318.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini, bu bedele ruhsat tarihlerinden itibaren uygulanacak ticari eskont faiz uygulanmasını, müvekkil şirketin idare ile yapmış olduğu sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmede yaşadığı, davalı idaresinin kusurundan kaynaklanan zorlukları, sözleşmenin haksız olarak feshedilmesi sürecinde maruz kaldığı sıkıntıları, kamu ihalelerinden bir yıl süreyle yasaklılık hali neticesinde ticari gelir ve kardan mahrum kalmasının mesleki itibar kaybı ile, ayrıca fesih sonunda müvekkilin fikri eseri olan projenin kendi haberi ve izni olmaksızın ücret ödenmeksizin kullanılmasını, projenin tüm özgünlüğü ve hususiyetinin ortadan kalkmasını, intihal nedeniyle duyduğu elem üzüntü göz önünde bulundurularak 100.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini masrafı davalılara ait olmak üzere ilgili hükmtn yüksek tirajlı ulusal yayın yapan gazetelerin birinden ilanına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, müvekkilinin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan doğan mali ve manevi haklarına tecavüz nedeni ile; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu mad.68 uyarınca inşaat ruhsatı tarihindeki rayiç bedeli üzerinden hesaplanacak mimari projenin hizmet bedelinin üç katına ıslah edilmek üzere, dava tarihinden itibaren işletilecek en yüksek avans faizi ile birlikte şimdilik 318.000,00-TL maddi, 100.000,00-TL manevi tazminat istemine ilişkindir.
18.12.2018 tarih ve 7155 sayılı kanunun Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı olarak Arabuluculuk hakkındaki yasal düzenlemeleri dikkate alındığında; madde 20. düzenlemesinde; 13.1.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir. Düzenlemesi geretirilmiştir.
Davacının dava dilekçesi kapsamı ve uyuşmazlık konusu incelenidğinde; 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle mahkemece uygulamasının res’en gözetilmesinin zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemesinin zorunlu olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise bu tarihten sonra açıldığı, ve dava dileçesi incelendiğinde arabulucuk faaliyetinin olumsuz sonuçlandığına dair bir beyan geçmediği gibi dilekçe ekinde de bu yönde belge bulunmadığı, yani arabulucuk başvurunun olumsuz sonuçlandığına dair belge sunulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava
açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği anlaşılıdğından ve davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşıldığından tensiben davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Dava konusunun niteliği gereği huzurdaki uyuşmazlıkta zorunlu olarak Arabulucuya başvurması dava şartı olduğundan ve bu şart yerine gelmeden dava açıldığı anlaşıldığından; 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanunun 18/A, HMK 115/2 maddeleri gözetilerek DAVA DİLEKÇESİNİN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca 44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 7.094,00 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan tensip incelemesi sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren esas hükümle birlikte 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi08/05/2019

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır