Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/14 E. 2022/197 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/14 Esas
KARAR NO : 2022/197

DAVA : : Markanın hükümsüzlüğü, Unvan terkini,
DAVA TARİHİ : 14/01/2019
KARAR TARİHİ : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan markanın hükümsüzlüğü,unvan terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1995 yılında kurulmuş olup, 150 yıllık “tekstil boya maddesi” tecrübesine dayanan bir birikimle boya renklendiricileri (boyar maddeler) ve bu ürünlere ilişkin hizmetleri geniş bir yelpazede müşterilere sunan, tekstil ve deri endüstrileri alanlarında lider bir ürün ve hizmet sağlayıcısı olarak tanındığını; müvekkili şirketin dünya çapında Türkiye dahil 50’den fazla şubesi ve satış ofisi bulunduğunu, Türkiye’de çok etkin şekilde faaliyet gösterdiğini, tekstil boya ve kimyasal maddelerin imalatı, pazarlaması, alım ve satımı ile iştigal eden… Ltd. Şti. unvanlı bir bağlı şirketi bulunduğunu; müvekkili şirketin, TPMK nezdinde …. sınıfta tescilli … no.lu … ibareli, … sınıfta tescilli … no.lu … ibareli, .. ve … sınıflarda tescilli … no.lu … , … sınıflarda tescilli … no.lu … ibareli, … sınıflarda tescilli … no.lu … ibareli, …sınıflarda tescilli … no.lu ŞEKİL, … sınıflarda tescilli …no.lu … ibareli markaların sahibi olduğunu, davalı … şirketinin … no. ile … sınıflarda …, … no. ile … sınıfta … ve …no. ile … sınıfta … ibareli markaları kendisi adına tescil ettirdiğini öğrendiklerini; … ibareli davalı markasının, müvekkiline ait … unvanı ve markası ile çok benzer olduğu gibi, müvekkili şirkete ait … no.lu marka ile … no.lu markada yer alan renklere çok benzer renkleri ve …no.lu markasında yer alan kompozisyona benzer bir kompozisyonu içerdiğini; … no.lu … ibareli markanın, davalılar tarafından, hem tek başına ve hem de müvekkili adına tescilli … no.lu …ve … no.lu … markalarına referans yapar nitelikteki …no.lu … ve …no.lu … markaları ile bir arada kullanıldığını, böylelikle davalı şirketlerin müvekkilinin marka portföyünü takip ve taklit ettiklerini; yine davalı şirketlerden … Ltd. Şti.’nin 2018 Ekim ayında gerçekleştirilen “…” fuarındaki standına yapılan ziyaret ile noter tarafından tespit edildiği ve tutanak altına alındığı üzere, davalı firmanın müvekkilinin unvan ve markalarına kelime, renk ve kompozisyon itibarıyla iltibas oluşturan … logosuyla birlikte … ve … markalarını bir arada broşür, katalog, kartvizit vb. tanıtım evraklarında kullanmakta olduğunu; müvekkilinin haklarını ihlal eden ve haksız rekabet yaratan söz konusu mütecaviz kullanımların durdurulmasını talep etmek üzere davalıya ihtarname gönderildiğini, davalının cevabi ihtarnamesinde …’ın tek ortak olarak 16.02.2018 tarihinde …’yı kurduğunun, şirketin kurulduğu günden beri …, … ve … markalarının beraber kullanıldığının ve iltibas iddialarının kabul edilmediğinin belirtildiğini; davalıya ait … markasının müvekkiline ait … unvan ve markası ile iltibas yaratır nitelikte olduğunu; markaların harf sayılarının neredeyse aynı miktarda olduğunu, her iki markanın da … harfleri ile başladığını; son dört harfinin üç harfi aynı olan iki markanın bire bir aynı mallar üzerinde kullanılması halinde bu markaların karıştırılmaya yol açmasının kuvvetle muhtemel olacağını, üstelik müvekkilinin … markasının sektörün en tanınmış markalarından biri olduğunu, tanınmışlığın iltibas riskini artıran bir faktör olduğunu, davalı yanın … markasını oluştururken … markaları ile iltibası kuvvetlendirecek ek tedbirler de aldığını, davalı markasının şekil unsuru oluşturulurken de müvekkilinin logosu ile karıştırılma ihtimaline sebep olacak renkli halka kullanıldığını; müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösteren davalının, müvekkilinin … ve … markalarından yola çıkarak, … ve … markalarını da … sınıftaki aynı ürünler için tescil ettirdiğini ve davalı yanın, müvekkiline ait markaların ün ve itibarından haksız fayda elde etmek amacı ile bir marka serisi oluşturduğunu, müvekkili şirkete ve markalarına yanaşmayı sağlayacak marka ve unvan tescil ettirdiğini, bu itibarla davaya konu markaların müvekkilinin unvan ve marka haklarını ihlal etmekte olup haksız rekabet oluşturduğunu, davaya konu tescillerin aynı zamanda kötü niyetli tesciller olduğunu, bu nedenle de hükümsüz kılınmaları gerektiğini, davalı tarafın basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, müvekkilinden ve markalarından haberdar olmamasının mümkün olmadığını; unvan ve marka seçiminde sınırsız seçenek özgürlüğü bulunan davalı şirketlerin, müvekkilinin unvanı, tanınmış … markası ve diğer markalarını derleyerek davaya konu unvan ve markaları tescil ettirmelerinin müvekkilinin tanınmışlığından haksız olarak faydalanma gayesine işaret ettiğini ileri sürerek, …, … ve …tescil no.lu davalı markalarının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, ihtiyati tedbir karar verilmesini ,davalı …’nın ticaret unvanından … ibaresinin terkinini hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hükümsüzlük davasının tarafı olmayan müvekkiline husumet yöneltilmesinin uygun olmadığını, müvekkilinin tescilli ticaret unvanını ve diğer davalı adına tescilli markaları kullandığını, kullanımının bir hakka dayandığını, hiç kimsenin bu arada davacı şirketin haklarına tecavüz teşkil edecek fiillerde bulunmadığını; müvekkili şirketin, diğer şirket ortaklığında … ticaret unvanı ile 16.02.2018’de kurulmuş ve tescil edilmiş olup, kurulduğu ilk günden itibaren ortağının ürettiği reaktif boya ürünlerini Türkiye’ye ithal ederek, bu ürünlerin tekstil sektöründe faaliyet gösteren fabrikaların-boyahanelerin kullanımına sunmak üzere pazarlama ve satışı ile iştigal ettiğini, kurulduğu ilk günden itibaren davanın konusu olan … + şekil markasını işyerinde tabelalarında, kataloglarında vb. her türlü ticari faaliyetinde kullandığını; müvekkilinin, Türkiye’deki ticari faaliyetlerini tescilli haklar kapsamında sürdürdüğünü; dava konusu markaların diğer davalı … adına usulüne uygun şekilde tescilli olduğunu; … esas unsuruna yapılan eklerle oluşturulan … lider markası yanında …, …, … markalarını taşıyan ürünlerin, kaliteleri esas etken olmak üzere Türkiye’de ilgili sektörde faaliyet gösteren uzman kişiler olan müşteriler tarafından haklı beğeni kazanarak talep gördüğünü; davacı şirketin, adına ayrı ayrı tescilli …ve …numaralı markalardan kombine edilmiş tanıtım işaretini fiilen ticareti sırasında kullandığını; müvekkili tarafından kullanılan ve diğer davalı adına tescilli olan … markasının … ile başladığını, “…” ibaresinin İngilizce bir kelime olup Türkçe’de boya anlamına geldiğini, boya sektöründe faaliyet gösteren firmalar tarafından … ile başlayan tanıtım işaretleri kullanıldığını, … ibaresini içeren pek çok markanın ülkemizde ve farklı ülkelerde tescilli olduğunu ve boya sektöründe renklerin farklı kompozisyonlarının kelime markaları ile birlikte kullanılmakta olduğunu; davacı şirketin markasında … kelimesinin ayırt edici unsur olduğunu, 6 ayrı renkte uçları kesik üçgenlerin aralarında boşluklarla oluşturulan yıldız şeklinin kelime markasından sonra yer aldığını;… + şekil markası ile … ve şekil markalarının benzer olmadığını; müvekkili şirketin, … markasının içinde, sektörün tanımlayıcı işareti …’ye bitişik … ibaresini vurgulayacak şekilde, …’nın başındaki … ve sonundaki … harfleri etrafında yarım daireler şeklinde sarılı …’nin hemen yanında üstte ve altta gökkuşağı şeklinde bir renk kombinasyonundan oluşan şekli kullandığını, …’nın ilk ve son harflerine değen, 5 renkli yarım daire üstte 5 renkli yarım daire altta olacak şekilde 10 ayrı renkli tam daireden oluşan bir şekil aldığını, şekilde 10 farklı rengin kullanıldığını; davalı şirket markasında … kelimesindeki … harflerinin üzerinde … ticaret unvanının baş harflerinden oluşturulmuş özgün stilde iki renkle yazılmış … harflerinin yer aldığını; davacı markasında …’den sonra yer alan “…” kelimesinin anlamının İngilizce konuşulmayan ülkelerde de bilindiğini ve hatta sözlüklere girdiğini, yaygın şekilde … yerine … sözcüğünün kullanıldığını; davalı şirket markasında…’den sonra gelen …’nın ise … fiilinden geldiğini ve Türkçe bir kelime olduğunu; … ve …’nın benzer olmadığını; taraf markaları anlamsal ve görsel olarak benzer olmadığı gibi, fonetik olarak da benzerliğin söz konusu olmadığını, davacı markalarının serisi izlenimini de yaratmadığını; davacı markasının tanınmış olduğu ve bu tanınmışlığın iltibas riskini arttırdığı iddia edilmişse de, karıştırılma ihtimali söz konusu olmadığı için bu iddianın hukuki bir değer taşımadığını; ayrıca, … VE … markalarının davacının hiçbir markası ile benzer olmadığını, diğer davalı adına tescilli ve … esas unsuru ile birlikte kullanılan …, … ve … ibarelerinin ilgili sektörde kullanılan teknik-ortak terimler olup markaya ayırt edicilik kazandırmadığını, ayırt ediciliğin … ile sağlandığını, … ve … ekleri alan 2. sınıfa dahil mallar için tescilli pek çok markanın TPMK nezdinde kayıtlı olduğunu, davacıdan önceki tarihlerden itibaren tüm dünya ülkelerinde kimya sektöründe 2. sınıfa dahil mallarda bu eklerle markalar oluşturulduğunu, tescil edildiğini, kullanıldığını; hem, karşılaştırılan markaları taşıyan ürünlerin alıcılarının uzman olduğunu, bu tüketici kitlesinin satın alma sürecinde göstermesi beklenen dikkat ve algılama düzeyinin çok yüksek olduğunu, tarafların ürünlerinin sadece tekstil sektöründe faaliyet gösteren firmaların özel analiz ve testlerden sonra satın aldığı ürünler olduğunu; müvekkilinin tekstil boyalarının müşterilerin veya kendi laboratuvarlarında kalite kontrol ve hammadde tedariki denetimi (boyaların derinliklerinin, nüanslarının, verimliliklerinin, haslıklarının kontrol edilmesi) sonrasında kabul görürse/onaylanırsa ticari anlaşma sonrasında ancak satılabildiğini; kısaca, ürünlerin uzman alıcısı tarafından çok ciddi araştırıldığını, analiz test ve denetimlerden geçirildiğini ve uzun işlemler sonrasında satın almanın gerçekleştiğini; müvekkilinin ticaret unvanının TTK uyarınca koruma altında olduğunu, iltibas söz konusu olmadığından ticaret unvanından ….’nın terkini talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu; …’den sonra gelen-bitişik olan işaretlerin ayırt ediciliğinin önem kazandığını ve sektörde bu kullanımın kabul gördüğünü; davacının … markasının … ile başlaması hasebiyle dava dışı … marka sahibinin iltibas itirazına rağmen tescil edildiğini, TPMK’nın markanın ilk iki harfinin … olmasını benzerlik için yeterli görmediğini ve davacının kötü niyet ve basiretsizlik iddialarının da asılsız olduğunu savunarak, davanın reddini ve masrafı karşı taraftan alınarak davanın reddine dair kararın ilanını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalı adına … no ile tescilli “…” , … no ile tescilli “…” , … no ile tescilli “…” ibareli markaların hükümsüzlükleri , ayrıca 2 nolu davalının ticaret ünvanından … ibaresinin terkini, hükmün ilanı kapsamında açılmış bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, davalının tefrik istemi yerinde görülmemiş, HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
İlk bilirkişi heyeti …, …, … 1/10/2020 tarihli raporlarında özetle ; Davacı ve davalı markalarının aynı ve/veya benzer olarak nitelendirilemeyeceği bu bağlamda hükümsüzlük ve … ibaresinin sicilden terkinin hususunda hukuki değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu, davacı markalarının sektörde yer alan yaygın kullanımlara göre orijinal ve ayırt edici niteliğe haiz olmadığından tanınmışlık niteliğine sahip olmadığı, davacı ve davalı markalarına ait ürünlerin ortalama tüketicinin üzerinde uzman bilgilenmiş tüketici olduğunun anlaşıldığı, davalıya ait markaları taşıyan ürünlerin üretimi,dağıtımı, pazarlanması, satışının ve satış için öneri de bulunmak fiillerinin durdurulmasına ve önlenmesine ilişkin davacı taleplerinin davalının tescilli markasal kullanımlarının davacı markalarıyla aynı ve/veya benzer nitelikte olmadığı davalının tescile uygun markasal kullanımlarının bütünlük ilkesi çerçevesine yeni ve ayırt edici olduğundan davacı markalarıyla aynı ve/veya benzerlik görülmediğinden kötü niyet konusundaki hukuksal değerlendirmenin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı yan tarafından uzman mütalaası sunulmuştur.
7.10.2020 tarihli … tarafından sunulan uzman görüşünde; davacı tarafın, dava konusu markaların gerçek hak sahibi olduğu, davacı adına tescilli markalarla benzer olan, aynı veya benzer mal ve hizmetlere yönelmiş bulunan ve karıştırılma tehlikesi arz eden davalı … adına tescilli.. tescil numaralı ve … tescil numaralı “…” ve …tescil numaralı “…” markalarının hükümsüz kılınması için gereken şartların mevcut olduğu, davacının Türkiye’de yaklaşık 30 yıldır kullandığı yaratıcı, özgün ve ayırt edici nitelikteki “…” markasının benzeri olan “… davalılar tarafından marka ve ticaret unvanının esaslı unsuru olarak tescil edilmesi, kullanımın aynı renk konseptinde şekillendirilmesi, davacının diğer markaları olan “…” ve “…” markalarına benzer olan “…” ve “…” markalarının da “…” markası ile aynı gün daha Türkiye pazarına girmeden tescil başvurusuna konu edilmesi de dikkate alındığında aynı sektörde faaliyet gösteren davalıların işbu markaları ve ticaret unvanını kötüniyetli olarak tescil ettirdiği, davalı …’nın “…” esas unsurlu ticaret unvanını tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğu, davacının marka hakkına tecavüz niteliğinde bulunduğunu bildirmiştir.
İkinci bilirkişi heyeti …, …, … 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporlarında özetle ; Davacı markasını toplumda tanınmış marka olduğu iddiasıyla , kötüniyet iddiasının takdirinin Mahkeme’ye ait olduğunu, Taraf markalarının uzman kişilere hitap ettiği, bu kişilerin oldukça detaylı bir araştırmada markayı seçtikleri, bu nedenle inceleme sonucunda alışta markaları karıştırmasalar da, markalar arasında bağlantı kurabilecekleri, davacı markasını referans alacakları, davalı markasını gören tüketicinin ilk aklına davacı markasının geleceği, markaların arasındaki bütünsel benzerlik nedeniyle bağlantı kurulabileceği, dolayısıyla davalının … markasının iltibasa sebep olduğu, markanın tescilli olduğu … sınıfta kodlanan … sınıf açısından hükümsüzlük nedenlerinin oluştuğunu, Davalının diğer markaları olan … ve … açısından iltibas ihtimalinin bulunmadığını, Davacı tarafından davalı ticaret unvanının terkini talep edilmekle birlikte, uzmanlık alanları itibarıylabu konuda değerlendirme yapılamadığını bildirmişlerdir.
Birinci ve ikinci bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğundan 3. Kez heyet oluşturulmuştur.
Üçüncü bilirkişi heyeti …, …, … 07/04/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; Davalılardan … adına tescilli olmakla hükümsüzlüğü talep edilmekte olan markaların hükümsüzlükleri koşullarının oluşmadığı, Davalılardan …’ne ait ticaret unvanının terkini koşullarının oluşmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir.
Türk Patent ve Marka Kurumu ‘ndan celp edilen marka tescil belgeleri incelendiğinde; … kod numaralı, .. görselini ihtiva eden .. Sınıfda davacı … adına tescilli olduğu, …kod numaralı, … ibareli Levafix görselini içeren markanın … Sınıfda davacı … adına tescilli olduğu, … kod numaralı, … ibareli … * şekil görselini ihtiva eden markanın… Sınıfda davacı … adına tescilli olduğu, … kod numaralı, … – ibareli renk görselini ihtiva eden markanın … Sınıfda davacı yan … adına tescilli olduğu, … kod numaralı, üzerinde 6 adet renk çarkı olan şekil görselini ihtiva eden markanın … Sınıfda davacı … adına tescilli olduğu,… kod numaralı, … ibareli … görselini ihtiva eden markanın … Sınıfda davacı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
… kod numaralı, … ibareli ve … şekil görselini ihtiva eden markanın …. Sınıfda … adına tescilli olduğu, …kod numaralı, … ibareli ve aynı ibarenin görselini ihtiva eden markanın … Sınıf da … adına tescilli olduğu, …kod numaralı, … ve aynı ibarenin görselini ihtiva eden markanın … Sınıfda … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
… nin ticari sicile 16.1.2018 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
HÜKÜMSÜZLÜK İSTEMİNİN İNCELENMESİ:
TANINMIŞ MARKA İDDİASININ İNCELENMESİ:
Davacı yan tanınmış marka olduğunu iddia etmiştir. Tanınmışlık ile değerlendirme bilirkişi incelemesi kadar sunulacak delillere göre nihai olarak mahkemece takdir edilecek bir olgudur.
Yargıtay birçok kararında “bir kişi veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı, garanti, kalite, kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım içeren, müşteri, akraba, dost ve düşman ayırımı yapılmaksızın, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışımdır” şeklinde bir tanımlama getirmiş ve bu tanıma nazaran da markanın promosyon sonucunda kazanılan herkesçe veya ilgili kesimce bilinme, emtia söylendiğinde o markanın akla gelmesi, ait olduğu sektörde iyi bilinme ve geniş bir dağıtım ağına sahip olma gibi kıstaslara göre markanın tanınmış marka olup olmadığının tesbiti cihetine gidilebileceğini belirtmiştir. Tanınmış marka konusunda uluslararası boyuttaki çalışmalar ise Dünya Fikri Mülkiyet Teşkilatı (wipo) bünyesinde yürütülmektedir. Bu kuruluş uzmanlar komitesince benimsenen A/34-13 nolu tavsiye kararında bir markanın tanınmış olup olmadığının tesbitinde, markanın kullanım süresi, yaygınlığı, kapsamı ve coğrafi alan genişliği, ekonomik değeri, reklam, temsil, promosyon, fuarlara katılım ve fuar düzenleme, kataloglar hazırlama gibi tanıtım faaliyetleri, bu çalışmaların kapsamı, süresi ve mali bütçesi, işletmenin büyüklüğü, cirosu,marka hakkının hangi etkinlikte ve verimlilikte korunduğu, tanınmışlığa yönelik mahkeme ve diğer yetkili makamların kararları gibi olguların göz önünde bulundurulması kararlaştırılmıştır.Yargıtay 11.HD nin 19.4.2002 tarih ve 2001/9903 esas-2002/3699 karar sayılı ilamında bir markanın birden çok ülkede tescilli olmasını tanınmış marka olarak kabul açısından yeterli görmekteyken son uygulamalarda bu hususun markanın tanınmışlığı açısından bir gösterge olabileceği ancak tek başına tanınmış marka olgusu için markanın birçok tescilinin olmasının yeterli olmayacağına işaret edilmiştir. Trips’de ise açıkça tanınmışlığın ilgili sektörde tanınmışlık olarak anlaşılması gerektiği belirtilmiştir. Yine doktrinde Trips deki düzenlemeye benzer görüş Hanife Dirikkan tarafından ileri sürülmüş ve markanın tanınmışlığından söz edebilmek için bir ülkede yaşayanların tamamı tarafından söz konusu markanın bilinmesinin zorunlu olmadığı, marka sahibinin hedef kitlesinin esas alınması gerektiğine işaret edilmiştir.Markanın tacirler yada o malın alıcıları değil, bu mal ile ilgili olmayanlar tarafından da bilinmesi halinde tanınmış markadan bahsedileceği, tanımış markanın maruf marka karşısında daha kapsamlı,ekonomik yönden daha önemli bir kavram olarak karşımıza çıkacağı, bir markanın tanınmış olduğunu söyleyebilmek için markanın konulduğu mamülün birden bire düşünülmeden ve bir hatıranın yardımı ile hatırlanmadan,refleks halinde düşünülmesi gerektiği, genellikle tüketicinin zihninde bir fikir uyandıran markanın tanınmışlık derecesine ulaştığı da doktrinde Hamdi Yasaman tarafından ifade edilmiştir. Gürzumar ise, tanınmış markanın en önemli özelliğinin, tescilli bulundukları mal kategorisinden bağımsızlaşarak ve başlı başına birer kalite sembolü olarak, reklam aracı haline gelen ve geniş kitleler karşısında sahip oldukları etkilerini, tamamen farklı mal kategorileri üzerinde de gösterebileceği markalar olarak tanımlamıştır. Arkan ise tanınmış markadan bahsedebilmek için, reklam gücü yüksek, kalite sembolü haline gelmiş bir markanın, sadece o markayı taşıyan mal ya da hizmetlerle ilgili çevre içinde değil bu çevre dışında, o mal ya da hizmetle ilgisi olmayan kişilerce de bilinmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bilindiği üzere Tanınmış marka korunmasında en önemli konunun tanınmışlığın belirlenmesinde izlenilecek yöntem olduğu, her ne kadar hukuki bağlayıcılığı olmasa da WIPO Kriterlerinin baz alınarak tanınmışlık araştırılması yapılması gerektiği bir markanın koruma istenen ülke dışında yabancı ülkelerde tanınmış olmasının, koruma istenen ülkede de tanınmış olduğuna hükmedilmesi için yeterli olmayacağının açık olduğu, her davada tanınmışlık olgusunun o davanın somut özelliklerine göre değerlendirilmesi gerektiği bilinmektedir. Dolayısıyla her somut olayda tarafların dosyaya sunduğu belgeler, beyanlar ve ihtilafın niteliği,ürünün sunulduğu sektör ve çevre gözetilerek bahsi geçen kriterlerin Mahkemece yada atanan bilirkişice o dosyaya özgü sunulan deliller ile tartışılması gereklidir. Somut olayda da bilirkişi raporlarında da isabetle belirtildiği üzere davacının Türk Patent ve Marka Kurumunda bir tanınmışlık kaydının bulunmadığı, dosya içeriğindeki belgelere göre davacı faaliyetlerinin ülkemizde tanınmış olduğuna delalet eden yeterlilikte bulunmadığı , dolayısıyla davacı markalarının Türkiye’de tanınmış marka olmadığı , davacının sunduğu deliller tanınmışlık olgusunu ispata elverişli olmadığından SMK 6/4 maddesine dayalı hükümsüzlük iddiasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
KARIŞTIRMA İHTİMALİ İDDİASININ İNCELENMESİ:
Karıştırma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Başka bir anlatım ile halkın söz konusu mal ve hizmetleri aynı ya da bağlantılı işletmelerden geldiğini düşünme tehlikesidir. Hem markanın hem de mal veya hizmetlerin aynı olması durumunda karıştırma ihtimali daha güçlüdür. Karıştırma ihtimalinden söz edilebilmesi için öncelikle tescil başvurusuna konu veya tescil edilmiş marka ile daha önce tescil edilmiş ve tescil başvurusu yapılmış markanın kapsadığı hizmetlerin aynı ya da benzer olması gerekmektedir. Eğer bu mal ve hizmetler aynı ya da benzer ise bu kez markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenecektir. Karıştırma ihtimali hem marka, hemde sınıf bakımından benzerlik gerektirdiğinden iki markanın tescil edildikleri, tescil başvurusunda bulunulduğu ya da kullanıldığı mal ve sınıfların ne kadar birbirine benzer ise karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkmaması için markaların da o oranda birbirinden farklı olması gerekecektir. Markalar arasında sözcük, harf karakteri, şekil, grafik gibi renk unsurlarında hiçbir fark yok ise markalar arasında ayniyetten söz edilir. Eğer bu unsurlardan birinde küçük fark var ise benzer markalardan söz edilir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu Madde 25- (1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.”düzenlemesi ile 6769 sayılı SMK madde 6/1 hükmünde ise; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” şeklindedir.Bir markanın bir başka marka ile benzer olup olmadığı müşterinin hafızasında bıraktığı imaja göre belirlenir. Bir marka, hizmet veya malla karşılaştırılırken; marka, mal veya hizmete bütünsel açıdan yaklaşılmalı ve müşterileri nezdinde bıraktıkları izlenim dikkate alınmalıdır.
Son bilirkişi heyetinin değerlendirmeleri HMK 266 madde kapsamında marka hukuku ilkelerine göre hazırlandığından ve dosyadaki deliller ile uyumlu ve denetlenebilir olduğundan dolayı mahkememizce hükme dayanak olarak alınmıştır.
Davacı ve davalı yana ait marka tescil belgeleri incelendiğinde … ve … sınıflarda markaların kesiştikleri, bu bağlamda başta tekstil üreticileri ile distribütörleri olmak üzere tarafların hitap ettiği ortalama tüketicinin ise yüksek özen ve dikkate sahip olan, ürünleri katı test ve kontrol süreçleri ertesinde satın alan sektör aktörlerinden oluştuğu; ilgili tüketici kesiminin yüksek dikkate ve özene sahip profesyonellerden oluştuğu hususu isabet ile tespit edilmiştir.
Karşılaştırmaya tabi markalardan davacı yana ait dayanak markalarının … (okuşunuşu …) şeklinde, davalı yana ait “…” markasının (okunuşu … ) şeklinde olpu,işitsel olarak markaların karşılaştırmaya müsait olmadığı, markaların görsel olarak farklılıklar ihtiva ettikleri, markalarda kullanılan renk unsurlarının markaların kullanıldığı emtialar göz önünde bulundurulduğunda gök kuşağı renklerinden esinlenmesinin olağan olduğu, her ne kadar markalar … unsuru ile başlamakta ve peşi sıra gelen harfler de müştereken … ve … harflerini ihtiva ediyor ise de harflerin sıralanış biçimi ve kullanılan şekil unsurları göz önünde bulundurulduğunda davalı yana ait markanın SMK 6/1 hükmü kapsamında hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır.
Yine davacı yan adına tescilli “…” ve …” markaları ile davalı yana ait “…” ve “..” markalarının nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olmadıkları, tek sözcük içeren markada farklılığa neden olarak algılanacak nitelikte işitsel ve görsel farklılık bulunduğundan dolayı hükümsüzlük şartlarının bulunmadığı anlaşılmıştır. Markada yer alan ( … ve … unsurlarının ) sektörde kimsenin tekeline bırakılamayacağı da sektör bilirkişi tarafından belirlenmiş olmakla, öte yandan bu işaretlerin uzman alıcılara hitap ettiği gözetildiğinde, karıştırmanın mümkün olmadığı hususu da bilirkişi raporları ile sübuta erdiğinden karıştırma ihtimaline dayalı hükümsüzlük isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
KÖTÜNİYET İDDİASININ İNCELENMESİ:
Davacı taraf davaya konu markaların ve ticaret unvanının davalı tarafından kötü niyetli olarak tescil edildiği iddiasında bulunarak bu yönde de markanın hükümsüz kılınmasını ve unvan terkinine karar verilmesini talep etmiştir. 6769 sayılı Kanun uyarınca kötüniyetli marka tescili bir hükümsüzlük sebebidir.
Marka hukuku açısından “kötüniyet” başkasının hak sahibi olduğu bilinen veya bilinmesi gereken markanın tescil edilmesi olarak tanımlanabilir. Ayrıca markanın itibarından yararlanılması amacıyla, markanın haklı itibarına zarar vermek amacıyla, markanın farklı sınıflarda tescilli olmamasından faydalanılarak markanın ticari gelişimini engellemek amacıyla gerçekleştirilen marka tescilleri de kötüniyetlidir. Bu durumun tespitinde önceki markanın tanınmış marka olması gerekmemektedir.
SMK 6/9 maddesi “ Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” Şeklindedir. Marka hukukunda kötüniyet Kaynağını TMK md.2’de bulmaktadır. Marka hukukunda kötüniyet tek bir eylem ile de değil, geniş bir bakış açısıyla eylemlerin sırası, şekli dikkate alınarak bir bütün olarak değerlendirilmelidir.
Marka başvuru anında asıl olan iyiniyettir. Kötüniyet olgusu iddia eden tarafından ispat edilmelidir. Davalı …’in dava konusu markaları tescil başvurusuna konu ettiği tarihte kötüniyetli olduğunu gösterir herhangi bir veri dosya münderecatından tespit edilemediğinden; markaların ise iltibasa sebebiyet vermeyecek şekilde seçilmiş olması gözetildiğinde SMK 6/9 hükmü kapsamında hükümsüzlük koşullarının bulunmadığı anlaşılmıştır.
UNVAN TERKİNİ İDDİASININ İNCELENMESİ:
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca marka hakkına tecavüz, unvan terkini değerlendirmesi hakimlik mesleğinin gerektirdiği marka hukukuna ilişkin genel hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olduğundan mahkememizce değerlendirilmesi gerekmiştir.
TTK’nun 20 ve 40 ncı maddeleri uyarınca her tacir, bütün ticari işlemlerini bir ticaret unvanı altında yapmaya, imzaladığı evrakı bu unvanı kullanarak imzalamaya mecburdur. Tacirin ticaret unvanı kullanma ve tescil ettirme zorunluluğu bulunmaktadır. İşletme adı,işletmeyi benzeri işletmelerden ayırmaya yarayan ve işletmeyi tanıtma amacı güden bir isimdir. İşletme adının kullanılma zorunluluğu yoktur. Ancak,işletme adı kullanılıyor ise,tescil ettirme zorunluluğu bulunmaktadır. Hizmet markası ise,bir işletmenin hizmetini diğer bir işletmenin hizmetlerinden ayıran işarettir.
Ticaret unvanı, işletme adı ile hizmet markası, tacirin maddi olmayan mal varlıklarıdır. Seçilmeleri, tescilleri, korunmaları, kullanılmaları ve kullanım amaçları farklıdır. Birbirleri ile karışıklığa neden olacak şekilde kullanılmaları halinde sahibinin bu durumu önleme hakkı bulunmaktadır. Karışıklığa neden olan kullanım şayet tescile dayalı bir kullanım ise, bu halde unvanın, işletme adının veya markanın sicilden terkini veya hükümsüzlüğü talep edilebilmektedir.
Somut dava dosyasında ise davalı 16.02.2018 tarihinde kurulmuş ve ticaret unvanı … şeklinde tescil edilmiş olup, ticaret unvanının çekirdek unsuru olan … ibaresi olup, davacı yanın dayanak ticari unvanı … olup, ticari unvanının çekirdek unsuru … olup, … ve … ibareleri kıyaslandığında iltibasa sebebiyet vermeyecek kadar farklı oldukları anlaşıldığından unvan terkini taleplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları, marka tescil belgeleri, ticari sicil kayıtları(… Ticaret Sicil Müdürlüğü ve … Ticaret sicil müd. Yazıları) ,… FSHHM … Esas sayılı dosyası, sektörde farklı firmalarca kullanılan boya kataloğları, … ile … ve … eki ile oluşturulmuş marka tescil örnekleri, Boya sektöründe kullanılan renkli logo örnekleri , HMK 266 madde kapsamında üç farklı heyetten alınmış rapor içerikleri,uzman görüşü, Yargıtay 11.HD uygulamaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde: HMK’nın 282. maddesi uyarınca hakim, bilirkişilerin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bilirkişi raporu takdiri delil niteliğinde olup, mahkemece dosya kapsamındaki tüm belgeler birlikte dikkate alınıp incelendiğinde mahkememizce İlk bilirkişi heyeti …, …, …tarafından düzenlenen 1/10/2020 tarihli rapor ile Üçüncü bilirkişi heyeti …, … , … 07/04/2022 tarafından düzenlenen rapor birbirini teyit ettiğinden, marka hukuku ilkelerine göre hazırlanan son rapor ise 2.rapordaki çelişkileri giderir şekilde düzenlendiğinden, mahkememizce HMK 266 madde kapsamında hükme dayanak olarak alınmış olup, keza uzman mütalaası ise hukukçu bilirkişi tarafından iltibas kapsamında incelenip düzenlendiğinden, iltibas konusundaki son nihai karar ise mahkememize ait olduğundan uzman görüşünün sunulu delillere uygun olarak düzenlenmediği gözetilmiş, tüm dosya münderecatına göre hükümsüzlük ve unvan terkini taleplerinin yerinde olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL’nin davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca hükümsüzlük isteminin reddi nedeniyle 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ( … ) verilmesine,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca unvan terkini isteminin reddi nedeniyle 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı (…) verilmesine,
5-Davalıların tarafın yapmış olduğu 1.500 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılar verilmesine,
6-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 07/12/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır