Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/135 E. 2020/255 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/135
KARAR NO : 2020/255

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ, DURDURULMASI, KALDIRILMASI
DAVA TARİHİ : 18/04/2019
KARAR TARİHİ : 05/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Kaldırılması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 2011 senesinde, dünyaca ünlü Google şirketinde yazılım mühendisi olan … tarafından …, …’de kurulmuş olduğunu, günümüzün en son teknolojisinde bilgisayar, cep telefonu ve tabletlere destek veren aygıtlar üretmekte olduğunu, ürün çeşitliliğinde ayrıca kamera, klavye, mouse, veri aktarım cihazları, okuyucular ve ekran koruyucular da mevcut olduğunu, özellikle … markası adı altında üretilen, … adı verilen bir teknolojiyle, cep telefonu ve tablet gibi ürünleri normal hızından çok daha hızlı şarj edebilen tescilli taşınabilir şarj cihazları şarj dünyasında dünya lideri olmasını sağlayan ürünlerinden olduğunu, dünya genelinde …, …, …, … ve …’de bağlı şirketleri bulunan müvekkili şirketin, beş kilit markasından biri olan … markasıyla birlikte, …, …, …, .. adında markalarının da mevcut olduğunu, bu markaların altında yapay zeka ile çalışabilen ürünler, ses teknolojisi, video ve sinema teknolojisi, ses ile komut alabilen araba cihazları da üretmekte olduğunu, … markasının Türk Patent kurumu nezdinde … ve … numaralarıyla tescilli olduğunu, davalı …Tic. Ltd, Şti ‘nin, müvekkili şirket adına 2016-2017 yıllarında distribütörlük yapan firma olduğunu, 30.08.2017 tarihinde müvekkili şirket tarafından gönderilen ihtarname ile taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesinin son bulduğunu, davalı şirketin fesih ihbarından sonra da … markasını haksız olarak kullanmaya devam ettiğini ve kullanmakta olduğu alan adı olan … isimli domain’i (alan adını) … başta olmak üzere başka markaların satışı için haksız olarak kullanmaya devam ettiğini, davalının kendisine ait olan … isimli alan adında ve … alan adında “Hakkımızda” kısmında doğru olmayan bir şekilde “… Türkiye’de satışa sunduğu ürünlere garanti vermeyeceğini deklere etmesinden sonra … ile işbirliğine son verdiğini” iddia ederek, müvekkili şirketi kötülediğini, davalı şirketin meşhur sosyal medya platformu instagramda da https://… sayfasının sahibi olduğunu, tüm bu nedenlerle; Öncelikle hak sahipliği olması halinde “… alan adının üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kararın alan adlarından sorumlu olan WİPO’ya bildirilmesini, davalı tarafından işlenen ve/veya işlenmiş olan müvekkiline ait … ve … tescil numaralı “…” ibareli markalarına yönelik her nevi tecavüz fillerinin tespitini, mevcut ise durdurulmasını, kaldırılmasını, “…” alan adının davalı şirkete ait olması halinde 6769 Sayılı Kanunun m/149/l-d ve m.’149/l-c maddeleri uyarınca, tecavüz teşkil eden … alan adı üzerinde müvekkil şirketine mülkiyet hakkı tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı şirketin distribütörü olarak faaliyet gösterdiğini ve distribütörlük sözleşmesinin davacı tarafça haksız bir şekilde feshedilmiş olduğunu, müvekkilinin davacının Türkiye’de tanınmayan ürünlerini piyasaya sunduğunu ve tanınır hale getirdiğini, davacı ürünlerinin kapsamlı bir şekilde tanıtımını yaptığını, tanıtım için emek ve mesai harcandığını, malların satışı, reklamı ve pazarlamasının davacının maddi katkısı olmadan yapıldığın, müvekkilinin yaptığı tanıtımlar ile davacının ürünlerinin Türkiye’de tanınır hale geldiğini, davacının ise tüm bunlara rağmen distribütörlük sözleşmesini haksız ve usulsüz bir şekilde feshettiğini, davacı markalı ürünlerinin davacının izniyle Türkiye’de piyasaya sunulmuş olduğunu, bundan sonra davacının bu ürünlerin ticaretine karşı çıkamayacağını, marka hakkına tecavüz olmadığını, davaya konu ürünlerin ticari ürün olduğundan marka hakkının tükenmesinin söz konusu olduğunu, … alan adı için haksız ve kötü niyetli talepte bulunulduğunu, alan adında davacı markası ile aynı herhangi bir işaretin kullanılmamış olduğunu, anker ibaresinin Türkiye ibaresi ile birleştirilmesi neticesinde de iltibas ihtimalinin ortadan kaldırıldığını, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
28/07/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalının distribütörlük sözleşmesinin sona erdiği 30/08/2017 tarihinden sonra ticari etki doğuracak şekilde yönlendirme amacıyla … alan adını kullanmasının 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 7/3/d maddesi uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, … markası üzerinde hak sahibi olan davacının SMK 149/1-e maddesi uyarınca … alan adı üzerinde mülkiyet hakkının tanınabileceği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: Davacıya ait … ve … tescil numaralı “…” ibareli markalara yönelik davalının tecavüz fiillerinin tespiti, durdurulması, kaldırılması, “…” alan adının davalı şirkete ait olması halinde 6769 Sayılı Kanunun 149/1 – d ve 149/1-e maddeleri uyarınca tecavüz teşkil eden … alan adı üzerinde davacı şirkete mülkiyet hakkı tanınmasına ilişkindir.
6769 Sayılı SMK nun 29/1. maddesinde marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemler sayılmıştır. Buna göre;
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. Düzenlemesi mevcuttur.
Marka Tecavüz davalarında Hukuka uygunluk sebepleri
Hak sahibinin rızası,-izni ya da muvafakati- (29.m.)
Temel başvuru eserlerinde jenerik olarak kullanma (8.m.)
Dürüst ticari uygulamalarda tanımlayıcı olarak kullanma , aksesuar,yedek parça ve eşdeğer parça üretiminde kullanım amacını belirtilmesi (7/5 m.)
Marka Hakkının Tüketilmesi (152.m.)
Önceye dayalı kullanım hakkı (6/3 m.)
Müktesep hak (6/6 m.)
Dürüstlük Kuralı-Sessiz Kalma (M.K. 2.m.) sayılabilecektir.
6769 Sayılı SMK’nun 7/3-d maddesinde “işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması” marka hakkına tecavüz sayılan fiillerden sayılmıştır. Madde metninden çıkan anlama ve doktrinde kabul edilmiş olan görüşe göre tescili markanın ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmış olması halinde ancak marka hakkına tecavüz sayılan fiilden bahsedilebilecektir.
6769 Sayılı SMK 149/1 maddesinde sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin mahkemeden;Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini, araçlara elkonulması, elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanını talep edebileceği almaktadır.
TPMK kayıtları incelendiğinde: … tescil numaralı … markasının 9. emtiada 10/10/2018 tarihinde ve … tescil numaralı … markanın 9. emtiada 29/01/2018 tarihinde davacı adına tescil edildiği, davacı ve davalı arasındaki ticari ilişkinin taraflar arasında yapılan distribütörlük sözleşmesi ile başladığı davalı şirketin bu sözleşmeye dayanarak davacıya ait markalı ürünlerin ticaretini yaptığı, … markalı ürünlerin satışını yapabilmek için markayı alan adında kullandığı, davacı tarafın 30/08/2017 tarihinde davalıya ihtarname göndererek distribütörlük sözleşmesini sonlandırdığını, davalı şirketin bu tarihten sonra da bir süre … alan adını kullanmaya devam ettiğini, SMK 7/3-d kapsamında davalının, davacının markası olan “…” kelimesi ile “…” kelimelerini birleştirerek kullanmasının, davacı ile yapmış olduğu distribütörlük sözleşmesi gereği ticari amaçla olduğu, davalı şirketin davacı markası olan “…” kelimesi ile “…” kelimelerini birleştirerek … markasının Türkiye Temsilcisi olduğunu vurgulamak istediği, davalının bu alan adını edinmesindeki amacının ürün satışı ve tanıtımı olduğu için … alan adını kullanımının internet ortamında ticari etki yaratacak şekilde kullanım olduğu, davalı şirketin … alan adını taraflar arasında yapılan distribütörlük sözleşmesi kapsamında haklı olarak edindiği ve taraflar arasındaki sözleşmenin iptalinden sonra da kullanmaya devam ettiği, davalı şirket her ne kadar alan adını haklı olarak edinmiş ise de taraflar arasındaki distribütörlük sözleşmesi iptal edildikten sonra kullanımının davacının marka hakkını ihlal eden nitelikte olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; Davalının distribütörlük sözleşmesinin sona erdiği 30/08/2017 tarihinden sonra ticari etki doğuracak şekilde yönlendirme amacıyla … alan adını kullanmasının 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 7/3/d maddesi uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğu, … markası üzerinde hak sahibi olan davacının SMK 149/1-e maddesi uyarınca … alan adı üzerinde mülkiyet hakkının tanınabileceği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:
DAVANIN KABULÜNE
1-Davalı şirketin, distribütörlük sözleşmesinin sona erdiği 30/08/2017 tarihinden sonra ticari etki doğuracak şekilde yönlendirme amacı ile … alan adını kullanmasının 6769 Sayılı SMK 7/3-d hükmü uyarınca davacının marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, kaldırılmasına,
2-… alan adlı internet sitesinin davacı şirkete devrine,
3-54,40 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 10,00 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 peşin harç, 109 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.197,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır