Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/121 E. 2019/270 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/121 Esas
KARAR NO : 2019/270

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/04/2019
KARAR TARİHİ : 30/05/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, Türkiye genelinde … uzantılı internet sitesi ve mobil, online uygulamaları vasıtasıyla satış ve pazarlama faaliyetlerinde bulunan türkiye’nin en güvenilir online satış platformlarının başında geldiğini, 2001 yılından bugüne, online vasıtalarla satış ve pazarlama faaliyetlerini sürdürmekte ve gelirlerini yüzlerce kategoride ve milyonlarca ürünün satışını yapmakta olduğu… online alışveriş sitesi ve uygulamaları ve ile tescilli markalarını kullanmak suretiyle elde ettiğini, Tpmk nezdinde … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ibareli marka ve… tescil numaralı … ibareli tanınmış markanın da sahibidir olduğunu, davalının 6769 sayılı Smk anlamında marka hakkına tecavüz ve Ttk anlamında haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin önlenmesi (men’ine) ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,davalı adına … alan adlı internet sitesinin yayınının durdurulmasına ve önlenmesine, bu suretle internet sitelerinin kapatılması talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Site sahipleri belirlenemediğinden sunulu bir savunma bulunmamaktadır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacının marka hakkının ihlal edildiğinin tespiti, haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenilmesi, ihlal teşkil eden … ibareli sitenin erişime kapatılmasına ilişkin olarak açılmıştır.
… 2.FSHHM’nin … diş sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı yanca sunulan marka tescil begleesi kapsamına göre davacının … ibareli marka üzerinde hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Marka Hakkına Tecavüzde bulunduğu 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7 ve 29. maddeleri uyarınca subut bulmuştur.
Davalının sitenin kapatılma kararı sonrasında tedsir kararı veren mahkemeye başvurmadığı gibi mahkememize de müracaat etmediği bu durum karşısında sitenin sahte isim ve hesaplarla açıldığı intibaını güçlendirdiği ve bu durumda taraf teşkilinin de imkansız olduğu anlaşılmıştır.
Davalı yanın oluşturduğu internet sitesinin … ibaresi altında faaliyet gösterdiği hizmetlerin tüketici nezdinde davacı yanın markaları ile birebir aynı alan adı ile oluşturulduğu, … ibaresinin internet sitesinde kullanmasının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği anlaşılmıştır.
Zira Markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması, Tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk üzerinde, işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılması halinde marka sahibinin, izni alınmadan markasının kullanılmasının önlenmesini talep etme yetkisi bulunmaktadır.
Yine “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması da yasaktır.
Her ne kadar dava dilekçesinde davalının açık kimliğinin belirtilmediği, davaya konu internet sitesinin sahip ve yöneticisinin kim olduğunun tespit edilemediği, HMK 119/1-b maddesi gereği davalının ad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesinin bir usuli zorunluluk olduğu ve eğer dava dilekçesinde bu bilgiler yer almıyor ise HMK 119/son maddesi gereğince davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi ve eğer bu kesin süreye riayet edilmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, bununla birlikte internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf teşkilinin bazı hallerde mümkün olmadığı, değişken IP kullanımı ve ihlalin gerçekleşmesinden itibaren aradan geçen süre nedeniyle IP numarası üzerinden site sahibine ulaşılmasının imkânsız hale geldiği, bu tür sitelerin genellikle sahte isim ve adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğu, bu nedenle de davalının ad ve adres bilgilerinin tespitinin imkânsız olduğu, somut olayda da yapılan tüm araştırma ve incelemelere rağmen de dava konusu internet sitesinin gerçekte kime ait olduğunun belirlenemediği, bu durumda HMK 119/son maddesinin uygulanmasının adil olmayacağı ve ihlallerin durdurulmasını engelleyeceği, buna karşılık internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesinin icap ettiği, taraf teşkili sağlanmasının neredeyse imkansız olduğu, bu gibi hallerde site sahibinin araştırılmasının, dava dosyalarının çok uzun yıllar boyunca derdest kalmasına ve gereksiz zaman ve emek kaybına yol açacağı, bunun usul ekonomisi ilkesine de aykırı olacağı, dolayısıyla bu gibi ihlâl halleri de çekişmesiz yargı benzeri bir usul düzenlemesinin yapılmasının icap edeceği, böyle bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yargılamanın çekişmesiz yargı biçiminde yapılmasının amaca uygun olacağı, site sahibinin mahkememize müracaatı durumunda ise durumun yeniden gözden geçirilebileceği ve eğer ihlal sona ermiş ise bir karar ile tedbir kararının yeniden değerlendirilebileceği gözetilerek HMK 388. maddesi gereği maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek üzere aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davalının kullanımının markasal kullanım olması nedeniyle davacının tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğunun -haksız rekabetin tespitine,durdurulmasına, önlenmesine, gerçek failler tespit edildiğinde davacının dava açma hakkının maddi ve manevi tazminat talep etme haklarının saklı tutulmasına,
2- HMK 389 vd maddeleri gereğince … ibareli sitenin erişimin kapatılması yönünden verilen …2.FSHHM … d.iş sayılı kararının devamına, davalı taraf tespit edilemediğinden yatıralan teminatın gerekçeli karar yazıldığından talep halinde davacı yana iadesine,
3-Taraf teşkili sağlanamadığından ve davalı gerçek yada tüzel kişi tespit edilemediğinden şimdilik davacı taraf lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin şimdilik davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafın yapmış oluduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi .30/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır