Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/115 E. 2019/457 K. 03.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/115 Esas
KARAR NO : 2019/457

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 27/04/2010
KARAR TARİHİ : 03/12/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan …’ın girişimiyle yine sahibi ve yetkilisi olduğu davalı … Ltd.’nin programlaması ve örgütlenmesi ile diğer davalı …’in yönetmenliğinde “…” adlı oyunu …’da sahneye koyduklarını, ancak davalıların “…” adlı oyunu Türkçe’ye çeviren ve çeviri nedeniyle telif hakkı sahibi müvekkili …’dan çeviri metnini yıllar önce almış olmalarına rağmen bu oyunun Türkçe sahneye konulması için izin alınmadığını ve telif ücreti ödemeden sahneye koyduklarını, davalılar hakkındaki hukuki ve cezai yasal hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların 4 Mart 2010 tarihinden itibaren müvekkilinden izinsiz ve telif hakkı ödenmeksizin, müvekkilinin “…” adlı eserinin çevirisi nedeniyle sahip olduğu telif haklarını ödemekten kaçınarak ve müvekkilinin telif haklarına tecavüzünün Nisan 2010 veya Mayıs 2010 Oyun Programının uygulanması kapsamında sahnelendiği yerde ivedilikle tespitini, davalılardan oyun sırasında kullandıkları noter onaylı çeviri metninin de istenerek, tespit edilen ses kayıtlarının ve noter onaylı metnin müvekkilinin çeviri metni ile karşılaştırılmasına, tespiti halinde “…” isimli oyunun davalılarca sahnelenmesinin tedbiren durdurulmasını, telif haklarına tecavüzün önlenmesini, kararın Türkiye’de yayın yapan günlük üç gazetede ilanını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar … ve …Ltd. vekili cevap dilekçesinde özetle; Eser sahibinin… Ltd. olduğunu, sözleşmeden de anlaşılacağı üzere … Ltd.’nin 2010 yılı için lisans haklarını …’a verdiğini, anlaşmada tercümenin bir diğer davalı … tarafından yapılacağı ve bu hususun yazar tarafından onaylandığının açıkça yazdığını, … Ltd.’den lisans ve yetki alan …’ın da müvekkili … ile sözleşme yaparak eserle ilgili haklarını devrettiğini, davacının eser üzerinde hiçbir hakkının olmadığını, davanın esastan ve usulden reddini beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın eda davası açmak yerine tespit davası açtığını, tespit davası niteliğinde ki bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, HUMK’na göre eda davası sonunda verilecek hükmün tespite ilişkin bölümü ile tespit davası sonunda alınacak tespit hükmü arasında meydana getirdikleri kesin hüküm etkisi bakımından fark bulunmuyorsa tespit davası açılmayacağını, müvekkilinin …’in yazdığı oyunu türkçeye çevirdiğini ve oyunun yönetmenliğini yaptığını, müvekkilinin … bağlı olarak çalışan çeviren sıfatı ile bu oyunun çevirisini gerçekleştirdiğini, … dava konusu oyunun mali ve manevi hakları hususunda Türkiye’deki yasal temsilcisi olduğunu, bu husus İngiltere’deki yasal temsilci … Ltd Şti. İle yapılan sözleşme gereği … lisans haklarının devredildiğini, bu sözleşmede türkçeye çevirinin müvekkili tarafından yapıldığının onaylandığını, dava konusu ” …” isimli oyunun türkçeye çevrilmesi işleme niteliğinde eser oluşturulması manasını taşıdığını ve ayrıca bir eserden işleme niteliğinde bir eser oluşturulmasının eser sahibinin yazılı izne bağlı olduğunu, müvekkilinin çevirmen sıfatıyla bağlı olduğu …, İngiltere’deki … Şti.’nden izin aldığını ve yazılı olarak bu hususun imza altına alındığını, FSEK 21. maddesine göre bir eserden onu işlemek suretiyle faydalanmak hakkının münhasıran eser sahibine ait olduğunu, eser sahibinin isterse dilediği koşullarda birden fazla kişiye eserin işlenmesi hakkını, dava konusu olayda ise çeviri hakkını verebileceğine, müvekkilinin dava konusu oyunda çeviri yapabilme hakkının bulunduğunun ve çevirisini yapmış olduğu işleme eser sahibi olduğunu, müvekkilinin eserin orjinalinden yeni bir çeviri yaptığını, davacı tarafın dilekçesinde de belirtildiği üzere her iki çeviri arasında farklılıklar bulunduğunu, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
Mahkememizin 2010/89 E. – 2015/130 K. ve 30/06/2015 tarihli kararı ile: ”…” isimli eserin davacı tarafından yapılan çevirisinin davalılar tarafından sahnelenen oyunda kısmen kullanıldığının tespiti ile tecavüzün önlenmesine, davalılar tarafından sahnelenmesinin önlenmesine, ilana ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir.
Karar taraf vekilleri tarafında temyiz edilmiştir.
Mahkememizin anılan kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/12823 E. 2017/1280 K. ve 06/03/2017 tarihli ilamı ile: “…1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı … vekilinin ve diğer davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 5846 sayılı FSEK 78. maddesinde haklı olan tarafın muhik bir sebep veya menfaati olduğu takdirde ilan isteyebileceği öngörülmüş olup, davacı da ilan talebinde bulunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davalının eyleminin FSEK hükümlerine aykırı olduğu, davacının telif haklarına tecavüz oluşturduğu tespit edildiğine ve tecavüzün önlenmesine karar verildiğine göre, davacının ilan talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, somut kanıtları gösterilmeden ilan talebinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin ve diğer davalılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Davalılar … ve … Ltd. Şti. vekili, Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2017/2186 E. – 2019/930 K. ve 06/02/2019 tarihli ilamı ile karar düzeltme talebinin reddine karar verilmiştir.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2015/12823 E. 2017/1280 K. ve 06/03/2017 tarihli ilamına uyulmuştur.
GEREKÇE:
Dava; Davacının çevirmeni olduğu “…” isimli oyunun davalılar tarafından sergilenen oyunda izinsiz kullanıldığı iddiasıyla telif haklarına tecavüzün tespit ve önlenmesi istemine ilişkindir.
Davalılardan …’in tiyatro oyun yönetmeni, …’ın davalı … Ltd.Şti’nin temsilcisi ve yetkilisi olduğu iddia edilmiştir. Davalı Tiyatro …’nin internet sayfasında da …’in söz konusu oyunun yönetmeni olduğu açıklamalarına yer verilmiştir. Kültür Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü Baş Dramaturgları tarafından davacıya gönderilen 13/03/1999 tarihli yazıda “…” adlı çevirisinin Edebi Kurulun 13/02/1999 gün ve 1423 sayılı toplantısında kabul edildiği, 13/03/1999 tarihli yazıyla davacıya bildirilmiş ve yine aynı idare tarafından davacıya gönderilen 21 Ekim 2003 tarihli yazıda davacıya ait çeviriyle ilgili sözleşmeden söz edilerek sözleşme örneği kendisine gönderilmiştir. ….Şti tarafından Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü’ne gönderilen 31 Ocak 2003 tarihli yazıda … adlı oyunun çeviri hakkının davacıya verildiği bildirilmiş, davacı delilleri arasında yer alan Tiyatro afişlerinden aynı oyunun daha önce devlet tiyatrolarında da sergilendiği ve davacıya telif ücreti ödendiği anlaşıldığından davacının eserin çevirmeni olduğu kanıtlanmıştır.
FSEK 6.maddesi gereğince, işleme eser olan çeviri üzerindeki telif hakları davacıya ait olduğundan bunların kullanımı FSEK 52.madde gereğince ancak eser sahibinin izniyle yapılacak yazılı sözleşmeyle mümkündür. Davacı, davalılar tarafından sahnelenen oyunun kayıtlarını tespit ederek dosyaya sunmuştur. Davalılar ise sahnelenen oyunda kullanılan eserin çevirisinin davalı …’e ait olduğunu iddia etmişlerdir. Sahnelenen oyunun davacının çevirisinden alınıp alınmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış alınan üç kişilik bilirkişi raporunda; Edebi metin çevirilerinin hukuk ve teknik çeviriden farklı olarak yoruma açık olup işlevselliğin sağlanması kadar kaynak metne sadık olmanın da bir o kadar önemli olduğu, davacının çevirisinde bu hususların gözetildiği ve kaynak metne bağlı kalındığı, davalı …’in çevirisinde ise yoruma açık cümlelerde birebir örnek çeviriler kullanılmakla metinlerin belirli bölümlerinde intihal yapıldığı sonuç ve kanaatine varıldığı, raporda yer verilen belli cümleler üzerinde tartışılmıştır.
Davalıların itirazı üzerine alınan ek raporda ise; İlk raporda yer almayan değişik sayfalardaki karşılaştırmalara da yer verilerek eserin bütününü kapsayacak şekilde oynanan oyun ile davacının ve davalının çevirileri yeniden karşılaştırılarak yapılan 7 sayfalık değerlendirmede; Tarafların çevirileri arasındaki farklılıkların tiyatro oyununun sergilenişi sürecindeki kısaltma ve yerelleştirmelere işaret ettiği ve raporda detaylı olarak açıklanan benzerliklerin ise birbirinden bağımsız iki çevirmenin tamamen tesadüfi biçimde tıpa tıp aynı söz dizilerini kullanmasından çok, ikinci çevirmenin ilk çeviriden yararlandığı iddiasını doğrular nitelikte olduğu ve çevirinin intihal olduğuna dair yeterli kanıtın bulunduğu ifade edilmiştir. Rapor metninde de vurgulandığı gibi çeviri intihali söz konusu olduğunda cümlelerin ve söz dizilerinin benzerliğinin yüzdesi intihal tespiti için yeterli değildir, çeviriler tıpa tıp aynı cümleleri içerdiği gibi farklılıklar da içerir. İntihalin tespiti ikinci çeviride belli yerlerde kaynak metni kullanmış olması intihal olmadığı anlamına gelmeyip, intihal tespiti metnin tamamına göre yapılır. Bazı farklılıklara rağmen çeviriler arasında göze çarpan benzerlikler varsa ve bu metinlerin benzer şekilde çevrilmesinde zorunluluk yoksa ve yine özellikle de iki metinde de hatalı olarak çevirilen yerlerin benzerliği söz konusu ise intihalin varlığından söz edilir. farklı çevrilebilecek cümlelerin birebir benzer çevrilmesi tesadüfle açıklanmayacağı gibi birinci çeviride yapılan hatanın ikinci çeviride de tekrarlanması tesadüfle açıklanmayacağından çeviri eserlerde bu olgular dikkate alınarak yapılır. Bilirkişi raporunda; sahnelenen oyunda uyarlama ve yerelleştirme, yani kaynak metnin kültürüne ait bir içeriğin hedef kültüre ve seyirciye hitap edebilecek bir şekilde uyarlanması süreçleri sonucunda belli yerler çıkarılmış, belli noktalarda da seyircinin oyunu anlamasını kolaylaştıracak şekilde yeni yerler eklenmiştir. Belli noktalarda davalının kaynak metindeki ifadeleri çevirirken davacının çevirisinden daha doğru bir yol izlediğinin gözlemlendiği belirtilerek buna bazı cümleler üzerinde örnekler verildikten sonra ancak belli yerlerde kaynak metni kullanılmış olmasının intihal olmadığı anlamına gelmediği, intihal tespitinin metnin tamamına dair bir tespit olduğu, örnek verilen farklılıklara rağmen çeviriler arasında bariz benzerliklerin intihal olduğu sonucuna vardırdığını, farklı çevrilebilecek bazı bölümlerin aynı çevrildiği gibi hatalı çevirilerin de davalı çevirisinde aynen kullanıldığı belirtilerek raporda bunlara çok sayıda örnek verilmiştir. Yine rapor metninden 12.sayfadan 91.sayfaya kadar yer alan değişik sayfalardaki bu özelliklere vurgu yapılmış olduğundan davalı vekilinin raporun tüm eser incelenerek yapılmadığına ilişkin savunması haklı bulunmamıştır. Sonuç olarak intihalden söz edebilmek için eserin tamamının birebir kopyalanması söz konusu olmayıp kısmen kullanımda intihal kapsamında kalır.
5846 Sayılı Yasa’nın eser üzerindeki tekel haklara kısıtlama getiren iktibas serbestisini düzenleyen 35.maddesinin 1.1 fıkrasına göre; alenileşmiş bir eserin bazı cümle ve fıkralarının müstakil bir ilim ve edebiyat eserine alınması aynı maddenin son fıkrası gereğince iktibasın belli olacak şekilde yapılması kullanılan eserin ve eser sahibinin adından başka bu kısmın alındığı yerin belirtilmesiyle mümkün olup davalılar bu kurala uymadıklarından eserin çevirisinin kısmen davacı çevirisinden yapılmış olması davacının telif haklarına tecavüz oluşturur.
Davalılardan … ikinci çeviriyi gerçekleştiren kişi, diğerleri ise çeviriyi izinsiz olarak oyunlaştıranlar olarak tecavüzden müteselsilen sorumludurlar.
Davalı taraf tanık anlatımlarına dayanmış ise de; Tanıklardan bazıları İngilizce bilmediği gibi diğerleri de oyun bir yandan sahnelenirken bölüm bölüm çevrildiğini belirtmiş iseler de davalının aynı zamanda oyunun yönetmeni olması nedeniyle pratik olarak bunun bu şekilde gerçekleşmesi mahkememizce mümkün bulunmadığı gibi, eserin tamamının tanıkların huzuruyla gerçekleştirildiğine dair de zaten beyanda bulunmamışlardır. Bilirkişi raporuyla benzerlikler ve ortak hatalar tespit edildiğinden ve değişik şekillerde çevirisi mümkün olan bölümlerin ve yine yapılan hataların da aynı şekilde tekrarlanması nedeniyle eserin tamamının davalı tarafından çevrilmediği kanıtlandığından savunmaya itibar edilmemiştir.
Bütün deliller birlikte değerlendirildiğinde: Davalıların kısmen davacının eserini intihal ederek oyunlaştırdıkları anlaşıldığından tecavüzün önlenmesine, davalılar tarafından sahnelenmesinin önlenmesine ve karar kesinleştiğinde, karar özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-“…” isimli eserin, davacı tarafından yapılan çevirisinin davalılar tarafından sahnelenen oyunda kısmen kullanıldığının tespiti ile tecavüzün önlenmesine, davalılar tarafından sahnelenmesinin önlenmesine,
3-Karar kesinleştiğinde, karar özetinin Türkiye’de trajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalılardan tahsiline,
4-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 27,25 TL harcın davalılardan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan bozma öncesi 2.576,30-TL, bozma sonrası 144,00-TL olmak üzere toplam 2.720,30-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekili Av. … ile davalılar … Şti ve … vekili Av. …’ın yüzüne karşı, davalı …/vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren İKİ HAFTALIK SÜRE İÇİNDE TEMYİZ YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi. 03/12/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır