Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/110 E. 2022/231 K. 20.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/110 Esas
KARAR NO : 2022/231

DAVA : Caymanın geçersizliğinin tespiti
DAVA TARİHİ : 02/04/2019
KARAR TARİHİ : 20/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan caymanın geçersizliğinin tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin sektörde tanınmış bir prodüksiyon şirketi olduğunu, pek çok sanatçıyla çalıştığını ve menajerliğini üstlendiğini, davalı ile müvekkili arasında albüm yapımı konusunda anlaşma yapıldığını, davalı tarafça eserlerinin tüm mali haklarının müvekkiline devredildiğini, davalı tarafından müvekkiline … 20. Noterliği’nin… tarih ve … yevmiyeli ihtarname tebliğ edilerek cayma hakkının kullanıldığının bildirildiğini, karşılıklı ihtarnamelerle son olarak davalının 15.03.2019 tarihinde tebliğ edilen ihtarıyla davalının tekrar cayma hakkını bildirdiğini, cayma hakkının kullanılabilmesi için FSEK m. 58 gereği eser sahiplerinin menfaatlerinin esaslı surette ihlal edilmiş olmasının gerektiğini, müvekkili tarafından hakların kullanıldığını ancak elde edilen yararların masrafları dahi karşılamaya yetmediğini, davalının kendi bestelerinin de olduğu “…” adlı albümün müvekkili tarafından hazırlandığını, davalının ihtarname ile ödeme talep ettiğini, oysa böyle bir ödeme anlaşması olmadığını, proje bazında elde edilen gelirlerin yapımcıya ait olduğunu, sanatçıya pay verilmediğini, zaten söz konusu projeden bir kar elde edilmediğini, davalının yeni bir sanatçı olduğunu, albümün de ilk albümü olduğunu, müvekkilinin sanatçının tanınması için ciddi harcamalar yaptığını, 3 farklı video çekimi yapıldığını, müvekkilinin eser sahiplerine ödenen telifler, 3 video klip prodüksiyonu, fotoğraf ve grafik prodüksiyonu, PR ekibi ve reklam harcamaları, CD üretimi ve kartonet matbaa gibi giderler yaptığını, sanatçının yurt dışında olması sebebiyle konser geliri elde edilemediğini, albüm satışlarından bu masrafların dahi karşılanamadığını, davalının bu durumu bilmesine rağmen neden para talep ettiğinin anlaşılamadığını, cayma hakkı koşullarının doğmadığını, davalının albümdeki eserlerin tespiti ve kaydının kendisi tarafından yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, cayma hakkının yasaya aykırı şekilde kullanılması sebebiyle caymanın geçersiz olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … tarzında başarılı bir müzisyen olduğunu, milyonlarca dinleyiciye ulaştığını, yurt dışında müzikal deneyimi olduğunu, buna rağmen davacı nedeniyle ticari anlamda fayda elde edemediğini, müvekkilinin masraflarını kendi karşılayarak ilk tespitini 2014 yılında yaptığı … parçasını çıkarmaya karar verdiği aşamada davacı ile karşılaştığını, 2014 yılında …, 2015 yılında … şarkılarını tekli albüm olarak çıkardığını, 2016 yılında davacı tarafından kayıt tescil işlemleri ve cover parçaların organizasyonu yürütülen … albümünü çıkardığını, albümdeki parçaların 5’inin müvekkili tarafından sözleri yazılan, bestelenen ve yorumları yapılan parçalar, diğer 5’inin başkalarına ait söz ve müzik olduğunu (…, …, …, …, …), kayıt tescil sahiplerinde davacı hak sahibi görünse de müvekkili tarafından Londra’da ilk tespitleri yapılarak kayda alındığını, caymaya konu edilen eserlerin müvekkiline ait …, …, …, … eserleri olduğunu, bu eserlerin aranjmanı ve icralarının müvekkiline ait olduğunu, bu eserlerin … isimli albümde yer aldığını, taraflar arasında hak devri ve ticari konuları içeren bir sözleşme olmadığını, Bakanlığa vermek üzere zorunlu olduğunu belirterek muvafakatname aldığını, albümden sonra müvekkiline bildirim yapılmadığını ve bir bedel ödenmediğini, ihtarname yollanmasına rağmen ödenmeyince cayma hakkının kullanıldığını, davacıya tüm eserlerin kaydı ve ilk tespiti yapılmış hazır dosyaların müvekkili tarafından gönderildiğini, masrafların müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkiline sözleşme için baskı yapıldığını, mali hakların paylaşımı için bir sözleşme olmadığını, kliplerin davacı tarafça çekildiğinin doğru olmadığını, davacının yalnızca Yalan klipinin çekimi için yardımcı olduğunu, diğerlerini müvekkilinin karşıladığını, muvafakatlerle sadece basit lisans verildiğini, davacının müvekkilinin imzasını taklit ederek … eserine ilişkin işlem yaptığını, cayma hakkının müvekkili tarafından usulüne uygun olarak kullanıldığını, bu nedenle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı tarafından kullanılan cayma hakkının (caymanın) geçersiz olduğunun tespitine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 266 madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Bilirkişiler …, …, …’nun 05/02/2021 tarihli bilirkişi raporlarında özetle ; Somut uyuşmazlıkta davacının dava konusu single/albümleri yaptığı ve eserler üzerindeki mali hakları kullandığı, bu nedenle iktisap edilen mali hakları hiç veya gereği gibi kullanmama şartlarının gerçekleşmediği, sonuç olarak cayma hakkının kullanılmasına dair maddi ve şekli şartların gerçekleşmediğin görüş ve kanaatine vardıklarını bildirmişledir.
Bilirkişiler …, … ve … 11/08/2021 tarihli bilirkişi raporlarında özetle;davalı …’in davacı … Ltd. Şti. arasındaki sözleşmeden doğan cayma hakkını kullanmasının FSEK m. 58’e uygun olduğu görüş ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, …, …in 25/02/2022 tarihli bilirkişi raporlarında özetle ; Davacının dava konusu single/albümdeki mali haklarını kullandığı, cayma hakkının kullanılmasına dair şartların oluşmadığı sonuç ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
DR öğretim üyesi … tarafından sunulan 12.06.2022 tarihli uzman görüşünde özetle; cayma hakkının yasada öngörülen kurallara uygun olarak kullanıldığını , davacının davasının haksız olduğunu bildirmiştir.
… 4.FSHHM’nin …(eski 2FSHM …) sayılı dosyasına davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan esere tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tazminat davasında dosyaya …, … tarafından düzenlenen 19.10.2020 tarihli rapor da sunulmuştur.
Toplanan deliller, taraf iddia ve savunmaları, mail kayıtları, usb , eser işletme belgeleri, HMK 266 madde kapsamında düzenlenen heyet raporları, uzman görüşü incelendiğinde niteliği itibarıyla caymanın şartlarının oluşup oluşmadığı yönünde son nihai karar mahkememize ait olduğundan FSEK 58. Madde kapsamında sunulu delillerin bilirkişi raporları ile birlikte incelenmesi gereklidir.
FSEK’nın 58. maddesi uyarınca, eser sahibinden mali bir hakkı tamamen veya ruhsat yoluyla iktisap etmiş olan kimsenin, şayet süre kararlaştırılmış ise bu süre içinde ve süre kararlaştırılmamış ise duruma göre uygun bir süre içerisinde, devrin kendisine sağlamış olduğu hak ve yetkilerden gereği gibi yararlanması gerekir. Devir alan kişi hak ve yetkilerini gereği gibi kullanmaz ve bu sebeple eser sahibi menfaatleri esaslı surette zarar görürse, eser sahibinin sözleşmeden cayma hakkı bulunmaktadır.
Cayma hakkının mutlaka eser sahibi tarafından noter marifetiyle çekilecek bir ihbar ile kullanılması icap eder. Gönderilen ihbarnamede, eser sahibince, hakkın gereği gibi kullanılması için devir alan kişiye uygun bir mehil verilmesi gerekir. Devir alanın bu süre içerisinde de devir alınan hak ve yetkileri amacına uygun şekilde kullanmaması halinde verilen sürenin sonunda eserden doğan hakların devrine dair sözleşmeden cayılmış olur. İstisnai hallerde mehil verilmesine de gerek yoktur. Cayma ihbarını alan kişinin, tebliğden itibaren dört hafta içerisinde caymaya itiraz davası açması halinde, caymanın haklı olup olmadığı, devir alanın devir olunan hak ve yetkilerden amacına uygun şekilde yararlanıp yararlanmadığı tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkememizce sektörel yönden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ancak caymanın şartlarının hukuki yönden gerçekleşip gerçekleşmediği hususundaki nitelendirme hukuki bir inceleme gerektirdiğinden nihai karar mahkememizce oluşturulmuştur. Mahkememizce Bilirkişiler …, …ve …11/08/2021 tarihli bilirkişi raporu dosyadaki deliller ve yüksek Yargı ilamlarına göre incelendiğinden mahkememizce de hükme dayanak olarak alınmıştır. Ayrıca uzman görüşünün de bu raporu teyit ettiği anlaşıldığından uzman …’ın görüşü de Mahkememizce denetime uygun bulunmuştur.
Davalı mali hakların davacı yanca gereği gibi kullanılmadığı iddiası ile fesih iradesini kullanmıştır.
16.02.2016 tarihli muvafakatnamelerde yer almış olan mali haklar incelendiğinde; Davalı …’in ve dava dışı Davide Salvıetti ‘nin eser sahibi olarak imzaladıkları ayrı ayrı Sözleşme başlıklı 16.02.2016 tarihli belgede ; Davacı …’e; eser sahipliği, icra ve aranje hakları için ayrı ayrı olmak üzere 3 ayrı muvafakatname verdiği görülmektedir. İçeriklerinde ise; herhangi bir süre ile sınırlandırılmamış olarak devir yetkisi de dahil olmak üzere işleme, çoğaltma, yayma, temsil ve umuma iletim haklarının kullanılmasına meslek birliği hakları saklı kalmak kaydı ile tam muvafakat şeklinde olduğu, ancak taraflar arasında ticari hususların belirlenmesi, elde edilen gelirlerin ne şekilde paylaştırılacağı gibi konular da dahil olmak üzere bu hususlarda herhangi bir sözleşme imzalanmadığı, sunulu muvafakatname içerisinde de bir düzenleme bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Muvafatnameler incelendiğinde telif ücretinden bahsedilmemiştir.Bu tarz düzenlenen sözleşmelerde telif bedelinin nakden veya aynen belirlenebilmesi mümkün olduğu gibi telif bedelinin ödenmesinin şarta bağlı olarak kararlaştırılması da mümkündür. Sözleşmede mali hakların devri kararlaştırılmış ancak devrin telif bedeli karşılığında mı yoksa telif bedeli olmaksızın mı olduğu belirtilmemişse bu halde dahi eser sahibi telif bedeli talep edebilir. Zira telif bedeli talep etme hakkı devrin niteliği gereği emeğin korunmasını gerekli kılar. Bu halde telif bedeli konusunda sözleşmede hüküm bulunmadığından davalı da somut olayda pek tabiidir ki bu hakkının tespiti açısından davacıdan açıklamada bulunmasını isteme hakkını kullanmış ve davacıya ihtar göndermiştir. Ancak somut olayda albümün çıkmasından itibaren davalının taleplerine rağmen davacının hiçbir bilgilendirmede bulunmaması ve bedel ödememesi hususları da göz önünde bulundurulduğunda; davalı tarafından davacıya 30 Ocak 2019 tarihli bir ihtarname gönderildiği, gelir ve satış bilgilerinin 7 gün içinde bildirilmesi talep edilmesine rağmen davacının ( … 34. Noterliği … yevmiye numaralı) … tarihinde gönderdiği cevap bildiriminde, eserlerden bir gelir elde edilmediği, edilse dahi, davalının bu gelirlere ilişkin bir talep etme hakkının bulunmadığı yönünde beyanda bulunulduğu, bunun üzerine, davalı tarafından … 20. Noterliği … yevmiye numaralı …tarihli ihtarnamesi ile işbu davaya konu 5 müzik eserine ilişkin olarak FSEK md.58’maddesine uygun olarak cayma hakkının kullanıldığının beyan edildiği anlaşılmıştır.
Haklı sebeple feshin özellikle sıkı şekil şartlarına bağlandığı özel bir hali olarak değerlendirilebilecek cayma hakkının esasa ilişkin şartlarının da sektörel gerçeklerde gözetilerek geniş yorumlanması gerektiği, zira sanatçının mesleği gereği ürettiği eserlerden gelir elde ederek hayatını idame ettirmesi nedeniyle fesih sebebinin tek başına “bedel/ücret ödememe” olgusu olarak da yorumlanmaması gerektiği, davacının bedel/ücret ödememenin yanı sıra, elde edilen ücretlere ilişkin bilgilendirmede bulunmadığı, dava konusu müzik eserleri bağlamında bu müzik eserlerinin yaratıcısı/icracısı konumunda olan davalının aynı zamanda bir kısım eserlerin yapımcısı konumunda da olduğu, davalının bilgilendirilmemesi ile birlikte sözleşmeden doğan güven ilişkisinin sarsılmasına neden olduğu, bizatihi davacının ihtara cevapda dahi tek başına eserlerden hiç gelir elde edilmediği yönündeki beyanın dahi hükmün lafzındaki “hiç kullanmama” şartını sağlama şartını sağladığı, bu nedenle davalının cayma iradesi sergilemesinin yasanın amacına uygun bir kullanım olduğu hususu Mahkememizce sabit görülmüştür. Eser üzerinde ruhsat sahibi olmuş davacının eserlerden gelir elde etmesine rağmen bu gelirler konusunda davalıyı bilgilendirmediği, keza iletişim çağında olunmasına rağmen eserlerden gelir elde etme /imkanları konusunda davalının görüşüne başvurmaması, ki eser sahibiyle iletişim ve işbirliği hakkın tam manasıyla gereği gibi kullanılmasına imkan sağlayacağından , bu yönde davacı yanca hakkın gereği gibi kullanıldığı yönünde davalıyı bilgilendirmediği , dolayısıyla davalı tarafından cayma hakkının haklı bir şekilde kullanıldığı yönünde mahkememizde kanaat oluştuğu anlaşılmıştır,.
Taraflar arasında devam eden … 4.FSHHM’nin …(eski 2FSHM …) sayılı dosyasına davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan esere tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tazminat davasında dosyaya …, … tarafından düzenlenen 19.10.2020 tarihli rapor da delil olarak sunulmuştur.
Davacı ile davalı arasındaki ilişkinin muvafakatnameler üzerinden tesis edildiği, taraflar arasında, elde edilecek gelire ilişkin paylaşım, yapımcının yükümlülükleri ve diğer ticari şartları konu olan bir düzenleme yapılmadığının anlaşıldığı, … imzalı bilirkişi raporundaki “Sözkonusu muvafakatname ile yapımcı sıfatıyla elde edilecek gelir paylaşımına ve benzeri ticari koşulların belirlenmesine ilişkin hususlara yer verilmediği, yapımcı sıfatıyla aralarında bir sözleşme bağının olmaması sebebiyle yapımdan elde edilecek gelirlerden davalının davacıya ödeme yapmadığı sonucu çıkmaktadır” şeklinde beyanda bulunulduğu, yine, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde … sayılı dosya kapsamında alınan Doç. … imzalı bilirkişi raporundaki, “dava konusu Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’ne hitaben 06.12.2014 tarihli Sözleşme başlıklı yazının, mali hakların devrine ilişkin bir sözleşme olmadığı, münhasıran albüme ilişkin Kurum nezdinde gerçekleştirilecek başvurularda kullanılmak üzere hazırlandığı kanaatine varılmaktadır. Bu sebeple davalının davacının eser hakkı kapsamında gerçekleştirdiği kullanımların, davacının eser sahibi olmasından kaynaklı mali haklarına tecavüz oluşturduğu sonucuna varılmaktadır. Davacının esere ilişkin mali haklarının izinsiz, dürüstlüğe aykırı şekilde kullanılmasının TTK m.55/I-c uyarınca haksız rekabet olarak değerlendirilebileceği kanaatine varılmaktadır” şeklindeki tespitlerde bulunduğu anlaşılmaktadır.
Toplanan deliller, uzman görüşü, alınan heyet raporları, usb, e mail kayıtları, eser işletme belgesi, sözleşmeler, Bilirkişiler …, … ve … 11/08/2021 tarihli bilirkişi raporlarının 7. Sayfasında Davalı vekili tarafından dosyaya sunulan eserlerin ilk tespitiyle ilgili e-posta yazışmaları ile USB bellek içindeki dosyaların incelendiği, Gerek e-posta yazışmaları gerekse USB bellek içindeki verilerin incelenmesi sonucunda, önceki heyetçe hazırlanmış olan raporda ayrıntılı bir biçimde yapılmış olan tespitlerin yerinde olduğunu ve parçaların ses kayıt ve düzenleme çalışmalarının davalı tarafından yapıldığının anlaşıldığını, FSEK m. 58 uyarınca, “mali bir hak veya ruhsat iktisap eden bir kimse kararlaştırılan süre içerisinde ve eğer bu süre tayin edilmemişse icabı hale göre münasip bir zaman içinde hak ve salahiyetlerden gereği gibi faydalanmaz ve bu yüzden eser sahibinin menfaatleri esaslı surette ihlal edilirse eser sahibi sözleşmeden cayabilir (m. 58/1). Düzenlemesi gözetildiğinde Caymadaki ihlalin özel bir nitelik taşıdığını, eser sahibinden bir hak veya ruhsat (lisans) iktisap eden kişinin bu hak veya ruhsatı kullanmamış olmasını, kararlaştırılan süre veya icabı hale göre münasip bir sürenin geçmiş olmasını, bu yüzden eser sahibinin hakları esaslı surette ihlal edilmiş olması gerektiğini, Hak ve salahiyetlerden gereği gibi yararlanma ibaresinin geniş yoruma tabi tutulması gerektiğini, sadece mali hakkın hiç uygulanmaması (kitabın, plağın, kasetin, CD’nin piyasaya verilmemesi gibi) değil hakkın gereği gibi kullanılmaması (kasetin, CD’nin yetersiz dağıtımı vd.)nı da kapsaması gerektiğini, … için karşı tarafın kusurunun şart olmadığını, Cayma hakkının kullanılması için, eser sahibinin edimlerini yerine getirmesi için karşı tarafa noter aracılığıyla bildirimde bulunması ve ona münasip bir süre vermesinin şart olduğunu, ancak 3 halde süre verilmesinin aranmayacağını,Bu durumların ise hakkın kullanılması iktisap eden bakımından imkânsızsa , iktisap eden hakkın kullanılmasını reddederse ve süre verilmesi eser sahibinin haklarını esaslı surette tehlikeye düşürüyorsa (ESBK m. 50) verilen süre sonuçsuz kalırsa ya da süre verilmesine gerek olmadan noter aracılığı ile yapılacak ihbar ile caymanın sonuçlanacağını (Tekinalp, s. 239), Somut olayda taraflar arasında imzalanan 16.02.2016, 08.02.2016 tarihli sözleşmelerde eser sahibinin mezkûr eserlerin kullanılması için tam muvafakat verdiği, 11.02.2016, 18.02.2015, 02.02.2016 tarihinde … Genel Sekreterliği’ne muvafakat namesinin bildirildiği, …’in 05.02.2020 tarihli yazısı ile Mahkemeye davalının anlaşmalar ile ilgili toplam 1.145,16 TL , …’nin 20.01.2020 tarihli yazısında davalıya telif gelir olarak 165,29 TL ve 1.088,75 TL ödendiğinin bildirildiği, …’ın 16.01.2020 tarihli yazısında davalının birliğin üyesi olmadığının belirtildiği, davalının … 20. Noterliği’nin …tarih … yevmiyeli ihtarnamesi ile davacıya, yükümlülüklerini ifa etmesi aksi halde FSEK m. 58 kapsamında cayma hakkını kullanacağını ihtar ettiği, davacının … 34. Noterliği’nin … tarih … yevmiyeli ihtarnamesi ile, davacının mali hakların sahibi olduğunu cayma hakkının kullanılmasının mümkün olmadığını bildirdiği, davalı … 20. Noterliği’nin … tarih … yevmiyeli ihtarnamesi ile FSEK m. 58 uyarınca “cayma hakkını” kullandığını bildirdiği, toplanan delillere göre dava konusu ihtilafta dosyadaki belgelerden davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarnamelere rağmen davalıya mezkur eserlerin kullanılması karşılığında herhangi bir bedel ödenmediği, hiçbir gelir elde edilmediğini ileri sürdüğü anlaşılmakta olup davalının ihtarnamesinde yer alan taleplerin cevaplandırılmadığı, davalının FSEK m. 58’e uygun olarak 30.01.2019, 14.03.2019 tarihli ihtarnamelerde cayma hakkını kullanacağı ve nihayetinde cayma hakkını kullandığını bildirmiş olduğu , FSEK m. 58’de öngörülen şartlara uygun olarak cayma hakkını kullandığı, davalının hak ve yetkilerden gereği gibi yararlanamadığı, bu durumun , davalının menfaatlerinin ağır bir şekilde zedelenmesi ihtimalini yarattığı gibi davacı eyleminin dürüstlük kuralına aykırı bulunduğu dolayısıyla davalının konumunun eserden kaynaklı haklarının FSEK md. 58 kapsamında gereği gibi kullanmama kapsamına gireceği, FSEK md.58 hükmü kapsamında taraflar arasındaki hukuki ilişkinin sona erdirilmesine yönelik olarak cayma hakkının kanunda aranan koşullara uygun olarak davalı yanca haklı olarak kullanılmış olması nedeniyle şartları oluşmayan caymanın geçersizliği davasının yerinde olmadığı gözetilerek sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan tebligat, müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.207 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.20/12/2022

Katip
¸

Hakim …
¸