Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/91 E. 2019/48 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/91 Esas
KARAR NO : 2019/48

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/03/2018
KARAR TARİHİ : 31/01/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; “…” markasının davacı şirketler adına TPMK’da …, … esas unsurlu 5 adet seri markanın sahibi olduklarını , aynı zamanda davacının … sitesinin sahibi bulunduğunu , davalının ise … şeklindeki internet sitesinde davacının esas … unsurlu markalarını alan adı olarak kullandığı gibi davalının tescilli … sayılı markasının … doğa şekil iken davacı markasını kullanması nedeniyle eylemlerinin marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil ettiğinden eylemlerin tespiti , önlenmesi, durdurulması , erişimin engellenmesi tedbir ve ilan kapsamında açıldığı anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı şirket yetkilileri açılan davaya cevap vermemişler ancak sözlü yargılama oturumuna iştirak etmişler ve sözlü yargılama oturumundaki beyanlarında; açılan davayı kabul etmediklerini,yetkilisi bulundukları şirketin ticari ünvanının … olduğu gibi whois kaydının oluşturulma tarihinin 26/03/2002 tarihi olduğunu, markalarının tescilli olduğu tarih davacının tescil tarihinden önceki bir tarih olup, haksız açılan davanın reddini talep ettiklerini, şirketlerinin kullanımının daha önceki tarihe ait olup odaya sicil kayıtlarınında davacıdan daha önceki tarihli olduğunu, ayrıca yine marka üzerindeki hak sahipliğinin önceye dayalı kullanım ve ünvana dayalı kullanım ile davalı şirketlerine ait olduğunu. Rapordaki aleyhe tespite katılmadıklarını bildirmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, “…” markasının davacı şirketler adına TPMK’da seri marka şeklinde tescilli olduğunu, … sitesinin de sahibi bulunduklarını, davalının ise … şeklindeki internet sitesinde davacının esas … unsurlu markalarını alan adı olarak kullandığı gibi davalının tescilli … sayılı markasının … şekil iken davacı markasını kullanması nedeniyle eylemlerinin marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil ettiğinden eylemlerin tespiti , önlenmesi, durdurulması , erişimin engellenmesi tedbir ve ilan taleplerine ilişkindir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davacı adına … markasının … no ile 35,36,37,41,42,43,44,45.sınıflar için hizmet markası olarak ilk kez 30.1.2004 tarihinde tescil edildiği,
Davacı adına … şekil markasının … no ile 19. sınıflar için hizmet markası olarak 29.12.2014 tarihinde tescil edildiği,
Davacı adına … şekil markasının … no ile 38. sınıflar için hizmet markası olarak 8.11.2012 tarihinde tescil edildiği,
Davacı adına … şekil markasının … no ile 38. sınıflar için hizmet markası olarak 21.12.2015 tarihinde tescil edildiği,
Davacı adına … şekil markasının … no ile 38. sınıflar için hizmet markası olarak 21.12.2015 tarihinde tescil edildiği,
Davalı adına ise esas unsuru … olan altında kücük harfle Doğa ibaresi bulunan markanın ticaret markası olarak … no ile 25.sınıf için 29.5.2007 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davalının ticaret odasına kaydının 5.6.2000 tarihinde gerçekleştiği ,faaliyet alanının spor giyisi ve aksesuar olduğu, alan adının ise davalı yanca 26.3.2002 tarihinde alındığı, davacının ise alan adını 6.4.2004 yılında aldığı Who’s kayıtlarından anlaşılmıştır.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Marka vekili sektör Bilirkişi… raporunda netice olarak; TPMK nezdinde, davalı tarafın … numaralı “… ” tescilli ibaresini “http://www….ltd.com ibareli web sitesinde “…” ibaresi olmadan “…” olarak kullandığını, davacı taraf markasının isimsel olarak aynı olmasına rağmen Davalı tarafın marka kullanımındaki logosal ve figürsel görüntüsü incelendiğinde davacı tarafa benzeme çabası olmadığını, Davalı tarafın tescilli olan markasının emtiaları ile davacı tarafın tescilli markalarının emtiaları birebir çakışmadığını, web sitesindeki hizmet gurubunun örtüştüğünü ancak nihai takdirin mahkemeya ait olduğunu bildirmiştir.
Davacı her ne kadar davalı kullanımının markasal olduğunu bildirmiş ise de , davalının tescilli ticaret unvanının … esas unsurundan oluştuğu, bilindiği üzere yeni TTK ile tacirlere alan adı kullanma zorunluğu getirildiği, davalının odaya kayıt tarihi ve alan adı oluşturma tarihinin davacının markasının ilk tescil tarihi olan 2004 tarihinden önce olduğu, yani davalının 5.6.2000 tarihinde oda kaydının gerçekleştiği ,faaliyet alanının spor giyisi ve aksesuar olduğu, alan adının ise davalı yanca 26.3.2002 tarihinde alındığı, davacının ise alan adını 6.4.2004 yılında aldığı Who’s kayıtları ve ticaret sicil kayıtları ve marka tescil belgelerinden anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz edilen deliller kapsamına göre davacının tanınmış marka olduğuna dair delil sunmadığı anlaşılmaktadır.
Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet kaynaklı taleplerin değerlendirilebilmesi için öncelikle taraflara ait markaların benzer olup olmadıklarının, davalı kullanımının markasal olup olmadığının tespit edilmesi gerekir.
Taraflara ait markaları karşılaştırarak benzerlik değerlendirmesi yapılırken ona düzeydeki tüketici ölçüsü (halk) dikkate alınır. Bir markanın diğer bir marka ile karıştırılma ihtimali bu malın uzman veya pazarlayıcıları nezdinde değil halk nezdinde araştırılacaktır. Halk terimini belirlerken, malın veya hizmetin niteliği ve hedef aldığı halk kitlesini nazara almak gerekmektedir. Bazı mal ve hizmetler tüm halk kitlesine hitap edebileceği gibi bazıları sadece belli kesimler tarafından ilgi görür. “Bir markanın bütün olarak bıraktığı genel intiba esas olduğu gibi, başkasına ait tescilli bir markaya, toplu olarak bıraktığı toptu intiba itibarıyla ilk bakışta kolayca tefrik edilemeyecek şekilde benzeyen ve bu suretle iltibasa sebebiyet verecek bir markayı kullanan kimse, markanın benzerinin kullanmış sayılır. intiba da bir kelime veva sembol va da bir slogan bağlantı noktası, cazip unsuru olarak rol oynar.Markalar arasındaki benzerlik değerlendirmesi, markaların bütünü göz önünde bulundurularak, genel görünüş itibari ile yapılır. Bütünsel benzerlik değerlendirmesinde, markaların esas unsurları ön plana çıkarılarak, bu unsurların benzer olup olmadıkları, markanın bütününde fark yaratıp yaratmadıklarına bakılır.
Bir markanın TPE marka siciline tescili zorunlu olmamakla beraber, markanın 556 sayılı KHK çerçevesince tescil edilmesi, marka sahibine, markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasını önlemeyi talep etme hakkı verir.
Tescilli marka sahibinin tescilden doğan haklarının ihlâli, marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilir. Marka hakkına tecavüz oluşturan fiiller KHK m.6lde sayılmıştır. Buna göre, KHK m.9/I/a’daki ihlâl de tecavüz kapsamında değerlendirilir. Marka sahibinin izni olmaksızın markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek (m.6 l/b) ve markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için ithal etmek veya ticari amaçla elde bulundurmak (m.61/c) da marka hakkına tecavüz olarak değerlendirilir. MarKHK’nın korumasından faydalanabilmek için söz konusu markanın tescil edilmiş olması gerekir. Şayet marka tescil edilmemiş ise, tescilsiz marka sahibi MarKHK’nın özel koruyucu hükümlerden faydalanamaz. Ayrıca korumanın bir diğer şartı da markayı alan ismi olarak seçmiş olan kimsenin bir ticari amaç taşımasıdır. Oysa davalı hem ticaret unvanı tescili ile hemde marka tescili ile kullanımlarının hukuka uygun bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı markası esas unsuru … ibaresi olup, doğa çok küçük harflerle yazılmış olup, markaya ayırt edicilik katan … ibaresidir, dolayısıyla davalının markası hem alan adı, ham marka hemde ticaret unvanı olarak tescillidir.
Davacı yanca davalıya gönderilen ihtarnamedeki görsel incelendiğinde de davalının davacının faaliyet alanı ile ilgili markasal bir kullanımı söz konusu olmayıp, kendi faaliyet alanı içinde sırt çantası,. Kamp çadırı,çanta gibi marka tescili kapsamında faaliyette bulunduğu, öte yandan davalının … ibaresini mavi uzantılı şekli ile kullandığı, davacının tek başına ilk tescil aldığı … markasının 25.sınıf için tescilinin bulunmadığı, öte yandan davacı markasının hizmet markası olarak tescil edilmiş olduğu, davalının ise hem ticaret unvanının esas unsuru olan hemde marka olarak tescil ettirdiği … ibaresini tescilli olduğu alanda kullandığından markasındaki esas unsurun marka tescil belgesine göre … ibaresi olup, internet sitesinde de şekil unsuru ile birlikte kullandığı, davalının kullanımının markasal olmayıp, dürüst ticari kullanım niteliğinde bulunduğu, sitenin iletişim bilgileri bölümünde davalının hem ticaret unvanına yer verildiği, harita ile ulaşım bilgilerine kadar sayfasının detaylandırıldığı, davacının tescilli ve şekil ihtiva eden hiçbir markasının davalı alan adında kullanmadığı, kaldi ki davalının tescilsiz olan dönemde gerek alan adı gerek oda kaydı ile … ibaresi ile faaliyette bulunduğu hususu da toplanan deliller ile subut olduğundan, web hizmetinin davacı firma ile örtüştüğü raporda belirtilmiş ise de faaliyet alanlarının tamamen farklı olduğu, tacirler için alan adı kullanımının zorunluluk halini alması, emtia sınıflarının çakışmadığı gibi davalının tamamen marka tescil belgesine ve faaliyet alanına yönelik dürüst ticari bir kullanımı bulunduğu hususu anlaşıldığından ve toplanan delillere göre ; TPE belgeleri, ticaret sicil gazetesi, alan adı oluşturulma tarihi, oda kayıtları,bilirkişi raporu bir bütün halinde incelendiğinde subut bulmayan davanın esastan reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-44,40 TL ilam hacının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 8,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Fazla yatıralın gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair karar davacı vekili ve davalı şirket yetkililerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 31/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır