Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/79 E. 2019/7 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/79 Esas
KARAR NO : 2019/7

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/02/2018
KARAR TARİHİ : 10/01/2019

Taraflar arasında görülen davada bozma öncesinde İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/09/2014 tarih ve 2008/176-2014/210 sayılı kararın taraflarca temyizi üzerine , Yargıtay 11.HD’nin 2015/5510 Esas, 2016/2404 karar nolu bozma ilamı üzerine, dava dosyası bozularak mahkememize tevzii edilmiştir.(dosya yüksek mahkeme denetimindeyken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2018/79 esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili, müvekkilinin kariyerinin başlangıcından bugüne, bitkilerin insan sağlığı üzerindeki etkileri üzerinde çalışmalarını sürdürdüğünü, söz konusu çalışmalarını makaleler halinde birçok dergide ve süreli yayında, “…” adlı kitabında ve “…” adlı kitaplarında da yayınladığını, müvekkilinin dergilerde yayınlanan makalelerinde ve … adlı eserinde yayımlanmış olan bulguların ve orijinal fikirlerin, davalılardan … ve … tarafından intihal edilmek suretiyle “…” adlı kitaba kaynak göstermeden konulduğunu, bu kitabın diğer davalıların ortağı ve yetkilisi oldukları … Tic. Ltd. Şti tarafından basıldığını, müvekkilinin büyük çaba ve masrafla ortaya çıkardığı bulgu, görüş ve fikirlerinin, müvekkiline ait olduğu belirtilmeden ve kendilerine aitmiş gibi basan ve yayımlayan davalıların intihal işlemini gerçekleştirdiklerini, bu durumun da müvekkilinin FSEK’den doğan eser üzerindeki haklarını ve kişilik haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek, devam eden tecavüzün ref’i ve muhtemel tecavüzün men’ini, dava konusu kitabın davalılar tarafından çoğaltılmasının ve yayılmasının önlenmesini, çoğaltılmış nüshaların satışının ülke genelinde durdurulmasını ve mevcutların toplatılmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 5.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;Davalılar vekili, iddiaların doğru olmadığını belirterek asıl davanın reddini savunmuş, karşı davada ise davacının müvekkilleri hakkında asıl davada haksız ithamlarda bulunduğunu iddia ederek, her bir müvekkili için 1’er TL olmak üzere toplam 6,00 TL manevi tazminatın davacı-karşı davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı/karşı davalı vekili, müvekkilinin anayasal şikayet hakkını kullandığını savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık Asıl dava, davacıya ait olduğu iddia olunan … adlı kitabın belirtilen sayfalarından, davalı yanın izinsiz olarak intihal oluşturan nitelikte alıntı yaparak … adlı kitabına koymak suretiyle davacının mali ve manevi haklarına tecavüzden dolayı, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatı, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili, vaki ve muhtemel tecavüzün men’i, oluşan maddi durumun giderilmesi ve verilecek kararın ilanı, karış dava ise, asıl davada davalı-k.davacıların fikir hırsızlığı/intihal gibi yüz kızartıcı bir suçla itham edilmeleri sebebiyle ve davacının bitkiler konusunda Profesör olması sebebiyle konuyu en iyi bilen kişi olmasına rağmen, davalıları zan altında bırakmak için yaptığı suçlamadan dolayı mağdur olan davalı-k.davacıların her biri lehine 1,00’er TL’den toplam 6,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesi aleplerine ilişkindir.
Bozma öncesinde Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, … adlı kitabının bazı sayfalarında davacının bitkilerle ilgili tariflerini, örneğin brokoli, lahana, ısırgan, karnabahar, enginar, domates, havuç ve maydanoz yönünden insan sağlığına iyi gelen yönlerini anlattığı hususları davalı yanın … isimli kitabına aktarırken bu bitkilerle ilgili anlatım ifadelerini FSEK’nın 35. maddesinde belirtilen iktibas serbestisi kapsamı dışına çıkarak birçok kelimeyi aynen almak suretiyle ve anlamlarını da benzer şekilde cümle içerisinde kullanmak suretiyle alıntı yaptığı, bu alıntıların çoğu kez mealen alıntı çerçevesinde oluştuğu, davalı yanın oluşturduğu eserde davacının eserinde intihal yaptığı sonucuna varıldığı, asıl davada husumetten davası reddedilen davalı-k.davacıların fiille irtibatlarının olmadığı, eser sahibi olmamaları sebebiyle karşı davadaki iddiaların bu anlamda yerinde görülmediği, eser sahibi olan karşı davacıların ise asıl davada davacının eserinden izinsiz alıntı yapmış olmaları sebebiyle iddialarının yerinde bulunmadığı gerekçesiyle asıl dava davada davalı … Tic. Ltd. Şti., …, …, … hakkındaki davanın husumetten reddine, davalılardan … ve … yönünden davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl davada taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Yargıtay 11.HD’nin 2015/5510 esas, 2016/2404 karar nolu bozma ilamında; “…1- Asıl dava, davacıya ait olduğu iddia olunan “Bitkisel Sağlık Rehberi” adlı kitabın belirtilen sayfalarından, davalılar Ahmet ve … tarafından izinsiz olarak intihal oluşturan nitelikte alıntı yaparak “…” adlı kitaba koymak suretiyle davacının mali ve manevi haklarına tecavüzden dolayı maddi ve manevi tazminatın tahsili, vaki ve muhtemel tecavüzün men’i, oluşan maddi durumun giderilmesi ve hükmün ilanı istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki temel uyuşmazlık, intihalin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mahkemece benimsenen bilirkişi kurulu raporu doğrultusunda yazılı gerekçelerle asıl davanın davalılardan … ve … yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.Oysa, 5846 sayılı yasa ile korunan fikirlerin bizatihi kendisi değil, fikirlerin ifade tarzı olup, herkesçe bilinen hususlarda doğrudan veya dolaylı atfa gerek bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, 5846 sayılı FSEK hükümleri ile eser sahibine sağlanan fikri hak koruması fikrin bizatihi kendisine dair olmayıp onun büründüğü ifade ediliş biçimine ilişkindir. Öte yandan anılan yasa hükmü uyarınca bir hak ihlalinden bahsedebilmek için öncelikle bir kopyalamanın veya usulsüz alıntının kuşkuya yer bırakmaksızın yapıldığının kanıtlanması gerekir.
Somut olayda davacı ve davalı … ve …’ye ait eserlerin karşılaştırılması sonucu 8 adet bitki ile ilgili olarak davacı eserinden anılan davalıların mealen alıntı yaptıkları sonucuna varılarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Bu bağlamda, mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda telif hukuku ile fikirlerin ifade ediliş şekillerinin korunacağı ilke olarak kabul edilerek hükme esas alınan bilirkişi raporundaki belirlemelerin dahi iddia edildiği gibi intihal yapıldığına ilişkin yeterli bir tespit içermemesi karşısında yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak FSEK’nın da temeli de bulunmayan mealen alıntı yapıldığından hareketle asıl davanın davalılardan … ve … yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın anılan davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyizine gelince, davada iddianın ileri sürülüş biçimine göre intihal iddiasına dayalı olarak davalı şirket tarafından basıldığı iddia edilen kitaba ilişkin davacı tarafça davalı şirkete husumet yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı mahkemece gözden kaçırılarak yazılı şekilde davalı şirket yönünden de davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
3- Bozma neden ve şekline göre, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalılardan Ahmet ve … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün anılanlar yararına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,03/03/2016 tarihinde karar verildi..” şeklindeki bozma ilamı üzerine bozma usul ve yasaya uygun görüldüğünden uyulmasına karar verilmiş ve tarafların bozmaya karşı beyanları alındıktan sonra asıl davanın reddine, karşı davada hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmasına yer olmağına karar verilmesi gerekmiştir.
Bozma ilamına uyulmuş olmakla, alınan bilirkişi raporlarıda dikkate alındığında, 5846 sayılı FSEK hükümleri ile eser sahibine sağlanan fikri hak koruması fikrin bizatihi kendisine dair olmayıp onun büründüğü ifade ediliş biçimine ilişkindir.Kezabir hak ihlalinden bahsedebilmek için öncelikle bir kopyalamanın veya usulsüz alıntının kuşkuya yer bırakmaksızın yapıldığının kanıtlanması gerekir. Somut olayda alınan bilirkişi raporlarının içerikleri incelendiğinde davacıya ait kitaptan intihal teşkil edecek şekilde bir alıntı yapılmadığı tespit edilmiştir.
Davacının iddiası, bazı bitkilerin, bazı hastalıklara iyi geldiğini kamuoyuna kendisinin duyurduğunu, davalının da bu bilgileri ifadelerini değiştirmek suretiyle alıntıladığı iddiasında bulunmaktadır.Davacının sırf kitabındaki bilgi ve bulguların farklı bir tarzda ve farklı cümlelerle alıntı yapıldığına dair böyle iddiası telif hukuku ile korunamaz. Nitekim Yargıtay bozma ilamında da bu hususu işaret edilmiştir. FSEK kapsamında koruma ifade tarzı/uslup üzerinde olup; davacı kitabındaki ifade tarzı/uslup ile davalıların kitabındaki uslup/ifade tarzının da farklı olduğu 18.11.2009 havale tarihli bilirkişi raporlarında tespit edilmiştir. Yine 30.6.2011 tarihli ikinci bilirkişi heyeti raporunda da aynı tespit daha detaylı bir şekilde açıklanmış ve dosyada herhangi bir intihalin ve FSEK kapsamında bir ihlalin olmadığı tespit edilmiştir. Yargıtay bozma ilamında da bu tespitlere de dikkat çekilerek “hükme esas alınan bilirkişi raporundaki belirlemelerin dahi iddia edildiği gibi intihal yapıldığına ilişkin yeterli bir tespit içermemesi karşısında yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak FSEK’nın da temeli de bulunmayan mealen alıntı yapıldığından hareketle asıl davanın davalılardan … ve … yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın anılan davalılar yararına bozulması gerekmiştir.” denilmiştir.
FSEK anlamında bir hak ihlalinin olabilmesi için, bir kopyalamanın gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda ise tarafların kitaplarındaki hiçbir ifadenin birbirine benzemediği hususu dosyada alınan raporlarla da tespit edilmiştir. Davacı tüm iddialarını, bilgi ve bulgulara, yani fikrin kendisininden alındığı iddiasına dayandırmış isede;bu iddianın da telif hukukunda bir karşılığı olmadığı mealen alıntı yapıldığından hareketle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından subut bulmayan asıl davanın esastan reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-ASIL DAVANIN REDDİNE,
A-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 428,00 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
B-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
C-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
D-Tecavüzün tespiti ve haksız rekabetin önlenmesi talebinin reddi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.145 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
E-Davalıların yapmış olduğu 40 TL giderin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
F-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
G-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
2-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN HÜKÜM KESİNLEŞMİŞ OLDUĞUNDAN YENİDEN BİR HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 10/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır