Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/77 E. 2020/177 K. 18.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/77 Esas
KARAR NO:2020/177

DAVA:Marka Hakkına İhlalin Tespiti, Durdurulması, Önlenilmesi, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ:20/02/2018
KARAR TARİHİ:18/06/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına İhlalin Tespiti, Durdurulması, Önlenilmesi, Maddi-Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin uzun yıllardır İstanbul’da şube sayısı dokuz olan ve … … olarak bilinen restoranlar zincirinin sahibi olduklarını, markanın haklı bir itibara sahip olduğunu, … … …, … ve … … … markalarının 43. sınıfta müvekkilleri adına tescilli olduğunu, davalının müvekkillerine ait işyerinde işçi olarak çalışırken işten ayırıldığını ve … … … markasını kullandığını, restoranın iç ve dış dizaynının dahi müvekkillerinin restoranları ile aynı olduğunu, öncelikle davalıya tebligat yapılmaksızın işyerinde tespit yapılmasını, SMK 151/2-c bendi uyarınca 1.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, tazminatın durdurulmasını ve kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıların kötüniyetli olarak bu davayı açtıklarını, … … … ve … … … markalarının müvekkili adına tescil edilmiş markalar olduğunu, … ibaresinin kimsenin tekeli altına verilemeyeceğini, bu nedenle markanın başına … ya da … ibarelerinin konulmasının iltibasa yol açmayacağını, davacıların baskın yapar gibi işyerinde tespit yaptırdıklarını, öncesinde hiçbir uyarı ya da ihtar göndermediklerini, müvekkilinin davadan önceden bu yana … … ibaresini kullanmadığını ve kendine ait bir başka marka olan … … ibaresini kullandığını, müvekkilinin lokantasının görünüşünün, iç dizaynının, personel kıyafeti, tespit şekilleri, masa konumları ve sair bir çok şeklinin de davacıların lokantalarından farklı olduğunu, davacıların bu şekilde dava ikame etmesinin hakkın kötüye kullanılmasını teşkil ettiğini, müvekkilinin hali hazırda davacılara ait hiçbir markayı kullanmadığını, davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiştir.
İhtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi amacıyla tensip ara kararı gereği Marka vekili bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılmıştır.
08/03/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; TPMK nezdinde davacılara ait …, … ve … numaralı markaların sırasıyla “… … …”, “… … …” ve “…” ibareli tescilli markalara istinaden davalı tarafından “… … …” olarak markanın kısmen kullanıldığının tespit edildiği, tespit istenen iş yerinde sokak-cadde tabelasında, çalışanların iş kıyafetlerinde ve fiş üzerinde marka kullanımının ise “… …” şeklinde olduğu, davalının “… … …” ibaresini, broşür ve yemek tepsisi üzerinde kısmen kullandığı, “… … … ” ibaresinin davacıların tescilli markaları ile kısmen iltibas oluşturduğunun gözlemlendiği, davalının daha evvelki marka kullanımının “… … …” şeklinde olduğu ancak hali hazırda marka kullanımında değişikliğe gidildiği, kesilen fiş ve aynı fişe ait banka dekontu üzerinde yer alan bilgilerin birbirinden farklı olmasının bu durumu desteklediği, sokak – cadde tabelasında, çalışanların iş kıyafetleri üzerindeki marka kullanımının ise “… …” olduğunun tespit edildiği, “… …” ibaresinin de davacıların tescilli markaları ile iltibas oluşturmadığı bildirilmiştir.
Marka vekili, Mali bilirkişi ve sektör bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.
08/05/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; Davalının işyerinde bulunan tepsi ve broşürler üzerinde kullanılan … … … ile dava dilekçesi ekinde sunulan fiş ve tabela görseli üzerinde yer alan … … … markaları ile davacıların … esas unsurlu markaları arasında benzerlik olduğu, markaların kullanıldığı hizmetler ile karşılaşan tüketicilerin markaların aynı işletmeye ait olduklarını düşünme ihtimallerinin yüksek olması sebebiyle aralarında karıştırılma ihtimali oluştuğu, benzerlik ve karıştırılma ihtimali sebebiyle davalının, davacıların marka haklarını ihlal ettiği, her ne kadar davalı adına “… … …” markası tescilli olsa da, markasal kullanımlarda … … ibaresine vurgu yapılarak ön plana çıkartılması sebebiyle markanın tescil belgesine uygun kullanılmadığı, somut olay açısından 6769 sayılı SMK’nın 155. maddesinin uygulanıp- uygulanmayacağının tamamen hukuki bir mesele olup, bu hususun mahkemenin takdirinde olduğu, davacıların, davalıdan 5.726,69 TL. maddi tazminat talep edebileceği, manevi tazminat konusundaki takdirin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacıların marka hakkının ihlal edildiği iddiasıyla marka hakkına ihlalin tespiti, durdurulması, önlenmesi, ihtiyati tedbir kararı verilmesi SMK 151/2-c (lisans) tazminat seçim yöntemine göre şimdilik 1000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere:Davacıların … … …, … ve … … … markalarını 43. sınıfta tescil ettirdikleri, davalı adına … … … ve … … … markalarının 43. sınıfta yer alan yiyecek içecek sağlanması hizmetlerinde tescilli olduğu, SMK 7 ve 29 . maddeleri uyarınca mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılmasının yasaklandığı, markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsurun göz önünde tutulması gerektiği, bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılmasının, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşıdığı, bir markanın ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsurunun gerçekleştiği, marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerektiği,davalının işyerinde tespit yapılmasının talep edildiği ve yapılan tespit sonrasında alınan bilirkişi raporunda … … … ibaresinin broşür ve yemek tepsisi üzerinde kısmen kullanıldığının saptandığı, tespit esnasında davalının işyeri tabelası olarak … … markasını kullandığının tespit edildiği, dava dilekçesi ekinde davalının fiş örneği ile kullandığı tabelanın görselinin sunulduğu, hem fiş hem de tabelada … … … markasının yer aldığının tespit edildiği, tespit esnasında davalının … … ve … … … markalarını broşür ve tepsiler üzerinde kullandığının tespit edildiği, bunun dışında çalışanların kıyafetlerinde cama yapıştırılan menüde ve fiş üzerinde … … markasını kullanıldığının tespit edildiği, incelemeler neticesinde davalının önce … … … ve … … markalarını kullandığı sonrasında ise marka değişikliğine giderek … … markasını kullanmaya başladığının anlaşıldığı, somut olayda davacıların … markasını tek başına 43. sınıfta yer alan yiyecek içecek sağlanması hizmetlerinde tescil ettirdikleri ayrıca her bir davacı adına … … … ve … … … markalarının aynı sınıfta tescilli olduğu, davacıların 2012 yılından bu yana … markasını kendi adlarına tescil ettirdikleri, her ne kadar … kelimesi belirli bir bölgeyi ifade eden bir kelime olsa da 43. sınıf açısından bir cins, sıfat, coğrafi işaret veya tasviri nitelikte bir kelime olmadığı, … bölgesine ait bir yemek kültürü olduğu düşünüldüğünde markanın, zayıf marka olduğu fakat bunun bir tescil engeli olmadığı, davacıların markaları incelendiğinde … kelimesinin ön planda ve esas unsur olarak kullanıldığı, bu durumda davalının … … ibaresini ön plana çıkartarak markasal olarak kullandığı ve bu kullanımın davacıların markaları ile iltibas ve karıştırılma ihtimaline yol açtığı, markaların kullanıldığı hizmetler ile karşılaşan tüketicilerin markaların aynı işletmeye ait olduklarını düşünme ihtimallerinin yüksek olduğu, … ibaresinin markaya yeterli derecede ayırt edicilik katmadığı, … … … markasının 02.08.2016 tarihinden bu yana davalı adına tescilli olduğu, markanın düz, siyah, beyaz ve aynı büyüklüklerden oluşan … … … şeklinde tescil edilmiş olmasına rağmen, davalının markasal kullanımlarında “…” ibaresini küçük, “… …” ibaresini ise büyük olarak kullandığı, markanın tescil edildiği şekli ile kullanılmadığı, … … ibaresine vurgu yapılmak ve ön plana çıkartılmak istendiği böylece davalı kullanımlarının davacıların marka haklarının ihlaline yol açtığı, davacı tarafça maddi tazminatın SMK 151/2-c maddesi gereğince hesaplanmasının talep edildiği, iltibas sebebiyle davacıların 5.726,69 TL maddi tazminat talep edebileceği, kısacası: Davalının işyerinde bulunan tepsi ve broşürler üzerinde kullanılan … … … ile dava dilekçesi ekinde sunulan fiş ve tabela görseli üzerinde yer alan … … … markaları ile davacıların … esas unsurlu markaları arasında benzerlik olduğu, markaların kullanıldığı hizmetler ile karşılaşan tüketicilerin, markaların aynı işletmeye ait olduklarını düşünme ihtimallerinin yüksek olması sebebiyle aralarında karıştırılma ihtimali oluştuğu, benzerlik ve karıştırılma ihtimali sebebiyle davalının, davacıların marka haklarını ihlal ettiği, davalı adına “… … …” markası tescilli olsa da, markasal kullanımlarda … … ibaresine vurgu yapılarak ön plana çıkartılması sebebiyle markanın tescil belgesine uygun kullanılmadığı böylece davalının eylemlerinin, davacıların marka hakkına tecavüz ettiği kanaatine varıldığından tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davacılarının 5.726,69 TL maddi tazminat talep edebileceği ancak taleple bağlı kalınarak 1.000 TL maddi tazminat, bilindiği üzere marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin manevi tazminat talep edebileceği davalının, davacıların marka hakkına tecavüz eyleminin kusur niteliğinde olduğundan davacıların manevi tazminata hak kazanacakları, somut olayın özelliği, hak ve nesafet ilkesi gereği takdiren 3.000 TL manevi tazminat ödenmesine, davanın etkinliğinin temini açısından davalının, “…” ibaresini içeren markasal bütün kullanımlarının önlenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının, davacıların marka hakkına tecavüzünün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Taleple bağlı kalınarak 1.000-TL maddi tazminatın, dava tarihi olan 20/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulmasına,
3-3.000-TL manevi tazminatın, dava tarihi olan 20/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davanın etkinliğinin temini açısından, davalının “…” ibaresini içeren markasal bütün kullanımlarının önlenmesine,
5-273,24 TL ilam harcından, peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 85,38-TL harcın davalıdan tahsiline,
6-Marka Hakkına Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenilmesi talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.000 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacıların yaptığı 35,90 TL başvuru harcı, 187,86 peşin harç, 208,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.950 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.382,26 TL yargılama giderinin takdiren1.127,42- TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/07/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır