Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/61 E. 2019/201 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/61 Esas
KARAR NO : 2019/201

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/02/2017
KARAR TARİHİ : 02/05/2019

Ankara 1.FSHMnin 2017/390 esas, 2017/324 karar sayılı yetkisizlik kararının kesinleşmesi üzerine dava dosyası Mahkememize gönderilmiş ve taraflar arasında görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … markası ile 1986 yılından bu yana …’da eğitim ve öğretim hizmeti sunduğunu, … Kurumları olarak 1986 yılında ilkokul, ortaokul ve lise (kolej) kurulduğunu, 1991 yılında ise yine …Kurumları çatısı altında … Fen Lisesinin açıldığını, müvekkilinin, 1986 yılından bu yana kullandığı … markasının 41. Sınıfta tescili için 12.10.2016 tarihinde, … başvuru numarası ile TPE’ye başvuruda bulunduğunu, Müvekkilin marka tescil başvurusunun, 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi dayanak gösterilerek, davalı …’nun 35. ve 41. Sınıflarda tescilli … sayılı …+Şekil markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, markalar arasında 556 sayılı KHK madde 7/1-b kapsamına girebilecek ve TPE tarafından resen gözetilecek bir aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olma durumunun söz konusu olmadığını, müvekkilinin 41. Sınıfta yer alan faaliyet alanında uzun süredir hizmet vermekte olduğunu ve tanınmış marka haline geldiğini, tanınmış marka olan müvekkil markasının tescil talebinin reddinin doğru olmadığını, Davalı …’nun ise sadece 2007 yılından bu yana ilgili alanda hizmet verdiğini ve …+Şekil markasının da 30.12.2014 tarihi itibariyle korunmakta olduğunu, davacı müvekkilinin 1986 yılından bu yana kullandığı markasının tanınmışlığından yararlanan … sayılı davalı markasının, hedef tüketici kitlesi tarafından ayırt edilemeyerek müvekkilin marka imajına zarar verme olasılığının engellenmesi gerektiğini beyanla TPE YİDK’nın 12.02.2017 tarih ve 2017-M-926 sayılı kararının iptaline, Davalı … adına tescilli, … numaralı evrensel + şekil markasının hükümsüzlüğüne ve markanın sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı asil cevap dilekçesinde özetle; markanın hükümsüzlüğü davasında KHK 63 ve 71 md gereğince davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemelerin yetkili olduğunu, ikametgahının İstanbulda olması nedeniyle öncelikle davanın yetki yönünden reddinin gerektiğini ve dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi FSHHM’ye gönderilmesini talep ettiği, davanın esasına yönelik olarak; adına tescilli Evrensel markasının davacının iddia ettiği gibi markaya tecavüz eden herhangi bir niteliğinin bulunmadığını zira Türk Patent Enstitüsüne başvuru yapıldığı tarihlerde yapılan incelemelerde gerek logonun gerekse markanın benzeri herhangi bir marka bulunmadığının belirtilerek talebinin onaylandığını ve tescil belgesinin verildiğini, davacının okullarının 90 yılından beri hizmet verdiğini ifade ettiğini, ancak bu zamana kadar bir marka başvurusunda bulunulmamasının da dikkat çekici olduğunu, davacı ile faaliyet alanlarının farklı olduğunu herhangi bir iltibasa yol açacak özellik arz etmediğini, … markası ile pek çok şirkete eğitim ve çalıştay hizmeti sunduğunu beyanla davanın öncelikle yetki yönünden reddine ve yetkili İstanbul Nöbetçi FSHHM’ye gönderilmesine esas yönünden de davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI ve GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık, Davalı … adına tescilli, … numaralı evrensel + şekil markasının hükümsüzlüğü taleplerine ilişkindir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” şekil markası 35 ve 41. Sınıflarda davalı adına 30.12.2014 tarihinden itibaren tescillidir.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Düzenlenen raporun denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle rapor mahkememizce kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmıştır.
Bilirkişiler 12.6.2018 tarihli kök ve 12.12.2018 tarihli tarihli raporlarında; … Genel Müdürlüğü tarafından 02.08.1990 tarihinde Kurum Açma ve 25.09.1990 tarihînde de öğretime başlama izni verilen davacı tarafın … markası ile … Eğitim Kurumları çatısı altında; ilkokul, Ortaokul, Lise, Fen Lisesi alanında eğitim faaliyetlerini sürdürdüğünü, her iki tarafın markalarında yer alan “…” ibaresinin benzer olduğunu ancak markaların bütünü itibariyle bıraktığı izlenim ve her iki tarafın markayı farklı alanlarda kullanması sebebi ile ortalama tüketicinin yanılmayacağını, dolayısıyla Davalı … adına tescilli … sayılı markasının hükümsüzlüğüne ve tescilden terkine karar verilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Hükümsüz kılınması talep edilen marka tescil belgesindeki marka görseli, emtia sınıfı bilirkişilerin kök ve ek raporları, marka hukuku ilkelerine göre incelendiğinde;
6769 sayılı SMK md,6. Maddesinde; “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkiiendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma İhtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir” şeklide düzenlenmiştir.
Markalar arasında ayniyet veya benzerliğin tespitinde markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Markada karıştırma incelemesi, markayı oluşturan unsurlar parçalara bölünerek yaptlmamalıdır. Markaların tek başma ayrım gücü bulunmayan işaretlerden oluşan kısımlarının aynı yada benzer olup olmadıklarının üzerinde durulmasına gerek yoktur. Yine İltibasın, karıştırılma olasılığının belirlenmesinde iki markanın bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakılmalıdır, Markanın esas unsurunun kullanılıp kullanılmaması iltibası belirlemede önemlidir.
Davacının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … tescil numaralı “…” markası 41. Sınıfta “ Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyumt konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşûaşmalan, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Tercüme hizmetleri. ” için başvurusu yapılmış, kurum tarafından başvuru değerlendirmiş ve 27.10.2016 tarih ve 488635 sayılı incelemede , “ …” ibareli marka tescil başvurusunu, KHK 7/1 (b) uyarınca; marka, ayni veya ayni türdeki mal ve hizmetle ilgili olarak tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ayni veya ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğu gerekçesi ile reddedildiği anlaşılmıştır. Kararın dayanağı ve hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” markası 35 ve 41. Sınıflarda davalı adına tescillidir.
Davacının başvurusuna esas markada … ibaresi ile bir yıldız ve … harfinin karakteristik şekilde elips bir zemin içinde bir şekil markası olarak kombin edildiği, davalının ise … Yazı ibaresinin yanında … harfi etrafında ve dairesel biçimde sıralanmış davalının verdiği hizmetleri simgeleyen (Stratejik Yönetimi- Organizasyon – Eğitim – Proje Yönetimi — Değişim Yönetimi — Yetenek ve Kariyer Yönetimi – Süreç İyileştirme ERP verimliliği – Performans Yönetimi alanlarında hizmeti simgeleyen) … adet … şeklinde bir logo bulunduğu markaların ilk bakışta görsel olarak aynı olmadığı, markalar arasında logoların markalara farklılık katttığı, markanın telif koruması kapsamında da bir hususiyetlerinin bulunduğu gözlemlenmektedir. Her iki tarafın markasında yer alan “…” ibaresi birebir aynı olsa da; markalar bütün olarak incelemeye tabi tutulduğunda ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde benzerlik bulunmadığı, öte yandan özel okul velilerinin bilinçli veliler olup, davalının sunduğu hizmetler kapsamında bir karıştırmanın söz konusu olamayacağı hususu da bilirkişi incelemesi ile sabittir.
Marka sahibi, markası hangi sınıflarda tescil edilmişse markasının başkası tarafından kullanılmasını ve tescilini önleme yetkisi, o mal veya hizmetler ve onlarla benzer olan mal ve hizmetlerle sınırlıdır. Davacının marka başvurusunun 41. Sınıfta davalının marka tescilinin ise 35 ve 41. Sınıflarda olduğu anlaşılmaktadır.
Davacı … tarafından verilen Kurum Açma ve Öğretime Başlama izin onaylarında, sadece “…” adı altıda faaliyet gösteren Eğitim öğretim kurum İşletmeciliği ile sınırlı olup, yani Davacı tarafın sunduğu hizmetler, tümü ile öğrenim çağında olan ve öğrencilerin yetişmesine imkan veren ve bir yönü ile kamu görevi kapsamında , Resmi Eğitim kurumlarının yükünü hafifletmeye yönelik hizmet sunan bir faaliyette bulunduğu, Davalının markasında yer alan hizmetlerin ise,
toplumun her kesimine ve eğitim öğretimle ilgisi olmayan, kişilerin istek ve arzularına hitap eden ve ülke kalkınmasında önceliği olmayan sektör bazında ve tümü ile kazanç önceliği olan hizmet ağında faaliyetler sunduğu ve sonunda söz konusun hizmet ağından 2-3 günlük sürede dahi yararlananlara sertifika verilen bir hizmetlere yönelik bulunduğu, yani klasik manada davacının lise eğitimi verdiği, davalını ise yeni bir iş kolu haline gelen yaşam koçluğu alanında faaliyet gösterdiği, eğitim verdiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla davacının tescilsiz kullanımı 41. Hizmet sınıfı kapsamında olsa ve bu sınıfla korunmak ve marka müracaatında bulunarak tescil isteminde bulunduğu anlaşılmaktaysa da; tarafların faaliyet alanlarının ve markaların farklı müşteri portföyüne hitap ettiği davacının ise kolej eğitimi dışında kişisel gelişim ve yaşam koçluğu alanında bir faaliyet yürüttüğünü ispat edemediği de anlaşılmıştır.
SMK M d, 6/1 maddesinde belirtilen nispi red sebepleri değerlendirilirken, ilgili sektördeki ortalama tüketici algıları dikkate alınmaktadır. Bu tüketici modeli, kural olarak alışveriş sırasında çok vakit harcayan, inceden inceye araştıran karşılaştıran bir tüketici anlamına gelmemekte, ancak bilgisi olan ve malı daha önce almış, kullanmış veya bilen bir tüketici olarak kabul edilmektedir. ,.Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü İse, bu İşin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır.
Davacı yan … kurum açma, öğretime başlama onayı bulunan ve sonuçta Üniversiteye girebilmenin ön koşulu olan Lise diploması veren kurumdur. Davalının tescil aldığı 41.sınıf ise hizmet açısından eğitim öğretim kapsamında olmakla birlikte söz konusu hizmetlerin, seviye /hitap ettiği tüketici bakımından birbirinden farklıdır.
Tarafların karşılıklı olarak “ … “ İbaresini kullanmaları taraf hizmetlerine olumsuz yansımayacağından karıştırma ihtimalinin bulunmadığı hususu da bilirkişi raporunda isabetle tespit edilmiştir.
Her iki tarafın markaları ortak olarak 41. Hizmet sınıfı kapsamında olsa da faaliyet alanlarının ve markaların kullanım alanlarının farklı olduğu, farklı müşteri portföyüne hitap ettikleri tartışmasızdır.
Öte yandan “… ” ibaresi kullanıldığı sektör ve markanın korunduğu sınıf itibariyle bir anlamda eğitim sektöründe sıkça kullanılan tanımlayıcı bir ibaredir. Marka korunmak istediği sınıftan yabancılaştığı ölçüde güçlenir, korunmak istediği sınıfa yaklaştığı ölçüde de zayıflar. Zayıf marka sahibinin ayırt ediciliği düşük ibareleri marka olarak seçtiği takdire 3. Kişiler tarafından haksız kullanıma açık olacağını bildiği, bunu kabul ederek de markayı seçtiği düşünülmektedir. … ibaresi de marka olarak eğitim alanında zayıf bir ibaredir. Dolayısıyla 41. sınıf için eğitim alınında zayıf bir ibare olan evrensel ibaresinin farklı logolar ile kullanılması halinde marka bir başka işletmenin markasından farklı olarak algılabilecektir. Davalınında oluşturduğu logo ile markasına farklılık kattığı, faaliyet alanlarının tüketici nezdinde karışıklığa neden olmadığı anlaşıldığından davanın esastan reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 13 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davalı asilin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 02/05/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır