Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/586 E. 2022/86 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/586 Esas
KARAR NO : 2022/86

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz Ve Haksız Rekabetin Önlemesi Ve Tazminat İstemli
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlemesi ve tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … … döneminden itibaren döneminin en önemli ve lüks otellerinden olduğunu, davacı vakfın gündüz bakımı, kreş hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, otel, motel, pansiyon vs olmak üzere … sınıf ve huzurevi hizmetleri olmak üzere …. sınıfta tescilli markaların sahibi olduğunu, … başvuru tarihli … sınıfta “…”, … başvuru tarihli … sınıfta “…”, … başvuru tarihli … sınıfta “…” markalarının davacı adına tescilli olduğunu, davalının aynı sektörde faaliyet göstermekte olup hizmet sağladığı “…” ismiyle davacı markasıyla iltibasa sebep verdiğini ve davacının tescilli markalarından doğan haklarına tecavüz ederek haksız rekabet teşkil edecek şekilde kullandığını, bu kullanımının iyi niyetli davranış kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davalının “…”, “…” ibarelerini kullanmasının haksız kazanç elde etmesine neden olduğunu belirterek davalının “…”, “…” ibarelerini “…” olarak …. sınıfta kullanmasının davacı marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete neden olduğunun tespiti, men-i ve durdurulmasını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıya ait …ve http://…/tr adlı internet sitelerinden “…” ibarelerinin tedbiren kullanımının engellenmesine, ilgili sitelerden çıkarılmadığı taktirde terkinini, şimdilik 6769 sayılı yasanın 151/c maddesi gereği lisans seçeneğine göre 1.000 TL maddi tazminat, 15.000 TL marka itibar tazminatı ve 50.000 TL manevi tazminatın faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 21.2.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 487.927.33 TL olarak talep etmiştir.
SAVUNMA; Davalı açılan davaya süresi içinde cevap vermemiş, daha sonra sunduğu 04.07.2019 tarihli beyan dilekçesinde ise; davacının SMK m. 7’ye dayanarak gösterdiği … iddiasının gerçeği yansıtmadığını, söz konusu gayrimenkulün davalı yetkilisi …’nın diğer şirketi olan …A.Ş. adına kayıtlı olduğunu, yıllar evvel … Bank A.Ş. … Şubesinden ihale yoluyla satıldığını belirterek davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının tescilli markasına davalı yanca gerçekleştirilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve men’i talepleriyle ihtiyati tedbir kararı verilmesi,… ve … Alan adı internet sitelerinden içeriklerin çıkarılması, çıkarılmadığı takdirde erişimin engellenmesi, yine … ve …ibarelerinin yer aldığı tüm metaryellerin basılı evrakların toplatılması, kaldırılması, imhası, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak SMK 151/c kapsamında şimdilik 1000 TL maddi( Davacı vekili 21.2.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 487.927.33 TL olarak talep etmiştir.) 15.000 TL marka itibar ve 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili, hükmün ilanı taleplerine ilişkin açılmış bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalıya tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve …’nın 20/02/2020 tarihli bilirkişi raporlarında; … alan adının davalı şirket adına (Eski Ünvanı …AŞ) kayıtlı olduğu, … linkinde …ibaresinin MARKASAL olarak kullanıldığı, … isimli otelin “…” adresinde bulunduğunun ve bu site üzerinden otel tanıtım ve rezervasyonlarının yapıldığı, yani 43.sınıfta yer alan “Geçici konaklama hizmetleri. Otel, Motel, tatil köyü, pansiyon v.b. hizmetler (geçici barınma) çadır kiralanması hizmetleri” nde kullandığını,… isimli web sitesi ve alan adı sahibinin tespit edilemediği, …SİTESİ VE LİNKİ incelendiğinde; … isimli otelin “…” adresinde bulunduğunun ve bu site özerinden otel tanıtım ve rezervasyonlarının yapıldığını, yani …sınıfta yer alan “Geçici kortaklama hizmetleri. Otel, Motel, tatil köyü, pansiyon v.b. hizmetler (geçici barınma) çadır kiralanması hizmetleri” nde kullandığını, mali inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davalı firmanın Manavgat vergi dairesi Müdürlüğünden celp edilen beyanlardan toplam cirosunun 3.567.449,70 TL olduğu, lakin sağlıklı bir hesaplama yapılabilmesi ticari defterlerin, kesin mizanların celp edilmesi ya da davalı adresinde yerinde incelenmesi gerektiğini, ancak bu inceleme neticesinde dava konu marka kullanımı ile elde edilen ciroya ulaşılabileceği görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir..
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat dosyasından seçilen Bilirkişi …’nın 20/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı Şirket …A.Ş. Ticari Defter ve Belgelerinin İncelenmesi sonucunda Davacı Markasının Kullanılması suretiyle elde edilen Cironun
2016 YILI- 1.296.760,86 TL
2017 YILI- 1.028.121,94 TL
2018 YILI- 927.966,05 TL
TOPLAM CİRO = 3.252.848,85 TL. olduğu,Toplam cironun % 15 ‘inin ise 487 .927,33 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişi marka vekili … tarafından düzenlenen 14/06/2021 tarihli raporda; Davalı şirketin 2016-2017 ve 2017 yıllarına ait cirolarının %15 inin hesaplanması için dosya kapsamına davalı şirketin 2016-2017 ve 2018 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannameleri sunulmuş olup, bu beyanname ekinde ciroların göründüğünü, Gelir Tablolarının mevcut olduğunu, Gelir Tabloları üzerinde yapılan detaylı incelemede davalı şirketin 2016-2017 ve 2018 yıllarına ait cirolarının raporda belirtilen şekilde olduğunu ve Söz konusu bu ciroların davalı şirketin otelcilik faaliyetinden oluştuğunu, SMMM Bilirkişi ….’nın hazırlayıp dosya kapsamına sunduğu 20.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere ;
2016 YILI CİRO TUTARI (Otelcilik Faaliyetinden Elde Edilen) : 1.296.760,86
2017 YILI CİRO TUTARI (Otelcilik Faaliyetinden Elde Edilen) : 1.028.121,94
2018 YILI CİRO TUTARI (Otelcilik Faaliyetinden Elde Edilen) : 927.966,05
ÜÇ YILLIK TOPLAM CİRO: 3.252.848,85 olduğunu, bu toplam cironun %15 inin ise 487.927,33 TL olduğunu beyan etmiştir.
Bilirkişiler …, …ve …’ın 20/01/2022 tarihli bilirkişi raporlarında; TTK m. 54, m. 55/1/a/4, SMK m. 7, m. 29, m. 151, çerçevesinde davalı …A.Ş.’nin fiilinin davacı … ’nın tescilli “…”, “…”, “…” markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davacı vakfın davalı … A.Ş.’den lisans bedeli olarak 487.927,33 TL talep edebileceğini, manevi tazminat tutarının ise Mahkemece belirleneceğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Dosya sunulu marka tescil belgeleri ticaret odasıyazıları, bilirkişi raporları bir arada incelendiğince; “…” markasının …no ile … Vakfı adına … sınıf emtiada kullanılmak üzere ilk defa 02.04.2002 tarihinde alınarak 02.04.2012 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile,“şekil +…” markası …no ile … adına 03.02.2011 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle,şekil + …” markası …no ile … adına … sınıflarında kullanılmak üzere 03.02.2011 tarihinden itibaren 10 yıl süre ile tescilli olduğu anlaşılmıştır.
İTO’nun 22.07.2019 tarihli yazısında lisans sözleşmesi yapılmış olsa idi sözleşmede belirtilen şartların geçerli olacağı, aksi halde markanın cirosunun %15’inin emsal lisans bedeli olarak taktir edileceği bildirilmiştir.
…. Ticaret Sicili Müdürlüğünün 02.12.2019 tarihli yazısında … A.Ş.’ne ait ticaret sicili gazetesi örnekleri gönderdiklerini, hisse devirleri Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil edilmediğinden devir ile ilgili belgelere ulaşılamadığını bildirmişlerdir.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu m. 6/1 gereği, tescil başvurusu yapılan markanın tescilli veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı veya benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali var ise itiraz üzerine başvuru reddedilir.Marka koruması tescil yolu ile elde edilir (m. 7/1).
Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetler aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması halinde marka sahibi bu fiilin önlenmesini talep hakkı vardır (m. 7/2/b).
Marka sahibinin izni olmaksızın markayı 7. maddede belirtilen şekilde kullanmak marka hakkına tecavüz sayılan fiillerdendir (m. 29/1/a).
Öte yandan, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır (TTK m. 54/2).TTK m. 55 hükmünde başlıca haksız rekabet halleri örnek olarak sayılmıştır. TTK m. 55/1/a/4 uyarınca, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işyeri ile karıştırılamaya yol açan eylemler haksız rekabet fiilleri olarak tanımlanmıştır.
Davalı yan her ne kadar gayrimenkulün yıllar evvel … Bank A.Ş. … Şubesinden ihale yoluyla satıldığını belirterek , davalının sorumlu olmadığını beyan ile davanın reddini talep ettiği anlaşılmışsa da; 20.2.2020 tarihli raporda ihlale konu web sitesi içeriği incelenmiş ve … atan adının … AŞ (huzurdaki davalının eski ticari ünvanı) adına … linkinde ilgili sayfaya ulaşıldığını, bu sayfada … ibaresinin markasal olarak kullanıldığını, otelin tanıtımının yapıldığının tespit edildiğini ve otelin iletişim bilgileri İncelendiğinde; “…” adresinin bildirildiğini, keza …site ve linki incelendiğinde; … isimli otelin “….” adresinde bulunduğunun ve bu site üzerinden otel tanıtım ve rezervasyonlarının yapıldığını ve Sözkonusu otelin davalıya ait … linkinde yer alan otel ile aynı adreste olduğu, aynı otelin tanıtım ve pazarlamasının yapıldığını bildirdikleri ,alan adında Şirket Adı : …,Telefon numarası :…,Faks numarası :… ,İnternet sitesi : … olup, Sözkonusu otelin web adresi…AŞ.ne ait olan … web sitesinin verildiğini, bildirmişlerdir. … Ticaret Sicil müdürlüğünün 2.12.2019 tarihli yazılarında …AŞ ‘nin ticari sicilde … no ile kayıtlı olup, durumunun aktif olduğu, 1991 yılında kurulduğu, faaliyet alanlarından birininde sözleşme kapsamında otel motel , tatil köyü turizm hizmetleri kapsamında kiralama, işletme, devir vb,, işlerin yapılmasının yer aldığı, bu firmanın önceki ticari ünvanının ise … SAN AŞ olduğu, unvan değişikliğinin 8.11.2005 tarihli … nolu ticari sicil gazetesinde yayınlandığı ve … AŞ olarak tescil edildiği, daha sonra ise… AŞ ünvanın 5.1.2009 tarih ve … nolu ticari sicil gazetesinde yayınlandığı, bilirkişilerin yayında olan siteyi inceledikleri tarihte de sitenin aktif olması, ticari işletmelerin birbirinin devamı niteliğinde olması, davalının aynı alanda ticari faaliyette bulunması, davalının alan adında davacının markasını iltibas yaratacak şekilde markasal şekilde kullandığı, Who’s sahiplik kaydı ile bilirkişi raporları bir arada incelendiğinde davalı yanca ileri sürülen sorumlu olmadıkları yönündeki beyanların sonuca etkili bulunmadığı anlaşılmıştır. Kaldiki bilirkişilerin inceleme tarihinde halen aktif olan tanıtım ve rezervasyon yapılan site yönünden raporun 8. Sayfasındaki görselde de online rezervasyon için 26.1.2020- çıkış tarihi olarak 27.1.2020 tarihlerini yazdıklarında sitenin aktif olduğu anlaşılmaktadır. Otelin veb adresinin ise yani … alan adının whos kaydında … Ticaret San AŞ oldu, yani huzurdaki davalının eski ticari ünvanı olup, ayrıca …htm linkinde ilgili sayfaya da ulaşılması, dolayısıyla site aracılığıyla halen ticari olarak markasal faaliyetlerin davalı yanca devam ettiği tespit edilmiş olup, bunun dışında davalı yanca aksi delil gösterilmemiş, celp edilen 13. İcra dairesinin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde davalının markasal kullanımını haklı gösterecek bir delile ulaşılamamış olduğu , dolayısıyla davalı eyleminin davacının marka hakkını ihlale ve haksız rekabete neden olduğu anlaşıldığından eylemin tespiti, durdurulması ve önlenmesi istemlerinin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
HMK 266 madde kapsamında hükme dayanak alınan bilirkişi raporu da dikkate alındığında; dosya da mübrez belgelere göre davacı adına “…” markasının 2002 tarihinden itibaren, “…” markasının ve “… den beri hizmetinizde” markasının 2011 tarihinden itibaren … ve … sınıf hizmetlerde kullanılmak üzere tescilli olduğu Türk Patent ve Marka Kurumuun 17.01.2019 alındı tarihli yazısında davacı adına kayıtlı …-…-… no lu markaların mevcut olduğu, davalı … kayıtlı marka/patent/tasarım kaydına rastlanmadığı, 19.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere davalıya ait…ve … adlı internet sitelerinden “…” ibarelerinin konaklama hizmetlerinde (… sınıf) kullanıldığı anlaşılmıştır. Tarafların her ikisi de konaklama hizmeti vermekte olup, davalıca davacının 2002 yılından beri tescilli olan markalarının ana unsuru olan “…” ibaresini ve pera ibaresini de kapsayan “…” markasının internet sitesinde izinsiz olarak kullandığı raporlar kapsamı ile tespit edilmiştir. Davacının tescilli …,… markalarının davalı internet sitesinde davacı hizmetleri ile aynı hizmetlerde (konaklama, otel, motel vs) kullanılması davacının … ibareli markasına tecavüz teşkil ettiği gibi, ortalama tüketici nezdinde davalının “…” ibareli otelinin davacının oteli olarak karıştırılabileceği şüphesizdir.
Davacı yan maddi tazminat yönünden SMK 151/2-c kapsamında lisans seçeneğine göre hesaplama yapılmasını talep etmiştir. Lisans seçeneğinde tarafların mali kapasitesi 1. derecede etken ise de tek başına lisans ücreti belirleme de bir kriter değildir. Lisans seçeneğine göre bir tazminat seçimi salt taraf cirolarından yada satılan yürütülen hizmetten hareket ile hesaplanamaz, zira tüketicinin marka olarak bildiği bir ürün yönünden yani davacı markasının sunduğu hizmet ve güvenden yani markanın piyasadaki yarattığı güvenden kaynaklı olarak aldandığı varsayımı ile bir lisans bedeli belirleneceği gibi davacı markasının bilinirliği, çekim güvenden haksız yararlanma varsa bunun süresi, davalının ihlal ettiği süre, ihlalin boyutu gibi kriterlerinde heyetçe ve mahkemece incelenmesi gereklidir. . Dolayısıyla zararın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte de olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan lisansa göre bir tazminat belirlenirken hakkaniyete göre belirleme yapılması gereklidir.
Davacı markasının otel hizmetleri yönünden ülkemizde bilinen bir marka olması, markasının belirli bir marka değerinin bulunması, uzun yıllardır piyasada bulunması , marka tescil kaydınında oluşturulma tarihinin çok önceki bir tarih olması, markanın halen geçerli olması, uygulamada ticaret odasından sorulan emsal lisans oranlarında cironun %15 i oranında sabit görüş bildirdikleri, davalının internet ortamında davacı markasını izinsiz kullandığı , kullandığı sürenin uzun bir zaman dilimine yayılmış olması, günün ekonomik koşullarına göre , tarafların somut dava dosyasına yansıyan ekonomik durumlarına, vergi kayıtlarına göre bilirkişilerce belirlenen 2016,2017,2018 yılı için toplam cironun 3.252.848,85 olduğu ve bu toplam cironun %15 inin ise 487.927,33 TL olduğu belirlenmiş ve belirlenen lisans bedeli mahkememizce de somut olaya uygun maddi tazminat olarak kabul edilmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 10.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı yan itibar tazminatı da talep etmiştir. Bilindiği üzere “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat islenebilir ”. İtibar tazminatının oluşabilmesi için tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi şartını aranmaktadır.. İtibar tazminatına hükmedilebilmesi için, Davalının kusurlu eylemi,Marka sahibinin itibarının zarara uğraması ve Davalının kusurlu eylemi ile itibarın zarara uğraması arasında illiyet bağı aranır. Bu durumda söz konusu İtibar tazminatı tüzel kişi işletmeden ziyade doğrudan markanın itibarına yönelik meydana gelen zararın giderilmesi amacını gütmektedir. Somut dava dosyasında ise davacının markasının itibarının ne şekilde zarar gördüğü hususu ispat edilemediğinden bu yöndeki tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalının eylemi davacının marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet olarak kabul edildiğinden hükmün ilanı talebi de yerinde görülmüştür. Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının davacıya ait marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri alınan bilirkişi raporları kapsamına göre SMK 151/2-c kapsamında 487.923.33 TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte ile davalıdan tahsiline,
3-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-İtibar tazminatı isteminin reddine,
5-HMK 389 V maddeleri gereğince davanın etkinliğinin temini yönünden davalının “…”, “…”, ibarelerinin her türlü tanıtım , reklam ve tanıtımlarda ve alan adı içinde ticari olarak kullanmasının tedbiren önlenmesine,tanıtımda kullanılan tüm basılı materyale, broşüre, kartvizit ve basılı reklam vasıtalarına el konulmasına, davalının kullanımında olan alan adlarına ait içeriklerden pera ve pera palaca hotel ibarelerinin çıkarılmasına, fiziken el konulacak mataryel yönünden ticari evrak ve faturaların hariç tutulmasına, 6100 sayılı HMK’nın 393/1 maddesi gereğince 1 hafta içinde tedbirin infazı için ilgili icra dairesine başvurulmaması durumunda tedbirin kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına, ( davacı vekiline ihtar yapıldı) 6100 sayılı HMK’nın 393/2 maddesi gereğince iş bu tedbirin İstanbul İcra Dairesini aracılığıyla infazına,
6-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
7-34.013,14 TL ilam harcının peşin ve 8.322,58 TL ıslah harçtan mahsubu ile eksik kalan 25.644,66 TL harcın davalıdan tahsiline,
8-Kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 41.446,17 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.500 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-kabul edilen Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12- Ret edilen İtibar tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 35,90 TL başvuru harcı 35,90 TL peşin harç , 8.332,58 ıslah harcı, 1149 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 13.053,38 TL yargılama giderinin taktiren 4/5 ünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
14-Davalı tarafın yapmış olduğu 3.000 TL yargılama giderinin taktiren 1/5 inin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
15-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 26/05/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır