Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/573 E. 2021/338 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/573
KARAR NO : 2021/338

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASI
DAVA TARİHİ : 24/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/09/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz Ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması ile Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı – karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin A.B.D.’ de kurulu ve yerleşik bir şirket olduğunu, … markası altında ürettiği birçok ekipmanın yanında akaryakıt tabancaları (nozullan) gibi, petrol endüstrisi ile ilgili tüm ürün ve hizmetleri piyasaya arz ettiği, huzurdaki dava ile alakalı tüm ürünlerin tümünün TPE nezdlnde tescilli ve koruma altında olduğu, müvekkili şirketin akaryakıt tabancaları ve bunların parçalarım … markası altında yurtiçi ve dünyada satışını yaptığı, davalılardan …’ a ait … adlı şahıs işletmesi vasıtasıyla ve kendisini işletmenin genel müdürü olarak tanıtan … tarafından müvekkilinin tescilli ve tanınmış … markalarını taşıyan taklit ürünlerini tedarik edip piyasaya sattığını, marka haklarının davalı tarafça ihlal edildiğini, marka itibarının zarara uğratıldığını, davalı tarafın eylemlerinin müvekkillerinin korunan marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, haksız rekabete sebebiyet verdiğini, marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan durumun tespitini, önlenmesini ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, davalı tarafa tebligat yapılmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesini, “…” markalı ürünlere ilişkin olarak davalının tüm kullanımlarının engellenmesini, “…” markalı ürün ve ambalajlarının üretiminin, dağıtımının, ithal ve ihracının” yurt içinde – yurtdışında satışa sunulmasının önlenmesini, her türlü basılı yayın ambalaj vs. üzerinde kullanımının engellenmesini, bu şekilde basılmış olan ürünlerin bulunduktan yerden toplatılarak muhafaza altına alınmalarını, davalının davaya konu mütecaviz kullanımlarına ilişkin tüm ürün ve evrakların imha edilmelerini, davalılar aleyhinde çıkacak kararın tirajı yüksek gazetelerde ilanını, dava ile ilgili her türlü masraf ve yargılama giderlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı – karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, dava dilekçesinde şirketi idare ettiği belirtilen … isimli şahsı ilk defa dava dilekçesinde gördüğünü, bu isimde birisinin şirkette bulunmadığını, bu nedenle tanımadıkları … adına açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, uyuşmazlık konusu ürünlerin gümrükleme işlemlerine tabi tutularak ithal edildiğini, müvekkilinin herhangi bir markanın taklit edilip edilmediğini bilmediğini, ithal edilen ürünlerin herhangi bir Gümrük Kanununa muhalefetten menfi işleme tabi tutulmadığını, müvekkillinin basiretli bir tacir gibi davrandığını, ithal ettiği ürünlerin taklit olup olmadığını anlaması için gerekli tüm objektif özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, müvekkilinin ürünleri müşterilerin tamir edilemeyen tabancalarının tamirinde kullanılmak üzere yurtdışından ithal edildiğini, ancak hem ürünlerin bozuk ve hatalı olması, hem de müvekkilinin sipariş ettiği ürünlerin bu ürünler olmaması nedeniyle ihraç eden Çin Halk Cumhuriyeti menşeyli firma arasında bu konuda görüşmelerin devam ettiğini, noterlik işlemi ile alınan ürünle alakalı, iade süreciyle alakalı olduğu düşünülerek bir adet bozuk ürünün numune olarak verdiğini, müvekkillerinin ürünü ticarete konu etmediğini, herhangi bir üretimlerinin söz konusu olmadığını, davacı markasına zarar verilmesi durumunda dahi incelenmesi gereken yasa maddesinin SMK 29-1/c bendi olduğunu, sözkonusu madde de belirtildiği üzere müvekkilinin ürünlerin taklit olduğunu bilmediğini ve bilmesi için gerekli tüm özeni gösterdiğinden tecavüzden ve haksız rekabetten söz edilemeyeceğini, bilirkişi raporunun gerekçeden yoksun olduğunu, hangi kanun maddesine dayanılarak marka hakkına tecavüz edildiğinin açıklanmadığını, belirsizliğin giderilmesi gerektiğini, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini ve müvekkillerinin uğramış olduğu maddi zarar nedeni ile karşı dava ikame ettiklerini, asıl davanın reddi ile karşı davada, haksız ihtiyati tedbir nedeni ile müvekkilinin mahrum kaldığı karın-uğradığı zararın 100.000,00-TLolduğunun tespitini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00-TL’nin ihtiyati tedbir kararının uygulandığı 17.01.2019 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile davacı/karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
07/01/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “…” ibareli … görselini içerir … tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 06, 07, 09. ve 19. sınıflarında davacı adına tescilli olduğu, “…” ibareli … görselini içerir … tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıllandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 06. Sınıfında “Sıvı yakıt doldurma cahazlarının komponentleri, yani metalden mafsallar (yakıt doldurma tabancaları ile yakıt hortumları arasındaki bağlantıyı kurmakta kullanılan. hortumun ve tabancanın hareketinin kolaylığı ve yakıt akışının verimi açısından belli oranlarda ve açılarda dönüş sağlayan metal parçalar)” emtialarında davacı adına tescilli olduğu, “…” ibareli … görselini içerir… tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Febliğ’in 07. Sınıfında “Otomatik şakıt kesme özellikli yakıt doldurma nozulları” emtialarında davacı adına tescilli olduğu, davacı yanın … ve … görsellerini ihtiva eden markalarının tescilli olduğu Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 06. ve 07. sınıflarında yer alar nozullar/akaryakıt tabancaları emtiaları bakımından kullanmasının davacı yana ait marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davacı yanın tescilli olan “…” ve “…” ibareli markaları ile dosya içerisinde detayları bildirilen davaya konu davalı yanın kullanımının nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzerlik değerlendirildiği, davalı tarafından herhangi bir hak sahibi olunmaksızın davacı yan adına tescilli markaların ayniyet derecesinde benzer şekilde kullanılması nedeniyle marka hakkına tecavüzün oluştuğu, ancak davalı yanın bahse konu ürünleri davacı yandan ya da yetkili bayisinden almış olması halinde “marka hakkının tükenmesi” ilkesi gereği tecavüzün varlığından bahsedilemeyeceği, bu durumun ise yalnızca ticari kayıtların incelenmesi ile anlaşılabileceği, ancak davalı yandan tedarik edilmiş olan ürün üzerinde yapılan incelemede ürünün taklit ürün olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
01/04/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: Davacı/karşı davalı yanın tescilli olan “…” ve “…” ibareli markaları ile dosya içerisinde detayları bildirilen davaya konu davalı/karşı davacı yanın kullanımının nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzerlik arz ettiğinin tarafınca değerlendirlidiği, davalı/karşı davacı tarafın dilekçesinde de beyan ettiği üzere davalı/karşı davacı tarafın petrol, akaryakıt ve pompa tabancaları alanında uzun yıllardır faaliyet gösteren bir firmaolduğu, davalı/karşı tarafın, davacı/karşı davalı ile aynı sektörde faaliyet göstermesi nedeni ile davacının markasından ve ürünlerinden haberdar olmasının beklenebileceği, davalı/karşı davacı tarafın da beyanı ile pompa tabancaları alanında uzun yıllardır faaliyet göstermesi nedeniyle, davalı/karşı davacının mesleki bilgi ve tecrübesi ile dava konusu ürünlerin taklit olduğunu bilebileceği ya da bilmesinin beklenebileceği, davalı/karşı davacı tarafından herhangi bir hak sahibi olurmaksızın davacı/karşı davalı yan adına tescilli markaların ayniyet derecesinde benzer şekilde kullanılması nedeniyle marka hakkına tecavüzün oluştuğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
30/10/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı/karşı davacı …’a ait “…” ibareli ürüne ilişkin numune ile orijinal “…” marka numune ürünün karşılaştırılması ve ulaşılan sonuçlar gerek orijinal ürün ile gerçekleştirilen karşılaştırmada; Davalı/karşı davacı …’ a ait “…” ibareli ürünün orijinal “…” marka olmadığı, orijinal “…” markalı Akaryakıt Tabancası ile ayırt edilemeyecek derecede benzeştikleri ve bu yönüyle sözü edilen ürünlerin orijinal tescilli “…” markası ile iltibas içinde oldukları, ortalama bir tüketicinin bu ürünlerin orijinal olup olmayacağı hususunu ayırt edemeyeceği, bu yönüyle aldatıcı nitelikte olduğu, suça konu Akaryakıt Tabancasının taklit olarak üretildiği, üzerinde davacı /karşı davalı şirket adına TPMK nezdinde tescilli marka ve ibarelerin kullanıldığı, davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalı şirkete ait detaylı olarak belirtilmiş marka ve ibarelerin taklit edilmek suretiyle aynen kullanıldığı ürünün satışını gerçekleştirmekte olduğu, marka hakkına tecavüz edildiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
26/04/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök raporda değişiklik yapmayı gerektirecek ek bir belge ve delillin dosya kapsamında tespit edilmediği, bununla birlikte tüm dosya kapsamı tüm belge ve deliller ile ürünlerin karşılaştırmalı fiili teknik inceleme sırasında yapılan tespitlerin yeniden incelenerek değerlendirildiği, kök raporla aynı doğrultuda olarak davacı/karşı davalı tarafın tescilli … tescil numaralı … markası, … tescil numaralı … ve … tescil numaralı … markalarının davalı/karşı davacı tarafından iltibasa yol açacak şekilde aleni kullanımının söz konusu olduğu, davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalı ile aynı sektörde olması nedeni ile davacının markasından ve ürünlerinden haberdar olmasının sözkonusu olacağı, davalı/karşı davacı tarafın bildirmesi üzerine pompa tabancası, nozulları ve ekipmanları kısmında uzun yıllardır faaliyet göstermesi hasebiyle, davalı/karşı davacının mesleki bilgi ve tecrübesiyle dava konusu ürünlerin taklit olduğunu bilebileceği ve bilmesinin sözkonusu olacağı, davalı/karşı davacı tarafından herhangi bir tescil başvurusu bulunmamasına ve herhangi bir hak tesis edilmemesine rağmen, davacı/karşı davalı taraf adına tescilli markaların ayniyet derecesinde benzer şekilde kullanılması sebebiyle marka hakkına tecavüzün oluştuğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava: Davalıların “…” markasını taşıyan taklit ürünler ile davacının marka tescillinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet ettiklerinin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, mütecaviz ve haksız rekabet yaratan her türlü mal, ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş, kartvizit, tanıtım malzemesi, basılı kağıt, fatura vs… her türlü ticari evrak ile alan adları dahil kullanımlarının önlenmesi ve hükmün ilanına ilişkindir.
Karşı dava: Haksız ihtiyati tedbir kararından dolayı mahrum kalınan kar – uğranılan zarardan dolayı fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000-TL nin, ihtiyati tedbir kararının uygulandığı 17/01/2019 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile tahsiline ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK, TTK’nun hükümleri, mevzuat, bilirkişileri raporları ve bütün dosya kapsamından: ASIL DAVADA: “…” ibareli … görselini içerir … tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 06, 07, 09. ve 19. sınıflarında, “…” ibareli … görselini içerir … tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıllandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 06. Sınıfında “Sıvı yakıt doldurma cahazlarının komponentleri, yani metalden mafsallar (yakıt doldurma tabancaları ile yakıt hortumları arasındaki bağlantıyı kurmakta kullanılan. hortumun ve tabancanın hareketinin kolaylığı ve yakıt akışının verimi açısından belli oranlarda ve açılarda dönüş sağlayan metal parçalar)” emtialarında ve “…” ibareli … görselini içerir … tescil numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin tebliğ’in 07. sınıfında “Otomatik şakıt kesme özellikli yakıt doldurma nozulları” emtialarında davacı adına tescilli olduğu, davalı adına TPMK nezdinde kayıtlı herhangi bir markanın olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı … ‘a ait “…” ibareli ürüne ilişkin numune ile orijinal “…” marka numune ürünün karşılaştırılması sonucunda; “…” ibareli ürünün orijinal “…” marka olmadığı, orijinal “…” markalı akaryakıt tabancası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları ve ürünlerin orijinal tescilli “…” markası ile iltibas içinde oldukları, ortalama bir tüketicinin bu ürünlerin orijinal olup olmayacağı hususunu ayırt edemeyeceği, bu yönüyle aldatıcı nitelikte olduğu, davaya konu akaryakıt tabancasının taklit olarak üretildiği, üzerinde davacı şirket adına TPMK nezdinde tescilli marka ve ibarelerin kullanıldığı, davalının, davacı şirkete ait marka ve ibareleri taklit etmek suretiyle aynen kullandığı ve ürün satışını gerçekleştirdiği kanaatine varıldığından davalının eyleminin, davacının marka tescillinden kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının marka tecavüzü ve haksız rekabeti yaratan her türlü mal, ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam , yayın, broşür, afiş , kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, fatura vs her türlü ticari evrak ile alan adları dahil olmak üzere kullanımlarının önlenmesine, mütecaviz kullanımlara ilişkin ürün, tabela, ilan, reklam , broşür, afiş , kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıt, fatura vs her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyal ve benzeri vasıtaların karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, Mahkememizin 09/01/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına, dava sonucunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
KARŞI DAVADA: Davacı …’un eylemlerinin, davalı şirketin marka tescillinden kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği tespit edildiğinden ve Mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVANIN KABULÜNE
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescillinden kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
2-Davalının marka tecavüzü ve haksız rekabeti yaratan her türlü mal, ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam , yayın, broşür, afiş , kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, fatura vs her türlü ticari evrak ile alan adları dahil olmak üzere kullanımlarının önlenmesine,
3-Mütecavüz kullanımlara ilişkin ürün, tabela, ilan, reklam , broşür, afiş , kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemeSinin, basılı kağıt, fatura vs her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyal ve benzeri vasıtaların karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına,
4-Mahkememizin 09/01/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
5-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
6-59,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,40TL harcın davalıdan tahsiline,
7-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacının yapmış olduğu 44,40-TL peşin harç, 44,40-TL başvuru harcı, 1.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 523,90-TL tebligat masrafI olmak üzere toplam 1.612,70- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
KARŞI DAVANIN REDDİNE
1-59,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,40TL harcın davacıdan tahsiline,
2-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır