Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/557 E. 2020/346 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/557
KARAR NO : 2020/346

DAVA :Markaya Tecavüzün- Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i,Ref’i
DAVA TARİHİ : 13/12/2018
KARAR TARİHİ : 12/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i,Ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin Türkiye’de sektöründe öncü firmalardan bîri haline geldiğini, sahip olduğu markalar ve üstün kaliteli ürünleriyle dünya çapında da tanınır hale geldiğini, müvekkiline ait markaları taşıyan ürünlerin tüketici gözünde belli bir kaliteyi ve güveni temsil ettiğini, müvekkili şirket adına TPMK nezdinde tescilli yaklaşık 5000 marka bulunduğunu, … markasının diğer sektörlerin yanı sıra dünyadaki pek çok ülkede de çok tanınmış bir marka haline geldiğini nitekim TPMK nezdinde de tanınmış marka olarak tescil edildiğini, müvekkili şirkete ait “…” markalı ürünlerin uzun yıllardır aynı marka ve ambalaj altında üretildiği ve tüketiciye sunulduğunu, Türkiye’nin ilk yerli … olma özelliğini taşıyan ürünün, piyasaya çıkarıldığı ilk günlerden itibaren üzerinde – içindeki ürüne işaret etmek amacıyla- … şeklinin yer aldığı, ince uzun dikdörtgen biçiminde ve koyu metalik kırmızı renkli ambalajın içinde tüketiciye sunulduğunu, uzun yıllardır hiçbir unsuru değiştirilmeden piyasaya çıkarılan ve tanıtımı yapılan … markalı ürünün genel ambalaj tasarımı ve kullanılan kırmızı renk pantonesi, san arka plan kombinasyonu ve yazım stili müvekkili şirket ile özdeşleştiğini, ambalajın ve renk kombinasyonlarının müvekkilinin … markasının ticari takdim sekli olduğu ve uzun yıllardır kullanmak suretiyle işbu hususlar üzerinde üstün hak elde ettiğinin aşikar olduğunu, davalı tarafın “…” markalı ürünlerinin müvekkilin tanınmış “…” markalı ürününün üçboyutlu markası, ambalaj tasarımı ve ticari takdim şekli taklit edilmek suretiyle davalı tarafa ait market zincirinde satışa sunulduğunun ve haksız tasarım tescilleri yapıldığının tespit edildiğini, ihlal teşkil eden bu eylemlerin önüne geçmek için davalar ikame edildiğini, ambalaja ilişkin ise davalı tarafa ihtarname gönderildiği ve değişiklik yapılmasının talep edildiğini, ihlal akabinde yapılan görüşmelerde yeni bir ambalaj çalışmasının müvekkili şirkete gönderilmişse de, müvekkilinin haklarını ihlal eden ambalajın kullanılmaya devam edildiğini, ihtardan sonraki ambalajın da müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve ambalajın ve ticari takdim seklinin taklit edilmesinden dolayı haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı yanın yeni ambalajların her ikisini de kullanmaya ve … marketlerinde satışına devam etmekte olduğunu, davalı yanın açılan davalarda kendi lehine sonuç almasının neticesinde müvekkili şirkete ait ürünlere daha çok yaklaşacak çalışmalar yaptığını ve davaya konu olmuş bir ürün açısından karıştırma ihtimalinden kaçınması beklenirken, benimsediği taklit felsefesine devam ettiğini ve karıştırma ihtimalini arttıracak unsurları tercih ettiğinin görüldüğünü, davalı tarafça müvekkilinin ” …” markalı ürününe ait uzun yıllardır kullanılmak suretiyle tanınmış marka ile özdeşleşmiş olan ambalaj tasarımını aynen kullandığının görüldüğünü, davalı tarafın kendisine ait marketlerde müvekkili şirkete ait “…” markalı ürün ile tüm ambalaj unsurlarını aynı yaptığı “…” ibareli ürününü aynı raflarda yan yana/alt alta satmakta olduğunu, ortalama tüketici tarafından müvekkili şirkete ait ürün ve davalı tarafa ait ürünün ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu gösterir sosyal medya paylaşımlarının bulunduğunu, davalı tarafın mezkûr ambalaj için tasarım tescil başvurusunda bulunmuşsa da, TPMK tarafından başvurunun müvekkilimizin itirazının kabulü ile iptal edildiğini, işbu tasarım başvurularına konu ürünlerin ayırt edilemeyecek derecede benzer görsel unsurları havi olduğunu ve doğrudan müvekkili şirket ile bağ kurulmasına neden olacak genel intibanın bulunduğunun görüldüğünü, davalı tarafın ürün ve ürün ambalajı seçimlerinde tüketicinin halihazırda güven duyduğu ve kalite algısı yüksek markalar ile karıştırılma ihtimalini arttıran unsurları tercih ettiğini, davalı şirketin müvekkili şirket adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … numaralı, … ve … numaralı markaları, “…” markalı ürün ambalajı ve ticari takdim şekli aleyhinde müvekkili şirketin haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca tespitine, menini, refini, müvekkili şirketin marka ve tasarım tescilinden doğan haklarına tecavüzün devamını önlemek ve davanın etkinliğini temin etmek üzere, davalı şirketin işbu eylemlerinin ivedilikle durdurulmasını, bu ürünlerin davalı tarafça imalinin, satışının, dağıtımının, ithalinin, ihracının, yurt içinde ve yurt dışında satışa sunulmasının önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete 18/01/2019 tarihinde usule uygun tebligat yapılmasına rağmen yasal sürede cevap dilekçesi sunulmamış, dava vekil aracılığıyla takip edilmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
09/01/2019 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı tarafa ait gofret ambalajı ve … numaralı şekil markası ile davalı tarafa ait ürünler arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple birbirleri üzerinde iltibas yaratacak kadar benzer olarak algılandıkları bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının TPMK nezdinde “…” ibareli markalarına, ürün ambalajı ve ticari takdim şekli nedeni ile davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti, men’i ve ref’ine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktır.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 52 ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” hükmü yer almaktadır. Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmü,
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; ” hükmü,
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanununun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanununun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
TPMK’dan marka tescil belgeleri istenmiş davacı adına 13/02/1997 tarih, … başvuru ve … tescil numaralı “…” ibareli markanın olduğu görülmüştür.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Davacı tarafa ait … ambalajı ve … numaralı şekil markası ile davalı tarafa ait ürün arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı bu sebeple birbirleri üzerinde iltibas yaratacak kadar benzer olarak algılandıkları böylece davalının eyleminin, davacının marka tescilinden kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davacı tarafa ait … ve … numaralı şekil markası ile davalı tarafa ait ürünler arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple birbirleri üzerinde iltibas yaratacak kadar benzer olarak algılandıkları bu durumun davacı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, menine, refine,
2-Mahkememizin 30/04/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
3-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
4-54,40 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 18,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 35,90 TL başvuru harcı 35,90 peşin harç, 111,50-TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.683,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.12/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır