Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/545 E. 2020/308 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/545
KARAR NO : 2020/308

DAVA : FSEK (ALACAK)
DAVA TARİHİ : 24/05/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2020

İstanbul 16. ATM’nin 2018/481 E.-501 K. ve 30/05/2018 tarihli görevsizlik kararı üzerine dava Mahkememize tevzi edilmekle yapılan açık yargılama sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 02/10/2015 tarihli kira sözleşmesi olduğunu, bu sözleşme ile mülkiyeti davalı …’ne ait “… ili, … ilçesi, … Beldesi, … Mevkii, 29 pafta, … ve … parselde bulunan … olarak adlandırılan otelin kiralanmasına ilişkin sözleşmenin davalı şirket tarafından feshedildiğini, davalı şirketin, müvekkili aleyhine … 16. Sulh Hukuk Mahkemesinde … E. sayılı davası ile kira sözleşmesinin feshi, kiralanın tahliyesi ve cezai şart istemli dava açtığını, müvekkili tarafından da müvekkili aleyhine ikame edilen … 10. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. Sayılı davasında görülen davada kira sözleşmesinin geçerli olduğunu, feshin haksız olduğunu, gayrimenkulün otel işletmesi için gerekli standart ve donanımda olmadığı gibi sebeplerle teslime elverişli olmadığını, bunun davalı şirkete bildirildiği ve verilen süre içinde eksikliklerin giderilmediğini, bu nedenle 500.000 EURO tutarındaki cezai şartın 17/02/2017 tarihinden itibaren temerrüt faiziyle birlikte davalı’dan tahsilinin talep edildiğini, her iki davanın … 16. Sulh Hukuk Mahkemesindeki dava ile birleştiğini ve yapılan yargılama sonunda … 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … E., … K. ve 14/12/2017 tarihli kararı ile “… tarafından açılan davanın reddine, … tarafından … aleyhine açılan davanın kabulüne, 500.000 EURO tutarındaki cezai şartın …’dan tahsili ile …’e ödenmesine” karar verildiğini, karar verildikten sonra tarafların 02/05/2018 tarihinde kira sözleşmesinin sulhen sona erdirilmesi amacıyla “Sulh ve İbra Protokolü”nü imzaladıklarını, Protokolde; …’in, Protokol’ün 3.3. hükmünde yer alan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirilmesi ile kira sözleşmesinin feshi, kira sözleşmesi şerhinin tapudan terkini, … adına kayıtlı aboneliklere ilişkin tüm borçlar ödendikten sonra aboneliklerin …’a devri, otelin tahliyesi ve demirbaşların …’a devir ve teslimi ile davadan feragat edileceğini, aynı anda ve birlikte (eş zamanlı) 350.000 EURO’nun …’e ödenmesi konusunda anlaşıldığını, bununla beraber, Protokolün 3.ve 4. maddelerinde tarafların yükümlülüklerinin ayrıntılı olarak açıklandığını ve ödeme tarihi olan 04/05/2018 tarihinin daha sonra taraflarca 10/05/2018 olarak değiştirildiğini, aynı Protokol kapsamında Lisans Sözleşmesi, Alan Adı Kullanım Sözleşmesi, Logo Kullanımına ilişkin Taahhütnamenin imzalanacağının davalı şirket tarafından taahhüt edildiğini, sözleşme konusu protokol kapsamında … tarafından ödemenin yapılması ile müvekkilinin, … 16. Sulh Hukuk Mahkemesinde … E sayılı kararı kapsamında doğmuş alacaklarından feragat edeceğini, ödeme günü olan 10/05/2018 günü tüm metinlerin son haline getirildiğini, müvekkili şirketin vekili Av…. ile davalı şirket yetkilisi …’nin ofisine gidildiğini, diğer vekilin de feragat işlemleri için adliyeye ve …’e elektrik aboneliğine ilişkin işlemleri yapmak ve borcu ödemek üzere gittiğini, davalı şirket yetkilisi …’nin, müvekkili şirketin sözleşme kapsamındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve davadan feragat ettiğini öğrendikten sonra “Lisans Sözleşmesi”, “Alan Adı Kullanım Sözleşmesi” ve “Logo Kullanımına İlişkin Taahhütname” metnini imzalamaktan vazgeçtiğini, müvekkilinin taraflarca imzalanmış protokollerde üstlendiği yükümlülükleri yerine getirdiğini, mecuru tahliye ettiğini, tapudaki şerhin terkin edildiğini, elektrik borcunu ödeyerek aboneliği davalıya devrettiğini, demirbaşları davalıya teslim ettiğini, müvekkilinin edimlerini geri dönülemez şekilde yerine getirdiğini ve bu nedenle büyük zarara uğradığını, buna karşılık davalı şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, Sulh ve İbra Protokolünde üstlenilen ‘‘Taraflar, ödeme tarihinde …in grup şirketi olup alt lisans verme hakkını haiz bulunan ‘… Şirketine’ ait “…” ve” …” markalarının 3 yıllık süre boyunca … tarafından..,Otel’de kullanılmasına ve Otel’in bu markalar altında işletilebilmesine imkan sağlayacak bir alt lisans sözleşmesi (Lisans Sözleşmesi) imzalayacaktır. ” hükmüne ve sözleşmede lisans ilişkisine dair sair hükümlere aykırı davrandığını, gelinen noktada imza teatisinin tamamlandığını, ancak taraflarda birer suret kalacak şekilde paylaşılması gereken sözleşme suretlerinin müvekkili şirkete teslim edilmemiş olması sebebi ile davalının Sulh ve İbra Sözleşmesi’ndeki yükümlülüklerine ve Türk Borçlar Kanunu’na aykırı davrandığını, müvekkilinin uğramış olduğu zararın her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 90.000-EURO’nun TCMB’nin dövize uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin Sulh ve İbra Sözleşmesine uygun olarak davacıya 350.000 EURO (320.000 EURO doğrudan alacaklı şirkete, 30.000 EURO ise alacaklı taraf vekiline vekalet ücreti olarak) ödediğini, bu tutarın Protokol’ün 3.2. maddesine göre 500.000 EURO cezai şart, 167.545,33-TL tutarında … vekili lehine hükmedilen vekalet ücreti, 32.790,50-TL … lehine hükmedilen yargılama gideri ile “…” isimli internet sitesini ve … tarafından kullanılan ve mülkiyeti …’e ait olan tüm demirbaş ve sair malzemeleri kapsamakta olduğunu, ödemeden sonra müvekkilinin, davacı tarafından ibra edildiğini, davacının davasından feragat ettiğini, bu hususların davacı vekili tarafından ikrar edildiğini, Lisans Sözleşmesi ile Alan Adı Kullanım Sözleşmesinin müvekkili şirket yetkilisi tarafından imzalanmasına rağmen davacıya teslim edilmediği ve sürecin tamamlanmadığı iddialarının gerçek olmadığını, davacının iddia ettiği sözleşmenin imzalanmasına rağmen sözleşme suretinin davacı vekiline teslim edilmediği iddiası ile … Cumhuriyet Savcılığı’na … aleyhine şikâyette bulunduğunu, ancak şikâyet sonucunda Kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, davacı tarafın sözleşmeye uygun olarak bedeli tahsil olunmasına rağmen “…” isimli web sitesini müvekkiline devretmediğini, otelde kullanılan mülkiyeti davacıya ait olan tüm demirbaş ve sair malzemeleri teslim yükümlülüğünü ifa etmediğini, davacının “…” ve “…” markalarının sahibi olmadığını, marka sahibinin dava dışı … A.Ş. olduğunu, bu sebeple davacının aktif husumet ehliyetinin olmadığını, 02/05/2018 tarihli sözleşmenin 3.3 maddesinde Lisans Sözleşmesi’nin imzalanacağı öngörülen … Anonim Şirketi’nin, davacı grup şirketi olarak tanımladığını, davacının iddiasının müvekkili ile bir 3. kişinin arasında akit kurulması olduğunu, bu sözleşmenin kurulmaması ile davacıyı zarara uğratacak yahut zararı gösteren bir kayıt veya belgenin mevcut olmadığını, bu itibarla davacının zarara uğramadığını, marka standartlarının belirlenmeksizin müvekkilinin lisans almaya zorlanamayacağını, lisans verenin dava dışı 3. kişi … Anonim Şirketi’nin olduğunu, davacı şirketin hazırlanan taslakta garantör olarak adlandırıldığını, davacının kendisine ait olmayan bir marka hakkında lisans sözleşmesi yapmasımn hukuken mümkün olmadığını, davacının veya …’nın lisans vermeye yetkili olduğuna dair muğlak bir şifahi beyanına istinaden lisans sözleşme yapma yükümlülüğü altına girmeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
… 16. SHM’nin … E. sayılı dava dosyası ve … 14. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyası istenmiştir.
… CBS’nın … numaralı soruşturma dosyası istenmiş, incelendiğinde: Davacının K.H., şikayetçinin … TİC. A.Ş, şüphelinin …, suçun dolandırıcılık olup 07/12/2018 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Bilirkişi incelemesi yaptırılmış, 24/09/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu sunulmuştur.
24/09/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Uyuşmazlığın sebebinin …’in, Sulh ve ibra Sözleşmesi’ne aykırı davranışı olduğu, sözleşmede akdetmeyi üstlendiği Lisans Sözleşmesi’ni akdetmeyerek borca aykırı davrandığı, davacı tarafından zarar kalemi olarak talep edilen 90.000 EURO’nun, eğer Lisans Sözleşmesi kurulsa idi dava dışı 3. kişi konumundaki Lisans Veren’e/…’ya 3 yılın sonunda ödenecek lisans ücreti olduğu, davacı …’in bu ödemenin tarafı olmadığı, dolayısıyla lisans sözleşmesi kurulmadığı için zararının doğmadığı, bu bağlamda davaya konu ihtilaf bakımından talep hakkına haiz olmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: Taraflar arasında imzalanan 02/05/2018 tarihli Sulh ve İbra Sözleşmesine aykırı davranışlar ve yerine getirilmeyen yükümlülükler sebebi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 90.000 EURO’nun TCMB’nin dövize uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere; 6769 sayılı SMK’nun 24. maddesi uyarınca marka hakkı, markanın tescil edildiği mal ve hizmetlerin tamamı yahut bir kısmı için lisans sözleşmesine konu olabilir. Bu itibarla bir marka, lisans sözleşmesine konu edildiği takdirde taraflar arasında vücut bulmuş lisans sözleşmesinin esasına uygulanacak hükümler SMK’da yer alacaktır.
Buna karşılık esasa uygulanacak hükümler hangi mevzuatta düzenlenirse düzenlensin, TMK’nun 5. maddesi uyarınca taraflar arasındaki borç ilişkilerine uygun düştüğü ölçüde Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulama alanı bulmaktadır.
Uyuşmazlığın niteliği; Tarafların borca aykırı davranışları olduğundan, diğer bir ifadeyle lisans sözleşmesinin içeriğine yönelik bir ihtilaf bulunmadığından, dava konusu olay TBK hükümleri ile çözülecektir.
Davalı şirketin açtığı kira sözleşmesinin feshi ve kiralanan taşınmazın iadesi talepli … 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı davasında ve bu dava ile birleşen davacı şirketin 500.000 EURO cezai şart talebi ile açtığı ve birleştirme sonucu … 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin kararı ile hükme bağlanan davanın, davacı şirket lehine 500.000 EURO cezai şartın ödenmesi şeklinde sonuçlandığı, bunun üzerine tarafların bir araya gelerek kira ilişkisini karşılıklı anlaşma ile sonlandırmak istediği ve ilamı icra etmek yerine Sulh ve îbra Sözleşmesi’ni imzaladıkları anlaşılmıştır (Sözleşme 2.1).
Sözleşme uyarınca: Davalı … A.Ş tarafından, davacı … A.Ş.’ye 350.000 EURO ödeme yapılması, ödemenin I) mahkemece … lehine hükmedilen 500.000 EURO cezai şartı, II) 167.545,33 TL … vekili lehine hükmedilen dava vekalet ücretini, III) 32.790,50 TL … lehine hükmedilen yargılama giderini, IV) … isimli internet sitesini ve V) … tarafından otelde kullanılan ve mülkiyeti …’e ait olan tüm demirbaş ve sair malzemeleri kapsayacağı öngörülmüştür (sözleşme 3.2).
350.000 EURO’nun ödenme anı ise (sözleşmede “Ödeme Tarihi” olarak belirtilen), davacı …’in 3.3 madedede yer alan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiği an olarak kararlaştırılmıştır (sözleşme 3.1). Bir diğer anlatımla 350.000 EURO’nun ödenmesi 3.3’te yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmesine karşılık bir edim değildir. Yükümlülüklerin davacı şirket tarafından yerine getirilmesi ödeme anına ilişkin bir meseledir. Sözleşmede yer alan borçlara örnek olarak, kira borçlarının davacı şirket tarafından davalı şirket hesaplarına ödenmesi, otelin en geç ödeme tarihinde tahliye edilmesi, tüm demirbaşları eksiksiz biçimde davalı şirkete teslim edilmesidir.
Kısacası; Davalı şirketin, davacı şirkete yapacağı 350.000 EURO’luk bedelin yukarıda belirtilen kalemlere karşılık ve bu kalemlerle sınırlı olmak üzere ödendiği, yalnızca lisans sözleşmesi akdedilmediği için lisans sözleşmesi kapsamında devredilmesi öngörülen … internet sitesinin davalı şirkete devrinin gerçekleşmediği, davalı şirket tarafından 350.000 EURO’nun davacı şirkete ödendiği anlaşılmıştır. Sulh ve İbra Sözleşmesi’nin akdedilmesi ile taraflar ödeme tarihinde bir feragatname imzalamış ve mahkeme kararının tüm sonuçlarından (cezai şart, vekalet ücreti, yargılama gideri) karşılıklı olarak gayrikabili rücu feragat etmişlerdir.
Sözleşmenin 3.3 maddesinde; Tarafların davacı şirketin grup şirketi olan ve alt lisans verme hakkını haiz bulunan dava dışı … Şirketi’nin, davalı şirketin ödeme tarihinde, “…” ve “…” markalarının 3 yıl boyunca davalı şirket tarafından kullanılması ve otelin bu markalar altında işletilmesine imkan sağlayacak bir alt lisans sözleşmesi imzalaması konusunda anlaşmaya vardıkları görülmüştür. Sulh ve îbra Sözleşmesinde, davalı şirkete Lisans Sözleşmesi akdetme borcu yüklenmiş, davacı şirkete ise garantör konumunda olacağı hükme bağlanmıştır. İlaveten; Taraflar, Lisans Sözleşmesi için davalı şirket tarafından ödenecek ücreti (Lisans Kullanım Ücreti) Sulh ve İbra Sözleşmesi kapsamında kararlaştırmışlardır (Sözleşme 3.3, s. 8). Sulh ve İbra Sözleşmesi hükümlerinin Lisans Sözleşmesi için belirlendiğini, yani lisans sözleşmesinin varlığı halinde anlam ifade edeceğini vurgulamak gerekmektedir. Sulh ve İbra Sözleşmesinde yer alan lisans ücretine yönelik düzenlemeler aynen “…Kasa Marka (Lisans Veren’e) ait ‘…’ ve ‘…’ markalarının üç (3) yıllık süre boyunca (Lisans Süresi) Markaların … tarafından en geniş anlamda ve her türlü hakkında sahip vaziyette Otel’de kullanılmasına ve Otel ’in Markalar altında işletilebilmesine imkân sağlayacak bir alt lisans sözleşmesi akdedilecektir.
Lisans Sözleşmesi için … tarafından ödenecek ücret … ’ in otelden 6 aylık dönemde otelden elde ettiği gelirlerin (…) toplamından komisyonlar düşüldükten sonra kalan bakiye bedelin %5+KDV olup ilgili bedel … tarafından … ve/veya Lisans Veren’ e ödenecektir.
… tarafından 1 yıllık süre içinde ödenen lisans kullanım ücretinin net 30.000 EURO ’nun altında kalması halinde, …, l yıllık toplam lisans kullanım ücreti ile net 30.000 EURO arasındaki farkı 10 iş günü içinde fatura karşılığında Lisans Verene ödeyecektir.
Hiçbir şüpheye mahal vermemek adına 3.3. maddesinde belirtilen işlemlerin 3.2. belirtilen ödeme işlemleriyle eş zamanlı gerçekleştirilecektir. ” şeklindedir.
Davacı şirket; Taraflar arasında imzalanan Sulh ve İbra Sözleşmesi’nde davalı şirketin, akdetmeyi üstlendiği Lisans Sözleşmesini akdetmemesi sebebi ile borca aykırı davrandığını ve … Şirketi’nin (lisans veren) ile davalı şirketin akdetmediği lisans sözleşmesi sebebi ile kendisinin doğrudan zarara uğradığını iddia etmektedir. Davacı yanın talebi, üç yıllık lisans bedelinin ödenmesine ilişkindir. Anılan sözleşme hükmünden de anlaşıldığı üzere istem konusu lisans bedelinin, lisans verene ödeneceği öngörülmektedir. Lisans veren ise, dava dışı … Anonim Şirketi’dir. Davacı tarafın ödemenin kendisine yapılması talebi ile davayı açma hakkının bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
TBK’nın, Borç İlişkilerinin İfa Edilmemesi üst başlıklı 112. maddesinde “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür. ” hükmü yer almaktadır. Sözleşmede üstlenilen borcun yerine getirilmemesi ile borcun ifa edilmemesi sözleşmesel ilişkilerde aynı anda sözleşmeye aykırılığı da gündeme getirmektedir. Sözleşmeye aykırılık, alacaklının uğradığı zararın borçlu tarafından giderilmesi yükümlülüğünü doğurur. Borçlunun sözleşmeden doğan akdi sorumluluğuna gidilebilmesi için dört şartın bir arada bulunması gerekir: Borca aykırı bir davranış olmalıdır (sözleşmenin ihlali), bir zarar doğmuş olmalıdır, sözleşmenin ihlali ile zarar arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır, borçlu sözleşmeyi kusurlu olarak ihlal etmelidir.
Dava dilekçesinde; Davalı şirketin, Lisans Sözleşmesi’ni imzalamaktan vazgeçmesi sebebi ile Lisans Sözleşmesinin imzalanmamasından doğan asgari 90.000 EURO zararının ödenmesi, bu bedelin Lisans Sözleşmesinde Ödeneceği taahhüt edilmiş olan tutar olduğu ve bu zararın doğrudan doğruya davacı şirketin zararı olduğu beyan beyan edilmiştir.
Davacının iddiası, davalı şirket tarafından üstlenilen borcun yerine getirilmemesi sebebi ile zarara uğradığıdır. Borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi sonucu doğan zarar, müspet zarardır. Müspet zarar, edim borçlu tarafından yerine getirilse idi alacaklının malvarlığının olacağı durum ile halihazırda bulunduğu durum arasındaki farktır. Müspet zarar, fiili zarar veya yoksun kalman kâr olarak ortaya çıkar. Fiili zarar pasifin çoğalması ile uğranılan zarar iken yoksun kalınan kâr borca aykırı davranış olmasa idi alacaklının malvarlığının alacağı artışı ifade eder.
Borca aykırı davranıştan doğan zararın tazminini, ilke olarak sözleşmeye taraf olan alacaklı talep eder. Zira söz konusu zarar alacaklının malvarlığında meydana gelir. Buna karşılık borcun ihlalinden sözleşmeye taraf olmayan üçüncü bir kişi zarar görmüşse, alacaklı bunun tazminini isteyemez. Bu husus da davacı yanın, dava açma hakkının/aktif husumet ehliyetinin yokluğuna işaret etmektedir.
Taraflar arasındaki Sulh ve İbra Sözleşmesi incelendiğinde; (Sözleşme 3.3., s. 8) aynen; “… tarafından bir yıllık süre içinde ödenen toplam lisans kullanım ücretinin net 30.000 EUR altında kalması halinde, … bir yıllık toplam Lisans Kullanım ücreti ile net 30.000 EUR arasındaki farkı 10 gün içinde Lisans Verene (Kasa Marka Kiralama) ödeyecektir… ” hükmünün bulunduğu, yine sözleşmede (Sözleşme 3.3, s. 6) “… 3 yıllık süre boyunca (Lisans Süresi) markaların … tarafından…otelde kullanılmasına ve Otelin markalar altında işletilmesine imkan sağlayacak bir alt lisans sözleşmesi (Lisans Sözleşmesi) akdedilecektir.” denildiği görülmüştür.
Netice itibari ile davacının, davalı şirket ile … Şirketi’nin, arasında Lisans addedilmediği için uğradığını beyan ettiği doğrudan zarar, Lisans Sözleşmesi kapsamında davalı tarafından ödeneceği taahhüt edilmiş olan yıllık asgari lisans bedeli 30.000 EURO üzerinden 3 yıllık lisans sözleşmesi kurulsa idi 3 yılın sonunda elde edilecek toplam asgari lisans bedelinin hesaplanması ile ulaşılan meblağdır. Bir diğer deyişle dava dilekçesinde talep edilen 90.000 EURO zarar, yıllık asgari lisans bedeli 30.000 EURO x 3 yıl sözleşme süresi şeklinde ulaşılmış bedeldir. Ancak sözleşme kurulsa idi lisans bedelinin ödeneceği kişi olarak dava dışı 3. kişi konumundaki Lisans Veren/… Anonim Şirketi’nin, sözleşmede açıkça ve tek başına belirlenmiş durumdadır.
Sözleşmeye aykırılık sebebi ile tazminat talep eden tarafın, zarara uğraması gerekir. Davacı tarafından zarar olarak talep edilen 90.000 EURO’nun, eğer Lisans Sözleşmesi kurulsa idi dava dışı 3. kişi konumundaki lisans verene/… Ticaret Anonim Şirketi’ne 3 yılın sonunda ödenecek lisans ücreti olduğu, davacı şirketin, bu ödemenin tarafı olmadığı, lisans sözleşmesi kurulmadığı için zararının doğmadığı, davaya konu ihtilaf bakımından talep hakkına haiz olmadığı kanaatine varıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-DAVANIN REDDİNE
2-54,40 TL ilam harcının, 8.459,67-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 8.405,27-TL harcın davacıya iadesine,
3-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 41.818,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 22/10/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır