Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/513 E. 2019/138 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/513 Esas
KARAR NO : 2019/138

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü veTazminat İstemli
DAVA TARİHİ : 30/11/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü veTazminat İstemli davasının yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde, Müvekkilinin Türkiye’de tescilli … ibareli markanın sahibi olduğu, markanın tanınmış olduğunu belirterek, Davalının … sayılı “…” marka tescilinin hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, Davalının, konu tescil/başvuru ve kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesine, müvekkil şirketin marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını; bu amaçla davalının konu ürününe ilişkin üretim ve satışının durdurulmasını ve ürünlere tedbiren el konularak imhasını, Web siteleri ile internet üzerinde yer alan davalının ürün satışına ait içeriklerin durdurulması ve önlenmesini, Davalının müvekkile ait markayı, müvekkilin izni olmaksızın resmi merciler nezdinde kendi markasıymış gibi göstererek yarattığı hak ihlalinin tespitini, Davalının müvekkilin dünyaca tanınmış markasından doğan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini; müvekkil şirketin marka hakkına tecavüz ile haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, Davalının fiilleri sonucu zarar gören davacının maddi zararlarına karşılık fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla, şimdilik 10.000.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, Davalı ürünlerinin satışında müvekkil markasının ekonomik bakımdan önemli bir katkısının bulunması nedeniyle, kazancın hesaplanmasında Sayın Mahkemece makul bir payın daha eklenmesi suretiyle yoksun kalınan kazancın artırımını, Davalının, başvuru/tescil ve kullanımları sonucunda davacıya ait dünyaca tanınmış markanın itibarının zarara uğraması nedeniyle, ayrıca 5.000-TL tazminatın değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, Davalının, davacının manevi zararlarına karşılık, 10.000.-TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, Tüm yargılama ve ilan giderleri ile Avukatlık ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde, Davanın yetkisiz mahkemede açıldığından davanın yetkisizlik nedeniyle reddi ile, dosyanın yetkili Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesini , Davacı markasının tanınmış marka olmadığını, müvekkilin markaları ile benzer olmadığı, hükümsüzlük şartları da oluşmadığını, davacı markasının zayıf marka olduğu, müvvekkilinin kötü niyetli olmadığını, müvekkil markalarının tescilli olduğundan, müvekkiller iyiniyetli olduğundan marka hakkına tecavüz iddialarının da hiçbir hukuki temeli olmadığını, Davacı tarafın yabancı şirket olması nedeniyle teminat gösterme zorunluluğu bulunduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalının … sayılı “…” marka tescilinin hükümsüzlüğü, sicilden terkinini, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, 10.000.-TL maddi 5.000 TL itibar, 10.000.-TL manevi tazminat istemine ilişkindir.
556 sayılı KHK’nın 63/3 maddesinde “3. Kişiler tarafından marka başvurusu veya marka sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme davalının ikametgahının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Marka başvurusu veya marka sahibinin Türkiye’de ikamet etmemesi halinde ikinci fıkra hükmü uygulanır.” hükmü bulunmaktayken, 6769 sayılı SMK’nun 156/5. maddesinde de ; “ 3. Kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki mahkemedir” hükmü ile 6100 sayılı HMK.’nın 6. Maddesi uyarınca “genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi” olduğu gibi 4721 sayılı TMK. Uyarınca da “tüzel kişinin yerleşim yeri kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir” hükmü olduğu ve davalının merkez adresinin gerek TPE kayıtları gerekse dava dilekçesi kapsamına göre Küçükçekmece/İstanbul olduğu anlaşılmakla; mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davalı vekilinin yetki itirazının kabulü ile MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
2-HMK 20. madde uyarınca Dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden ,kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli BAKIRKÖY Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ne gönderilmesine,
3-Harç, masraf ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.26/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır