Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/488 E. 2022/20 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/488 Esas
KARAR NO : 2022/20

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ : 19/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli), Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … ile davacı arasında … 5.noterliğinin… tarihli devir senedi ile sözleşmeye ekli …., … ve …’un seslendirdiği fonogramlar ve fonogramlara ait tüm hakların tam ruhsat şeklinde davacıya devredildiğini, davacının uzun yıllar sonra Türkiye’ye döndüğünde kendisine devredilen fonogramlarla bandrol alınıp üretim, satış ve telif geliri elde edildiğini tespit ettiğini, devir senedine aykırı olarak davacıyı zarara uğrattıklarından şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın FSEK 68.madde hükümlerine göre 3 katı tahsili, 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde; husumet itirazında bulundukları ayrıca esas yönünden de sözleşmenin 6.maddesinin açık olduğunu, davacıya devredilen mali hakların yurt dışı hakları olduğunu bu nedenle de davanın reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık; davalılardan … ile davacı arasında … 5.noterliğinin … tarihli devir senedi ile sözleşmeye ekli …, … ve …’un seslendirdiği fonogramlar ve fonogramlara ait tüm hakların tam ruhsat şeklinde davacıya devredildiğini, davacının uzun yıllar sonra Türkiye’ye döndüğünde kendisine devredilen fonogramlarla bandrol alınıp üretim, satış ve telif geliri elde edildiğini tespit ettiğini, devir senedine aykırı olarak davacıyı zarara uğrattıklarından şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın FSEK 68.madde hükümlerine göre 3 katı tahsili, 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalıların cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …ve …’nin Mahkememize sunmuş oldukları 16/08/2021 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; taraflar arasındaki devri senedinde devredilen mali hakların fonogramlara ilişkin yurt dışı hakları olduğu, yurt içi kullanım haklarının davalıda kalmaya devam etmesi nedeniyle davalının yurt için kullanımlarının tecavüz doğurmayacağı görüş ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
SOMUT OLAYDA; Davaya konu uyuşmazlık da taraflar arasındaki 26.7.1976 tarihli devir senedinin içeriğinin incelenmesi, …, … ve …’un fonogramlarını ve fonogramlar üzerindeki yurt dışı mali haklarını mi yoksa yurt içi mali hakları mı kapsadığının tartışılması, bir ihlal varsa davacının hak ettiği maddi tazminatın belirlenmesi gereklidir.
Her ne kadar taraflar arasındaki devir senedinin içeriğinde tam ruhsat(tam lisans) ibaresi geçmekte ise de devir senedi bir bütün olarak incelendiğinde bu senedin fonogramların yurt dışı haklarının, mali haklarının devri sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan sözleşme yorumunda tek başına sözleşmenin başlığı yada tek bir hükmü sözleşme yorumlanmasında kullanılamaz. Sözleşme bir bütündür. Bu nedenle protokol hükümlerinin iyi okunması, bir bütün olarak incelenmesi ve değerlendirilmesi zorunludur. Öte yandan bilindiği üzere protokolde yer alan hükümlerin yorumunda taraflar arasındaki güven teorisi ön planda tutulmalı,prokol hükümleri bir bütün olarak ele alınmalı,sonuçları da hem içerik hem muhteva itibarıyla incelenmeli,sözleşme yorumu yapılırken irade beyanları arkasında saklanabilen iç iradenin yorumundan sakınılmalı, hükümler dürüstlük kuralı ilkesi de gözetilerek bir bütün halinde yorumlanmalıdır. Somut olaydaki prokokolde sözleşme bir bütün olarak incelenmeli, ihtilafların çözümünde uyuşmazlık konularının sözleşme içindeki düzenleme yeri tayin edilmeli, diğer hükümler ile de bağlantısı göz önünde tutulmalıdır. Bir haktan vazgeçmeyi gerektiren beyanların olduğu sözleşme hükümleri dikkatle incelenmeli, şüphe halinde sözleşmeyi batıl kılacak yorum yerine geçerli hale getiren yorum tercih edilmeli, sözleşmenin kurulduğu aşamada ortaya konulan güven teorisine dayanan farazi iradelerin ise ön plana çıkarılmasına özen gösterilmesi gereklidir. Sözleşme 1976 yılında kurulmuş, huzurdaki dava 19.11.2018 tarihinde açılmıştır.
Bilindiği üzere fikir ve sanat eserleri üzerindeki Mali haklar üzerinde, başkalarına bu hakları kullanma veya bunlardan yararlanma yetkisi veren sözleşmeler düzenlenebilmektedir. Bu sözleşmeleri diğer sözleşmelerden ayıran en büyük özellik, sözleşme konusunun fikri mülkiyet hakları olmasıdır. Bu sözleşme ile fikir ve sanat eseri sahibi, eseri üzerindeki mali hakların kullanılmasını ücret karşılığında, belirli bir ülke bazında yada belli bir süre için bir başkasına bırakır. FSEK m.48, eser sahibine mali haklarını bütün olarak devretmesi imkanı tanındığı gibi, eser üzerindeki hakkın kendisinin değil, sadece kullanılmasının devrine de izin verilmiştir. Bu tip devirler FSEK m.48. maddasinde “ruhsat” olarak adlandırılmıştır. Bu takdirde mali hak özü itibariyle eser sahibinin malvarlığında kalmakla beraber, maddi bir malın hasılat kirasına verilmesinde veya intifa hakkıyla sınırlandırılmasında olduğu gibi, mali hakkı kullanma ve semerelerinden faydalanma yetkisi karşı tarafa intikal etmiş olur (FSEK. m.56). Lisans sözleşmeleri FSEK m.56’da ikiye ayrılmıştır. Eğer lisans, mali hakkın kullanılmasını bütün olarak karşı tarafa geçiriyorsa ve hakkın kullanılmasının başkasına verilmesini de engelliyorsa tam lisans(ruhsat)tan söz edilir. Bu durumda kullanma hakkını tam olarak kazanan kişinin durumu, hakkı bütün olarak devralan kişinin durumundan farksızdır. Eğer aynı mali hakka ilişkin başka yetkilerin de, bir başkasına verilmesini engellemeyen bir lisans veriliyorsa bu lisans, basit bir lisanstır. Tam lisans sahibi, devraldığı hakların ihlali halinde dava açma hakkını haiz iken basit ruhsat sahibinin dava açma hakkı yoktur.
Dava konusu devir sözleşmesi incelendiğinde devir senedinde yer alan devir eden, devir alan ibareleri, devralanın devraldığı hakkı başkalarına da devretme yetkisinin tanınmış olması, (madde 5) , devredenin artık bu hakkı başkalarına devir yetkisinin kalmadığı dolayısıyla 6. maddedeki ifadelerden davaya konu devir senedinin mali hak devir sözleşmesi olduğu anlaşılmıştır. Mali hakkın devri bir tasarruf işlemi olmakla ile hak eser sahibinin malvarlığından çıkararak devralanın malvarlığına intikal eder.
Taraflar arasındaki temel uyuşmazlık devrin yurt içi mali hakları mı yoksa yurt dışı mali haklarını mı kapsadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı devrin tüm dünyayı kapsadığını ileri sürmekte olup, davalı ise sözleşme hükmünün açık olduğunu Türkiye dışındaki hakların davacıya devir edildiğini ileri sürmektedir. Bu durumda sözleşmenin yorumlanması gereklidir.
Sözleşmenin 6. maddesi FSEK 52 çerçevesinde yapılan devrin coğrafi alanını şu şekilde sınırlamaktadır; ” Devir alanın bu eserler miras yolu ile hak olarak devir alan mirasçılarına devir eden kişi Türkiye dışında bulunan tüm haklarını devir ettiğinden ve bedelini de nakten ve defaten aldığından başkalarına devir yetkisi kalmadığını ve tam ruhsat şeklinde yalnız …’a bedel karşılığında devir ettiğini ve Türkiye dahilindeki haklarının bir kısmını ya da tümünü bir başkasına devir ederken bu haklardan tam ruhsatla devir ettiği yurt dışı dünya haklarını müstesna tutacağını aksi halde bundan doğacak zararın kötüniyet ve muvazaa yolu ile bir takım haklar haksız kazanç sağlama arzusunun bulunduğunu kabul ettiğini ve yeni kişi ile doğacak zararların sorumlusu olduğunu kabul ve beyan etmektedir” şeklinde açık bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. 1976 yılındaki şartlara göre yeterli ayrıntıyı içeren protokolün davacı yanca tam ruhsat olarak tüm mali hakların yurt içi ve yurt dışı olarak davacıya devr edildiğinin iddia edilmesi Mahkememizce sözleşmenin 6.maddesinin açık düzenleme hükümleri gözetildiğinde MK 2. maddesine aykırı olduğu anlaşılmıştır. Zira somut olayda dürüstlük kuralı uygulama alanı bulacaktır.
Bu hükümde fonogramlar üzerindeki mali hakların yurt dışı mali hakları olduğu açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Davacı taraf her ne kadar devir senedinin Coğrafi alan başlıklı kısmında; Türkiye dahi bütün dünya devletlerini içine alan sahayı kapsamaktadır” seklindeki hükmünün devrin hem yurt ici hem de yurt dışı devrini kapsayacağı şeklinde yorumlanması gerektiğini ileri sürmekteyse de; sözleşmenin 6. maddesinin açık olduğu dolayısıyla coğrafi alan kısmı ile anlatılmak istenilen hususun devre konu fonogram üzerinde devredenin tüm dünya üzerinde hak sahibine muktedir olduğunu vurgulamak şeklinde anlaşılacağı , taraflar arasındaki devri senedinde devredilen mali hakların fonogramlara ilişkin yurt dışı hakları olduğu, yurt içi kullanım haklarının davalıda kalmaya devam etmesi nedeniyle davalının yurt içi kullanımlarının tecavüz teşkil etmeyeceği … 5. Noterliği’nin … tarihli … yevmiye sayılı devir senedinin içeriğinden anlaşıldığından, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu da dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın reddine,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 260,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır