Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/480 E. 2020/397 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/480 Esas
KARAR NO : 2020/397

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalıya ait … sayılı “…” markasının 6769 s. SMK 9., 26, 192 ve Geçici 4. Maddeleri uyarınca kullanmama nedeniyle iptaline, iptal kararının şartlarının ilk oluştuğu tarihten itibaren geçerli olmasına müvekkilin hususiyetle gözlük emtiasındaki faaliyetlerinin davalının markasından doğan haklara tecavüz etmediğinin tespiti, dava konusu markanın HMK 389. ve 6769 s. SMK 159. Maddeleri uyarınca dava kesinleşinceye kadar 3. Kişilere devrinin önlenmesi ve markadan doğan hakların müvekkile karşı kullanılmasının men’i yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu “…” markasının Türkiye’de ve tüm dünyada müvekkil adına tescilli ve tanınmış bir marka olduğunu, “…” markasını Türkiye’de ciddi biçimde kullanmakta olduğunu, müvekkilin “…”, “…”, “…” ve “…” adları verilen tanınmış desenlerin yaratıcısı olduğunu, müvekkilin aynı desenlerde gözlük, gömlek, elbise ve pijama altı ürettiğini; güneş gözlüklerinin sap kısımlarında yer alan desenlerin ilgili giysilerin desenleri ile bir örnek olduğunu; davacının markası henüz başvuru aşamasındayken 24 Kasım 2016 tarihinde davacının marka vekillerine e-mail yoluyla bir talep yazısı gönderilerek, karıştırılma ihtimaline yol açacak bir markanın tescil edilmemesini talep ettiklerini; bunun üzerine davacının “marka hakkından vazgeçme talep formu”nu müvekkiline sağladığını; müvekkilin, davacının bu olumlu dönüşüne güvenerek davacının marka başvurusunun yayımına itiraz etmediğini; yayıma itiraz süresi sona erdikten sonra davacının Türk Patent Enstitüsü’nün eksik evrak bildirimine yanıt vermemeyi tercih ettiğini ve imza sirkülerini tamamlayarak müvekkilinin itiraz süresini kaçırmasına kasten sebep olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu iddia ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalıya ait … sayılı “…” markasının 6769 s. SMK 9., 26, 192 ve Geçici 4. Maddeleri uyarınca “kullanmama nedeniyle iptali, iptal kararının şartlarının ilk oluştuğu tarihten itibaren geçerli olmasına ,müvekkilinin hususiyetle gözlük emtiasındaki faaliyetlerinin davalının markasından doğan haklara tecavüz etmediğinin tespitine, markanın dava kesinleşinceye kadar 3. Kişilere devrinin önlenmesi ve markadan doğan hakların davacıya karşı kullanılmasının önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve… 02/09/2020 tarihli raporlarında; Kısmen iptali talep edilen … tescil no.lu “…” markasının 09.sınıfta “…, …, …, …” emtialarında davalı adına tescil edilmiş olduğunu, marka tescil başvurusunun 17.07.2008 tarihinde yapılmış olduğu ve 30.10.2009 tarihinde markanın tesciline karar verildiğini, dava tarihi olan 14.11.2018 tarihi itibariyle, davalının … tescil no.lu markasının tescil karar tarihi (30.10.2009) üzerinden beş yıl geçmiş olduğunu, davalının, gözlük üretiminde diğer bir gözlük markası olan “…” ile işbirliği hususunun ihtilafsız olduğunu, davalı tarafından satışı ve tanıtımı yapılan gözlüklerin saplarında “…” markasının yanı sıra “…” markasının yer aldığını, markanın ciddi kullanımını gösterir delillerin dosyaya ibraz edildiğini, SMK m. 9, 26 ve geçici madde 4 uyarınca dava konusu markanın 09. sınıftaki emtialar yönünden iptali şartlarının oluşmadığını bildirmişlerdir.
… 4.FSHHM’nin… esas sayılı dosyasına sunulan 16.12.2019 tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasına celp edilmiştir.
Huzurdaki davada davacı tarafından davalı adına … No’lu “…” markasının 9.sınıftaki “gözlükler, güneş gözlükleri ve bunlara ilişkin aksesuarlar” için kullanmama nedeniyle iptali talep edilmiş olup, ayrıca delil olarak gösterilen Ankara 4. FSHHM ‘si nezdinde, … esas sayılı dosyada (… A.Ş nin davalı konumunda olduğu) … No’lu “…” markasının SMK’nın 6/1, 6/5 ve 6/9. maddelerince hükümsüzlüğünün talep edildiği ve … A.Ş.nin 9. sınıfta güneş gözlükleri ve 35. sınıfta bunların perakende satışına ilişkin olarak, SMK’nın 19/2 ve 25/7. maddeleri uyarınca, kullanmama def’i ileri sürerek , ciddi kullanımının ispatlanmasını istenildiği, Prof. Dr. …, … ve Halide …’ndan oluşan üç kişilik Bilirkişi Heyeti’nin 16 Aralık 2019 tarihli Bilirkişi raporunda “…” markasının ( mahkememizde hükümsüzlüğü istenen … nolu markanın) 9. sınıfta gözlük emtiasında ve 35. sınıfta bağlantılı hizmetlerde Türkiye’de ciddi kullanıldığını tespit ettikleri anlaşılmıştır.
Öte yandan Bilirkişi Heyeti tarafından “…” ve “…” işbirliği ile piyasaya sunulan gözlüklerdeki “…” markası kullanımı da incelenmiş, piyasaya sunulan gözlüklerdeki “…” marka kullanımının da bağımsız ve markasal etki yaratacak şekilde kullanıldığı belirlenmiştir. Bilirkişi Heyeti tarafından gözlüklerin ön kısmında “RAY-BAN” ibaresine yer verilmiş olmakla beraber “…” ibaresinin “…” markasından farklı bir yazı stiliyle yazılarak o markadan ayrıştırıldığı, onunla markasal bağını kesecek şekilde kullanıldığı tespit edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9.maddesi uyarınca tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması, markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması ve markanın marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.
6769 sayılı SMK’nın 26.maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle markanın iptali yetkisi Türk Patent Kurumuna aittir. Ancak bu hüküm SMK’nın 192/1.maddesi uyarınca kanunun yayım tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe girecektir.
6769 sayılı SMK’nın GEÇİCİ MADDE 4.maddesi uyarınca, SMK’nın 26. madde hükmü yürürlüğe girene kadar, iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır. 26. maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır. Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından Kuruma resen gönderilir. ” hükümleri düzenlenmiştir.
Dolayısıyla markanın kullanmama nedeniyle iptaline ilişkin işbu davaya bakma görev ve yetkisi davanını açılma tarihi itibarıyla mahkememize aittir.
SMK’nın markanın kullanım külfetine ilişkin 9.maddesi hükmü hem geçmişte tescil edilen markalar için, hem de gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma yüklentisi getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait marka da kullanma külfeti veya yüklentisi altındadır..
Markanın kullanımının SMK’nın 7.maddesinin 2.fıkrasının a, b ve c bentlerinde öngörülen modelde olmak üzere; anılan 7.maddenin 3. Fıkrasıyla SMK’nın 9.maddenin 2 ve 3. fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
Kullanmama nedenine dayalı iptal davası açabilmek için hak düşürücü bir süre bulunmamaktadır. Önemli olan dava tarihinden geriye doğru tescil anına kadar beş yıllık sürenin dolmuş bulunmasıdır. Bu nedenle markanın tescil edildiği tarihten itibaren bu süre hesaplanacağı için dava süresindedir.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca, yargılama konusu markanın tescilli olduğu sınıflar yönünden kullanıldığını ispat yükü davalıdadır. Davalı toplanan delillere göre markasını ciddi olarak kullandığını ispat etmiş, davacı yanın itirazlarının hukuki temelinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller, … 4.FSHHM … E. numaralı dosyasında alınan bilirkişi raporu, mahkememizce alınan ve HMK 266. Madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli, marka hukuku ilkelerine uygun olarak davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde incelemeye dayalı olarak hazırlanmış rapor içerdiği gözetildiğinde davalının iptali talep edilen markayı ciddi olarak kullandığı, öte yandan piyasaya sunulan gözlüklerdeki “…” marka kullanımının da bağımsız ve markasal etki yaratacak şekilde kullanıldığı, gözlüklerin ön kısmında “…” ibaresine yer verilmiş olmakla beraber “…” ibaresinin “…” markasından farklı bir yazı stiliyle yazılarak o markadan ayrıştırıldığı, onunla markasal bağını kesecek şekilde kullanıldığı hususları da bir arada değerlendirildiğinde sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 18,50 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar davalı vekillerinin yüzüne karşı davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır