Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/475 E. 2019/307 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/475 Esas
KARAR NO : 2019/307

DAVA : Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 08/11/2018
KARAR TARİHİ : 27/06/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, manevi tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin dava konusu markasıyla ilgili olarak davalı eyleminin müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiğini,eylemlerindurdurulmasını, yasaklanmasını ,önlenmesini, Tanınmış Markaya yönelik tecavüz eylemi nedeniyle 30.000-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilinine ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde; edinilen bilgilere göre bu malların Çin’de fason olarak üretilen ve davacı tarafından imhasına karar verilen mallar olduğunu, imha edilmesi gereken mallar olması nedeniyle maddi değerleri olmadığını, davacının manevi tazminat isteminin de yerinde olmadığını beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu: davacı adına tescilli … ibereli markaya yönelik olarak davalı eyleminin marka hakkını ihlal ettiğii iddiasıyla ,eylemlerin durdurulması ,önlenmesi 30.000-TL manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilinine ve hükmün ilanına ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir. “…” ve “… markalarının Türk Patent ve Marka kurumu nezdinde davacı şirket adına seri marka şeklinde kayıtlı olduğu ve “…” tanınmış marka olarak da “… sayı iye tescilli markalardan kapsamında bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi … raporunda; … adına …, …, isimli markaların 10 yıl süre ile Türk Patent Enstitüsü tarafından marka tescilinin yapıldığı ve yenilendiği,“…”,”…” ve “…” markalarına ait ürünlerin fason imalat sözleşmesi ile üretiminin yapıldığı,… isimli depoda bulunan ürün ambalajlarının … tarafından ruhsatlı üretilen ürünlerin orijinal boş olan ambalajları olduğu, büyük kısmı doldurulmamış boş olan kutuların bir kısmının içerisinin doldurulmuş olduğu, Ambalajların orijinal olmasından ve kaliteli olmasından faydalanılarak içerisinin …’e ait merdivenaltı tabir edilen ruhsatsız, izinsiz üretim yerinde hijyenik olmayan koşullarda ve içeriği belirsiz ürünlerle doldurularak dış ambalajın piyasada tanınmışlık ve kalitesinden faydalanılarak tüketiciyi kandırmaya yönelik aldatıcı özellikle satışa sunulduğunu,…’ye ait orijinal ürün ambalajlarının 3. Şahıslar tarafından elde edilerek …’e ait merdivenaltı tabir edilen yerlerde üretilen iç ürünlerle doldurularak piyasaya yani tüketiciye sahte iç ürünlerin orijinal dış ambalaj ile sunulduğu, Bazı ürünlerde İse orijinal dış ambalajın kalitesiz stickerle ile kapatılarak başka isim adı altında piyasaya sunulduğunun görüldüğünü, Her ne şekilde olursa olsun …’ye ait piyasada bilinen markalara ait kaliteli ürünlerin dış ambalajının …’e ait merdivealtı tabir edilen ruhsatsız ve hijyenik olmayan izinsiz atölyede doldurularak tüketicinin aldatıldığı ve bu ürünlerin kullanımının aynı zamanda halk sağlığına zararlı olduğunu , yakalama ve haciz tutanağında 169 koli ve 9 çuval olarak yakalanan ürün bulunduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Marka hakkına tecavüzün söz konusu olması için; Markanın tescil kapsamına giren aynı mal veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılması, Tescilli bir marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk üzerinde, işaret ile tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali olan herhangi bir işaretin kullanılması halinde marka hakkı ihlal edilmektedir. Markanın sahibinin izni olmadan, başkası tarafından tescilli markanın izinsiz biçimde, mal veya ambalajı üzerine konulması, Ya da marka adı altında ambalajlanması, ambalajın içinin davacı izni dışında doldurulması eylemleri marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir.
Davalı eylemi aynı zamanda haksız rekabetde teşkil etmektedir. Bir eylemin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında haksız rekabet sayılabilmesi için gerekli şartları 54. maddede yapılan tanımdan çıkartmak mümkündür. Buna göre haksız rekabet eyleminin varlığı için üç unsurun kümülatif olarak bulunması gerekmektedir: İktisadî rekabet, iyi niyet kurallarına aykırılık ve kötüye kullanım. Haksız rekabetin varlığı için ilk şart, iktisadi hayatta gerçeklesen bir rekabet ortamının varlığıdır. Haksız rekabetin varlığına ilişkin ikinci şart objektif iyi niyet (dürüstlük) kurallarına aykırı bir davranıştır ki, bu kriter, haksız rekabet hukukunun özünü oluşturmaktadır. 54. maddede açıkça “dürüstlük kuralları ve diğer şekillerdeki davranışlar” ifadesi kullanıldığından, aldatıcı hareketi iyiniyet kurallarına aykırı davranışların bir görünüm biçimi olarak nitelendirmek gerekmektedir.
Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır. Nitekim TTK’ nun 55. maddesinin 2. bendi hükmüne göre; ” Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek” iyiniyet kurallarına aykırı bir hareket tarzı olarak düzenlenmiştir.
İltibas değerlendirmesi yapılırken davacı markasının sahip olduğu ayırt edici gücün dikkate alınması gerektiği, Eğer bir marka toplumda tanınmışlık düzeyi yüksek bir marka ise, bu yüksek tanınmışlığa bağlı olarak hem emtia benzerliği hem de marka benzerliği yönünden daha geniş bir korumadan yararlanabileceği, somut olayda davacı tarafın markasının tanınmış marka olduğu,markanın ambalajlarda birebir kullanıldığı içlerinin ise davacı yanca verilmiş bir lisans varmışçasına halk sağlığı için tehlike arz eden şekilde doldurulduğu bu durumun ise davacının marka hakkını ihlal ettiği, tüketici nezdide kalite olgusunu düşüren eylemlerden olduğu anlaşılmıştır.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın daha çok tüzel kişiliğin manevi tatminne yönelik bir talep olması, bilirkişi raporunda ele geçen ürünlerin kozmetik nitelikte olması nedeniyle halk/insan sağlığı için tehlike yaratması dolayısıyla somut olaya göre davalı yanca içi doldurulan ürünlerin blirkişi raporunda da merdiven altı tabir edilen ve insan sağlığı için kötü koşullarda doldurulan ve denetlenmeyen ürünlerden oluşması bu nedenle halk sağlığı için tehlikeli olan ürünlerin davalı yanca hazırlanmış olması, bu durumun ise takdir edilecek manevi tazminat yönünden davacı tüzel kişiliğin uğradığı manevi zararın boyutunun maddi zarandan daha üst boyutta olduğu hususu gözetilerek 30.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1- Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksiz rekebetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
-Marka hakkını ihlal nedeniyle 30.000 manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline,
-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
-Mahkememizce tensip ara kararı verilen ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına, karar kesinleştiğinde yatırılan teminatın ve davacı yanca sunulan Orijinal ürünlerin davacıya iadesine, el konulan taklit ürünlerin imhasına,
2-2.049,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.536,97 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.600,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 35,90 TL başvuru harcı 512,33 peşin harç 137 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 750 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.435,23 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekili ve davalı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 27/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır