Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/47 E. 2018/145 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/47 Esas
KARAR NO : 2018/145

DAVA : Markanın hükümsüzlüğü, Tazminat, Tecavüzün Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 05/02/2018
KARAR TARİHİ : 10/04/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın hükümsüzlüğü, Tazminat, Tecavüzün Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TPE nezdinde tescilli asli unsuru … olan …, … ve … nolu markalarını kreş hizmetleri, geçici konaklama, otel, motel, tatil köyü, pansiyon vs. hizmetler, çadır kiralanması hizmetleri, gençlik kamp hizmetleri, yer ayırtma hizmetleri olmak üzere 43.sınıf ve huzurevleri hizmetleri olmak üzere 44.sınıfta kullandığını, davalı tarafın da “…” markasını kreş hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, hayvan bakım evleri hizmetleri, yiyecek içecek sağlanması hizmetleri olmak üzere kendi adına 43.sınıfta tescil ettirdiğini, dava konusu markaların asli unsurunun “…” olması, yazılım ve anlam benzerliği nedeniyle ayırt edilemeyecek derece benzer olduğunu iddia ederek müvekkilinin markasına tecavüzün tespit ve önlenmesini, davalı adına … no ile tescilli “…” markasının 3.şahıslara devrinin ve kullanımının önlenmesini, hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini, … internet sitesinin erişime kapatılmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. .
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin adresinin İzmir olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede ikame edildiğini, davaya bakmakla yetkili mahkemenin İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu iddia ederek yetki itirazında bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalı adına tescilli “…” markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile marka üzerinde gerçek hak sahibi oldukları, bu kapsamda tecavüzün önlenmesi ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Bilindiği üzere tescilli bir marka terkin edilmediği sürece kullanımı yasaldır. Davacı, davalı adına tescilli olan markanın hükümsüzlüğünü talep etmiştir. Öte yandan tecavüz iddiası da bulunmakla birlikte davalının ticari yerleşim yeri yani ticari defter ve belgelerinin bulunduğu yer dahi İzmir adresidir. Gerçek hak sahipliği ve tecavüz iddiası ile birlikte açılmış bir marka hükümsüzlüğü davasında, salt davacının hak sahibi olduğu iddiası üzerine yetkili mahkeme davacının ikametgah mahkemesi olarak değerlendirilemez.
Huzurda tescilli bir markanın hükümsüzlüğünü isteyen olarak davacı 3.kişi konumundadır dolayısıyla 6769 Sayılı SMK 156/5 maddesine göre davalının süresi içinde ileri sürdüğü yetki itirazı kabul edilmiştir.
556 sayılı KHK’nın 63/3 maddesinde “3. Kişiler tarafından marka başvurusu veya marka sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme davalının ikametganının bulunduğu yerdeki mahkemedir. Marka başvurusu veya marka sahibinin Türkiye’de ikamet etmemesi halinde ikinci fıkra hükmü uygulanır.” hükmü bulunmaktayken, 6769 sayılı SMK’nun 156/5. maddesinde de; “ 3.Kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yerdeki mahkemedir” hükmü ile 6100 sayılı HMK.’nın 6.Maddesi uyarınca “genel yetkili mahkeme , davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi” olduğu gibi 4721 sayılı TMK. Uyarınca da ” tüzel kişinin yerleşim yeri kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir” hükmü olduğu ve davalının merkez adresinin gerek TPE kayıtları gerekse dava dilekçesi kapsamına göre Urla/İZMİR olduğu anlaşılmakla; mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin yetki itirazının kabulü ile MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE,
HMK 20.madde uyarınca Dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden ,kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli İZMİR FİKRİ VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Harç, masraf ve vekalet ücretinin nihai karar ile birlikte hüküm altına alınmasına,
Dair karar taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verildi.10/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır