Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/438 E. 2020/114 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/438 Esas
KARAR NO : 2020/114

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli)
DAVA TARİHİ : 15/10/2018
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar … ve …’nun … Ltd. Şti’nin yönetici ve ortakları olduğunu, …’nin … adresli web sitesinin ‘’…” menüsü altında yazılı ve görsel-işitsel fragman şeklinde tanıtımı yapılan “…” adlı bilgi yarışması formatının müvekkiline ait “…” adlı yarışma programının işlenmesi ile elde edildiğini, yoğun olarak esinlenilmiş ve intihal eser niteliğinde unsurlar içerdiğini, davalı şirket yetkililerine … 2.Noterliğinin … tarh ve … Keşide No.lu İhtarnamesi ile ihtar çekildiğini, ancak kullanıma devam edildiğini iddia ederek 5846 sayılı Kanunun 66.maddesi uyarınca müvekkilin aslen hak sahibi olduğu ve … isimli Şirketin web sitesi üzerinden yapılan müvekkile ait esere dair tanıtım dökümlerinin… ana sayfası ve “…” menüsü altında yazılı ve görsel-işitsel fragman şeklinde tanıtımı yapılan “…” adlı bilgi yarışması formatının satışa sunulmasına ve işlenmesine dair tüm faaliyetlerin durdurulmasını ve vak’i tecavüzün ref’ini, müvekkilin duçar olduğu zarar göz önüne alınarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …’ın bu davayı açmaya yetkili olmadığını, çünkü … yapım ile format sahibi olduğu iddia edilen … arasındaki ‘’…” isimli formatın haklarının devrine ilişkin sözleşmenin geçersiz olduğunu, … isimli televizyon formatının sahibinin müvekkili olmadığını, müvekkilinin yalnızca formatın yurtdışı pazarlama ve dağıtım haklarına sahip olduğunu, bu formatın sahibi olan dava dışı üçüncü kişi … Ltd. Şti. tarafından yetkilendirildiğini, her iki yarışma formatı arasında küreler ve toplar bulunması dışında benzerliğin bulunmadığını, dava konusu ‘’…” isimli formatın sahibinin hususiyetini taşıma ve yeterli derecede somutlaşmış olma şartını sağlamadığından 5846 sayılı FSEK kapsamında korunan eser niteliğinde olmadığını detaylarıyla ifade ve iddia ederek, davacının taleplerinin reddedilmesini talep etmiştir.
İhbar olunana usulüne uygun tebligat yapılmış ancak davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davacılardan …’nin diğer davacı …’tan mali haklarını devir aldığı “…” adlı yarışma programının davalılarca “…” adlı bilgi yarışmasında formatı işlenmek ve intihal edilmek sureti ile izinsiz olarak kullanıldığından FSEK 66.madde kapsamına göre tecavüzün ref’i, ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalıya tebliğ olunmuş,dilekçe teatilerinin sonlanması üzerine dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … 14/06/2019 tarihli raporlarında; her iki formatın da özgün format olduğunu, … (…) isimli formatın dosyada hem nasıl olduğunu anlatan kısa tanıtım hem de demo-pilot bölümü sunulduğunu ki bu formatın nasıl olduğunu anlatan değil, nasıl olduğunu gösteren videosunun bulunduğunu, her iki format arasında benzer noktalar olsa da, … (…) formatının, “…” formatmdan tamamen farklı içerikte hazırlandığını, ancak bu durumun … (…) formatının başka yarışmalardan veya davacıya ait formattan esinlenmediği anlamına gelmemeyeceğini, bu tarz formatlar geliştirilirken benzer neler yapıldığı araştırılıp, bazen birinden bazen birkaç formattan melez bir format yaratılabildiğini, Davacılardan … tarafından oluşturulan … isimli formatın FSEK kapsamında eser niteliğini haiz olmadığını,… isimli yarışma formatı ile … isimli yarışma formatının birbirleri arasındaki benzerliklerin esinlenme düzeyinde olduğu, davalı formatının davacı format indan kopyalandığının söylenemeyeceğini, somut olayda fsek ten kaynaklanan malı haklarının ihlalinden veya haksız rekabet eyleminden söz edilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve … 14/06/2019 tarihli ek raporlarında; Davacılardan … tarafından oluşturulan “…” isimli formatın FSEK kapsamında eser niteliğini haiz olmadığını, … isimli yarışma formatı ile “…” isimli yarışma formatının birbirleri arasındaki benzerliklerin esinlenme düzeyinde olduğunu, davalı formatının davacı formatından kopyalandığının söylenemeyeceğini, dolayısıyla davacıların mali haklarının ihlalinden veya haksız rekabet eyleminden söz edilemeyeceğini bildirmişlerdir.
Bilindiği gibi 5846 sayılı FSEK’nun 1/B maddesinin ‘a’ bendinde eser, “sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsullerini” ifade eder. Buna göre bir fikri ürünün eser sayılabilmesi için iki koşulu birlikte gerçekleştirmesi gereklidir. İlk olarak fikri ürünün sahibinin hususiyetini taşıması, bir başka deyişle kendinden önce ortaya konmuş benzerlerine göre özgün bir niteliğe sahip olması gerekir. İkinci olarak bu fikri ürünün FSEK’nun ikinci ve devamı maddelerinde belirlenen eser kategorilerinden birine dahil edilebilmesi aranmalıdır.
Yasa eser sahibini bir eseri meydana getiren kişi olarak belirlemiştir. (FSEK md. 8/1) Yasanın 9. maddesinde eser sahiplerinin birden fazla oluşu hallerine yer verilmiştir. Yine eser sahipliği yönünden belirlenen karineler yasanın 11 ve 12. maddelerinde yer almaktadır. Buna göre FSEK 11 uyarınca yayınlanmış eser nüshalarında veya güzel sanat eserlerinin aslında eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse aksi kanıtlanıncaya kadar bu eserin sahibi sayılır. Yayımlanmış olan bir eserin sahibi, eser nüshalarında veya aslında mutat olduğu şekilde belirtilmemiş ise bu takdirde eseri yayımlayan, o da belli değilse çoğaltan eser sahibine ait hak ve yetkileri kendi adına kullanabilir.
Eser sahibinin kullanabileceği mali haklar, FSEK 21 ve devamında düzenlenmiştir. Buna göre, mali haklar, FSEK’nun, 21. maddesindeki işleme hakkı, 22. maddesinde düzenlemesini bulan eserin aslı veya kopyalarının herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli çoğaltma hakkı; 23.maddede belirlenen eserin aslını veya çoğaltılmış nüshalarını kiralama, ödünç verme, satışa çıkarma veya diğer yollarla yayma hakkı; 24. maddede doğrudan veya dolaylı olarak bir eserden ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynatmak, göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı; 25. maddedeki işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim hakkı olarak belirlenmiş bulunmaktadır.
FSEK’nun 48.maddesi uyarınca mali haklar süre, yer ve içerik itibariyle sınırlı veya sınırsız; karşılıklı veya karşılıksız olarak başkalarına devredilebilir. Mali hakların sadece kullanma yetkisi de bir başkasına bırakılabilir.
Manevi haklar ise Yasa’nın 14-17.maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre, eser sahibi, eserinin umuma arz ve yayımlanma zamanı ve tarzını belirleme (FSEK md.14); adın belirtilmesi (FSEK md 15); eserde değişiklik yapılmasını men (FSEK md. 16) ve bir kısım eserler yönünden geçerli bulunan zilyed ve malike karşı ileri sürülebilecek eserin aslına ulaşma haklarına sahiptir. Manevi haklar mali hakların aksine, bir başkasına devredilemez ve vazgeçilemez haklardır. Ancak bu hakların kullanılması yetkisi bir başkasına bırakılabilir.
Eser üzerindeki mali ve manevi hakları ihlal edilen kişi, FSEK’nun 66. maddesi uyarınca, tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini (ortadan kaldırılmasını), 69. madde uyarınca muhtemel devam eden tecavüzlerin men’ini (önlenmesini), mali hakların ihlali halinde ayrıca 68. madde uyarınca tazminat da talep edebilir.
Yukarıda açıklanan mevzuat ve ortaya konulan ilkeler uyarınca dava dosyası, taraflarca sunulan deliller, iddia ve savunma ile konunun teknik yönlerinin aydınlatılması için alınan kök ve ek rapor çerçevesinde değerlendirilmiştir.
Buna göre, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında bir fikir ürününün eser sayılabilmesi için; sahibinin hususiyetini taşıması, şekillenmiş olması ve FSEK’te öngörülen eser türlerinden birine girmesi gerekmektedir. Dolayısıyla bir televizyon yarışma formatının eser korumasından yararlanabilmesi için bu şartlar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ülkemizin de taraf olduğu Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması (TRIPS) md.9/2’de de belirtildiği üzere, telif hakları fikirleri değil, onların ifade ediliş şekillerini korumaktadır. Bu noktada, formata ilişkin fikrin ifade edilmesinde, hususiyet önem arz etmekte, dolayısıyla formatı oluşturan düşüncenin farklı ya da sıradan olması değil, formattaki düşüncenin ne şekilde ifade edildiği belirleyici olmaktadır. Format yazarı, program formatını detaycı bir anlatımla ele almalı, yarışmanın genel kuralları, oyuncuların muhtemel stratejileri, şovun akışı, yarışmanın hangi bölümlerden oluştuğu, temsillerin sırası ve tipleri, sahne dekoru, müzik, sunucunun dış görünüşü ve programı sunma stili-davranışları, sunucunun önceden belirlenen slogan şeklindeki kelimeleri söyleyiş anları, stüdyodaki konukların ve televizyon izleyicilerinin programa katılımı, rolleri gibi tüm detaylar, yaratıcısının hususiyeti ile belirtilmelidir. Belirtmek gerekir ki, format unsurlarında hususiyet ön plana çıksa bile formatın hususiyeti tüm unsurların bir bütün halinde izleyicide uyandırdığı duyguda belirginleşecektir .
Hususiyet, şekilde meydana gelebileceği gibi içerikte de meydana gelebilir. Dolayısıyla içeriğin şekillenmesine temel olan hususiyetle yoğrulmuş özgün fikrin de bir başka biçim etrafında meydana getirilmesi durumunda telif hakları ihlali gündeme gelebilir. Fakat, formatta telif ihlali konusu gündeme geldiğinde öncelikli olarak bakılması gereken, mevcut eserin özgün unsurlarının yeni yaratımdaki kullanım oranı yani yeni yaratımın serbest yararlanma sınırını aşıp aşmadığının belirlenmesidir.
Bu bakımdan, aynı ya da bilinen fikirler temel alınarak üretilen program formatlarında hususiyet detaylarda kendini belli eder. Yasaman, program formatlarının soyut fikirde kaldıklarını ve bu nedenle somutlaşma şartını yerine getirmediklerini öne sürerek program formatlarının FSEK kapsamında değerlendirilemeyeceğini, ancak ekonomik bir değeri olan ve fikri emek sonucu meydana getirilmiş formatların haksız rekabet hükümlerince koruma göreceğini ve bunun için de sıradan unsurların değil, orijinal nitelikteki unsurların nazara alınacağını belirtmiştir. Aynı veya bilinen fikirlerden oluşmuş televizyon program formatları arasında çıkan uyuşmazlıklarda, formatın özgün olup olmadığının detaylarda şekillenmiş hususiyetin varlığıyla çözüme ulaşacaktır.
Bir fikri ürünün eser olabilmesi için sahibiyle arasında bir aidiyet bağının yani hususiyetin olması gerekmektedir. Dolayısıyla alelade ele alınmış bir format fikri ne kadar dahiyane ya da ne kadar idrak edilebilir olursa olsun belirgin bir hususiyetle şekillenmedikçe format eser olarak değeriendirilemeyecektir. Formatı diğerlerinden ve benzerlerinden ayırt eden hususiyet, format unsurlarında şekillenebileceği gibi unsurların kombinasyonunda da meydana gelebilir.
Benzer formatları birbirinden ayıran karakteristik unsurlar bir bütün halinde içerdiği hususiyettir. Bu nedenle korunması gerekenin, herkes tarafından düşünülebilir olsa da bir fikrin yaratıcılıkla şekillenmesi ve/veya bu yaratıcılığın hususiyetle ifade ediliş şekli önemlidir.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, FSEK kapsamında eser korumasından yararlanmanın unsurlarından olan tespit edilme koşulu, bir eserin mevcudiyeti bakımındandır. Soyut düşüncelerin tespiti, onların eser sayılmalarını gerektirmez.bu kapsamda “…” isimli formatın ayrıntılı bilgiler içeren bir metne dayanmadığı yalnızca 3 sayfadan oluşan özet bir anlatımla ifade edildiği formatın FSEK kapsamında ilim ve edebiyat eseri niteliğini haiz olmadığı, “…” ve “…” formatları arasında bilirkişilerce yapılan incelemelerde: davacıya ait “…” isimli format ile “…” isimli format arasındaki benzerliklerin esinlenme düzeyinde olduğu ancak, esinlenmenin telif haklarına ulusal ve uluslar arası düzenlemelerde serbest bırakılmış olduğu, … formatıyla davalılar tarafından pazarlanan “…” formatlarım ayrı ayrı inceleyip benzer ve ayrık tarafları kök raporda belirtildiği, Buna göre; ‘her iki format arasındaki benzerliklerin benzeri yarışma programlarında görülen genel geçer benzerlikler olduğu, kimi yarışmalar tek etaplı olabildiği gibi kimi yarışmalar iki etaplı olabildiği, kimi yarışma sonucunda kazanılan ödül kazanana olduğu gibi verilebileceği gibi kimi yarışmalarda kazandan ödülü veya daha fazlasını vermek için ekstradan soru veya başka bîr teklifle yarışmacıya verilebileceği, bu tarz farklılıklar her formatın kendine has özelliklerini oluşturduğu, her iki format karşılaştırıldığında, belirtilen benzerlikler ve ayrılıklardan öte dikkati çeken en önemli farklılığın yarışmacıların ödül kazanma süreci olduğu. … isimli formatta yarışmacılar butona basıp küreyi durdurarak kategori ve sorunun zorluk seviyesini şans eseri belirlemekte iken, … (…) nin ilk etabında yarışmacılar ne kategori, ne de sorunun zorluk derecesini seçebilme şanslarına sahip bulunmadığı, ancak kendilerine sorulan sorunun doğru cevabı açıklanmadan risk alıp sahip oldukları toplardan olabildiğince şans küresine fazla top gönderebilmektir. Bu da…’nin en dikkat çekici noktasıdır. Yarışmacının soruya doğru cevap vermesi tek başına yetmemekle, kazanabilmesi için şans küresinden düşecek topun kendi rengine sahip olması da gerekmektedir. Yarışmacı gerek strateji, gerek soruyu verdiği cevabın doğruluğuna olan inancıyla risk alabilmektedir. Sonuç olarak her iki format arasında benzer noktaların genel yarışma proğramlarındaki genel geçer tarzda olan unsurlara ilişkin olduğu, … (…) formatının … formatından tamamen farklı içerikte hazırlandığı, dava dosyasında davalının formatının davacının formatından alıntılandığı, genel geçer unsurlar dışında esaslı unsurlarından esinlenildiği, kopyalandığı yönünde herhangi bir delil de bulunmadığından davacının talebinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın redddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 18,50 TL eksik harcın davacılardan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücrettarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına, yer olmadığına,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararıntebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulenanlatıldı. 03/03/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır