Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/418 E. 2021/51 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/418 Esas
KARAR NO : 2021/51

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ : 03/10/2018
KARAR TARİHİ : 03/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tüm telif hakları müvekkiline ait olan “…” isimli eserin müvekkilinin haberi ve bilgisi olmaksızın izinsiz olarak haksız ve hukuka aykırı şekilde değiştirilerek kullanıldığını ve yayımlandığını, … platformunda … tarafından eserin” …” olarak eserin mahiyet ve hususiyeti bozularak satışa sunulduğunu, tecavüzün tespiti, önlenmesi 3 kat maddi tazminatın belirlenerek tahsili, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek reskont faizi ile birlikte davalılardan( hakkında tefrik kararı verilen … ) ile davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsili , yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu işlemin gerçekleştirildiği platform olan … sisteminin işletilmesi hususunda Müvekkil Şirket’in herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, söz konusu platformun …, …, … adresinde kain … Distribution International tarafından işletildiğini, … web adresinin Kurumsal Adres kısmında ve aynı web adresinin devamında bulunan “…” başlığı altında …’ın ünvanının ve kayıtlı adres bilgilerinin yer almasının nedeninin söz konusu şirketin belirtilen platformun işleticisi olmasından kaynaklandığını, müvekkilininiddia edilen maddi olaylar ile ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını, tamamen farklı bir tüzel kişilik olan … ile söz konusu platformun işletilmesi hususunda herhangi bir müteselsil sorumluluğunun da bulunmadığını, taraf sıfatı bulunmayan Müvekkil Şirket bakımından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacıya ait “…” isimli eserin hakkındaki dava tefrik edilen … tarafından dipsiz kuyu feat olarak eserin mahiyet ve hususiyeti bozularak … ‘de satışa sunulması suretiyle tecavüzün tespiti önlenmesi 3 kat tazminatın belirlenmesi, 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek reskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili kapsamında açılmış bir davadır.
Mahkememizin 8.4.2019 tarihli ara kararı ile davalı … hakkında dava dilekçesinde açık adres ve TC kimlik nosu belirtilmediğinden huzurdaki davadan tefrik edilerek mahkememizin ayrı bir esas numarasına kayıtlanmıştır. (2019/118 Esas)
Huzurdaki dava … yönünden sürdürülmüştür.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Bilirkişiler …, … ve … 06/08/2020 tarihli raporunda; Davaya konu”…” adlı eserin … tarafından iletilen belge ile … adına tescilli olduğunu, yapılan incelemede …’ın davalı … tarafından işletilmediği, …, …, … adresinde mevcut … Unvanlı şirket tarafından işletildiğini, … unvanlı şirketin yer sağlayıcı olarak hizmet verdiği ve ihlalden haberdar edilmediği, ihlalden haberdar edilmiş olsa ve söz konusu içeriği kaldırmamış olsa idi … tarafından yapılan bir ihlalden bahsedilebileceğini, Davalı …’ın birçok platformda “…” adlı şarkıyı izinsiz yayınladığını, …’ın söz konusu eseri izin almak suretiyle yayınlamış olsa idi dava konusu eserin söz ve beste haklarına ilişkin davacı tarafa 8,000 TL ila 12.000 TL arasında bir lisans bedeli (dava dışı icracı ve fonogram hakları, hariç olmak üzere) ödemek durumunda olacağı, …’ ın sorumlu olduğu takdirde eserin umuma arz edilmesinden kaynaklı doğan gelirin de belirlenip, Davacı’ ya ödenmesi gerektiğini, son nihai takdirin Mahkemeye ait olacağını bildirmişlerdir.
Davalı yan uyuşmazlık konusu işlemin gerçekleştirildiği platform olan … sisteminin işletilmesi hususunda Müvekkili Şirket’in herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, söz konusu platformun …, …, … adresinde kain … tarafından işletildiğini husumet yokluğu gözetilerek davanın reddi gerektiğini ileri sürmüş olup, davacı ise 30.10.2020 tarihli dilekçesiyle huzurdaki davalı ile … arasında organik bağ bulunduğunu davalının da bu kapsamda sorumlu olması nedeniyle tazminat hesabı yapılmasını gerektiğini beyan etmiştir.
Somut olayda tüzel kişilik perdesinin aralanmasına ilişkin bir vaka yoktur. Zira davacının FSEK kapsamında talep ettiği tazminat hususunda mahkeme belirli bir bedelin ödenmesini hüküm altına aldığı takdirde yani ilerde kendisinden davalı (borçlu) sıfatı ile bir subjektif hak istenebilecek kişi ancak bu davanın davalısı yani husumet yöneltilebilecek kişi yada tüzel kişilik olabilir. Davalı sıfatının kime ait olduğu hususu ile tamamen maddi hukuka göre belirlenir. Somut olayda da davalı husumet itirazında bulunmuş olup, alınan bilirkişi raporunda da olan iTunes sisteminin işletilmesi hususunda Müvekkil Şirket’in herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, söz konusu platformun …, …, … adresinde mukim … tarafından işletildiği belirlenmiştir, dolayısıyla husumetin davacı tarafından doğru yöneltilmediği anlaşılmıştır. Dava şartlarının varlığı yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekir.
Taraf sıfatı bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği gibi taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece resen nazara alınması gereklidir. Dolayısıyla mahkemenin husumet yokluğunu res’en gözetmesi gereklidir. Somut dava dosyasında Davalı sıfatının kime ait olduğu hususu maddi hukuka göre belirleneceğinden davalının ileri sürdüğü pasif husumet itirazı yerinde görülmüştür. Öte yandan bilirkişi raporuna göre davacı yanca … adresinde mevcut … Unvanlı şirketin yer sağlayıcı olarak hizmet verdiği belirlendiğinden ve ihlalden haberdar edilmediği dosyadaki delil ve beyanlar ile bilirkişi raporu kapsamından anlaşılmıştır. Yargıtay 11. HD.’nin emsal niteliğindeki 16.12.2019 tarih ve 2019/618 E.- 8167 K. sayılı ilamında belirtildiği üzere, “5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 5. maddesi ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9. maddesi ile yer sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların, tazminat sorumluluğu açısından, yayınlanan içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır.
Fikri mülkiyet haklarına tecavüz nedeniyle tazminat sorumluluğuna hükmetmek için fiillerine iştirak veya yardım etmek ya da bu fiilleri teşvik etmek veya yapılmasını kolaylaştırmak eylemini gerçekleştiren yer ve hizmet sağlayıcıların kusurunun ispat edilmesi gerekmektedir. 6563 sayılı Elektronik Ticaret Kanunu’nda da vurgulandığı üzere, içerik sağlayıcı sıfatı bulunmayan internet yer ve hizmet sağlayıcı kuruluşların tazminat sorumluluğundan bahsedebilmek için, imkan sağladıkları içeriğin hukuka aykırı ve eser sahiplerinin hakkına tecavüz niteliğinde olduğunu bilmeleri gerekir. Bunun için de önceden hak sahipleri tarafından uyarılmaları ve hukuka aykırı içeriği makul süre içerisinde kaldırmalarını yer ve hizmet sağlayıcı kuruluşlardan talep etmeleri gerekir. Ayrıca hak sahiplerinin, içeriğinin kaldırılmasını talep ederken, kendilerinin önceden elde edilmiş üstün hak sahibi olduklarını yaklaşık ispata yeterli delillerini de anılan kuruluşlara sunmuş olmaları gerekir. Davacı yanın bu yönde delil sunmadığı da gözetildiğinde huzurdaki davalı yönünden maddi tazminat sorumluluğunun bulunduğunun iddia edilemeyeceğinden davanın Reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-59,30 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 794,58 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Tecavüzün tespiti ve önlenmesi, zararın belirlenmesi talebinin reddi nedeniyle Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.03/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır