Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/410 E. 2021/229 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/410 Esas
KARAR NO : 2021/229

DAVA : Marka ve tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi,tazminat
DAVA TARİHİ : 27/09/2018
KARAR TARİHİ : 26/05/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka ve tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi,tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde “davacının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde “…” ve “…’ markalarının tescilli sahibi olduğunu, davacının özgün ürün tasarımlarının ulusal ve uluslar arası pek çok tescille korunduğunu, davalıların … adresindeki işyerlerinde davacıya ait markalan izinsiz taşıyan yine davacıya ait orijinal tasarımların birebir aynısı taklit ürünlerin pazarlama ve satışının yapıldığının tespit olunduğunu ve delil olarak numune aliminin gerçekleştiğini, davalı yanca piyasaya sürülüp, pazarlanan ürünlerin üzerinde davacıya ait, davacı ile özdeşleşmiş … ve … markalarının birebir aynılarının kullanıldığını, davalılar tarafından piyasaya sürülen, pazarlanan ve davacı adına tescilli markalara tecavüz teşkil eden görselleri yer alan ürünlerin aynı zamanda davacı tarafça yaratılarak kamuoyuna tanıtılan, davacının yoğun emek harcadığı ve bütçe ayırdığı, geniş bir ekip çalışması ürünü modellerinin genel görsel bütünlüğü ile tüketici zihninde oluşturdukları genel intiba yönünden tüketiciler nezdinde karışıklığa ve iltibasa yol açacak nitelikte kopyası olduğunu” belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıların markaya ve tasarım hakkına tecavüz ile haksız rekabet yoluyla edindiği haksız kazanç miktarının tespiti İle, davalılardan şimdilik 5.000 TL ( 2.3.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle 20.124.13 TL maddi) maddi tazminatın 6769 sayılı SMK’nın 149/1-ç 150, 151/2-b, 151/4, 150/2 maddeleri İle TTK’nun 52/1, 56 ve 18/2 maddeleri gereğince haksız eylem tarihinden( 12.5.2017 tarihi) itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, davalıların ağır kusur ve kötü niyet ile gerçekleştirdiği haksız fiiller nedeniyle davalılardan 10.000 TL manevi tazminatın 6769 sayılı Kanunun md. 149/1-ç, TTK md.52/1, 56 ve 18/2 TBK 58 gereğince haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, mahkeme hüküm özetinin tüm yayın masraf ve ücretlerinin davalılardan alınmak suretiyle, Türkiye çapında yayınlanan en yüksek tirajlı üç gazeteden birinde ilanına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili dava dosyasına sunmuş olduğu 07/01/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin Alanya Mahkemeleri olacağını, davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu vakıaların tamamını ve vekil edenlerin davacının markasına tecavüz ettiğine ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, davalıların satmış oldukları ürünlerin davacının tescilli olduğunu iddia ettiği markalar ile İltibas yaratacak nitelikte olmadığını, bir an olsun davalıların davacıya yönelik haksız fiil İşlediği düşünülse dahi, davacının hangi ölçüde zarar gördüğünün davacı yanca ispat edilmesi gerektiğini’’ davanın reddinde, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacının marka hakkına ve tasarım hakkına davalılarca yapılan tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması, şimdilik SMK 151/2-B kapsamında 5000 TL maddi( 2.3.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle 20.124.13 TL maddi) , 10.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili, ürünlerin imhası, ihtiyati tedbire hükmedilmesi, verilecek kararın ilanı taleplerine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava ve davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır
… 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan 09/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davalıların dosya kapsamında bulunan 2017-2018 yıllarına ait Yıllık Gelir Vergisi Beyannameleri ile aynı yıllara ait ticari defter kayıtlarında yapılan incelemede; davalı …’un 2017 ve 2018 yıllarında elde etmiş olduğu toplam net kazancın; ,23.424,23 TL diğer davalı …’ın yine 2017 ve 2018 yıllarında elde etmiş olduğu net kazanç toplamının; 17.823,34 TL olarak tespit edildiği, Dosya ekinde sunulan suça konu siyah renkli T.Shirt’te davacıya ait tescilli markaların yanında, tasarım tescilli bulunmayan orijinal T.Shirt tasarımlarının ayniyet derecesinde benzerinin kullanıldığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… 3.Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan 09/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; 02.11.2018 tarihinde Mahkeme Heyeti ile yapılan tespitte … adresine gidildiğini,Dava konusu markadan 30 adet Sweat Shirt görüldüğü, … adresine gidildiği, dava konusu markalardan 25 adet Sweat Shirt, 1 adet T. Shirt ve 1 adet Eşofman takımı görüldüğü, Davaya konu adreslerde üretim yapılmadığı sadece satış yapıldığını, markalı ürünlerin hangi firma/ şahıstan temin edildiği, hangi fiyata satıldığı, bu zamana kadar kaç adet satıldığının ve işyeri vergi kaydının tespitleri yapılamadığını, Gerek orijinal mamuller ile yapılan mukayese, gerek inceleme ve gerekse mütalaa göz önüne alınarak Taklit olduğu beyan edilen mamuller orijinal … marka mamuller olmadığı, Bu mamuller taklit olarak üretildiği, üzerlerinde … markaları taklit ederek kullanıldığı, Bu ürünlerin marka taklidi eşyalar olduğu, aldatıcı özelliklere sahip olduğu, iltibasa sebebiyet verecekleri, müştekiye ait raporda belirtilmiş olan tescilli markanın iktibas edilmesi suretiyle kullanıldığı ve marka hakkına tecavüz fiilinin işlendiği Kanaat ve sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
Sektör Bilirkişi …11/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı yana ait tescilli marka ve tasarımlara benzer sweat shirtslerin 100-130 TL arasında arasında, T-shirtsierin 60- 75 TL arasında ve eşofman takımların 120-150 TL arasında toptan olarak satıldığı, Davacı yana ait tescilli marka ve tasarımlara benzer Sweat shirts giysilerin 60 (min) – 90 (max) Avro arasında, T-shirtsierin 25 (min) – 40 (max) Avro (davalılara ait ekli 1 adet t-shırt 35 Avro fiyat etiketi bulunmaktadır) arasında ve eşofman takımların 90 (min)- 135 (max) Avro arasında fiyatlarda perakende satıldığını, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davacı yanca sunulu tescil belgeleri incelendiğinde … ibareli markanın uluslararası alanda tescilli olduğu ülkemizde de 18,25 ve 42. Sınıflar için tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davacının delil klasöründe ise ürünlerin ayrıca uluslararası alanda tasarım olarak tescilli oldukları ürünlerin renkli görsellerinin ve tasarıma esas görsellerinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Karıştırma inceleme yapılırken bir markanın/tasarımın diğeriyle iltibas hâlinde bulunup bulunmadığı her olayda o dosyaya özgü deliller ile marka hukuku ilkelerine göre incelenmelidir. İltibasın tespiti açısından markalar arasında benzerliğin bulunup bulunmadığının tespitinde markada yer alan esas unsur öncelikle dikkate alınmalı,Hitap ettiği tüketici kesimi, Markaların bütüncül değerlendirilmesi, markada yer alan tamamlayıcı/yan/genelin kullanımına açık olan unsurların etkisi bir bütün olarak değerlendirilmelidir.
Davalılar ayrıca TTK m. 18/2 hükmü kapsamında basiretli davranma yükümlülüğü altında olması nedeniyle davacıya ait markayı/tasarımları bilmesi buna göre hareket etmesi gerekirken bu yükümlülüğe uymadıkları, taklit ürünleri ticari saha içinde bulundurdukları, satışa arz ettikleri anlaşılmıştır. Bu nedenle davalıların sorumlu tutulmaları için üretici olmasına gerek bulunmadığı açıktır. Davalılar davacının tescilli markasını, tasarıma havi tesktsil ürünlerini bilerek , izinsiz markanın çekim gücünden yararlanma amacıyla hareket ettiklerinden davalıların eylemleri hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Davalılar ticarî yaşamdaki dürüstlük kurallarına aykırılık oluşturduğu açık bulunan bu eylemiyle hakkını kötüye kullanmış bulunmaktadır. Hakkın kötüye kullanılmasının müeyyidesi Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde gösterilmiştir. “Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
Mahkememizce davalıların eylemlerinin davacının marka hakkına ve tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiği ve eylemin haksız rekabete neden olduğu anlaşılmıştır.
Marka Hakkına Tecavüz ve İlkeler
Bir markanın sahibinin izni olmadan, başkası tarafından 6769 sayılı SMK’nın 7. maddesinin 2. fıkrasının a, b ve c bentlerinde ve 3. Madde öngörülen şekilde kullanılması marka hakkına tecavüzdür. Zira SMK’nın 29. Maddesinde maddesin de tecavüz, 7. maddenin ihlâli olarak ifade edilmiştir. 6769 sayılı SMK’nın 7/3. maddesinde : tescilli markanın mal veya ambalajı üzerine konulması; markayı taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi; işareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi; işaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması; işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması; işaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması; işaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir.
Hükmün marka sahibine sağladığı yasaklama yetkisi sadece 7/3 hükmünde sayılan hallere münhasır değildir. 6769 sayılı SMK tarafından, tescilli bir markanın ticaret hayatında kullanımı genel olarak hukuka aykırı kabul edilmiş bulunduğundan, tescilli bir markanın aynısı veya benzerinin başka bir kişi tarafından izinsiz olarak ticari yaşamda kullanılması genel olarak yasaklanmıştır.
Hakkın mutlak karakterli olması sebebiyle marka sahibinin yapılmasının önlenmesini talep edebileceği 6769 sayılı SMK’nm 7. maddesinde yazılı eylemleri gerçekleştirenin gerçek veya tüzel kişi olması yahut özel hukuk veya kamu tüzel kişisi olması arasında fark bulunmamaktadır.
6769 sayılı SMK’nın 7/2,b hükmü uyarınca, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması marka hakkına tecavüzdür. Hüküm kapsamında ihlal eyleminin oluşabilmesi için markaların aynı veya benzer olması; ürün ve hizmetlerin aynı veya benzer olması ve tescilli markanın ayırt edicilik seviyesinin, markaların ortalama tüketicilerde bıraktığı genel izlenim itibariyle ilişkilendirme dahil karıştırılma ihtimalini doğuracak düzeyde bulunması gerekir. Somut olayda ise tüm unsurların gerçekleştiği toplanan deliller ve hükme dayanak yapılan bilirkişi raporları ile sabittir.
Tasarım hakkına tecavüz ve ilkeler
Tasarim hakkının kapsamı ve sınırları aynı kanunun 59.maddesinde belirtilmiştir. Buna göre “(1) tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünler ile ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz.”
Tasarım hakkında tecavüz sayılan fiiller 81.maddede düzenlenmiş olup, buna göre;
“(1) Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır:
a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak.
b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
c)Tasarım hakkını gasp etmek.
(2)Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir.
Davalılara ait cirolar bağlı bulundukları vergi dairesinden celp edilmiştir.
Tecavüz edenin, tecavüze konu ürünler yönünden elde ettiği kara yönelik hesaplama yapılırken meydana getirilen markanın /tasarımın niteliği, önemi, orijinalliği, sektöre olan katkısı,markanın ve tasarımcının markayı tanıtmada ve tasarımı yaratmada harcadığı zaman, yapmış olduğu masraflar, meydana getirilmesinde harcanan emek, tasarlamış olduğu her bir ürünün piyasaya sunumu için yaptığı reklam ve tanıtımlar, ar-ge çalışmaları, kataloglar, ürünün kalitesi, tescil tarihi, tecavüz tarihi itibari ile tasarımın moda sektöründeki konumu gibi pek çok farklı etkenin göz önüne alınması da gereklidir.
Davalı kazancının Hazır giyim sektöründe, ürünlerin satış fiyatlarının, yapımında kullanılan malzemeye, ürün üzerindeki işçiliğe, imalat süresine, özellikle kumaş kalitesine ve sair nitelikte özelliklere göre değişkenlik gösterdiği bilinmektedir.
Çoğu tacirin kazancını gizlemek için defter tutmadığı, fatura kesmediği de bilinmektedir. Dolayısıyla salt mali kayıtlardan hareket ile bir kazanç incelemesi yapılması çoğu zaman tescilli marka sahibi yönünden haksız sonuçların doğmasına neden olmaktadır.
Bu noktada önem teşkil eden husus hem taklit ürün yapan kişi veya firmayı ödüllendirir ve teşvik edercesine düşük bir bedel tespitinde kaçınmak hem de somut olayın niteliğine göre astronomik bir kazanç bedeli belirlemekten kaçınmak olmalıdır. Zira davacı tazminat seçiminde haksız rekabet hükümlerine de dayanmıştır. Dolayısıyla mahkemece hükmedilecek tazminat ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte olmamalıdır.
Bu tespitler ışığında, dosya kapsamında, davalılara ait ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, mali kayıtların celp edildiği, davacı yanca sunulan delillerde ürün üzerinde EURO ile satış yapıldığının ispat edildiği, dolayısıyla Toplanan deliller, ele geçen ürün miktarı, ürünlerin satışa arza edildiği yerin turistlik bir ilçe( …) olması, ürünlerin taklit olduğunun tespit edilmiş oluşu, davalıların davacıya ait Marka hakkını ihlal ettikleri, mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının 06.12.2018 tarihinde davalılara ait işyerlerinde infaz edildiği ve davacıya ait marka ve tasarımları taşıyan 55 adet taklit sweatshirt ile 1 adet taklit tshirt ve 1 adet taklit eşofman takımına el konulduğu, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere: Davacı yana ait tescilli marka ve tasarımlara benzer sweatshirtlerin 100-130 TL arasında, tshirtler 60-75 TL arasında ve eşofman takımları 120-150 TL arasında toptan olarak satıldığı, Davacı yana ait tescilli marka ve tasarımlara benzer sweatshirtler 60 (min) – 90 (max) Euro arasında, tshirtler 25 (min) – 40 (max)Euro (davalılara ait ekli 1 adet tshirtte 35 euro fiyat etiketi bulunduğu.) arasında ve eşofman takımları 90 (min) – 135 (max) Euro arasında fiyatlarda perakende satıldığı tespit edilmiş olup, sektör bilirkişinin raporunun denetime uygun bulunduğu anlaşılmış ve bu nedenle davacının ıslah ile talep ettiği maddi tazminat miktarı markanın tescilli olduğu süreye, ele geçer ürün cins ve miktar ile çeşidine, BK hükümlerine göre hakkaniyete uygun bir talep olup mahkememizce Marka hakkının ihlali ihlali nedeniyle SMK 151/2-b ve BK hükümlerine göre 20.124.13 -TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın 12/05/2017 tarihinden itibaren( işyerinden alınan satış fişi haksız fiil tarihi olarak kabul edilerek) ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Manevi tazminat, türü itibarıyla ne bir ceza ne de gerçek anlamda bir tazminattır. Zarar uğrayanın manevi ısdırabını bir nebze dindiren, ruhsal tahribatını onaran bir araçtır. Manevi tazminatın kapsamını takdir hakkı, kural olarak hakime aittir. Hakim manevi tazminatın tutarını belirlerken, hak ve adalete uygun davranmalı, hukuk biliminden yararlanmalı, toplumun ve tarafların sosyal, ekonomik ve moral yapısını ve özellikle de somut olayın koşullarını gözetmelidir. Takdir edilecek tutar, bir yandan manevi tatmin sağlamalı, diğer yandan ise zarar gören açısından zenginleşme aracı olmamalıdır. Davaya konu olayın özellikleri, zarar görenin konumu, tecavüz ve haksız rekabet fiilinin boyutu ve olay tarihi nazara alındığında manevi tazminat talebinin kısmen kabul kısmen reddine; 5000 TL manevi tazminatın davalılardan tazmini ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Belirlenen tazminat miktarına makul pay eklenmesi isteminin reddine, hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline, HMK 389 vd mad. göre davalıların davacıya ait marka ve tasarımları her türlü ticarete konu etmesinin tedbirin önlenmesine, karar kesinleştiği takdirde halen davalı elinde davacı markasını taşıyan ürün, etiket, ambalaj, kataloğ,ilan,reklam malzemeleri varsa el konularak imhasına karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1- Davalıların davacıya ait marka hakkına, tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Marka hakkının ihlali ihlali nedeniyle 20.124.13 -TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın 12/05/2017 tarihinden itibaren ticarifaiziyle birliktedavalılardan tahsiline,
3-Belirlenen tazminat miktarına makul pay eklenmesi isteminin reddine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
5 – HMK 389 vd mad. göre davalıların davacıya ait marka ve tasarımları her türlü ticarete konu etmesinin tedbirin önlenmesine, karar kesinleştiği takdirde halen davalı elinde davacı markasını taşıyan ürün, etiket, ambalaj, kataloğ,ilan,reklam malzemeleri varsa el konularak imhasına,
6-1.716,22 TL ilam harcının peşin ve ıslah harçtan mahsubu ile eksik kalan 1.201,05 TL harcın davalılardan tahsiline,
7- Marka hakkına, tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi talebinin kabülü yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3018 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü yönünden; Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 750- TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 256,17 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 259 TL ıslahharcı,3.500 TL bilirkişi ücreti 957,90 TL tebligat ve müzekkere masrafları olmak üzere toplam 5.008,97 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 26/05/2021

Katip …

Hakim …
¸e-imzalıdır