Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/41 E. 2021/250 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/41
KARAR NO : 2021/250

DAVA : MARKAYA-TASARIMA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, DURDURULMASI, ÖNLENMESİ, MADDİ – MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 30/01/2018
KARAR TARİHİ : 03/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya-Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Maddi – Manevi Tazminat ile Şikayet (İcra Memur Muamelesi) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilli şirketin 1959 yılında kurulduğunu ve günümüzde inşaat kimyasalları alanında faaliyet gösterdiğini, “…”, “…” ve “…” ibareli markalara sahip olduğunu, davalı tarafın “…” ve “…” ibarelerini haksız ve hukuka aykırı kullandığını, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyası ile bu kullanımların tespit edildiğini, davalı tarafın bu kullanımlarının aynı zamanda müvekkillinin tasarımdan doğan haklarını da ihlal ettiğini, müvekkilinin “…”, “…” ve “…” markalarının tanınmış markalar olduğunu, davalının eylemlerinin aynı zamanda haksız rekabete sebebiyet verdiğini, … uzantılı alan adı üzerinde davalının iltibas yaratır kullanımlarda bulunduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, müvekkillinin markalarına açıkça tecavüz ettiğini, bu nedenlerle davalı tarafça yapılan tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, tecavüz mahsulü ürünlere el konulmasını, toplatılmasını ve imhasını, tasarıma tecavüzün tespitini ve önlenmesini ve giderilmesini, … alan adresinde tecavüz teşkil eden ürünlerin satışının yasaklanmasını, ihtiyati tedbir kararı verilmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, mahkeme kararının ilanını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Yetkiye itiraz ettiklerini, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alınan raporun hatalı olduğunu ve usul yönünden eksiklikler barındırdığını, müvekkillinin ticari unvanının “…”, davacı şirketin unvanının ise “…” olduğunu, unvanların benzer olmadığını, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi …D. İş dosyasının sonuçlanmadan davanın açıldığını bu nedenle hukuka aykırı bir dava olduğunu, 1051 sayısının fayans ve seramik yapıştırıcı kodu olarak piyasada bilindiğini, davacının 1051 sayısını tanımlayıcı ibare olarak kullandığını, Türkiye’nin hemen hemen her yerinde 1051 sayısı kullanarak farklı markalar altında fayans yapıştırıcısı kullanıldığını, markaya tecavüz ve haksız rekabetin bulunmadığını, maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Davacı vekili … İcra Hukuk mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle: … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı davası kapsamında 24/04/2018 tarihinde lehlerine ihtiyati tedbir kararına hükmedildiğini, tedbir kararının uygulanması için … 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası kapsamında talepte bulunulduğunu, anılan dosya kapsamında tedbir kararının infazı için … İcra Müdürlüğüne talimat yazıldığını, tedbir kararının infazı için borçlunun adresine gidildiğini, tedbir kararının infazı sırasında icra memuru tarafından eksik işlem yapıldığını ve tedbir kararı gereği el konulması gereken ambalajlara el koyma işleminin yapılmadığını, buna karşı itirazlarının tutanağa geçirildiğini, tedbir kararının tam olarak uygulanmaması nedeniyle müvekkilinin mağdur edildiğini, davalı tarafın ise tedbire konu ambalajlarla ticari faaliyetlerine devam ettiğini, … 2. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası kapsamında icra memurunca kısmen hatalı yapılan işlemin iptali ile ihtiyati tedbirin tamamlanmasına ve hukuka uygun gerçekleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Görev itirazında bulunduklarını, davacı tarafın taleplerini … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına yapması gerektiğini, ayrıca icra müdürünce tedbire yönelik ara kararın harfiyen uygulandığını, ara karara göre işlem yapıldığını ve ara kararda ismi geçen materyallerin toplandığını, bu nedenle şikayetin reddi gerektiğini, davacı tarafın taleplerini açacağı yeni bir dava ile ileri sürmesi gerektiğini öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, aksi takdirde şikayetin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… icra Hukuk Mahkemesi … E. … K. ve 18/02/2019 tarihli kararı ile: Şikayetin reddine karar vermiştir.
Davacı vekili karara karşı İSTİNAF yasa yoluna başvurmuştur.
Erzurum BAM 3. H.D. 2019/1452 E. – 1241 K. ve 25/06/2019 tarihli ilamında: “… HMK’nın 394. maddesi gereğince, ihtiyati tedbirin infazına ilişkin itirazları inceleme yetkisi kararı veren mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir kararının, icra müdürünce uygulanmış olması bu durumu etkilemez.
Zira icra müdürü anılan konuda ihtiyati tedbir infaz memuru olarak görev yapmaktadır. Bir başka deyişle icra müdürü ihtiyati haczin gerçekleştirilmesinde infaz memuru sıfatını taşımakta olup HMK’nun 394. maddesi uyarınca mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararlarının esasına ve infazına yönelik şikayetlere tedbir kararını veren mahkemece bakılması zorunludur. (benzer mahiyette Yargıtay 12. HD’ nin 25/02/2019 tarih ve 2019/2800 E. – 2019/2786 K. sayılı kararı)
Öte yandan mahkemelerin görevi kamu düzeninden olup, HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince görev dava şartıdır ve HMK’nın 115/1. maddesi gereğince davanın tarafları ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen incelenmesi zorunludur.
Bu durumda tedbirin infazıyla ilgili şikayetin, ihtiyati tedbir kararını veren … 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince incelenmesi gerektiğinden, şikayetin görev nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir…” şekilinde karar verilmiştir.
… İcra Hukuk Mahkemesinin …E. – … K. ve 16/09/2019 tarihli görevsizlik kararı üzerine dava dosyası Mahkememize tevzi edilmiş ve 2020/1 E. sırasına kayıtlanmıştır.
MAHKEMEMİZİN 2020/1 E. – 3 K. ve 13/01/2020 TARİHLİ KARARI İLE DAVANIN MAHKEMEMİZİN 2018/41 E. SAYILI DAVASI İLE BİRLEŞTİRİLMESİNE KARAR VERİLMİŞTİR.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nun 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
09/10/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı yanın markasal kullanımlarının Davacı tarafın … tescil numaralı “…” ibareli markasına tecavüz teşkil ettiği, davalı tarafın bu kullanımlarının haksız rekabete sebebiyet verdiği, davalı tarafın bu kullanımlarının, davacı tarafın tescilli markası ile aynı emtia ve faaliyet alanında olduğu da göz önüne alındığında iltibasa sebebiyet vereceği, davalı …’ne ait ambalaj kullanımlarının davacı … Ticaret A.Ş.’ne ait … tescil numaralı endüstriyel tasarım belgesinin koruma kapsamında bulunmadığı, davacı tarafin hesaplanan hak edebileceği maddi tazminat tutarının 18.311,56 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
ASIL DAVA: Davalının eylemlerinin, davacı adına tescilli “…”, “…”, “…” markalara ve … numaralı endüstriyel tasarım belgesinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, SMK hükümlerine göre 151/2-b maddesi kapsamında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminat ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davacı vekili 06/11/2018 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 18.311,56 TL olarak ıslah etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Mahkememizin 2018/41 E. sayılı davasında 24/04/2018 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının infazına dair icra memuru muamelesinin şikayetine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
6769 sayılı SMK’nun 56. maddesi: “(1) Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (2) Birleşik ürünün parçasının tasarımı, aşağıdaki şartları taşıyorsa yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir:
a) Parça birleşik ürüne takıldığında, birleşik ürünün normal kullanımında görünür durumda olmalıdır.
b) Parçanın görünür durumda olan özellikleri, yenilik ve ayırt edici nitelik şartlarını karşılamalıdır.
(3) Bu maddede yer alan normal kullanım; bakım, servis veya onarım işleri hariç olmak üzere, son kullanıcı tarafından kullanımı ifade eder.
(4) Bir tasarımın aynısı;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.
Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
(5) Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim;
a) Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce,
b) Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
(6) Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 58. maddesi: “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. (3) Bu Kanun kapsamında sağlanan tasarım koruması, 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununda aranan şartları taşıması hâlinde söz konusu Kanunla öngörülen korumaya halel getirmez.
(4) Aşağıda belirtilen hâller koruma kapsamı dışındadır:
a) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı tasarımlar.
b) Ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özellikleri.
c) Tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün, başka bir ürüne mekanik olarak monte edilmesi veya bağlanması için belirli biçim ve boyutlarda üretilmesi zorunlu ürünlerin görünüm özellikleri.
ç) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamında yer alan hükümranlık alametleri ile bu kapsam dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, dinî, tarihî ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş ve ilgili mercilerin tescil izni vermediği işaretlerin, armaların, nişanların veya adlandırmaların uygunsuz kullanımını içeren tasarımlar.
(5) 56 ncı maddedeki şartları karşılamak kaydıyla farklı veya eş birimlerden oluşan modüler bir sistemde bu birimlerin birbirleriyle sonlu veya sonsuz olarak çeşitli biçimlerde bağlantı kurmasını sağlayan tasarımlar korumadan yararlanır” hükmü amirdir.
6769 sayılı SMK’nun 59.maddesi: “Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz” hükmü amirdir.
Bir tasarımın koruma kapsamı belirlenirken buna, o tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimle bariz bir benzerlik gösteren bütün tasarımlar dikkate alınır. Koruma kapsamının belirlenmesinde, kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarlama açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu dikkate alınır.
6769 sayılı SMK’nun 81.maddesi: “a) Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b) Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c) Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir” hükmü amirdir. Ancak “özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller; deneme amaçlı fiiller; ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek şartları ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar” ile belirli koşullarda onarım amaçlı fiiller tasarım hakkının kapsamı dışında kalır. (6769 sayılı SMK madde 59/3- a, b, c)
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden:
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre: “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK – TTK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından:
ASIL DAVADA
Davalı yanın markasal kullanımlarının, davacı tarafın tescilli … numaralı “…” ibareli markası ile aynı emtia ve faaliyet alanında olduğu göz önüne alındığında iltibasa sebebiyet vereceği, böylece davalının eylemlerinin, davacının … tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine karar verilmiştir.
Davacı tazminat seçim yöntemini SMK 151/2-b kapsamında talep etmiştir, yani sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazancı talep etmiştir.
09/10/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda: Davacı tarafin hak edebileceği maddi tazminat tutarının 18.311,56 TL olduğu bildirildiğinden, maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Marka hakkı tecavüze uğrayan tescil sahibinin manevi tazminat talep edebileceği bilinmektedir. Mütecavizin kusurlu olması şartıyla, işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle, marka hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilebilir. Davalı basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait markanın benzerini bilerek satışa sunduğu ve davacının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği anlaşıldığından, somut olayın özelliği ile hak ve nesafet kuralları gereği takdiren 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davalı …’ne ait ambalaj kullanımlarının, davacı …Ticaret A.Ş.’ne ait … tescil numaralı endüstriyel tasarım belgesinin koruma kapsamında bulunmadığı kanaatine varıldığından, tasarımla ilgili tecavüz ve haksız rekabet taleplerin reddine karar verilmiştir
Hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Mahkememizce 24/08/2018 tarihinde:”…1-… 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporu dikkate alındığında “…”, “…”, “…” ibarelerini içeren ETB ve markasal kullanım kapsamında davacı markasını içeren ürün, tanıtım materyalleri bulunduğu takdirde ürünlere el konulmasına ve yediemine teslimine, HMK. 389 vd. Maddeleri kapsamında bugünkü celseden itibaren 10.000 TL nakit teminat yada kesin ve süresiz banka teminat mektubu sunduğu takdirde ihtiyati tedbirin uygulanmasına,
2-Kararın infazı için nöbetçi icra müdürlüğünün görevlendirilmesine…” karar verilmiştir.
Mahkememizin 2018/41 Esas sayılı davasında; 24/04/2018 tarihinde davacı lehine ihtiyati tedbir kararına hükmedildiği, tedbir kararının uygulanması için … 2. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası kapsamında talepte bulunulduğu, anılan dosya kapsamında tedbir kararının infazı için Van İcra Müdürlüğüne talimat yazıldığı, tedbir kararının infazı için borçlunun adresine gidildiği, tedbir kararının infazı sırasında icra memuru tarafından eksik işlem yapıldığı ve tedbir kararı gereği el konulması gereken ambalajlara el koyma işleminin yapılmadığı, buna karşı itirazlarının tutanağa geçirildiği, tedbir kararının tam olarak uygulanmaması nedeniyle davacının mağdur edildiği, davalı tarafın ise tedbire konu ambalajlarla ticari faaliyetlerine devam ettiği ileri sürülerek … 2. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası kapsamında icra memurunca kısmen hatalı yapılan işlemin iptali ile ihtiyati tedbirin tamamlanmasına ve hukuka uygun gerçekleştirilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
… icra Hukuk Mahkemesi … E.-… K. ve 18/02/2019 tarihli kararında belirtildiği üzere: … 2. İcra Dairesinin .. sayı ve 02/05/2018 tarihli yazısı ile Mahkememizin 2018/41 E. ve 24/04/2018 tarihli ihtiyatı tedbir kararı gereğince davalı … PAZ. LTD. ŞTİ’ nin ” … ”, ” … ” , ”…” ibarelerini içeren ETB ve markasal kullanım kapsamında davacı markasını içeren ürün, tanıtım materyallerinin bulunduğu takdirde ürünlere el konulmasına ve yediemine teslimine karar verildiği, 07/05/2018 tarihinde … Paz. Ltd. Şti’nin adresine gidildiği, görevlendirme kararı gereğince işlem yapıldığı, depo gezildiğinde talimatta belirtilen ibarelere sahip 10 adet ”…” boş ambalajlarının varlığının tespit edildiği ayrıca mahalde yaklaşık 12.500 adet ”…” ibaresine sahip boş ambalaj ve yine aynı ibareye sahip 60 dolu torbanın varlığının tespit edildiği, 10 adet ”…” talimatta belirtilen ibareler ile aynı olduğu tespit edildiğinden ihtiyati tedbir kararına istinaden hazır bulunan …’a yeddiemin sıfatıyla teslimine karar verildiği, 12.500 adet ”…” ibaresine sahip boş ambalaj ve yine aynı ibareye sahip 60 dolu torbanın ise talimatta belirtilen ibareler ile aynı olmadığına kanaat getirildiği, … 2. İcra Dairesinin …Talimat sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının, tutanakta belirtilen ve ihtiyati tedbir işlemi yapılmayan 12.500 adet ”…” ibaresine sahip boş ambalaj ve yine aynı ibareye sahip 60 dolu torbanın da ihtiyati tedbir kapsamında kaldığı, müdürlük işleminin hatalı olduğunu bu sebeple yeniden ihtiyati tedbir işlemi uygulanması gerektiği gerekçesi ile dava açtığı anlaşılmış ise de tedbir kararı ile … 2. İcra Dairesinin… sayılı ve 02/05/2018 tarihli yazısında açıkça ”… ”, ” … ” , ”…” ibarelerinden bahsedildiği anlaşıldığından, şikayetin ve açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
ASIL DAVANIN KISMEN KABULÜNE
1- Davalının eylemlerinin, davacının tescilli … numaralı markasından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine
2-Davacı adına TPMK nezdinde tescilli “…”, “…” ve “…” ibareli markaların benzeri olan, taklit ve tecavüz mahsülü “…” ve “…” ibarelerini taşıyan seramik yapıştırıcıları ve derz dolguları, su bazlı iç ve dış cephe boyaları ve hazır renkli dekoratif sıvalar, izolasyon malzemeleri, tamir harçları, zemin düzeltme harçları, seramik yüzey temizlik ve bakım ürünleri, mastikler, antiasit porselen karolar, endüstriyel malzemeler ve dış cephe ısı yalıtım sistemleri ve sair ürünlere, bu ürünlere ait her türlü tanıtım ve reklam materyallerine ve sair vasıtalara bulundukları yerlerde, gümrüklerde, antrepolarda, yükleme mahallerinde, her çeşit nakliye araçlarında, el konulmasına, toplatılmasına ve karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına,
3- … alan adlı internet sitesinde “…” ve “…” ibarelerini taşıyan ürünlerinin satışının yasaklanmasına,
4-18.311,56 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 30/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankası krediler avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Tasarımla ilgili tecavüz ve haksız rekabet taleplerinin reddine,
6-Mahkememizce verilen 24/04/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
7- Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
8- 1.592,41TL ilam harcından peşin harç ve ıslah harcının mahsubu ile eksik 1.243,79 TL harcın davalıdan tahsiline,
9-Tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi talepleri yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Maddi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Tasarımla ilgili tecavüz ve haksız rekabet taleplerinin reddi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
13-Davacı tarafın yaptığı 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 312,72- TL ıslah harcı, 3.750,00 TL bilirkişi ücreti ve 483,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 4.617,52-TL yargılama giderinden ret ve kabül oranına göre 2.308,76 -TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
14-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE
1- 59,30 TL ilam harcının davacıdan tahsiline,
2-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı asıl ve birleşen davada davalı vekilinin yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 03/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır