Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/409 E. 2021/278 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/409
KARAR NO : 2021/278

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ – İPTALİ
DAVA TARİHİ : 26/09/2018
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü -İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 1971 yılında …’da kurulmuş olan müvekkili şirketin 45 yıldır sektöründe öncü ve Türkiye’nin lider paketli kuruyemiş markasının sahibi olduğunu, 1940’lı yıllardan itibaren Antep fistığı ticareti ile uğraşan … tarafından kurulan müvekkili şirketin bugün üçüncü kuşak temsilcileri ile birlikte Antep fıstığı tanıtımına büyük katkıda bulunduğunu, 1971 yılında Antep fıstığının yanı sıra diğer kuruyemişleri de paketleyerek satmaya karar vererek … A.Ş.’nin kurulduğunu, paketli kuruyemiş sektörüne girildiğini, müvekkilinin ticaret unvanında bulunan “…” ibaresini tnarkasal olarak da kullandığını, ürün portföyündeki ay çekirdeği, kuru yemiş, kuru meyveler ve kuruyemiş barındıran müvekkili şirketin ulusal ve uluslararası alanda birçok ödüle layık görüldüğün, hem Türkiye hem de Avrupa’da tüketicinin güvenini kazanan bir marka haline geldiğini, müvekkilinin “…” markasının 2007 yılından beri Türk Patent vc Marka Kurumu nezdinde tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, dava konusu tescilli markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, dava konusu markaların tescil edildiği sınıflar bakımından müvekkilinin eskiye dayalı ve aralıksız devam eden kullanımından kaynaklanan öncelik hakkı bulunduğunu, davalı tarafın müvekkili şirket markasından önce bu markayı kullanımının söz konusu olmadığını, müvekkilinin markasal kullanımı dışında “…’’ ibaresine ilişkin ticaret unvanından kaynaklanan üstün hak sahipliğinin de bulunduğunu, davalı tarafın marka tescillerinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğu “…” markasının davalı şirket tarafından kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini ve tescilli sınıflarda kullanılmadığını, dava konusu … ve … tescil numaralı markaların SMK’nun 6/3-6-9 maddeleri uyarınca hükümsüz kılınması ve sicilden terkinini, dava konusu markaların hükümsüz kılınmaması halinde, bu markaların beş yıllık sürede kullanılmaması nedeniyle iptali ve markalar sicilinden terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usule uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya cevap verilmemiştir.
TPMK kayıtları ve ticaret sicil kayıtları istenmiş, HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
08/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Esas unsuru “…” ibaresi olan markaların 29. sınıfla “kuru yemişler” dahil olmak üzere muhtelif mal ve hizmetler için davacı adına tescil edilmiş olduğu, davacının… numaralı “…+şekil” markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tanınmış marka statüsünde korunmakta olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı … markasının … sınıflarda ve … tescil numaralı …+şekil markasının 29, 30 ve 32. sınıflarda davalı adına tescil edilmiş olduğu, hükümsüzlük davalarının -kötü niyetli tescil hali istisna olmak üzere- beş yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı “…” markasının tescil tarihi … ve … tescil numaralı “…+şekil” markasının tescil tarihinin 03.09.1999 olduğu, Mahkeme huzurundaki davanın 26.09.2018 tarihinde ikame edilmiş olmakla SMK 6/3 ve 6/6 maddeye dayalı hükümsüzlük talepleri yönünden beş yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, Mahkemece aksi kanaatte olunması ihtimaline binaen SMK 6/3 ve 6/6 maddelere dayalı hükümsüzlük talepleri incelediğinde; Taraf markalarının esas unsuru aynı olmakla, markaların bir bütün olarak görsel, işitsel (fonetik) ve kavramsal yönden benzer olduğu, davacının marka tescilinden önceki tarihlerde davalının “…” ibaresini markasal olarak kullandığını gösterir bir delil ibraz edilmemiş olmakla, SMK 6/3 maddeye dayalı hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, davacı şirket unvanının çekirdek unsuru ile dava konusu markaların esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacı şirket unvanı daha önceki bir tarihte tescil edilmiş olmakla, dava konusu … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “..+şekil” markalarının SMK 6/6 maddeye dayalı hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, davacı, davalının marka tescilinde kötü niyetli olduğunu iddia etmişse de davalı şirketsı dava konusu markalaur 2007 yılında MARKA DEVİR SÖZLEŞMESİ ile devralmak suretiyle markalara sahip olduğu, dosyada davalının kötü niyetini gösterir bir delilin dosyaya ibraz edilmemiş olduğu, SMK 6/9 maddeye dayalı hükümsüzlük koşullarının mevcut olup olmadığının takdirin Mahkemeye ait olduğu, dava konusu markaların ciddi kullanımım gösterir deliller dosyaya ibraz edilmemiş olmakla, SMK 9, 26 ve geçici 4.maddesi uyarınca dava konusu … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…+şekil” markalarının tescil edildiği sınıflarda iptali şartlarının mevcut olduğu bildirilmiştir.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalı adına tescilli … numaralı “… + şekil” ve … numaralı “…” markaların hükümsüzlüğü ve sicilden terkini, markaların hükümsüz kılınmaması halinde 5 yıllık süre içerisinde kullanılmamaları nedeni ile iptali ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK.nun 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK.nun 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK.nun 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9.maddesi uyarınca tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir. Markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurlarla kullanılması, markanın sadece ihracat amacıyla mal veya ambalajlarında kullanılması ve markanın marka sahibinin izni ile kullanılması da marka sahibi tarafından kullanım olarak kabul edilir.
6769 sayılı SMK’nın 26.maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle markanın iptali yetkisi Türk Patent Kurumuna aittir. Ancak bu hüküm SMK’nın 192/1.maddesi uyarınca kanunun yayım tarihinden itibaren 7 yıl sonra yürürlüğe girecektir.
6769 sayılı SMK’nın geçici 4.maddesinde SMK’nın 26. madde hükmü yürürlüğe girene kadar iptal yetkisi, anılan maddedeki usul ve esaslara göre mahkemeler tarafından kullanılır. 26. maddenin yürürlüğe girdiği tarihte mahkemeler tarafından görülmekte olan iptal davaları mahkemeler tarafından sonuçlandırılır. Mahkemelerin bu madde hükmüne göre vermiş olduğu kararlar kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından Kuruma resen gönderilir hükümleri düzenlenmiştir.
SMK hükümleri, mevzuat ve Mahkememizce itibar edilen 08/03/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtiği üzere: Esas unsuru “…” ibaresi olan markaların … sınıfla “kuru yemişler” dahil olmak üzere muhtelif mal ve hizmetler için davacı adına tescil edildiği, davacının …numaralı “…+şekil” markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tanınmış marka statüsünde korunmakta olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” markasının …. sınıflarda ve … numaralı “…+şekil” markasının … sınıflarda davalı adına tescil edildiği, hükümsüzlük davalarının -kötü niyetli tescil hali istisna olmak üzere- beş yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı “…” markasının tescil tarihinin 31.12.1997 ve … numaralı “…+şekil” markasının tescil tarihinin ise 03.09.1999 olduğu, davanın 26.09.2018 tarihinde açıldığı, SMK’nun 6/3-6 maddelerine dayalı hükümsüzlük talepleri yönünden beş yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, hak düşürücü sürelerin her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece resen dikkate alınabileceği, SMK 25/6.maddesi uyarınca marka sahibinin sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma bir birini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalması halinde sonraki tarihli marka tescilinin kötü niyetli olmadıkça markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri sürümeyeceği, buna göre hükümsüzlük davasının beş yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, kötü niyetle tescil edilen markalar yönünden ise hükümsüzlük davası açma hakkının hak düşürücü süreye bağlı olmadığı, davacı tarafça davalının marka tescilinde kötü niyetli olduğu iddia edilmiş ise de, TPMK kayıtlarından davalı şirketin 2007 yılında “marka devir sözleşmesi” ile dava konusu markaları dava dışı Tasfiye Halinde Akbesin Genel Gıda Endüstri A.Ş den devir aldığı, markaların yenileme işlemleri ile birlikte yasal korumaların devam ettiği, davalının kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığı ve beş yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça dava konusu markalar hükümsüz kılınmaz ise markaların kullanılmadığı sınıflar ve alt sınıflar bakımından iptali talep edilmiştir.
Marka sahibi, markasını tescil edildiği şekilde kullanmakla yükümlüdür. SMK’nun 9.maddesinde markanın kullanılmasından söz edilebilmesi için markanın Türkiye’de ciddi biçimde kullanılması gerekir. Markanın kullanılmaması bir iptal sebebidir. Kullanmama nedeni ile markanın iptali SMK’nun 26/1.maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde Türkiye de ciddi biçimde kullanılmaması yada kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilmesi bir iptal sebebidir. Marka hakkında iptal talebinde bulunulacağı düşünülerek kullanım gerçekleşmişse, iptal talep tarihinden önceki 3 ay içinde gerçekleşen kullanımlar dikkate alınmaz.
Kullanmama nedeni ile açılan iptal davalarında davacının, iptali talep edilen markanın tescilli olduğu emtia listesindeki ürünler hakkında bir faaliyeti olmasa dahi o markayı ileri de kullanma ihtimali bulunan bir kişinin iptal davası açmaya yetkili olduğunun kabulü gerekir.
Sınai Mülkiyet Kanunda tescilli markanın kullanılması zorunluluğu getirilmiştir. Kullanma zorunluluğu, markanın tescili ile başlayan bir zorunluluk değildir. Kanunda belirtilen süre içerisinde bir marka kullanılmıyor olsa dahi SMK kapsamında marka koruma altındadır, ancak kanunda ön görülen 5 yıllık kesintisiz kullanmama hali söz konu olduğunda, talep üzerine marka tescilinin iptaline karar verilebilir.
Marka hakkını devam ettirici nitelikteki kullanmadan bahsedebilmek için ciddi biçimde kullanılması gerekir. SMK uyarınca markasal kullanım ciddi olmalıdır.(SMK 9.madde) Kural olarak bir marka, temel işlevi olan “ekonomik anlamda fayda elde etme” amacı ile kullanılmalıdır. Marka tescilinden doğan hakkın muhafaza edilmesi amacı ile markanın sembolik (göstermelik) olarak kullanılması SMK anlamında ciddi kullanım olarak kabul edilmez.
Kanunda ciddi kullanım kavramı tanınmıştır. Bunun yerine, SMK 9.maddesinde hangi hallerin ciddi kullanım olarak kabul edileceği düzenlenmiştir. Ciddi kullanım markadan işlevlerine uygun bir tarzda yarar elde edecek yani üzerinde kullanıldığı malın veya hizmetin piyasadan tanınmasını ve diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayrılmasını sağlayacak şekilde ve yoğunlukta piyasada veya piyasaya hitap eden, piyasayı etkileyen yerlerde kullanılmasıdır.
Ciddi kullanımın olup olmadığı her somut olayın özelliğine göre değerlendirilir. Markayı taşıyan ürünün üretimi, satışı, pazarlanması, ihracı, ithalinin yanı sıra bunları kolaylaştıran eylemler de (örneğin; markanın katalog, reklam, fatura, irsaliye, fiyat listesi, ürün kodu, tabela, etiket, internet alan adı ve içeriğinde ticari yazışmalarda kullanılması) markasal kullanım olarak kabul edilir.
Davalı tarafça davaya cevap verilmemiş, dolayısıyla dava konusu markaların kullanımını gösteren herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Markanın kullanımını gösterir delill ibraz edilmemiş olmakla, SMK ‘nun 9,26 ve geçici 4.maddesi uyarınca dava konusu … numaralı “… + şekil” ve … numaralı “…” markalarının tescil edildiği sınıflarda iptal şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığından markaların iptaline, kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Dava dilekçesinde hükümsüzlüğü – iptali talep edilen davalı adına tescilli “… + şekil” ibareli … numaralı yazılması gerekirken sehven markanın başvuru tarihi olan … ibaresinin yazıldığı, bu nedenle kısa kararda … yazılması gerekirken sehven … yazıldığı görülmekle bu durumun maddi hata olduğu anlaşıldığından, gerekçeli kararda: … yerine … yazılarak gerekli düzeltme yapılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-TPMK nezdinde davalı adına tescilli … ve … numaralı markaların İPTALİNE,
Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
2-Sair taleplerin reddine
3-59,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,40-TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 peşin harç, 525 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.596,80- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır