Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/4 E. 2019/113 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/4 Esas
KARAR NO : 2019/113

DAVA : Tedbire muhalefet nedeni ile disiplin hapsi ile cezalandırılması talepli
DAVA TARİHİ : 03/01/2018
KARAR TARİHİ : 12/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Tedbire muhalefet nedeni ile disiplin hapsi ile cezalandırılması talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalıların ihtiyati tedbire muhalefet ettiği iddiasıyla 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesi uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA; Davalılar vekili beyan dilekçesinde; huzurdaki davanın dinlenebilmesi için 1.FSHHM’nin 2016/27 esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, bu dosya sonucunun bekleteci mesele yapılması gerektiğini, esas yönünden ise HMK 398. maddesine muhalefetin yasal şartlarının oluşmadığını, davanın reddi gerektiğini, sözlü yargılama oturumunda ise Anayasa Mahkemesinin iptal kararının res’en gözetilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık Davalının ihtiyati tedbire muhalefet ettiği iddiasıyla 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesi uyarınca disiplin hapsi ile cezalandırılması talebine ilişkindir.
Yargılamanın devamı sırasında Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğu anlaşılmıştır.
Anayasa’nın l53. maddesi uyarınca Anayasa Mahkemesinin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta; ancak Resmi Gazetede yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Yayınlanmakla yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının; yasama, yürütme ve yargı organları ile idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır.
Diğer taraftan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 33. maddesinde yer alan “Hakim, Türk hukukunu resen uygular” hükmü ile ifadesini bulan yasal ilke gözetildiğinde; Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararlarının derdest dosyalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının 153/5. maddesi gereğince ileriye etkili olmasının anlamı, bir yasal düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarih ile iptal edildiği tarih arasındaki şahsi kazanılmış hakların iptal kararından etkilenmemesidir.
Eldeki dava sonuçlanıp kesinleşmeden bu davaya uygulanabilecek olan Kanun metni Anayasa Mahkemesince iptal edildiğine göre, iptal kararı sonucu oluşan durumun 28.06.1960 tarih ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da belirtildiği üzere, maddi anlamda kesinleşmemiş ve derdest olan eldeki davaya da uygulanması zorunludur.
Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının eldeki davaya uygulanarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bu iptal kararından sonra oluşan yeni durum dikkate alınarak inceleme yapılması ve buna göre sonuca varılması gerektiği anlaşılmaktadır.
Davalının cezalandırılmasının talep edildiği ihtiyati tedbire muhalefet iddiasına konu 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğu hususunda bir tartışma yoktur.
Usul hukukumuza geçerli olan hüküm her davanın açıldığı tarihteki duruma göre karara bağlanması yönündedir. Ancak yargılama devam ederken iptal edilen bir yasa hükmüne göre yargılamanın sürdürülmesi mahkemelerden beklenemez, bu husus adil yargılanma hakkının da ihlali anlamına gelecektir.
Bu durumda yeni bir yasal düzenlemenin yapılmamış olması da gözetilerek ; Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğundan davalı hakkında ESAS HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, dolayısıyla davalının cezalandırılmasının talep edildiği hükmün iptal edilmiş olması, yerine henüz başka bir yasal düzenlemenin de yapılmamış olması nedeniyle yasal boşluk oluştuğundan davalı hakkında ESAS HAKKINDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 8,50 TL eksik harcın davacıdan tahsiline,
3-Davanın dayanağı olan yasa maddesi Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile iptal edildiğinden HMK 331.maddesi de dikkate alınarak Davanın Anayasa Mahkemesi’nin dayanak kanun hükmünü iptal etmesi nedeniyle konusuz kaldığı için esas ile ilgili bir karar verilemediğinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına .( Aynı yönde Ankara BAM 20. HD nin 2017/1280 esas, 2018/155 karar , 16.2.2018 tarihli ilamları )
4-Tarafların yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair karar davacı … davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 12/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır