Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/395 E. 2019/296 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/395 Esas
KARAR NO : 2019/296

DAVA : Markaya tecavüzün tespiti, Men’i, Ref’i, Maddi-Manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 26/03/2014
KARAR TARİHİ : 20/06/2019

Taraflar arasında marka hakkına tecavüzün tespiti önlenmesi, tazminat istemiyle açılan dava dosyası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2014/87 esas, 2016/124 karar numaları ilamı ile işlem görmekteyken, dava dosyasının tamyiz edilmesi üzerine dava dosyası yüksek mahkeme denetimindeyken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası bozma sonrasında uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2018/395 esas numarasına kayıtlanarak , bozla ilamına uyularak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
İDDİA; Davacı vekili, müvekkilinin 38, 41, 43, 44, sınıflarda … sayı ile “…”, 38,41,43, 44, 45. sınıflarda “…”, 41, 42. sınıflarda … sayı ile “…”, 45. sınıfta … sayı ile ” … ” tescilli markalarının bulunduğunu, ayrıca müvekkilinin “… LTD. ŞTİ” adına …, …, … gibi pekçok alan adının tescilini alarak web sitesi açtığını, davalının ise müvekkilinin tanınırlığından yararlanmak amacı ile “…” unvanı ile kurulduğunu, aynı sektörde aynı marka ile faaliyet gösteren firmaların marka ve ticaret unvanındaki benzerlik yüzünden birbiri ile karıştırılacağını, bu durumun müvekkilinin markasına tecavüz teşkil ettiğini, davalı şirkete ihtarname gönderilerek marka unvanlarına tecavüzün durdurulmasının istendiğini, davalının cevap ihtarnamesinde benzerlik ve karıştırılma ihtimalini reddettiğini, bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek davalının, müvekkilinin ticaret unvanına tecavüzünün durdurulmasını, ticaret unvanındaki “…” ibaresinin terkinini, … ibaresinin marka, unvan, alan adı, sosyal ağ adı ve benzeri tüm şekillerde kullanımının men’ine ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkiline ödenmesine, davalının müvekkilinin markasına tecavüz ederek elde ettiği kârın 1.000,00 TL’sinin maddi tazminat olarak dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 20/11/2015 tarihli dilekçesi ile, 1.000,00 TL olan maddi tazminat talebini, 17.075,75 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA; Davalı şirket vekili, şirket adreslerinin Mersin olduğu ve yetkili mahkemenin de Mersin mahkemeleri olduğunu, şirketlerinin davacı şirketten önce kurulduğunu, firmalarının …’ye de davacı şirketten önce başvurduğunu, şirketlerinin … firması olduğunu ve Mersin’de faaliyet gösterdiğini, İstanbul’ da faaliyet göstermediğini, iki firmanın farklı bölgelerde faaliyette bulunmaları nedeniyle haksız rekabet koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen İstanbul 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/198 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, asıl davadaki iddialarını yineleyerek, davalının müvekkilinin tescilli markaları ve ticaret unvanına vaki tecavüzünün tespitini, durdurulmasını, davalının ticaret unvanındaki … ibaresinin terkinini, davalının … ibaresini, marka, unvan, alan adı, sosyal ağ adı ve benzeri tüm şekillerde kullanımının men’ini, 5.000,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Bozma öncesinde Mahkememizce; iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl dava yönünden, ticaret sicil kayıtlarından davacının 09/06/2013 tarihinde … yardımcı unsuru ile oluşan ticaret unvanını tescil ettirdiği halde, davalının bu tarihten önce 13/05/2013 tarihinde … akademi yardımcı unsur ibaresi ile oluşan ticaret unvanını tescil ettirdiği, davalının unvanında … ibaresinin başlı başına bulunmasının davacı markasına tecavüz oluşturmayacağı, ancak ibarenin fiilen markasal kullanımı halinde tecavüz değerlendirmesinin yapılacağı, bu halde de ticaret unvanının terkinini gerektirir bir neden bulunmadığı gerekçesiyle bu yöndeki talebin reddine, davalının … ibaresini ticaret unvanının kullanılması şeklinde sınırlı olarak kullanmayıp, promosyon evraklarında, katalogda ve iş güvenliği ile ilgili ürünler üzerinde markasal kullandığı gerekçesiyle, asıl davadaki davalının bu kullanımları davacının tescilli ve … esas unsurlu markaları ile iltibas oluşturur şekilde olduğundan, markaya tecavüzde bulunduğunun tespiti ile men ve ref’ine, davalının markayı kullanmak suretiyle elde ettiği gelir miktarı olan 17.075,75 TL KHK’nın 66/b maddesi gereğince hesaplanan maddi tazminatın ve fiilin niteliği ile yoğunluğu ve sunulan deliller nazara alındığında takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verildiği, birleşen dava yönünden, davacı vekilinin birleşen dosyadaki davayı takip etmemeleri ve atiye terk etmeleri gerekçesiyle bu dosyadaki talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, kararı taraf vekillerinin temyiz ettiği anlaşılmıştır.
Yargıtay 11.HD’nin 2016/11949 esas, 2018/3900 karar sayılı bozma ilamına göre; “..1-Asıl dava, marka hakkına ve ticaret unvanına vaki tecavüzün tespiti, men’i, ref’i, davalının ticaret unvanından … ibaresinin terkini, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup mahkemece yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, TTK’nın 168/2. maddesi uyarınca davacının dayandığı marka bölünme sonucu birleşen davanın davacısının mülkiyetinde kalacağı için davanın aktif dava ehliyeti nedeniyle reddedilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
2- Birleşen İstanbul 4. Fikri ve Sına Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/198 Esas sayılı dosyasında davacı, marka hakkına ve ticaret unvanına vaki tecavüzün tespitini, men’ini, ref’ini, davalının ticaret unvanından … ibaresinin terkinini, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacı vekilinin bu dosyadaki taleplerini atiye terk ettiği gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Her ne kadar HMK’ nın 123. maddesinde sayılan davanın geri alınmasının koşulları bulunmamakla birlikte mahkemece birleşen davada temyiz edenin sıfatına ve ileri sürdüğü temyiz nedenlerine göre bu husus bozma nedeni sayılmadığından birleşen davada karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmasına bağlı olarak davalı yararına AAÜT uyarınca vekalet ücretine tayin ve takdir etmek gerekirken bu konuda herhangi bir hüküm kurulmamış olması da bozmayı gerektirmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 23/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”..şeklindeki bozma ilamı ve ekindeki dava dosyası mahkememize tevzi edilmiş ve kapatma sonrası mahkememizin 2018/395 esas numarasına kayıt edilmiş, bozma ilamına uyulmasına karar verildiğinden aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM; Yakarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-I-Bozma ilamına uyulmuş olmakla; ASIL DAVADA; AKTİF DAVA EHLİYETİ GÖZETİLEREK DAVANIN REDDİNE,
2-1.130,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 1.086,09 TL harcın davacıya iadesine,
3-Reddedilen marka hakkına tecavüz hakkına ve ticaret unvanına tecavüzün tespiti talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 2.049,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan 1800 TL bilirkişi ücreti ve 49 TL tebligat gideri olmak toplam 1849 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
II- BİRLEŞEN DAVADA ; Talepler atiye terk edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına,
1-44.40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan16,70 TL harcın davacıdan tahsiline,
2-Birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiğinden ancak davalı vekil ile temsil edildiğinden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı yanın yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair verilen karar asıl ve birleşen davada davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU açı olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 20/06/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır