Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/384 E. 2020/321 K. 04.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/384 Esas
KARAR NO : 2020/321

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü, manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 10/09/2018
KARAR TARİHİ : 04/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilleri olan şirketin “…” ibareli markasının 1997 yılından bu yana Müvekkilleri adına tescilli olduğunu ve yoğun bir şekilde kullanıldığını, Davalı tarafın, müvekkilleri olan şirkete ait marka ile aynı / benzer “…” markasını kendi adına … kod numarası İle T’ürk Patent’in hatası sonucu tescil ettirdiğini, Somut olayda davalı şirketin müvekkilleri olan şirkete ait markayı biliyor olduğunu ve buna rağmen ilgili markayı adına tescil ettirmesinin kötü niyetli olduğunu, … tescil numaralı davalı adına tescilli markanın SMK hükümleri gereğince hükümsüzlüğüne ,10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilleri olan şirketin tescilli markaları Üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, markaların tescil kapsamında kullanıldığı, 1980 yılından bu yana güzellik yarışmaları düzenledikleri, Davacının dayanak gösterdiği … başvuru numaralı markasının yenilenmediği için geçerliliğini yitirdiğini, davacının diğer markalan bakımından ise davacının markalarının Müvekkillerine ait hükümsüzlüğü talep olunan marka ile aynı sınıfta tescilli olmadığını, Müvekkillerinin “…, …” markasının, müvekkillerine ait diğer marka olan “…” markası ile birlikte yüksek ayırt edicilik vasfını kazandığını, markanın ilk defa müvekkilleri olan şirket tarafından kullanıldığını, Davacı yanın dayanak markalarından olan … kod numaralı markanın 2017 yılında yenilenmemesi nedeni ile hükümden düştüğünü, davaya mesnet olarak gösterilmekte olan … kod numaralı markanın ise Müvekkillerine ait olmakla hükümsüzlüğü talep edilmekte olan markadan farklı sınıflarda tescilli olduğunu, Kaldı ki karşılaştırmaya tabi markaların nihai tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vermeyecek kadar farklılıklar ihtiva ettiklerini, Bu nedenlerle Müvekkillerine ait markalar ile ilgili olarak markalar aleyhine hükümsüzlük kararı verilemeyeceğini, Bu nedenlerle de davanın reddini talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
BİRLEŞEN DAVADA;
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “…” ve … anlamına gelen “….” markasıyla organizasyonlar yaparak “… (…) Turkey” markasını tanınmış hale getirdiğini ve kullanmakta olduğunu, 41.sınıfta “…” ve … anlamına gelen “…” markalarının 07/05/2017 tarihine kadar TPMK’da tescilli ve geçerli olmasına rağmen davalının kötü niyetli olarak aynı markayı 35.ve 41.sınıflarda adına tescil ettirdiğini iddia ederek davalı adına tescilli … nolu markanın 41sınıfta hükümsüzlüğünü ve “…” ve … anlamına gelen “…” markalarını kullanma hakkı, … şirketler grubuna ait olup, davalının kötü niyetle hukuka aykırı şekilde kendi adına tescil ettirdiği “…” markasının 41.sınıfta hükümsüzlüğüne karar verilmesi talebini içeren huzurdaki davanın … 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; asıl davada davacı … tarafından davalı . Tic. Ltd.Şti. Aleyhine açılan davada davalı adına … nolu “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü, tedbir kararı verilmesi, davacının manevi olarak zarar gördüğünden bahisle 10.000 TL manevi tazminat, 556 Sayılı KHK 66/c kapsamında lisansın tespit edilerek maddi tazminatın ve uğradıkları zararın tespitiyle davacıya ödenmesi, hükmün ilanı kapsamında açıldığı,
Birleşen Mahkememizin 2018/477 Esas sayılı dosyasında dava konusu uyuşmazlığın; …Tic. Ltd.Şti. Aleyhine birleştirme talepli olarak dava açıldığı, davalı adına … nolu … markasının 41.sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dava ve karşılıklı cevap dilekçeleri taraflara tebliğ edildikten sonra, sunulan deliller çerçevesinde ilgili marka başvuru belge ve ekli dökümanlar TÜRKPATENT Kurumundan celbedilmiş, Dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiş, ön inceleme duruşmasında tarafların beyanları alınıp, sulh ve arabuluculuğa teşvik edilmiş, sonuç alınamayınca ihtilaf konusu saptanarak tahkikata geçilmiş, bilirkişi raporuna yönelik beyanlar alınmış, sunulan rapor tahkikatı aydınlatmaya yeterli olmadığından 22.10.2019 tarihli oturumda davacı vekiline ek rapor alınması için bilirkişi ücretini yatırması hususunda ihtar yapılmış ancak kesin sürede ücret yatırılmadığından ve davacı vekili 12.2.2002 tarihli celsede beyan dilekçesi sunduklarını açıklamalarının yeterli olduğunu, bilirkişi ücretini yatırmayacaklarını bildirmiş olduğundan tahkikat bitimi sonrası sözlü yargılamaya geçilerek sözlü beyanlar da alınıp yargılama sonlandırılmıştır.
HMK 266. Madde kapsamında Bilirkişiler …, …, … 08/07/2019 tarihli raporlarında özetle ; Davalı yanın “gerçek hak sahipliği” yönündeki savunmalarının dosya içerisinden tespit o bunamadığı, Davacı yana ait davaya mesnet … kod numaralı markanın dava ikame edilmeden Önce koruma süresinin dolduğu, S M K. 6/8 kapsamında davacı yan markayı kullandığına ilişkin dosyaya bir bilgi ya da belge sunmamış olduğundan davacı yanın ilgili markası bakımından SMK. 6/8. Madde kapsamındaki korumanın devam ettiğinin heyetçe tespit olunamadığını, Karşılaştırmaya tabi davacı yana ait … kod numaralı marka ile Davalı yana ait davaya konu … kod numaralı markaların ayniyet veya ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzerlik arz ettiği; bunun yanında kullanılan sair kelimelerin ayırt ediciliği sağlamaktan uzak olduğu, takiben taraf markalan arasında işaretsel anlamda iltibasa mahal verecek kadar benzerliğin var olduğunu, Davacı yanın markasının tescilli olduğu Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ1 in 03 ve 16. Sınıfında yer alan emtialar ile davalı yan adına tescil edilmiş olan markanın tescilli olduğu 35. sınıfta yer alan “Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve safın alması için Ağartma ve temizlik amaçlı maddeler: deterjanlar, çamaşır suları, çamaşır yumuşatıcıları, leke çıkarıcılar, bulaşık yıkama maddeleri Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil). Sabunlar. Diş bakımı ürünleri: diş macunları, diş parlatma ve beyazlatma maddeleri, tıbbi amaçlı olmayan ağız gargaraları. Aşındırıcı ürünler: zımpara bezleri, zımpara kağıtları, ponza taşları, aşındırıcı pastalar. Deri, vinil, metal ve ahşap için parlatma ve bakım ürünleri: cilalar, bakım kremleri, cilalama amaçlı vaks., Kağıt, karton (mukavva); kağıt veya karton malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri, karton kutular; kağıttan yapılmış tek seferlik kullanıma mahsus ürünler (kırtasiye amaçlı ürünler hariç): kağıt havlular, tuvalet kağıtları, kağıt peçeteler. Plastik malzemeden mamul ambalajlama ve sarma malzemeleri Matbaa ve ciltleme malzemeleri Basılı yayınlar, basılı evrak! kitaplar, dergiler, gazeteler, faturalar, irsaliyeler, gelir makbuzları, takvimler, posterler, fotoğraflar, afişler, tablolar, çıkartmalar, pullar. Kırtasiye, büro, eğitim-ûğretim, yazım, çizim, resim ve sanatçılar için malzemeler (mobilyalar ve cihazlar hariç): kırtasiye tipi kağıt ürünler, yapıştırıcılar, kalemler, silgiler, kırtasiye tipi bantlar, el işi için karton, yazı kağıtları, kopyalama kağıtları, yazarkasa kağıt ruloları, çizim aletleri, kara tahtalar, resim boyaları.) mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri” benzerlik arz ettiği ve ilgili hizmetler bakımından davalı yana ait markanın sicilden terkin edilerek davalı markasının bu hizmetler bakımından SMK m,25/5 uyarınca kısmen hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunu, Dosya arasında yer alan bilgi ve belgelerden davalı yanın kötü niyetli olduğu yönündeki iddialar bakımından heyetlerinde herhangi bir kanaat oluşmadığını, davacı yana ait dayanak markaların tanınmış olmadığını bildirmişlerdir.
Davacı yan gerçek hak sahibi olduğunu iddia etmiş ve marka üzerinde davacının hak sahibi olduğunu ancak TPMK’nın hatası yüzünden markaların davalı adına tescil edildiğini ileri sürmüştür.
Kazanılmış hak açısından Yargıtay uygulamalarında şu kriterler benimsenmiştir. 1- Kazanılmış hak sağlayan markanın tescilli olarak uzun süre kullanılması (kullanım ve tescilin taraflar arasında artık çekişme konusu olmaktan çıkması- kabullenilmesi), 2-Sonradan yapılan başvurunun kazanılmış hak sağlayan markanın ASLİ UNSURU muhafaza edilerek, işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yarattığı izlenim korunmak suretiyle oluşturulması, (önceki markanın asli unsuru değişmiş ise yeni başvuru kabul edilir), 3- Sonraki başvurunun önceki markanın kapsadığı ve hizmet ile AYNI veya AYNI TÜR mal ve hizmetleri içermesi, ( yani kapsamını genişletmemesi)” şeklinde özetlenebilir.
Yukarıdaki kriterler, taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında; bilirkişi raporu ile markalar arasındaki benzerlik tespit edilmişse de , davacının kazanılmış hak iddiasına ilişkin yeterli delil sunmadığı, davacının markasının aralıksız kullanımının ispatlanamadığı, marka tescilini yenilcmeyen, koruma altına almayan davacının hukuken hiç bir hakkı kalmadığı halde, fiilen hak sahibi olduğunu ve kazanılmış hakkı olduğunu kabul etmenin hakkaniyete aykırı olduğu anlaşılmıştır.
Kazanılmış hak kavramına gelince, bu kavram ile; objektif ve genel hukuksal durumun bireysel bir işlemle kişi için özel bir hukuksal duruma dönüşmesi, hukuka aykırı işlemlerde ise, bunlardan bir süre yararlanılması suretiyle elde edilmiş bulunan hukuksal sonuçların korunmaya değer hale gelmiş olması yani üçüncü kişilerden bir şey isteyebilmek veya onları bir sey yapmak zorunda bırakmak biçiminde hak sahipliği kazanılması ve söz konusu hak karşılanmadıkça ya da boşluğu doldurulmadıkça tek taraflı bir idari işlem veya eylemle geri alınabilmesi mümkün olmayan bir hukuki olanak ve yetkinin doğmuş olması anlatılmak istenmektedir.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 19.09.2008 gün ve.2007/7547 E, 2008/10251 K sayılı ilamı ile 14.11.2008 gün ve 2008/11505 E. 20008/12839 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere kazanılmış hak iddia edilen tescilli marka ile davaya konu markadaki asli unsurların muhafaza edilerek uzun süredir kullanılıyor olması, tescili istenen yeni markanın müktesep hakka dayanak gösterilen eski tescil kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı tür mal ve hizmetleri kapsayarak kapsamının genişletilmemiş olması, eski markaya karşı hükümsüzlük davası açılacak sürenin dolmuş olması ve bu markanın çekişmesiz şekilde kullanılması, başkasına ait bir markaya yakınlaşma çabası içermeyecek ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde markalar arasında işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunması gerekmektedir.
Davacı gerçek hak sahibi olduğunu ilere sürmesine rağmen davalının da … tarihli …’ne ait görsel sunduğu ve … ibaresi ile düzenlene yarışmada birinciye ait görselin sunulduğu keza … tarihli …’ne ait haber sunduğu ve asıl davalının bu markalar üzerinde hak sahibi olduğunu ve 1980 yılından beri güzellik yarışmaları sunduğunu bildirmiştir. Dolayısıyla gerçek hak sahipliği ile ilgili olarak ilk sunulan rapor yeterli olmadığından mahkememizce 21.10.2019 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ile heyete marka hukuku uzmanı Ali Paslı eklenmesi suretiyle ve itirazları giderecek şekilde rapor alınması için ara karar oluşturulmuş ve davacı yana kesin süre verilmiş olup, davacının bu kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmadığı bu kapsamda ancak dosyadaki deliller ile inceleme yapılabileceği anlaşılmıştır.
Türk Patent ve marka kurumundan 3.10.2002 tarihli gönderilen cevabı yazıda …, …, sayılı markaların geçerli olmayıp sahipleri adına hüküm ifade etmediğini bildirmişlerdir.
Yine Türk Patent ve marka kurumunun 24.9.2018 tarihli cevabı yazıda … nolu markanın 3 ve 16. Sınıf tescilli olduğunu, 30.12.2002 tarihinde tescil edilen markanın 29.12.2012 tarihinden itibaren yenilendiğini … AŞ adına kayıtlı olduğunu, … nolu markanın ise süresi içinde yenilenmediğini sahibi adına hüküm ifade etmediğini bildirmişlerdir.
Davalı adına ise … nolu … şekil markasının 35,41. Sınıflar için ilk kez 24.5.2016 tarihinde tescil edildiğini, davalı adına tescilli olduğunu bildirmişlerdir.
Öte yandan ilk dava …Tic. A.Ş. tarafından ikame edilmiş olup, davacı 18.10.2018 tarihli dilekçesinde sehven davacının unvanının dilekçe başlığında hatalı yazıldığını oysa davanın … AŞ adına açıldığını, taraf değişikliği yapılmasını talep etmiş, davalı ise taraf değişikliğine muvafakat etmemiştir. Davacı yan bu kez birleştirme talepli dava açmış olup aynı talepleri … yönünden talep etmiştir. Davalı davacının hukuki yararı bulunmadığını bildirmiş davanın reddini talep etmiştir.
… 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 16.04.2019 tarihli, … Esas ve …Karar sayılı karar ilamı ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 28.09.2017 tarih, 2016/2533 Esas ve 2017/4879 Karar sayılı bozma ilamına konu ilamın henüz kesinleşmediği ,yine … 1.FSHHM’nin …esas,… karar ve 16.4.2019 tarihli ilamının dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır. Ancak oradaki dava konusu marka hakkına tecavüz ve dayanak markalar da davacının huzundaki dayanak markaları olmayıp, somut mahkememizdeki uyuşmazlık markanın hükümsüzlüğü davası olup, gerçek hak sahipliğinin her dosyaya özgü deliller ile ispata gerekli olup, bilirkişi raporunda da açıkça dosyaya gerçek hak sahipliği yönünden sunulan delillerin yeterli olmadığı belirtilmiş, davacının markayı kullandığına dair delil sunmadığı belirtilmiş,gerek itirazların incelenmesi, gerekse sunulu deliller ve mahkeme ara kararına göre yetersiz rapor kapsamına göre hüküm kurulamayacağından ek rapor alınması için ara karar oluşturulduğu ve davacının kesin süre içinde ücret yatırmadığı anlaşılmıştır. Zira davalının kendi markasına yüksek ayırt edicilik gücü kazandırdığı ve markanın gerçek hak sahibi olduğunu ileri sürmesi, davacının ise markasını yenilemeyerek markasını kullanmayarak öte yandan 41. Sınıfta davacının tescilli markası bulunmadığını ileri sürmesi nedeniyle tüm bu itirazların gerek sektör bilirkişi Bayram ak , gerek mali bilirkişi … ve marka vekili … ile Heyete katılacak marka hukuku uzmanı … ile giderilmesi gerekli olduğu halde davacının belirlenen kesin sürede ücret yatırmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili verilen kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmadığından ,kesin sürenin tarafları bağladığı gibi Mahkemeyi de bağladığı bilindiğinden , bilirkişi ücreti yatırılmadığından davacı vekilinin bu delile dayanmak hakkından vazgeçtiği duruşmadaki bayanından da anlaşılmıştır.
Anayasamızda da düzenlenmiş bulunan hak arama hürriyetinin somutlaşmış ifadesi olan yargılama; neticeten o çekişmeyi karara bağlamak zorunda olan hakimin ikna edilmesi faaliyetidir. Davanın yanları; sunacakları kanıtlarla kendilerinin haklı, karşı tarafın ise haksız olduğunu ispat etmek durumundadırlar. Çünkü ‘…Hukuki anlamda ispat faaliyetinde amaç, esasen hakimin dışında ve davadan önce gerçekleşen uyuşmazlığa ilişkin vakıaların gerçekliği konusunda o anda hakimde kanaat uyandırmaktır. Yani hakim geçmişte ve bilgisi dışında gerçekleşen bir olayın oluş şekli konusunda bugün bir kanaate sahip olacaktır.İspat faaliyeti ve bunun sonucu gösterilecek delillerle geçmiş, dış alemde ki olay ve olgular hakkında, dava sırasında hakimin iç dünyasında bir kanaat uyandırılır…’ Bilhassa özel hukuk ve bu alandaki yargılamalara ilişkin düzenlemeler uyarınca ‘…hakim, kural olarak taraflarca ileri sürülmeyen vakıaları araştıramaz ve bunların taraflarca ispatını isteyemez…’ Bu yüzden yanların; savlarını ve bunları destekler kanıtlarını sürelerinde ve usulüne uygun şekilde sunmaları esastır. Çünkü; ‘…Davanın temelini oluşturan vakıalar ve bu vakıalara dayanarak talep edilen netice açık olursa hakim, doğru bir karar verebilecektir.. Usulün 75/2.fıkrasına konu; hakimin, müphem ve mütenakız gördüğü iddia ve sebepler hakkında izahat isteyebileceğine ilişkin istisna dışında dosyadaki bilgi ve belgelere göre değerlendirme yapılacaktır. Oysa davacı vekilinin belirlenen kesin süre içinde bilirkişi incelemesine ilişkin gideri yatırmadığı anlaşılmaktadır. .Bilindiği gibi kesin süre davanın taraflarını bağladığı gibi Mahkeme Hakimini de bağlayıcı etkiye sahiptir. Kesin süreye uyulmaması nedeniyle davacı bilirkişi incelemesi delilinden vazgeçilmiş sayılmıştır. Dosyaya sunulan deliller gerçek hak sahipliğini davacı lehine ispat eden nitelikte bulunmadığı gibi, karıştırma ihtimali, davalının ileri sürdüğü davacının markasını kullanmadığı hususları, hakimin tek başına karar vereceği hususlardan bulunmadığından ispat edilemeyen asıl ve birleşen davanın reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur..
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-ASIL VE BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,
2-Asıl davada 54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan18,50 TL harcın asıl dava davacısındantahsiline,
3-Asıl davanın reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Birleşen davanın reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5- Asıl davada manevi tazminat isteminin reddi nedeniyle Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Birleşen davada, 54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan18,50 TL harcın birleşen dava davacısından tahsiline,
7-Asıl davada davacının yapmış olduğu 100 TL yargılama giderinin asıl dava davacısından alınarak asıl dava davalısına verilmesine,
9-Asıl ve birleşen davada davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yoluaçık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 03/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır