Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/363 E. 2021/349 K. 23.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/363
KARAR NO : 2021/349

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 14/08/2018
KARAR TARİHİ : 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … tarafından … 35. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan takibe, davalı şirketçe yapılan hukuki dayanaktan yoksun itirazın iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edilmesi nedeniyle, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin, … 7. Noterliğinden … tarihinde … yevmiye ile gerekse davacı …’ e ve gerekse dava dışı …’ ye keşide ettiği ihbar/ihtarname ile sözleşmeleri ve üyelikleri feshettiğini bildirdiği yine müvekkilinin … 10. Noterliğinden … tarihinde … yevmiye ile davacı … ve diğer meslek birliklerine ihbarname keşide ederek sözleşmeleri feshettiğini bildirdiğini, davacının böyle bir talepte bulunma hakkı olmadığı gibi alacağı kabul anlamına gelmemek kaydıyla taleplerin zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın kendi korumaları altında olup da yayınlanan bir eserin varlığını ispatlaması gerektiğini, müvekkili şirkete davaya konu alacaklar yönünden temerrüt oluşturulacak bir işlem yapılmadığını, alacak iddiasını kabul anlamına gelmemek kaydıyla faiz oranı da kabul etmediklerini, usul ve esas bakımından hukuka aykırı bulunan haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
… 35. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası celp edilmiştir.
Davacı … Birliğinin ve davalı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde; Davacının icra takibinde haklı olup olmadığı, takibe konu fatura bedelinin ödenip ödenmediği, kısmi ödeme varsa bu durumun tespiti, asıl alacağa bağlı talebin haklı olup olmadığı, davacının asıl alacak yönünden davalıdan alacaklı olup olmadığı, faiz talebinin ne kadar olduğu yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
26/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı tarafın, 2008 yılı Envanter, 2009 yılı Yevmiye ve Envanter, 2010 yılı envanter, 2011 yılı envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin yapılmadığı, bu nedenle sahipleri lehine kati delil kabiliyetinin bulunmadığı, bunun dışında kalan incelenen diğer defterlerin, sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı tarafından, ticari defterler incelenmek üzere sunulmadığından tespit ve değerlendirme yapılamadığı, davacı tarafın, davalı ile olan ticari ilişkisini takip ettiği cari (açık) hesabın 01.10.2017 ( son işlem tarihi ) tarihi itibariyle 1.519,02 TL.sinin borç bakiyesi verdiği, davacı tarafın kendi ticari defter-kayıtlarındaki hesaba göre dava tarihi itibariyle davalı taraftan cari (açık) hesap nezdinde 1.519,02 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında, 07.05.2009 tarihinde imza altına alınan Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacı tarafından, davalı adına bu sözleşme kapsamında 2008 ve 2009 yılı haklar dışında fatura kesilmediği ancak sözleşmede bulunan mali haklardan dolayı alacağın varlığının, sadece faturaya bağlı olamayacağı, davalı tarafça, sözleşmede belirlenen şartların kabul ve taahhüt edildiği, bu nedenle dava konusu alacağın varlığının açık olduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde 11.289,05 TL alacak talebinde bulunulduğu, davalı tarafından, 31.12.2013 ve 13.12.2016 tarihlerinde iki farklı ihtar gönderilerek sözleşmenin feshinin ihtar olunduğu, taraflar arasında imzalanan fesih şartlarının bu ihtarla sağlandığı, Mahkemenin ilk ihtar tarihini fesih tarihi olarak kabul etmesi halinde, davacı tarafın talep edebileceği asıl alacak tutarının 5.660,75 TL olacağı, ikinci ihtar tarihi olan 13.12.2016 tarihini fesih tarihi olarak kabul etmesi halinde, davacı tarafın talep edebileceği asıl alacak tutarının 9.782,62 TL olacağı, davacı tarafından, icra takibinde faiz talep edilmediği, davacı tarafın, asıl alacağı için, icra takip tarihinden, dava tarihine kadar geçen süre için ilk ihtar tarihi itibariyle doğan alacağı için talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 388,03 TL olarak hesap edildiği, son ihtar tarihi itibariyle doğan alacağı için talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 670,58 TL olarak hesap edildiği, %20 icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalı tarafa bırakılması talebinin mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
22/03/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı tarafın, incelenen 2014 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı tarafın 2008 ve 2009 yıllarına ait ticari defterlerini saklamadığı, bu nedenle davacı tarafından 2008 ve 2009 yıllarında, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında, davalı adına düzenlenen faturaların, davalı tarafından ticari kayıtlara kayıt edilip edilmediği, bu faturalar kapsamında davacı tarafa ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği, davalı tarafından sunulan en eski tarihli defter olan 2014 yılı yevmiye defterinin açılış ve kapanış maddeleri incelendiğinde, davacı taraf adına herhangi bir borç-alacak kaydının bulunmadığı, 26.04.2018 tarihinde hazırlanan rapor kapsamında yapılan tespitte, davacı tarafın, davalı ile olan ticari ilişkisini takip ettiği cari (açık) hesabın 01.10.2017 ( son işlem tarihi ) tarihi itibariyle 1.519,02 TL borç bakiyesi verdiği, davacı tarafın kendi ticari defter-kayıtlarındaki hesaba göre dava tarihi tarihi itibariyle davalı taraftan cari (açık) hesap nezdinde 1.519,02 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında, 07.05.2009 tarihinde imza altına alınan Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacı tarafından, davalı adına bu sözleşme kapsamında 2008 ve 2009 yılı haklar dışında fatura kesilmediği, ancak sözleşmede bulunan mali haklardan dolayı, alacağın varlığının, sadece faturaya bağlı olamayacağı, davalı tarafça sözleşmede belirlenen şartların kabul ve taahhüt edildiği, bu nedenle dava konusu alacağın varlığının açık olduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde 11.289.05 TL alacak talebinde bulunulduğu, davalı tarafından, 31.12.2013 ve 13.12.2016 tarihlerinde iki farklı ihtar gönderilerek sözleşmenin feshinin ihtar olunduğu, sürekli borç ilişkilerinde sözleşmenin olağanüstü feshinin haklı nedenler gerekçe gösterilerek gerçekleştirilebileceği, aksi takdirde olağanüstü feshin geçersiz olacağı, ancak şartları varsa olağan fesih olarak kabul edilebileceği, Mahkemenin ilk ihtar tarihini fesih tarihi olarak kabul etmesi halinde, davacı tarafın talep edebileceği asıl alacak tutarının 5.660.75 TL olacağı, ikinci ihtar tarihi olan 13.12.2016 tarihini fesih tarihi olarak kabul etmesi halinde, davacı tarafın talep edebileceği asıl alacak tutarının 9.782.62 TL olacağı bu noktada ilk ihtar olağan feshe tahvil edilirse sözleşmenin 31.12.2014 itibariyle sona ereceği, ancak ikinci ihtarname davalı 13.12.2016 itibariyle borcu kabul ettiğinden ilk ihtarnameyle sözleşmeyi olağan fesih yoluyla sona erdirme konusunda farazi irade bulunduğunun varsayılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla ikinci ihtarnamenin feshe esas teşkil edeceği, Mahkemenin 13.12.2016 tarihini fesih tarihi olarak kabul etmesi halinde, davacının 9.782,62 TL alacaklı olduğu, davacı tarafından, icra takibinde faiz talep edilmediği, davacı tarafin, asıl alacağı için, icra takip tarihinden, dava tarihine kadar geçen süre için ilk ihtar tarihi itibariyle doğan alacağı için talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 388,03 TL olarak hesap edildiği, son ihtar tarihi itibariyle doğan alacağı için talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 670.58 TL olarak hesap edildiği, %20 icra inkar tazminatı ve yargılama giderlerinin davalı tarafa bırakılması talebinin Mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce 22/03/2021 tarihli rapora itibar edilmiştir.
DELLİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri gereğince, davalının ödemekle yükümlü olduğu fatura bedellerini ödememesinden dolayı, … 35. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine, davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulması nedeni ile itirazın iptaline, takibin devamına ve %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkindir.
Davacı … ile davalı şirket arasında sözleşmeye dayalı ticari bir ilişki olduğu, taraflar arasında 07/05/2009 tarihli MÜZİK ESERLERİ YAYIN İZİN SÖZLEŞMESİ imzalandığı anlaşılmıştır.
Türk Ticaret Kanunu ile Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca usulüne uygun tutulan ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, bilirkişi incelemesine göre davacı … Birliğinin 2008 – 2009 – 2010 ve 2011 yılı dışındaki ticari defter, kayıt ve dayanağı belgelerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85. maddesi gereğince delil niteliğine haiz olduğu, davalı … A.Ş. (…) ‘nin 2008 ve 2009 yıllarına ait ticari defterlerinin sunulmadığı, 2014 ve 2018 yıllarına ait ticari defter, kayıt ve dayanağı belgelerin birbirini teyit etmesi nedeni ile TTK 85. maddesi gereğince delil niteliğine haiz olduğu anlaşılmıştır.
22/03/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Dava, itirazın iptali davası olup, davacı tarafından … 35. İcra Müdürlüğünün…sayılı dosyasında 13.047,80 TL asıl alacak üzerinden Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesinden doğan alacak gerekçe gösterilerek ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itirazı üzerine bu davanın açıldığı, taraflar arasında, 07.05.2009 tarihli Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi kapsamında sürekli borç ilişkisi kurulduğu, ödeme emrindeki alacak kalemleri incelendiğinde 388,51 TL damga vergisi + 2008 yılı sözleşme bedeli, 500,26 TL + 2009 yılı sözleşme bedeli, 1.008,62 TL + 2010 yılı sözleşme bedeli, 1.046,36 TL + 2011 yılı sözleşme bedeli, 1.135,82 TL + 2012 yılı sözleşme bedeli, 1.235,55 TL + 2013 yılı sözleşme bedeli, 1.328,09 TL + 2014 yılı sözleşme bedeli, 1.423,58 TL + 2015 yılı sözleşme bedeli, 1.559,53 TL + 2016 yılı sözleşme bedeli, 1.660,59 TL + 2017 yılı sözleşme bedeli 1.760,89 TL olmak üzere toplam 13.047,89 TL üzerinden asıl alacak ayrıca aylık yüzde 1,5 faiz talebiyle birlikte tahsili konusunda icra takibi başlatıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 07.05.2009 tarihli olup sözleşmenin süresi başlıklı 10. maddesi uyarınca sözleşmenin 01.01.2008 – 31.12.2008 tarihleri için geçerli olduğu taraflardan birinin en az 1 ay önce sözleşmenin feshedildiğini karşı tarafa noter aracılığıyla bildirmediği takdirde kendiliğinden 1 yıl için yenilenmiş sayılacağı ifade edilmiştir.
Sözleşmenin davalı tarafça ilk olarak … 7. Noterliğinin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ile feshedildiği, fesih gerekçesi olarak herhangi bir neden bildirilmediği, daha sonra … 10. Noterliğinin … yevmiye numaralı ve … tarihli ihtarnamesi ile yeniden bu defa ödeme güçlüğü nedeniyle feshedildiğinin ve 13.12.2016 tarihine kadar olan borcun bildirilmesinin talep edildiği görülmüştür,
İfa süresinin sona ereceği tarih kararlaştırılmış olan sürekli borç ilişkileri, sürenin dolmasıyla kendiliğinden sona erer. Taraflar arasındaki sözleşmede kendiliğinden yenilenme hükmü söz konusu olduğundan bu hüküm gözetilerek sona erme anının belirlenmesi gerekir.
Borçlar hukukunda hakim olan sözleşmeye bağlılık (ahde vefa) ilkesi gereği, bir sözleşme ilişkisinin keyfi olarak sona erdirilmesi kural olarak mümkün değildir. Bir başka deyişle, haklı sebep olmaksızın bildirilen feshin, sözleşmeyi derhal sona erdirmeyeceği ve borç ilişkisinin varlığını devam ettireceği kabul edilmektedir. Süresi belirli veya belirsiz olan bir sürekli borç ilişkisi, haklı sebeplerin ortaya çıkmasıyla taraflardan biri açısından çekilmez bir hal almış olabilir.
Davalı şirket ilk ihtarında sözleşmenin yenilenme tarihinden 1 ay önce değil, 30.12.2013 tarihinde sözleşmenin feshini bildirmiştir. Davalı bu ihtarında herhangi bir haklı sebep bildirmemiştir. Bu tarihten sonra davalının davacı … birliğinin repertuvarında olan şarkıları yayınlayıp yayınlamadığı hususunda bir açıklık yoktur. Ancak daha sonra davalı 13.12.2016 tarihinde ödeme güçlüğü sebebiyle feshi ihbar etmiş ve bu tarihe kadarki borcun hesaplanıp gönderilmesini talep etmiştir. Bu durumda davalının bu tarihe kadar … Meslek Birliği repertuvarındaki icraları yayınladığı ve/veya borcu kabul ettiği esas alındığı takdirde bu tarih esas alınarak sözleşmenin sona erme anı belirlenebilecektir.
Haklı neden olmaksızın yapılan feshin kural olarak geçersiz olacağı kabul edildikten sonra, bunun olağan feshe dönüştürülmesinin mümkün olup olmadığını araştırmak gerekir. Zira bu takdirde geçersiz olağanüstü fesih beyanı, geçerli bir olağan fesih beyanı olarak kabul edilebilecektir.
Gerçekte haklı nedene dayanılmaksızın yapılan olağanüstü feshin, olağan feshe tahvil edilerek olağan fesih süresinin sonunda sözleşmeyi sona erdireceğinin kabul edilmektedir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 1990/1959 E. 1992/96 K. ve 15.01.1992 tarihli ilamı). Elbette bunun için fesih beyanında bulunan tarafın bu yönde bir farazi iradesi bulunması aranmaktadır. Dolayısıyla, olağanüstü feshin olağan feshe dönüştürülmesi için irade beyanlarının güven ilkesi çerçevesinde yorumlanması gerekmektedir. Davalının ihtarnamesinde olağan fesih iradesi taşıdığı ortadadır. Ancak son ihtarnamesinde 13.12.2016 tarihine kadarki borcun hesaplanmasını talep etmekle ilk ihtarnamesinde bildirdiği (olağan fesih olarak varsayılabilecek) iradesinin aksi yönünde söylemde bulunmuştur. Davalı ayrıca son ihtanamesinde ödeme güçlüğünü haklı sebep olarak bildirmiştir.
Fesih yenilik doğuran hak olup karşı tarafa ulaşmakla birlikte hüküm ifade eder.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme, B.K hükümleri, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: Davalı şirketin 2014 ve 2018 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, davalı şirketin 2008 ve 2009 yıllarına ait ticari defterlerini saklamadığı, bu nedenle davacı tarafından 2008 ve 2009 yıllarında taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında davalı adına düzenlenen faturaların, davalı tarafından ticari kayıtlara kayıt edilip edilmediği, bu faturalar kapsamında davacı tarafa ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilemediği, davalı tarafından sunulan en eski tarihli defterin 2014 yılı yevmiye defteri olup, defterin açılış ve kapanış maddeleri incelendiğinde, davacı … adına herhangi bir borç – alacak kaydının bulunmadığı, taraflar arasında, 07.05.2009 tarihinde imzalanan Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi kapsamında ticari ilişki kurulduğu, davacı … tarafından davalı şirket adına bu sözleşme kapsamında 2008 ve 2009 yılı haklar dışında fatura kesilmediği, ancak sözleşmede bulunan mali haklardan dolayı alacağın varlığının sadece faturaya bağlı olamayacağı, davalı tarafça sözleşmede belirlenen şartların kabul ve taahhüt edildiği bu nedenle dava konusu alacağın varlığının açık olduğu, davacı … tarafından 11.289.05 TL alacak talebinde bulunulduğu, davalı şirket tarafından 31.12.2013 ve 13.12.2016 tarihlerinde iki farklı ihtar gönderilerek sözleşmenin feshinin ihtar olunduğu, sürekli borç ilişkilerinde sözleşmenin olağanüstü feshinin haklı nedenler gerekçe gösterilerek gerçekleştirilebileceği, aksi takdirde olağanüstü feshin geçersiz olacağı, ancak şartları varsa olağan fesih olarak kabul edilebileceği, Mahkememizce ikinci ihtarname tarihi olan 13.12.2016 tarihinde sözleşmenin fesih edildiği kanaatine varıldığından davacı tarafın talep edebileceği asıl alacağın 9.782.62 TL olduğu, icra takibinde faiz talep edilmediği, davacı tarafin asıl alacağı için icra takip tarihinden dava tarihine kadar geçen süre için son ihtar tarihi itibariyle doğan alacağı için talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 670.58 TL olduğu, böylece davanın kısmen kabulü ile 9.782,62 TL asıl alacak ve 670,58 TL faiz olmak üzere toplam 10.453,20 TL üzerinden takibin devamına, talep yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-… 35. İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline,
2-9.782,62 TL asıl alacak ve 670,58 TL faiz olmak üzere toplam 10.453,20 TL üzerinden takibin devamına,
3-Talep yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4- 714,05 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 586,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Reddedilen miktar yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 2.594,60 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
7-Davacı tarafın yapmış olduğu 35,90 TL başvuru harcı, 127,55 TL peşin harç, 530,50 TL tebligat masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.193,95 TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre 2.029,45 -TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalının tarafın yapmış olduğu tebligat masrafı ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 900,00-TL yargılama giderinden davanın kabul-red oranına göre 157,50 -TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/09/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır