Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/352 E. 2019/408 K. 22.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/352 Esas
KARAR NO : 2019/408

DAVA : Marka ve ETB’nin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan
DAVA TARİHİ : 06/08/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka ve ETB’nin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde;Müvekkili … ‘in 1999 yılında …’da kurulduğunu ve kadın/erkek bakım ve kozmetik ürünleri üzerine pek çok ülkede ticari faaliyet gösteren tanınmış bir firma olduğunu, ürünlerinin, dünya üzerinde 25 ülkede satıldığını, pek çok ülkede “…” ve “…” markalarının kozmetik ve bakım ürünleri üzerinde kullanan davacının ayrıca 2004 yılında verilen “Kalite ve Ticari Prestij” ödülünün de sahibi olduğıunu, müvekkiline ait “…” markasının tanınmış marka olduğunu, gerçek hak sahibinin davacı olduğunu, davalının kötüniyetli tescili bulunduğunu, markaların hükümsüz kılınması halinde davalının müvekkilinin haklarını ihlal eden kullanımların tasarım tescili nedeniyle devam edeceğini, bu nedenle ayrıca … tasarım tescillerinin görsellerinde yer alan “marka ibareleri” yönündende kısmen hükümsüz kılınmasının gerekli olduğunu, hükümsüzlüğü talep olunan çoklu tasarımda yer alan her bir desende “…” ibaresi yer aldığından … sayılı çoklu tasarım tescilinde 13 farklı tasarım yer aldığını,Söz konusu tasarımların her birinde de “…” ibaresinin yer aldığını, dolayısıyla tescilde yer alan her bir desen yönünden kısmen hükümsüzlük taleplerinin yerinde olduğunu, davalının kötüniyeti de gözetilerek : Davalı adına … “…” markasının hükümsüzlüğüne, yine … tasarım tescillerinde yer alan tüm desenler yönünden “…” ibaresine yer veren kısımları ve 1, 3, 4, 6, 7 numaralı desenlerde “…” ibaresine yer verilen kısımları yönünden kısmen hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava atmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde; Müvekkilinin 2016 yılından bugüne deterjan, bay/bayan/çocuk bakım ve kozmetik ürünleri ile faaliyette bulunan tanınmış bir firma olduğunu ve hükümsüzlük talep edilen … markasının da içinde olduğu …, …, …, … gibi toplamda 20 tescilli marka sahibi olduğunu,”…” markasında zikredilen “…” kelimesinin İngilizce’de ’’zariflik, şıklık, İncelik” anlamına gelen bir “sıfat” olup ilgili ürünün kalitesi ve vasfı hakkında tüketiciye fikir verdiğini ve TPE’de Türkiye’de 3. sınıf markalar içerisinde “…” ibaresini barındıran toplamda 46 markanın var olduğunu, … Tescil nolu “…” markasının adından da açıkça anlaşılacağı üzere “…” İbaresi Görsel, İşitsel ve Kavramsal Benzerlik İle asli bir unsur olarak değil, bir yan unsur, tali unsur olarak yer aldığını, Davacı firmanın “…” ve “…” marka ürünlerinde aynı zamanda davacı firmanın da ticaret unvanını da BÜYÜK HARFLERLE yer aldığı hususu göz önüne alındığında ayrıca ayırt edicilik unsuru bakımından “…” ibaresinin ekli olduğunu, markalar arasında İşitsel bîr benzerlik bulunmadığını, … de yer alan 1, 3, 4, 6 ve 7 numaralı desenlerde … ibaresi yer alsa da piyasaya ilgili desenlerle sunulan emtialarda … İbaresini kullanmadıklarını , davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Davada uyuşmazlık konusunun, Davalı adına … “…” markasının hükümsüzlüğü ile, davalı adına … asarım tescillerinde yer alan tüm desenler yönünden “…” ibaresine yer veren kısımları ve 1, 3, 4, 6, 7 numaralı desenlerde “…” ibaresine yer verilen kısımları yönünden kısmen hükümsüzlüğü ve sicilden terkini taleplidir.
Davanın açılmasını müteakip davacı dilekçesi tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler 18.2.2019 tarihli raporlarında; Davalı taraf adına Türk Patent Enstitüsü nezdınde tescilli … nolu … markası değerlendirildiğinde tarafların markalarında “ …” ibaresinin aynı olduğunun görüldüğünü, “…” markası bütün olarak ele alındığında anlamsal olarak “…” ifadesinin esas unsur olarak algılandığı, markanın genel görünümü, görsel, İşitsel, okunuş ve yazılış itibariyle davalı markasının oluşturduğu genel algının davacı markaları ile farklı olduğu ve bu farklılığın markalar arasındaki karıştırılma İhtimalini ortadan kaldırdığı, davacı ve davalı markalarının tescil edildiği mal ve hizmetlerin aynı/benzer nitelikte olmasının da bu durumu değiştirmediğini,diğer yandan davalı taraf kullanımlarında ise “…” ibaresinin ön plana çıkarıldığı, marka kullanmının; genel görünüm, görsel, İşitsel, okunuş ve yazılış itibariyle iltibasa neden olacak şekilde benzer olduğunu, Davacı ve davalı markalarının mal ve hizmetlerin aynı/benzer nitelikte olması nedeniyle de ortalama zeka sahibi tüketiciler nezdlnde bu markalar arasında bağlantı olduğunu düşünme ve karıştırma ihtimalleri bulunduğunu,Davalı taraf adına TPE nezdinde … tasarım tescillerinde yer alan desenler değerlendirildiğinde ambalaj gövdesinin silindirik olmasının, ürün adı, şekil ve genel kompozisyonun bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep İle benzer olarak algılandıklarının değerlendirildiğini, Tüm desenler yönünden “…” İbaresine yer veren kısımları ve 1, 3, 4, 6, 7 numaralı desenlerde “…” İbaresine yer veren kısımların davacı taraf tasarımlarına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğunu, Davalının …’ in … nolu “… şekil” marka başvurusunun genel görünümü, görsel, işitsel, okunuş ve yazılış itibariyle iltibasa neden olacak şekilde benzer olduğunu, nitekim TPE tarafından red edildiği göz önünde bulundurulduğunda davalının davacı markalarından haberdar olduğunu, bu markaya benzer bir markayı tescil ettirmek suretiyle kazanç elde etmek istediğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Hükümsüzlüğü talep edilen marka ve tasarım tescil belgeleri Türk Patent ve Marka Kurumundan celp edilmiştir.
Davalı adına “…” İbareli markanın 03 Emtia sınıfında 22.2.2018 tarihinden itibaren tescil edilmiştir.
Ancak davalının markasını tescil edildiğinden farklı olarak kullandığı hususu bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır. Zira Davalı taraf kullanımda “…” ibaresinin ön plana çıkarmak suretiyle markasını kullanmakta olup, bu husus ise genel görünüm, görsel, İşitsel, okunuş ve yazrlış itibariyle iltibasa neden olacak şekilde benzer olduğundan karıştırma ihtimalleri yaratmaktadır. Yine desenler yönünden “…” ibaresine yer veren kısımlar ve 1, 3, 4, 6, 7 numaralı desenlerde “…” ibaresine yer veren kısımların davacı taraf tasarımlarına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu hususu da bilirkişilerin raporlarında denetime uygun şekildre renkli görselleri ile yer almaktadır.
Davacı yan tecavüzün tespiti yönünden dava açmamış , hükümsüzlük davası açmış olduğundan ve hükümsüzlük ise ancak sicildeki tescilde yer alan hale göre incelenecek olduğundan gerek marka gerek tasarımın hükümsüzlük hükümsüzlük talepleri bilirkişilerce ayrı ayrı incelenmiş ve düzenlene rapor denetim ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan mahkememizce kabul edilmiştir.
Bilirkişiler davalıya ait … internet adresinde yapılan araştırma neticesinde, davacının markası ve davacıya ait ürün görsellerine benzer şekilde davalının ürünlerin tanıtımlarının gerçekleştirdiğini bu eylemin tecevüz niteliğinde bulunduğunu bildirmişlerdir. Yine davalının dava dışı … sayılı “…” ibaresinin de yine davacı marka ve kullanımlarına benzer mahiyette olduğunu, yapılan itiraz üzerine başvurunun reddedildiğini, davalının davacı markalarından ve kullanımlarından haberdar olduğunu, dolayısıyla davacının markasına benzer markalar ile kazanç elde etmek istediğini bildirmişlerdir.
Davacıda davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürmektedir. Kötüniyetli tescil 6769 sayılı SMK’da açıkça ifade edilmemiştir. Ancak Ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak ve tanınmış olsun yada olmasın başkasının markasını ele geçirmeye teşebbüs eden , yada başkasının markasından istifa ederek marka tescili yada tasarım tescilinde bulananların kötüniyetli hareket ettiği ifade edilmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun RG 512 kararı ile Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’ nin kötü niyetli tescil halini de hükümsüzlük halleri arasında kabul eden müteakip içtihatları karşısında, tescillerin kötü niyetli olması halinde bu durumun dahi başlı başına hükümsüzlük hali olarak kabul edillmesi gerektiği bilinmektedir.
Marka sahiplerince markanın ayırt edici karakterini değiştirmeden kullanılması tescilli markanın kullanımı olarak kabul edilirken, huzurdaki davada olduğu gibi davacı markasının ön planda tutularak farklı bir kullanımı hukuk düzeni korumamaktadır. Davalının salt tescilli markasında yer alan … ibaresi markada yer alan asli unsur olup, … ibaresi tamamlayıcı bir ibare olduğundan ve hükümsüzlük ise ancak tescilde var olan hale göre inceleneceğinden davalı markası ile davacı markası arasında iltibas bulunmadığından hükümsüzlük şartlarının marka hükümsüzlüğü talebi yönünden oluşmadığı anlaşılmıştır. Ancak davalının ürünleri sunuş kompozisyonunu, ayrıca tasarım tescili almak suretiyle yasayı dolanmak suretiyle sanki asıl davacının marka ve tescilli tasarımının kendisine ait imajı yaratmak suretiyle üretim ve pazarlama yaptığı dolayısıyla davalının tescilli marka hakkının kapsamında düşünülen kısımları dışında davacının … ibareli markasını ön planda tutanacak şekilde ürün sunuş kompozisyonu içerisinde bulunan tüm unsurlar ile teknik bir zorunluluktan kaynaklanmadığı hâlde, tasarım tescilleri üzerinde de birebir bir aynılığa yakın derecede markasal kullanımları itibariyle, davalının davacı markasına yaklaştırdığı, bu eyleminin davacı ürünlerini almak isteyenleri yanılarak davacı ürününü almak isterken davalı ürününü almak biçiminde bir yanılgıya düşüreceği, bu benzerlik sayesinde davalının, davacının tüketiciler nezdinde tesis ettiği imaj, güven ve hatırlanırlık ile reklâm gücünden toplumun dikkatini çekmek ve satışlarını artırmak suretiyle haksız olarak istifade edip, onun mesai, çaba ve emeğinden hiç bir çaba harcamadan yararlanmayı intaç edip, anılan imaj ve güvenin kendi ürünlerine devrini sağlayacağı anlaşıldığından, bu eyleminin haksız iktisadi rekabete girişilmesi olarak nitelendirilmesinin ve kötüneyetli bir davranış olduğunun kabulünün zorunlu bulunduğu anlaşıldığından ; öte yandan davalının kozmetik ürünlerini internet sitesinde ürün sunuş kompozisyonunun tescilli marka hakkının kapsamında düşünülen kısımları dışında ayrıca tescilli tasarımını da yine tescilli olduğu şekli ile kullanmayarak yani ambalaj üzerinde markasal olarak … ile ayrıca raporun 10.sayfasında tespit edildiği gibi … ibaresinin de yer aldığı şekilde kullanarak bilgi sahibi olmuş bilgilenmiş kullanıcılarında davacı ve davalı arasında idari bir bağlantı olduğunu düşünmeye sevk edecek şekilde hareket ettiği anlaşıldığından keza davacının ülkemizle birlikte birçok ülkede kozmetik alanında faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla Türkiye’ de aynı sektörde faaliyet gösteren tacir sıfatını taşıyan davalının, bu sektörde kullanılıp da Türkiye’ de davacının bilinen markalarından haberdar olmamasının mümkün bulunmaması, TTK’ nun 20/II. maddesinde “her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir işadamı gibi hareket etmesi gerektiği ” biçiminde tanımlanan ilkeye aykırı olduğu gibi hayatın olağan akışına ve normal hayat tecrübelerine de uygun bulunmadığı, dolayısıyla davacının gerek markanın hükümsüzlüğünü gerekse tasarımın hükümsüzlüğünü talep etmesinde hukuki yararının bulunduğu, bu kapsamda davalı adına tescilli markada … ibaresinin davalı markasında asli olarak ayırt edicilik unsurunu taşıdığından tescilli hali ile … markasının tescilli olduğu hali ile kullanılması karıştırma ihtimali yaratmadığından ayrıca Hızıroğlu ibaresinin davalının ticaret unvanı olması nedeniyle ünvana ek ibareler ile markasal başvuru yapmasında bu marka yönünden kötüniyet tespit edilmediğinden markanın hükümsüzlüğü isteminin reddine, ancak kurumdan celp edilen tescilli kutu/tasarım görseli üzerinde bizatihi … ibaresine yer aldığı halde , davalının tasarımın kullanımında tescilli olduğu halden farklı şekilde … ibaresi ile birlikte ( … ) ibaresine de yer verdiği, davalının bu kullanımının davacının markasına tecavüz eder şekilde yani gerçek hak sahibinin haklarını gasp edecek şekilde gerçekleştiği bu durumda kötüniyetin korunamayacağı, gözetilerek ; … tasarım tescillerinde yer alan tüm desenlerdeki “…” ibaresine yer veren kısımların kısmen hükümsüzlüğüne, tasarım kutularında yer alan hayvan başları , damla şekilleri yönünden her hangi bir hükümsüzlük talebi bulunmadından sadece ihlal teşkil eden ELGEGANCE ibareli desenlerin kısmı olarak hükümsüzlüğüne karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur..
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1- Davalı adına tescilli markanın hükümsüzlük isteminin REDDİNE,
2-Davalı adına TPMK nezdinde tescilli … Nolu çoklu tasarım belgesi içinde yer alan 1,3,4,6,7 nolu tüm desenler yönünden … ibaresine yer verilen tüm desenlerin ile … ibaresinin yer aldığı ENDÜSTRİYEL TASARIMLARIN KISMİ olarak HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, karar kesinleştiğinde kesinleşen kararın TPMK’na bildirilmesine,
3-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 8.50 TL ilam harcın davalıdan tahsiline,
4-Tasarımın Hükümsüzlüğü talebinin kabulü nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Markanın Hükümsüzlüğü talebinin reddi nedeniyle, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan35,90 TL başvuru harcı 35,90 TL peşin harç 155 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.226,80 TL yargılama giderinin taktiren 1/2 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.22/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır