Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/32 E. 2018/141 K. 05.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/32 Esas
KARAR NO : 2018/141

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 07/01/2010
KARAR TARİHİ : 05/04/2018

Taraflar arasında görülen istisna aktinden kaynaklanan alacak davasının İstanbul 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2010/7 esas-2015/7 karar sayılı dosyasının temyizi üzerine Yargıtay 11.HD’nin 2016/2788 esas, 2017/4944 karar sayılı bozma ilamı sonucu dava dosyasının bozularak merviciina iade edilmesine karar verildiği, bu esnada HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası bozma sonrası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2018/32 esas numarısına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, müvekkilinin taşımacılık ve depoculuk alanında faaliyet gösterdiğini, depolama faaliyetinin elektronik olarak bilgisayar ortamında programlanarak sevk, idare ve kontrol sayım gibi hizmetlerin gerçekleşmesini sağlamak ve gerekli tüm ekipmanları ve enstrümanlarının alımı ile bilgisayar programı ve yazılımının gerçekleştirilmesi ve çalışır vaziyette teslimi işi için davalı firma ile 2007 yılında sözleşme imzalandığını, sözleşmenin tüm ücretini ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin ödediğini, kullanılan bilgisayar destekli … programının lisansız kullanımı nedeniyle sistemin sürekli arıza verdiğini, sistemin çalışmadığını, davalı firmanın sözleşme gereklerini yerine getirmediğini taraflar arasında yapılan sözleşmenin feshedildiğini, davalı firma tarafından sözleşme ücreti olarak tahsil edilen 145.750,00 Euro’nun 3 gün içinde müvekkilinin hesaplarına ödenmesi talep edilmiş ise de davalı şirket tarafından bu bedelin ödenmediğini ileri sürerek ödemiş olduğu program ve yazılım bedeli için 8.000,00 Euro, ek personel istihdamı için 1.000,00 Euro ve mahrum kalınan kâr kaybı için 1.000,00 Euro tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili, davacı ile … Firmasının mallarının depolanması işinde kullanmak için program sözleşmesi imzalandığını, söz konusu işe göre sistemin son aşamasının yapılamadığını, davacı tarafından 10.04.2007 tarihine kadar yapılması gereken mekanik, kablolama v.s. işlemlerinin yerine getirilmediğini, uzun süre beklenilmesine rağmen bu işlemlerin yapılmadığını, davacı tarafından müvekkil ile 06/03/2008 tarihinde başka bir iş için sözleşme yapıldığını, davacı tarafın … işine ilişkin sistemi bu aşamada kuramayacaklarını, bu işten şimdilik vazgeçtiklerini, müvekkilimin yeni yapılacak işe odaklanması gerektiğini bildirdiğini, söz konusu işe ilişkin herhangi bir tutanak imzalanmadan işin teslim alındığını, yapılan işe ilişkin fatura kesilerek bedelinin ödendiğini, müvekkili firmanın üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, davacının yapmış olduğu hatanın faturasını müvekkilden tahsil etmeye çalıştığını, açılan davanın süresinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE,
Dava konusu 818 sayılı Borçlar Kanunu’ndaki istisna sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olarak açılmıştır.
Bozma öncesinde İstanbul kapatılan 3.FSHHM’nin 2010/7 esas-2015/7 karar sayılı ilamları ile dava, taraflar arasında düzenlenen 19/01/2007 tarihli sözleşme uyarınca ödenen bedel, ek personel istihdamı ve mahrum kalınan kâr payı istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 02/12/2009 tarihinde davacı tarafından feshedildiğini ve ödenen sözleşme bedelinin iadesinin istenildiği, tanık anlatımları ve bilirkişi raporundaki tespitler doğrultusunda sözleşmeye göre yazılım programı ile ilgili çalışmaların ve malzemelerin davalı tarafça davacının iş yerinde hazırlanılmış olduğu, davacının sözleşme gereği işlemin mekanik kısmının hazırlamasına rağmen programın uygulanamadığı, her ne kadar davalı yan savunmasında ve tanık ifadelerinde davacının sözleşme gereği edimlerini yerine getirmediğini iddia etmiş ise de aynı tarihlerde davalı yan ile … tesislerinde de benzer işlem ile ilgili ticari ilişkilerinin mevcut olduğu, dolayısıyla davaya konu uyuşmazlıkla ilgili sözleşme gereğinin davalı tarafından kısmen aksatıldığı, tedarik edilen malzemelerin davacı tarafından bir başka surette oluşturulan yazılımla kullanıldığının bilirkişilerce belirlendiği, bu halde de, toplam bedelin davacının iade talebinin yerinde olmayıp sadece yazılım bedeli olarak bilirkişilerce uygun görülen 10.000 Euro’dan yine davalının yazılımı sözleşmeye uygun olarak işyerine uyarlamaması sebebiyle %75’inden sorumlu olması gerektiği hususunun mahkememizce kabule şayan görüldüğü, 02/12/2009 tarihindeki karşılığı (7.500,00 Euro) 16.950,00 TL’nin belirtilen tarihten itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, üretim kaybı, ek personel istihdamından kaynaklanan maliyet ve fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verildiği, kararın davacı ve davalı vekili tarafınan temyiz edildiği Yargıtay 11.HD’nin 2016/2788 esas, 2017/4944 karar sayılı ilamı ile “ Dava, 818 sayılı Borçlar Kanunu’ndaki istisna sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. sayılı Fikir Sanat Eserleri Kanunu kapsamında ve fikri sınai haklar mahkemesinde görülmesi gereken bir dava ve uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın TBK. hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi ve mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozularak mahkememize iade edildiği anlaşılmış bozmaya uyulduğundan ve görev ile ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olduğundan 5846 sayılı FSEK’in 76. maddesi gereğince, adı geçen kanunun düzenlediği hukukî ilişkilerden doğan davalarda, görevli mahkeme ihtisas mahkemeleridir. Ayrıca, 551, 555, 554 ve 556 sayılı KHK’lardan doğan haklara ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevi de ihtisas mahkemelerine bırakılmıştır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları, kamu düzenine ilişkindir ve temyiz dahil, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. İhtisas mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, görev ilişkisidir. Bu durumda, dava dosyası içerisindeki tarafların iddia ve savunmaları itibariyle, uyuşmazlığın çözümünde 5846 sayılı FSEK’in uygulama alanı olmamakla, uyuşmazlığın çözümünde fikri sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli bulunmadığı nazara alınarak mahkememizce bozma ilamına uyulduğundan ve Yargıtay 11.HD’nin 2016/2788 esas, 2017/4944 karar sayılı ilamının gerekçesi dikkate alındığında Görev husususun res’en mahkemece dikkate alınacak olması hususuda gözetilerek MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Yargıtay 11. HD’nin 2016-2788 esas-2017/4944 karar ve 2.10.2017 tarihli bozma ilamının gerekçesi dikkate alındığında Görev husususun res’en mahkemece dikkate alınacak olması hususuda gözetilerek MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, davanın usulden reddine,
2- HMK 20. madde uyarınca Dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden ,kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli Mahkeme belirlendikten sonra, görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 05/04/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır