Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/316 E. 2021/263 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/316 Esas
KARAR NO:2021/263

DAVA: Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tazminat
DAVA TARİHİ:09/07/2018
KARAR TARİHİ:09/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketlerin Türkiye çapında tescilli ve Dünyaca tanınan “…” ve “…” markalarının sahibi olduğunu; markaların TPMK nezdinde tescilli olduğunu, ….FSHHM’nin … D.iş sayılı dosyasıyla dadavalıya ait işyerinde “…” ve “…” markalı orijinal olmayan çeşitli emtiaların (… markalı 51 adet çanta, 24 adet kartlık, 36 adet cüzdan, 12 adet kemer, … markalı 13 adet cüzdan, 3 adet kemer) tespit edildiğini, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz oluşturan eylemlerde bulunduğunu iddia ederek davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, giderilmesini; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 1.000,00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi ve 1.000,00 TL itibar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 3.3.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 11.050 TL olarak talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu ürünleri Kapalıçarşı da toptan ürün satan birinden satın aldığını ve satışa sunduğunu, müvekkilinin imalatçı olmayıp, bu markaların tescilli olduğunu veya orijinal olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davacıların Türkiye çapında tescilli ve Dünyaca tanınan “…” ve “…” markalarının sahibi olduğunu, davacıların marka hakkına tecavüz oluşturan eylemlerde bulunduğu iddiasıyla davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, giderilmesi, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla; her bir davacı için 1.000,00 TL maddi (davacı vekili 3.3.2021 tarihli ıslah dilekçesiyle maddi tazminat istemini 11.050 TL olarak talep etmiştir.) 1.000,00 TL manevi ve 1.000,00 TL itibar tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacıların dava dilekçesi davalıya tebliğ olunmuş, davalı davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, mahkememizce dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve … 05/07/2019 tarihli raporunda; raporda gerekçeleri ile açıklanan sebeplerden dolayı dosya üzerinde yaptıkları inceleme neticesinde: “…” ibaresinin davacı … adına ve “…” ibaresinin davacı … adına çanta, cüzdan, kemer vs. emtialarda tescilli olduğunu, …. FSHHM’nin … D. iş sayılı dosyası kapsamında sunulan 03.07.2018 tarihli bilirkişi tespit raporu ile, davalının işyerinde “…” ve “…” markalı taklit muhtelif sayıda çanta, cüzdan, kartlık, kemer eratralarının tespit edilmiş olduğu; yapılan incelemede satışı yapılan emtiaların, orijinal fiyatlarından oldukça düşük olduğu kanaatinin belirtilmiş olduğunu, TPMK nezdinde davacılar adına tescilli olan “…” ve “…” esas unsurlu markaların davalının işyerinde satışa arz edilen ürünler üzerinde kullanılmasını haklı kılacak bir delil (tescil belgesi, lisans sözleşesi vs.) dosyaya ibraz edilmemiş olmakla, davalı eyleminin marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilebileceğini, huzurdaki davada tazminata hükmedilebilmesi için aranan kusur şartının gerçekleşmiş olduğunun kabul edilebileceğini, dosyanın heyette bulunduğu süre içerisinde davalı yanın ticari defterlerini ibraz etmediğini, bu nedenle kaydî olarak tespit ve davacı talebine yönelik hesaplama yapılamadığını, bahse konu hesaplamanın yapılabilmesi için davalının ticari defterleri ya da bağlı bulunduğu vergi dairesinden Kurumlar Vergisi Beyannamesinin istenilmesinin gerektiğini, ….FSHHM’nin … D. iş sayılı dosyası kapsamında sunulan 03.07.2018 tarihli bilirkişi tespit raporunda davacıların “…” ve “…” markalı ürünlerinin yüksek kaliteli ile dünyada ses getirmiş olduğunu ve davalı iş yerinde satışa arzedilen “…” ve “…” markalı taklit ürünlerin orijinal fiyatlarında oldukça düşük fiyatla satıldığının tespit edilmiş olduğunu, mahkemece davalı tarafından davacı markalarının kötü veya uygun olmayan bir şekilde taklit ürünlerde kullanıldığı kanaati oluşması halinde, davacı markasının itibarının zarara uğradığı gerekçesiyle itibar tazminatı koşullarının mevcut olacağını, itibar tazminatı miktarını belirleme konusundaki takdirin Mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Bilirkişiler …, … ve … 17/02/2021 tarihli raporunda; davacı yanın SMK 151/2-a bendi doğrultusunda tazminat hesaplaması yapılmasının talep ettiğini, buna göre davalının sunulan mali kayıtlarına göre, 5 yıllık kazancının net 11.050,00 TL olduğunu, dolayısıyla 151/2-a maddesi uyarınca KAYDİ olarak davacının talep edebileceği tazminat tutarının 11.050,00 TL olacağını, ancak bu hususun hukuki yorum ve takdirinin mahkemeye ait olduğunu bildirmişlerdir.
Davacılar vekilinin, Dava dilekçesine eklediği marka tescil belgeleri ve mahkememizce Türk Patent ve Marka Kurumundan celp edilen marka tescil belgeleri … ve … markaları üzerinde davacıların hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
MARKA HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABET İDDİLARININ İNCELENMESİ;
6769 Sayılı SMK’nın 29. maddesinde öngörülen marka hakkına tecavüz sayılan fiiller şu şekilde düzenlenmiştir.
a)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c)Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
6769 Sayılı SMK m. 29/l-(b) hükmü uyarınca markanın hak sahibinin izni olmaksızın aynı veya ayırt edilemeyecek şekilde benzerinin kullanılması yoluyla taklit edilmesi doğrudan marka tecavüzü olarak öngörülmüştür.
Bununla birlikte tescilli marka ile aynı olan işaretin tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması da marka tecavüzü olarak öngörülmüştür (SMK m, 7/2-(a)), Öte yandan tescilli marka ile aynı veya benzer olan ibarenin tescilli markanın kapsadığı aynı veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılması durumunda halk nezdinde karıştırılma ihtimalinin söz konusu olması halinde ilgili kullanım marka hakkına tecavüz teşkil edecektir (SMK m. 7/2-(b)).
Öte yandan, markanın Türkiye’de belirli bir tanınmışlığa ulaşmış olması halinde, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ibarenin aynı, benzer veya farklı mal ve hizmetlerde kullanılmasına bakılmaksızın, kullanım marka tecavüzü teşkil edecektir (SMK m. 7/2-(c)).
TTK MADDE 54- (1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Bilindiği üzere TTKm.54 uyarınca ‘“haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır”. Kanun koyucunun ETKm.56’da yer alan “Haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimalidir” şeklindeki tarifinden çok daha geniş ve çok daha kapsamlı bir haksız rekabet hükmüne yer verdiği açıktır. Bir eylemin haksız rekabet olarak nitelendirilmesi için taraflar arasında dar anlamda rekabet ilişkisinin olmasına, yani tarafların aynı sektörde olmalarına ve birbirlerine rakip konumda olmalarına gerek yoktur (POROY R/ YASAMAN H, Ticari işletme Hukuku, 15. Bası, İstanbul 2015, s. 334; NOMER ERTAN, F, Haksız Rekabet Hukuku, İstanbul 2016, s. 115).
Yasal mevzuatta da işaret edildiği üzere TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralı”nı temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK m. 54/2’de belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır. Ayrıca TTKm.55 özel olarak bazı haksız rekabet eylemleri sayılmıştır. Bunlardan TTK m.55/4’de yer alan “Başkasının malları, işi ürünlerini, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki eylem açısından davalı tarafın eyleminin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, bir kimsenin bir başkasının iş ürünlerini, mallarını, faaliyet veya eylemlerini veyahut haklı olarak kullandığı işaretlerini haksız yere vere karıştırılmaya sebep olacak şekilde kullanması gerekli ve yeterlidir.
Somut olayda davacının Dünyaca tanınan , … VE … markalarının sahibi olduğu, , davalı yanca ticari saha içinde taklit ürünlerinin izinsiz bir şekilde kullanılması, ürünlerinin satışa arz edilmesi, depolanması üzerine ….Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını ve 19.6.2018 tarihli karar ile davalıya ait ürünlere el konulduğu, ürünlerin taklit olması nedeniyle davacıların marka hakkının ihlal edildiği ve eylemin haksız rekabete neden olduğu anlaşılmıştır
Davacı maddi tazminat istemini 6769 sayılı SMK 151/2-a maddesine göre talep etmiştir. Gerek Yargıtay İçtihatları ve gerekse Kararname hükümleri gereğince davalının elde ettiği net kar yönünden mali kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve davalının mali kayıtları celp edilmiştir.
Toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Davacı markalarının Türk Patent ve Marka Kurumunda davalının faaliyet alanlarında tescilli olması, tescilin ve davacının ticari faaliyetinin ülkemizde ve dünyada yaygınlığı, taklit olarak kullanılan marka görsellerinin davacılara ait tanınmış markaların birebir aynısının ürünler üzerinde kullanılmış olması, davacının markalaşma sürecinde asıl amacının kar elde edilmesi olduğu, bu kapsamda reklam vb şekilde ciddi mali külfete katlandığı, davalının ise ticari satışa sunduğu ürünlerde bu popülerlik sayesinde ürünü tüketiciye satma saikiyle hareket ettiği, dolayısıyla sattığı ürün düşük fiyatlı dahi olsa davacının maddi yönden zararının oluştuğunun kabulünün gerektiği, zira davacının uzun yıllara yayılan süreçte kendi markasını oluşturma sürecinde maddi külfete katlandığı, ciddi yatırım yaptığı, davalının işyerinde yapılan tespitte ele geçen ürün çeşitliliğinin değişik iş dosyası kapsamından çok net anlaşıldığı,, ele geçen ürün miktarı ile Hakim tarafından takdir edilecek tazminatın günün ekonomik koşulları, tarafların ekonomik durumları kapsamına göre tecavüz edeni mükaflandırır, haksız rekabeti özendirir nitelikte olmamasının gerektiği, sınai bir hakkın yani markanın korunması kapsamında takdir edilecek tazminatın önleme fonksiyonunu da sağlaması gerektiğinden, bilirkişilerce davalının satış potansiyeli ile ele geçen ürün ve birim fiatlar dikkate alındığında , davacının maddi yönden talep ettiği tazminat miktarı günün ekonomik koşullarına ve ele geçen ürün çeşit ve sayısına göre ıslah istemindeki talebin makul olduğu anlaşılmıştır Marka hakkını ihlal nedeniyle SMK 151/2-b kapsamında 11.050-TL maddi tazminat isteminin kabulü ile 19.6.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Ek raporda mali bilirkişiler her ne kadar SMK 151/2-a kapsamında davalının 5 yılda elde ettiği gelire göre tazminatı 11.050 TL olarak bildirmiş iseler de; davacının tazminat seçimi SMK 151/2-b kapsamında olup, raporda maddi hata sonucu 2-b yerine 2-a yazıldığı, ancak davalının mali kayıtlarında 5 yıllık toplam karının 11.050 TL olarak belirtildiği, dolayısıyla incelemenin davalının elde ettiği kara göre yapıldığı, öte yandan el koyma tutanağının da (….FSHH Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasında) ele geçen ürün adetleri, ürün çeşitliliği, davacılara ait tescilli ürün sınıfında çanta, sırt çantası, cüzdan, kemer gibi geniş bir ürün yelpazesinin ele geçmesi, davalının iş yerinin … gibi turistik bir yerde olması, satışlara direkt olarak marka etkisinin yansıyacağı gerçeği gözetilerek mali bilirkişinin tespit ettiği 11.050 TL BK hükümlerine göre de davalının net elde edeceği gelir kapsamında değerlendirilmiş, BK hükümlerine göre de mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı manevi tazminatta da talep etmiştir. Marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibi manevi tazminat da talep edebilir. Mütecavizin kusurlu olması şartıyla, markası ile işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle, marka sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda davalı tarafından taklit ürünler ticari saha içinde ele geçirilmiştir. Somut olayda davalı, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacılara ait markayı ve logoyu taşıyan ürünleri taklit olduğunu bilerek satışa sunduğu ve davacıların marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği eylemin aynı zamanda haksız rekabete neden olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, davacılara ait markanın tanınmışlığından yararlanarak, taklit ürünler satması , davacının haksız rekabet içinde bulunduğunu da göstermektedir. Davalının, davacının marka hakkına tecavüz eylemi ve haksız rekabeti kusur niteliğinde olduğundan davacının manevi tazminata hak kazanacağından hareket ile somut olayın özelliği hak ve nesafet ilkesi gereği 1000-TL manevi tazminatın ödenmesine de karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı Markaları tanınmış marka olduğundan , ürünü üzerinde gören tüketici için ürün cazip hale geldiğinden, ancak ürün alan tüketici için raporda da görselleri yer alan ürünlerin kalitesiz malzeme ile üretilmiş olması gözetildiğinde markanın itibarı zarar gördüğünden 1000 TL itibar tazminatın da kabülüne karar verilmesi gerekmiştir.
Davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, dava sonucunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla ilan talebinin de hukuki menfaati bulunduğu gözetilerek Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline ,….FSHHM’nin … diş sayılı dosyasında el konulan ürünlerin 6769 sayılı SMK 163. MADDE kapsamında kararın kesinleşmesi beklenmeden hızlı İMHASINA karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının davacılara ait tescilli marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabet eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Marka hakkını ihlal nedeniyle 11.050- TL maddi,1000 TL itibar, 1000 TLManevi tazminati steminin kabulü ile19.6.2018 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek reeskont faziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine,
3-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
4-….FSHHM’nin … diş sayılı dosyasında el konulan ürünlerin 6769 sayılı SMK 163. MADDE kapsamında kararın kesinleşmesi beklenmeden hızlı İMHASINA,
5-Tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına,
6-891,44 TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile 650,20 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
7- … yönünden kabul edilen Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
8- … yönünden kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5900- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
9- … yönünden kabul edilen kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
10– … yönünden kabul edilen İtibar tazminatı talebi yönünden ;Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
11- … , yönünden kabul edilen Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
12- … yönünden kabul edilen Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 5900- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
13- … yönünden kabul edilen kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
14- … yönünden kabul edilen İtibar tazminatı talebi yönünden ;Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine,
15-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 51,24 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 190,00 TL ıslah harcı, 2.250 TL bilirkişi ücreti ve 195,50 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.722,64 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
16-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
17-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.09/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır