Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/304 E. 2019/65 K. 12.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/304 Esas
KARAR NO : 2019/65

DAVA : Marka (Manevi Tazminat ve İtibar Tazminatı İstemli)
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARAR TARİHİ : 12/02/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat ve İtibar Tazminatı İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacının “…” ve “…’’ markalarının yazı ve/veya şekil markası ve tasarımlar olarak Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli olarak koruma altında bulunduğunu, davacıya marka ve tasarımların üretim ve lisans verme yetkisinin de münhasıran davacı şirkete ait olduğu halde davalının hukuka aykırı olarak üretilmiş olan taklit ürünleri satışa sunduğunu, bu hususun … 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2015/364E. Ve 2016/126 K. sayılı dosyasında yargılama yapılarak, davalının suçunun sabit görüldüğünü ve hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, davalının düşük kalite ve düşük fiyattaki ürünleri satışa arz ederek , yaptıkları eylemin suç olduğu bilinciyle genellikle faturasız satış yaparak, davacı şirket ile iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykın şekilde TTK 54 md. hükümleri kapsamında haksız rekabet İçine girdiğini,aynı zamanda faturasız satışları ile devleti de ciddî derecede vergi kaybına uğrattığını,davacının kendi lisanslı satış mağazalarında belirlenen konseptten uzak, farklı müşteri portföyleriyle mütecavizler aracılığıyla ticari ağıda bozduğunu, davacının Marka Hakkına karşı yapılan bu tecavüzün manevi tazminatı gerektirdiğini, yapılan bilirkişi incelemesi ile ürünlerin taklit olduğunun ceza yargılamasında görülen ve sonuçlanan davada alınan raporlarla da sabit olduğunu, düşük kaliteli ürünlerin marka sahibi açısından markanın haksız sömürüsü ve bir yandan da itibar kaybı anlamına geldiğini, bu türden ürünlerin yaygınlaşması markanın imajını zedelemekte ve İtibar kaybına yol açmakta olduğunu, ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat islenebilir düzenlemesi karşısında davacının itibar tazminatına da hak kazandığını,bu nedenle 4.000 TL manevi tazminatın ve 1.000 TL itibar tazminatının 24.6..2015 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı uygulanmak sureti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalı beyan dilekçesinde; işyerinde ele geçen ürünün iki adet oyuncak olup kullanılmış olduğunu, ceza mahkemesinde hakkında hüküm tesis edilmesinin objektif olmadığını, davacının taleplerinin fahiş olduğunu, tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, Davacının markasının davalı yan tarafından izinsiz olarak ve taklit şekilde satışa sunulması suretiyle davacının marka hakkının ihlali iddiasına dayalı olarak 4.000 TL manevi tazminat ve 1.000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline ilişkindir.
Türk Patent ve marka kurumundan davacıya ait marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davacı yanca delil olarak gösterilen ceza mahkemesine ait dosya celp edilmiştir.
Davalı ceza mahkemesinde sanık sıfatıyla verdiği savunmasında; işyerinde ele geçen ürünün iki adet oyuncak olup kullanılmış olduğunu,arama günü ele geçen 2 adet oyuncağın işyerinde unutulmuş olabileceğini, kendisinin bu ürünleri satmadığını, oyuncağın içindeki pili arama günü avukatın çıkarak eşine verdiğini, suçlamayı kabul etmediğini ileri sürerek beraatine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumundan gelen marka tescil belgesi onaylı örnekleri, yakalanan ürünün taklit olduğu ve tescilli markanın haksız kullanımı suretiyle üretilen ürün üzerinde kullanılan ibare ve şekillerin, davacıya ait … nolu “…+ oyuncak görseli ŞEKİL” karakter markasına iktibas suretiyle tecavüz oluşturduğu ,ayrıca ürünün daha önceden kullanmamış marka taklidi ürün kapsamında olduğunu kulanılan malzeme ve işçilik kalitelerinin de çok düşük olduğunu, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporu kapsamı ile anlaşılmıştır.
Ceza Mahkemesinde alınan rapor HMK 266. madde gereğince mahkememizce de denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle kabul edilmiş ve hükme dayanak yapılmış usul ekonomisi gereği davacının maddi tazminat istemi de bulunmadığından ayrıca mali bir incelemeye gerek olmadan mevcut delillere göre tahkikat sonlandırılmış,sözlü yargılama oturumunda hazir olanlardan son diyecekleri sorularak yargılamaya son verilmiştir.
… 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2015/364E. Ve 2016/126 K. sayılı sayılı dosyasının incelenmesinde sanık/davalı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Somut dava dosyasında incelenen deliller ve somut olayın özelliği nazara alındığında davalının tacir olarak işletme işlettiği , davacının tescilli markasını bilmediğinin ileri sürelemeyeceği, gelen marka tescil belgeleri kapsamına göre markanın halen davacı adına tescilinin geçerli olduğu bir başkası adına lisans verilmediği, ele geçen ürün üzerinde davacıya ait markaların şekil ibareleri ile satışa sunulduğu, ürünlerin taklit ve kalitesiz olduğu hususunun ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olması gerçeğinden hareketle manevi tazminat ve itibar tazminatı ödenmesinin şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Sanık ceza yargılamasında her ne kadar ürünlerin müşterileri tarafından unutulmuş olabileceğini ileri sürmüş ise de; eşyaların kullanmamış marka taklidi ürün olduğu bilirkişi raporu kapsamından ve rapordaki görselden anlaşıldığından ve taklit ürün ticari saha içinde satış amaçlı bulundurulduğundan savunmasının suçtan kurtulmaya yönelik bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili itibar tazminatı da talep etmiştir. Gerek mülga 556 sayılı KHK’nın 68. maddesine göre gerekse SMK madde 150/2 madde düzenlemesine göre “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat islenebilir ” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Görüldüğü gibi madde metninde itibar tazminatının oluşabilmesi için tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi şartını aramıştır. Söz konusu taklit markalı ürünler davalı işyerinde tespit sonucu ele geçmiştir. Söz konusu mallar orijinal lisanslı ürünler değildir ve sahte olarak hazırlanmıştır.Davalı da tacir olarak bilerek ürünü ticari saha içine alarak kabul etmiştir. İtibar tazminatına hükmedilebilmesi için, Davalının kusurlu eylemi, Marka sahibinin itibarının zarara uğraması ve Davalının kusurlu eylemi ile itibarın zarara uğraması arasında illiyet bağı aranır. Bu durumda söz konusu taklit markalı ürünler piyasaya sürüldüğünden söz konusu markayı kullanan tüketici nezdinde,ürünlerin çocuklara hitap ettiği hususu da göz önüne alındığında davacının emek, masraf ve uzun zaman sonucunda oluşturduğu itibarının , markasının çekim gücü ve reklam değerinin kalitesiz taklit/ sahte ürünler satılarak zedelendiği ve markaya olan çekim gücünün azalmasına sebebiyet verdiği anlaşıldığından davacının 1.000-TL itibar tazminatına hak kazandığı anlaşılmıştır. Zira itibar tazminatı tüzel kişi işletmeden ziyade doğrudan markanın itibarına yönelik meydana gelen zararın giderilmesi amacını gütmektedir.
Davacı manevi tazminatta da talep etmiştir. Marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin manevi tazminat talep edebileceği belirtilmiştir. Mütecavizin kusurlu olması şartıyla, markası ile işletmesinin ticari hayattaki imajının ve kendisine duyulan güvenin sarsılması nedeniyle, marka sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılması amacıyla manevi tazminat ödenmesine karar verilebilir. Somut olayda davalı tarafından taklit ürünler ticari saha içinde yani işyeri içinde ele geçirilmiştir. Somut olayda davalı, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait markayı taşıyan ürünleri taklit olduğunu bilerek satışa sunduğu ve davacının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Davalı, davacıya ait tescilli markanın popülerliğinden yararlanarak, taklit ürünler satması, davacının haksız rekabet içinde bulunduğunu da göstermektedir. Davalının, davacının marka hakkına tecavüz eylemi ve haksız rekabeti kusur niteliğinde olduğundan davacının manevi tazminata hak kazanacağından hareket ile somut olayın özelliği hak ve nesafet ilkesi gereği 4.000-TL manevi tazminat günün ekonomik koşullarına göre davacının talebinin makul bulunduğu, somut olayın özellliğine uygun bir talep olduğu gibi fahiş de bulunmadığı anlaşıldığından , mahkememizce talep gibi 4.000-TL manevi tazminatında davalıdan tahsiline karar verilerek yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davacının marka hakkının ihlal edildiği subut bulmakla; 4000 TL manevi, 1000 TL itibar tazminatının 24/06/2015 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-341.55 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 256,16 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen itibar tazminatı talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 35,90 TL başvuru harcı, 85.39 peşin harç, 77 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 198.29 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
-Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı , davalının yokluğunda; gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 12/02/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır