Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/278 E. 2018/410 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/278 Esas
KARAR NO : 2018/410

DAVA : 5846-Tespit, Tecavüzün Önlenmesi, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ : 30/11/2005
KARAR TARİHİ : 01/11/2018

Bozma öncesinde taraflar arasında görülmekte olan FSEK davası 3 nolu Fikri ve sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2006/450 esas numarasına tevzii edilmiş bu mahkemece yargılama devam ederken HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve bozma sonrasında dava dosyası uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2018/278 Esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; edebiyat adamı …’nın vefatından sonra mirasçısı eşi …’nın 08.02.1975 tarihli yazısı ile “…” adlı eserin baskısına ait telif hakkını merhumun müvekkiline olan mensubiyeti ve merbutiyeti sebebiyle almamaya karar verdiklerini bildirdiğini, müvekkilinin bu bağış ile eser üzerinde hak sahibi iken aynı mirasçı ile müvekkili arasında bağıtlanan 25.05.1984 tarihli sözleşmede “…” eseri ve müvekkilince makalelerden derlenecek eserleri basacak, dağıtacak ve satacak müessesenin müvekkili olduğunun, varislerinin baskı hakkını devretmeyeceğinin ve kendileri de kullanmayacağının hüküm altına alındığını, mirasçı …’nın eşinin ölümünden sonra evlat edindiği davalı …’nın mirasçı konumuna geldiğini, 10.09.2002 tarihli belge ile adı geçen davalının tüm telif haklarını tahsil ettiğini ve müvekkilini ibra ettiğini bildirildiğini, müvekkilince 20 adet baskısı yapılan “…” isimli kitabın 21. baskı olarak davalı şirket tarafından yayınlandığını, davalı …’ın 13.07.2005 tarihinde keşide ettiği ihtarnamede eserin telif hakkının davalı şirkete devredileceğinin belirtilip 20.000 TL telif ücreti istendiğini, ancak davalı …’ın eser üzerindeki mali hakların müvekkilinde olduğunu bildiğini ileri sürerek “…” isimli kitabın tüm telif haklarının müvekkiline ait olduğunun tespitini, davalı şirket tarafından 21. baskı olarak basılmak ve piyasaya sürülmek suretiyle yapılan müvekkkilinin mali haklarına tecavüzün önlenmesi için tecavüzün men’i ile ref’ini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, birleştirme kararlarının verilmesinden sonra 17.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde saklı tutulan … isimli kitap için 4.500 TL maddi tazminatın tahsilini talep etmiş ve her bir dava için FSEK’in 68. maddesi uyarınca istenebilecek bedelin 3 kat fazlasının avans faiz ile tahsilini istemiştir.
Davalı-karşı davacı … vekili, şu anda tasarrufa yetkili tek varisin müvekkili olduğunu, ibranın 2001 yılına kadar geçen zaman için verildiğini, sözleşmelerin gösterilmemesi ve telif ücretlerinin ödenmemesi üzerine müvekkilinin 13.07.2005 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini, dayanılan bağışlama ve sözleşmenin hüküm ifade etmediğini ileri sürerek asıl davanın reddini istemiş, karşı davada 2001 yılından beri tahakkuk etmiş telif hakkının karşılığı olarak şimdilik FSEK’in 68. maddesine göre 20.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir. Karşı davacılar vekili birleştirme kararlarından sonra 22.11.2011 harç tarihli dilekçesi ile müvekkili … yönünden FSEK 68. maddesi kapsamında talep sonucunu 104.675 TL’ye çıkarmıştır.
Davalı-karşı davacı … Tic. Ltd. Şti. vekili, müvekkilinin …’nın eserleri üzerinde tek hak sahibi olan diğer davalı ile sözleşme imzaladığını, müvekkilince yapılan basımın hukuki zeminde bulunduğunu, karşı davalının daha önce piyasaya sürdüğü eserleri çoğaltarak piyasaya sürmek suretiyle haksız rekabet yaptığını ileri sürerek asıl davanın reddini istemiş, karşı davada müdahalenin men’ini, şimdilik 2.000 TL maddi, 1.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili, …’nın ve yazarın oğlunun da vefatı ile tek mirasçı kalan …’nın bağışı ve yaptığı sözleşme sonucu müvekkilinin yazarın eserleri üzerinde hak sahibi olduğunu, davalı …’nın, … tarafından yazarın vefatından sonra evlatlık alındığından eserler üzerinde hak sahipliğinin bulunmadığını, “…” isimli kitap her ne kadar yazarın yazılarına dayanıyorsa da müvekkilinin çalışmaları ile bir eser hükmünü kazandığını, müvekkili tarafından eser haline getirilen kitabın davalı şirket tarafından yayınlandığını ileri sürerek “…” isimli kitabın tüm telif haklarının müvekkiline ait olduğunun tespitini, davalı şirketin mali haklara tecavüzünün ref’i ile men’ini, şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı … vekili, davanın derdest olduğunu, yazarın eserleri üzerinde tasarruf etmeye ehil bir tek müvekkilinin kaldığını, telif ücretin ödemeyen davacının dayandığı sözleşmelerin müvekkilince feshedildiğini ileri sürerek davanın reddini istemiş, karşı davada davacı-karşı davalının müdahalesinin men’ini, FSEK’in 68. maddesi uyarınca şimdilik 1.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı … Tic. Ltd. Şti. vekili, davanın derdest olduğunu, müvekkilinin yazarın eserleri hakkında tek söz sahibi olan diğer davalı ile anlaşarak kitabın basımını yaptığını ileri sürerek davanın reddini istemiş, karşı davada karşı davalının müdahalesinin men’ini, tecavüzün ref’ini, FSEK’in 68. maddesi kapsamında şimdilik 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2006/597 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, merhumun yazılarına dayanan “…” isimli kitabın müvekkilinin uzun süreli çalışmaları sonucu eser hükmü kazandığını, yazar ile müvekkilinin müşterek eser ve hak sahibi olduklarını, …’nın yazarın vefatından sonra evlat edindiği davalı …’nın yazarın mirasçısı olduğunu, davalı …’nın bağlı olduğu sözleşmeyi tek taraflı feshedemeyeceğini, eser üzerindeki hakların devren iktisapla müvekkili üzerinde bulunduğunu, anılan eserin davalı şirket tarafından yayınlandığını ileri sürerek “…” isimli kitabın tüm telif haklarının müvekkiline ait olduğunun tespitini, anılan kitabın davalı şirket tarafından basımı sebebiyle mali haklara tecavüzün ref’i ile men’ini, şimdilik 10.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacılar vekili, derdestlik itirazında bulunduklarını, sözleşme adı altında sunulan belgelerin sahte olduğunu, eserler üzerinde sadece müvekkili …’nın tasarruf edebileceğini, …’nın da telif haklarını davalı şirkete devrettiğini ileri sürerek asıl davanın reddini, karşı davada müvekkili şirket için FSEK’in 68. maddesi çerçevesinde şimdilik 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi, müvekkili … için şimdilik 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın tahsilini, ileriye yönelik baskılar için müdahalenin men’ini talep ve dava etmiştir.
Birleşen İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2008/12 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, edebiyatçı …’nın 1974 yılında vefatı ve diğer mirasçıların da ölümü sebebiyle eserleri üzerinde tek yetkili olarak müvekkilinin kaldığını, yazarın eserlerinin 30 yıldan beri davalı Vakıf tarafından basıldığı halde sadece 2002 yılında 2.500 TL tutarında bir telif ödemesi yaptığını, müvekkilinin davalının dayandığı sözleşmeyi feshedip eserlerin telif hakkını … Yayınlarına devrettiğini, davalının merhumun bütün eserlerini bandrol almadan korsan olarak bastığını, bir kısım eserlerini ise hiç basmadığını ileri sürerek müvekkiline uzun yıllardır telif ödenmediğinden ve baskısı yapılmayan kitapların tekrar basımının sağlanabilmesi için davalının kullandığı sözleşmenin 18.07.2005 tarihinden itibaren feshine ve oluşması muhtemel herhangi bir teamülün de aynı tarih itibariyle feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Asıl, birleşen ve karşı davalar, 5846 sayılı Yasa’dan kaynaklanan tazminat ve sair taleplere ilişkindir.
Mahkemece, iddia, savunma, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 2008/12 Esas sayılı dosyası yönünden davanın kabulüne, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin birleştirilen 2006/160 Esas sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulüne, 2006/160 Esas sayılı dosyadaki karşı davanın kısmen kabulüne, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin birleşen 2006/597 Esas sayılı dosyası yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı-karşı dava ve birleşen davalarda davalı … vekilince temyizi üzerine karar Yargıtay 11.Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Davacı-birleşen ve karşı davalarda davalı … vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Asıl, birleşen ve karşı davalar, 5846 sayılı Yasa’dan kaynaklanan tazminat ve sair taleplere ilişkindir. Taraf vekillerinin 29.07.2015 tarihinde ayrı ayrı vermiş oldukları dilekçelerle açtıkları davalardan feragat ettiklerini karşılıklı olarak bildirdikleri ve taraflarca verilen dosyada mevcut vekaletnameler incelendiğinde vekile davadan feragat etme yetkisinin tanınmış olduğu görülmüştür.
Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2016/6366 Esas 2018/419 Karar ve 18/01/2018 tarihli ilamı ile; “Uyuşmazlık, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri nitelikte olup davadan feragat hüküm kesinleşinceye değin yapılabilir ve karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığı gibi yapıldığı anda kesin hükmün sonuçlarını doğurur. Taraf vekillerinin asıl, birleşen ve karşı davalar bakımından davadan feragate ilişkin beyanlarının, HMK’nın 74. maddesi de gözetildiğinde, HMK’nın 307 vd. maddeleri uyarınca sonuç doğurucu nitelikte olduğu anlaşılmış, Yargıtay İBK’nın 11.04.1940 gün ve 70 sayılı ve HGK’nın 21.11.1981 gün ve 1981/2-551 sayılı kararları uyarınca davacı-birleşen ve karşı davalarda davalı … vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile asıl, birleşen ve karşı davalardan feragate ilişkin bir hüküm verilmesini teminen Dairemizin 25.01.2016 tarih, 2015/6588 E. 2016/700 K sayılı bozma ilamının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde bozularak mahkememize iade edilmiştir.
Davacı karşı davalı vekili oturum beyanında; dosyaya sunmuş oldukları dilekçesi ve ekindeki 21/07/2015 tarihli sulh ve feragatname ile; dava ve birleşen davalar ile temyiz dahil ilgili tüm taleplerinden karşılıklı olarak feragat ettiklerini, dosyaya sunmuş oldukları feragat dilekçesi hükümlerine göre davanın sonlandırılmasını ve tüm talepler doğrultusunda hüküm oluşturulmasını talep etmiş, davalı karşı davacı vekili de dosyaya sunulan 21/07/2015 tarihli sulh ve feragatnameye göre karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, feragat doğrultusunda asıl dava ile karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiş olup, taraf vekillerinin vekaletnamesinden feragat ve feragatı kabule yetkilerinin bulunduğu anlaşılmakla feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-ASIL DAVA, BİRLEŞEN DAVA VE KARŞI DAVALARIN TARAFLARIN KARŞILIKLI FERAGATİ GÖZETİLEREK HMK 307. MADDE GEREĞİNCE FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde; 2.FSHM’nin birleşen 2006/160 Esas-2009/55 Karar nolu dosyasında kasa no; 319 sıra no ile yatırılan … Bankası … Şubesine ait 5.000 TL bedelli … nolu teminat mektubunun ve dosya kapsamında incelenen kitapların karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
3-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 369,10 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı-karşı davalıya iadesine,
4-Taraflarca talep edilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu giderlerin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.01/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır