Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/272 E. 2022/58 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/272 Esas
KARAR NO : 2022/58

DAVA : Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 25/06/2018
KARAR TARİHİ : 29/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili …Şirketi “…” 1991 yılında kurulmuş bir turizm şirketi olduğunu; 2 ve 3 nolu davalıların geçmişte davacı şirketin ortaklarından olduğunu; 4 ve 5 numaralı davalıların da geçmişte davacı şirketin çalışanları olduğunu; 1 numaralı davalı … A.Ş. (“…”) firmasının davacı firma ortaklığından ayrılan 2 ve 3 numaralı davalılar tarafından kurulduğunu; davacının 1991 yılında işletme adı olarak “…” adını edindiğini; davacının “…” ibaresini içeren markayı tescil ettirdiğini (tescil no. …); davalıların davacının markası ve işletme adı ile ayniyet taşıyan unvanda şirket kurduklarını; davalı gerçek kişilerin davalı firmada çalıştıkları dönemde davalı firma tarafından temin edilmiş …, …, …. ve … şeklindeki elektronik mail (“e-mail’) adreslerini kullanmak istedikleri ve bu isteklerindeki amacın davacının müşteri portföyünü kendi adlarına kanalize etmek olduğunu; 1 nolu davalı ünvanının davacının işletme adına ve markasına tecavüz oluşturduğunu; 2 ve 3 numaralı davalıların davacı firmadan ayrıldıktan sonra kurdukları 1 numaralı davalı firmaya davacı firmanın çalışanları olan 4 ve 5 numaralı davalıları alarak davacı firmaya zarar verdiklerini iddia ve bayan ederek davalıların davacı markasına tecavüzünün tespitini, davalıların davacıya ait alan adı (domain) ve web adresine tecavüzlerinin men’ini, ayniyet izlenimi verecek mahiyetteki davalılar adına kayıtlı alan adının terkinini, davacıya ait web adresinin davalı kayıtlarından terkinini ve ilanını, davalı bireylerin davacı tarafından oluşturulmuş olan … adreslerinin terkinini, tecavüz oluşturan davalılar kullanımlarının men’i, toplatılması ve imhasını, SMK 151/2-a kapsamında 5.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat ve itibar tazminatına hükmedilmesini, davalı … unvanından davacı markasının terkinine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davalı firmanın kuruluş tarihinin 20.05.2015 olduğunu ve bu firma kurulmadan önce kurulacağının 08.05.2015 tarihinde davacı firma yetkilisi … tarafından bilindiğini; davacının öğrenme tarihi olan 08.05.2015 tarihinden dava tarihine kadar bu 2 yıllık sürenin geçmiş olması nedeni keza davalı firmanın kuruluşuna dayalı haksız rekabete ilişkin taleplerin de TTK 60 hükmü kapsamında zaman aşımına uğradığını ve dolayısı ile bu çerçevedeki tazminat taleplerinin ret edilmesi gerektiğini; … isminin davacı 1 nolu firma tarafından kullanıldığını ve dolayısı ile bu çerçevede diğer davalı bireylere husumet yöneltilemeyeceği için onlar açısından davanın usulden reddinin gerektiğini; davacı firma ortaklığından ayrılan 2 ve 3 nolu davalılar tarafından … adına bir firmanın kurulacağı konusunda bu firma kurulmadan önce davacı ile 2 ve 3 numaralı davalılar arasında bir mutabakatın bulunduğu ve bu mutabakat çerçevesinde 1 nolu davalı firmanın kurulduğu; davacı ile 1 nolu davalının 30.04.2016 tarihine kadar birlikte çalışmaya devam edeceği konusunda tarafların mutabakatının bulunduğu ve bu çerçevede birlikte çalışma süresinin 1 ay daha uzatılmak sureti ile 31.05.2016 tarihine kadar devam ettiğini; birlikte çalışma süresi içerisinde taraflar arasındaki iş ayrılığının müşterilere hissettirilmemesi konusunda taraflar arasında mutabakatın bulunduğu ve davalıların davacı markası ile birlikte davacı firma … adresine kayıtlı e-mail adresleri ve davacı internet sitesi adını birlikte iş yapılan süre içerisinde mutabakat çerçevesinde kullandıklarını; taraflar arasında mutabakat çerçevesinde birlikte iş yapılan 30.04.2016 ve 31.05.2016 tarihinden sonra davalıların davacı markasını, davacı … adresine kayıtlı e-mail adresleri ve davacı internet sitesi adını kullanmadıklarını beyan ederek davanın reddini talep etmişlerdir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalı eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, men’i, davacıya ait domain ve web adresine davalılarca gerçekleştirilen tecavüzün men’i, ayniyet derecesindeki alan adlarının terkini, kep adreslerinin terkini, 24/01/2019 tarihli beyan dilekçesi dikkate alınarak davalı Aktüel organizasyon…firmasından 6769 Sayılı Yasanın 151/2-a maddesine göre fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 5.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminat ile itibar tazminatının tahsili, davalı … ünvanından davacıya ait markanın terkini, tedbire hükmedilmesi kapsamında açılmış bir davadır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. Madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler …, …ve …’in 25/06/2019 tarihli bilirkişi raporlarında: Davacıya ait “…” adının, davacıya ait davacı alan adına bağlı ve davacı kontrolünde bulunan …, …, … ve … e-mail adreslerinin, davacıya ait “…” alan adının davalılar tarafından dosya kapsamına giren kullanımlarının davacı rızası kapsamında bulunduğu, davacı ile haksız rekabet oluşturmadığı ve dahi davacının … tescil numaralı “… (şekil) …” markasına tecavüz teşkil etmediği, Davalı tarafından … Şirketi isminin ticaret unvanı olarak seçilmesi ve kullanılmasının davacı rızası kapsamında bulunduğu, davacı ile haksız rekabet oluşturmadığı ve dahi davacının…tescil numaralı “…” markasına tecavüz teşkil etmediği, Dava dilekçesinde iddia edilmesine rağmen “aktüel.org” şeklinde bir alan adının bulunmadığı, dolayısı ile bu çerçevede haksız rekabet ve/veya marka tecavüzü analizi yapılamayacağını bildirmişlerdir.
İtiraz üzerine yeni bir heyet oluşturulmuştur.
İkinci bilirkişi heyeti …, … ve…’nın 24/12/2019 tarihli bilirkişi raporlarında: Taraflar arasında internet ortamında yazılan mutabakatta, davacıya ait markasının davalı tarafça kullanılmasına izin verildiğine ve bu iznin sınırlarına ilişkin herhangi bir koşul veya açıklama ve muvafakatin bulunmadığı, bir an için taraflar arasındaki mutabakatta yer alan “Müşterilere bu ayrılık sadece şirket içerisinde operasyon bölünme diye anlatılacak” ve “…, … uzantılı mail adreslerini 30 Nisan 2016 tarihine kadar kullanacak ” şartlarının davacı adına tescilli markanın kullanımına icazet verildiği anlamına geldiği düşünülse dahi; Davalı şirketin 30 Nisan 2016 tarihinden sonra tanzim ettiği 31/05/2016 tarihli faturalarında şeklin kullanılmaya devam ettiği, davalının kullandığı …: şeklindeki kullanımlarının, davacının …ve … no ile tescilli markasına görsel, fonetik ve kavramsal olarak benzer olduğu, … Sınıfta yer alan “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmelleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının anması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahal ile ilgili bilet sağlama,” hizmetleri için kullanıldığı, bu hizmetlerin orta düzeyde tüketiciye hitap eden hizmetler olduğu, bu haliyle tüketicide iltibas yaratma ihtimalinin bulunduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Raporlar arasında çelişki bulunduğundan üçüncü kez heyet oluşturulması gerekmiştir.
Üçüncü Bilirkişi heyeti …, … ve …’in 14/08/2020 tarihli bilirkişi raporlarında: Davalı şirketin kullanımları davacıya ait … ve … markaları ile ayırt edilmeyecek derecede benzer olup, tüketici nezdinde iltbasa sebebiyet verecek nitelikte olduğunu ancak, davacının iddialarına dayanak gösterdiği davalı şirket tarafından davacı adına düzenlenen faturanın 30.04.2016 tarihli olması ve davalının sunduğu 01 Mayıs 2015 tarihli faturanın varlığı karşısında, dosyada bu tarihten sonrasına ilişkin kullanım olduğuna dair bir delil olmadığı ve huzurdaki davanın 25.06.2018 tarihinde açılmış olduğu hususları gözetildiğinde davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığı hususundaki takdirin Mahkeme’ye ait olduğunu, Davacı şirket yetkilisi tarafından 2 ve 3 no’lu davalılara gönderilen e mail ile mutabık kalınan hususlarda 1 no’lu davalı şirketin “…” … sözcüğü ile tescil edileceğinden haberdar olması ve buna izin vererek birtakım işlerde ortak ticari faaliyet yürütülmesi hususlarında anlaştığı dolayısıyla marka sahibinin izni olduğu görüldüğünde davalının ticaret unvanında yer alan “…” ibaresinin davacının markasına tecavüz oluşturmadığı, dosya kapsamımda yer alan, davacı tarafından sunulan 30.04.2016 tarihli fatura ile davalılar tarafından sunulan daha 2015 yılma ait fatura suretleri incelendiğinde her bir faturada … web sitesinin kullanıldığı tespit edildiği, ancak, bu hususun davacı şirket yetkilisi … tarafından 2 ve 3 no’lu davalılara gönderilen 08 Mayıs 2015 tarihli e mailde tarafların mutabık kaldığı hususlar kapsamında yer alması nedeniyle haksız kullanım kapsamında değerlendirilemeyeceğini, yaptıkları incelemede “…” şeklinde bir alan adının bulunmadığının tespit edildiğini, …. alan adı üzerinde yapıları tespitte ise bu sitenin “…” isimli bir şirket tarafından oluşturulan güncel bilim, spor, ekonomi, teknoloji vb. haberleri içeren bir web sitesi olduğu, davalıyla herhangi bir ilgisi olmadığı tespit edildiğini, @… uzantılı e mailler bu e mail adresinin bağlı olduğu .. adrasinin sahibi davacıya ait olup, bu maillere ilişkin tüm idari kontrol ve denetim davacı tarafa ait olduğunu, Bu kapsamda, davacı şirketin yönetim ve denetiminde bulunan …, …, …, … iptal ve terkini davalılar ya da Mahkeme kanalı ila değil, davacı tarafından sağlandığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Bilirkişiler …, … ve …’in 15/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporlarında: kök rapordaki tespitleri tekrar ile görüşlerinde bir değişiklik olmadığını bildirmişlerdir.
Toplanan deliller, marka tescil belgesi, alan adı sahiplik belgelerine ilişkin who’sa kaydı, taraflarca getirme ilkesine göre sunulu deliller, mail kayıtları, 3 bilirkişi heyet raporu bir arada incelendiğinde, HMK 266. Madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli, dosyadaki deliller ile uyumlu son rapor ve ek rapor kapsamı hükme dayanak yapılmış ve davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir. Zira , Davacı … Davalı Şirketlerin Kuruluş, Faaliyet Alanı ve Ortaklık Yapıları, ticari sicil kayıtlarına göre incelenmiş olup, her iki şirketin de aynı alanda faaliyet gösterdikleri , … nin ortağının … , … , tek yetkilisinin… olduğu, eski ortakların …, … da dahil olmak üzere 12 ortaklı olduğu, bu şirketin eski unvanının da … olduğu, alan adının … olup, odaya 28.2.1991 tarihinde kayıt olduğu ve yolcu taşımacılığı ve seyahat acenteleri kodu ile faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır.
… nin ise oda kayıt tarihi 20.5.2015 olup, yönetim kurulu üyesi ve yetkililerin …, … olduğu, iş konusu turizm , seyahat… olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan ve içeriğine itiraz edilmeyen e-mail yazışmaları incelendiğinde; 08 Mayıs 2015 tarihli davacı şirket yetkilisi … tarafından 2 ve 3 no’lu davalılara gönderilen e mailde, esasen davacının , davalı firma kurulmadan evvel “… A.Ş. adında bir şirket kurulacağından haberdar olduğu, hatta davalı firma ile davacının 30 Nisan 2016 tarihine kadar bazı hususlarda ortak ticari faaliyetlerini sürdürecekleri, müşterilere bu durumun operasyonel bir ayrılık olduğu izlenimi verileceği hususunda mutabakata varıldığı da sunulu deliller kapsamından anlaşılmıştır. Dolayısıyla somut delil durumuna göre davacının, davalıya ait “…” kök sözcüklü ticaret unvanından tescil tarihi itibariyle haberdar olduğu, hatta tescil tarihinden önce gönderilen 08 Mayıs 2015 tarihli e mail … Acentesi (bundan böyle Turizm diye belirtilecek) …A.Ş. (bundan böyle Organizasyon diye belirtilecek ifadesi) İle davalının …adı ile bir şirket kuracağından haberdar olduğu, bu duruma izin verdiği anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 29. maddesinde öngörülen marka hakkına tecavüz sayılan fiiller şu şekilde düzenlenmiştir.
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.” Şeklinde düzenlenmiş olup; dolayısıyla 6769 sayılı SMK’nın 29. Maddesinde belirtildiği üzere ancak, marka sahibinin izni olmadığı durumlarda gerçekleştirilen kullanımlar marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilebilecektir. Somut uyuşmazlıkta davacı şirket yetkilisi tarafından 2 ve 3 no’lu davalılara gönderilen mail ile mutabık kalınan hususlarda 1 no’lu davalı şirketin “…” kök sözcüğü İle tescil edileceğinden haberdar olması ve buna izin vererek birtakım işlerde ortak ticari faaliyet yürütüldüğü , gözetildiğinde marka hakkına tecavüzün varlığından söz edilemeyecektir.
Yine dosyada mübrez davacı tarafından sunulan 30.04.2016 tarihli fatura ile davalılar tarafından sunulan 2015 yılına ait fatura suretleri incelendiğinde her bir faturada www … web sitesinin kullanıldığı görülmektedir. Bu kullanımında 08 Mayıs 2015 tarihli davacı şirket yetkilisi … tarafından 1 ve 3 no’lu davalılara gönderilen mail içeriğinde yer alan tarafların mutabık kaldığı hususlar kapsamında yer aldığı hususu da bilirkişilerce isabetli bir şekilde tespit edilmiştir. Öte yandan maile göre kullanım hakkı 30.04.2016 tarihine kadar geçerli olsa da 31.05,2016 tarihli fatura ile taraflar arasındaki ilişkinin bu tarihe kadar sürdüğü dikkate alındığında davalı şirketin bu kullanımının taraflar arasındaki uzlaşının kapsamında kaldığı , izinsiz olmadığı anlaşılmaktadır. 31.05.2016 tarihli faturanın davacıya tebellüğ tarihi İtibariyle davacının bu kullanımlardan haberdar olduğu, dosyada da bu tarihten sonrasında ilişkin markasal bir kullanım olmadığı, davacının bilgisi dahilinde uzlaşıya dayalı kullanım nedeniyle marka hakkına tecavüzden söz edilemeyeceği , tazminat talep edilmesinin şartlarının oluşmadığı keza teknik olarak yapılan incelemede de davacının iddiasının aksine aktüel.org şeklinde bir alan adının bulunmadığının tespit edildiği, … alan adı üzerinde yapıları tespitte ise bu sitenin “…” isimli bir şirket tarafından oluşturulan güncel bilim, spor, ekonomi, teknoloji vb. haberleri içeren bir web sitesi olduğu, davalıyla herhangi bir ilgisi olmadığı , @… uzantılı e mailler bu e mail adresinin bağlı olduğu … adresinin sahibi davacı olup, bu maillere ilişkin tüm idari kontrol ve denetimin davacı tarafa ait olduğu, bu kapsamda, davacı şirketin yönetim ve denetiminde bulunan …, …, …, … alan adlarının iptal ve terkini taleplerinin de yerinde olmadığı, bizatihi davacı kontrolünde olan hususlarda davacının alan adlarına ilişkin iptali idari makamlar aracılığıyla sağlayabileceği , somut dava dosyasında davacının açılan davada ispat hukuku ilkelerine göre marka hakkının ihlal edildiğini ispat edemediği, davalının kullanımının davacının bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleştiği gözetilerek Bilirkişiler …, … ve …’in 25/06/2019 tarihli bilirkişi raporları ile Bilirkişi heyeti …, …ve …’in 14/08/2020 tarihli kök ve ek raporları HMK 266 madde kapsamında mahkememizce hükme dayanak olarak alınmış ve sübut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davanın reddine,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu artan 346,28 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen maddi tazminat talepleri yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat talepleri yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Reddedilen markaya tecavüzün men’i talepleri yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Reddedilen unvan terkini talepleri yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet üüücretinin davacıdan alınarak davalıya(…’ye) verilmesine,
7-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalıların yapmış olduğu toplam 1.530 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır