Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/268 E. 2020/50 K. 04.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/268 Esas
KARAR NO : 2020/50

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 21/06/2018
KARAR TARİHİ : 04/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı adına tescilli … nolu “…” ibareli markanın gerçek hak sahipliğine dayalı olarak kötüniyetli tescilin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ancak davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu; Davalı adına tescili … nolu markanın (…) hükümsüzlüğüne ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir. Davalı adına tescili … nolu … Şekil markasının 09 sınıf için 24.3.2016 tarihinde davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacıya dava açma yetkisi veren belgenin davacı yanca dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi tebliğ olunmuş, Davalı açılan davaya cevap vermemiştir. Dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmemiştir. Zira dava gerçek hak sahipliği, kötüniyet kapsamında marka hukukuna ilişki bir uyuşmazlıktır.
556 sayılı mülga KHK’nın 35. maddesi aynen “Tescil başvurusu yapılmış markanın 7’nci ve 8’inci madde hükümlerine göre tescil edilmemesi gerektiğine ilişkin itirazlar ile başvurunun kötü niyetle yapıldığına ilişkin itirazlar ilgili kişiler tarafından marka başvurusunun yayınından itibaren üç ay içerisinde yapılır” demek suretiyle, marka başvurusunun kötü niyetli olarak yapılmasını başlı başına bir ret nedeni olarak düzenlenmiştir. Her ne kadar 42’nci maddede 35’inci maddeye doğrudan bir yollama yoksa da, “kötü niyet” hali, hukukun genel prensipleri çerçevesinde markanın hükümsüzlüğü ile ilgili bir neden oluşturabilmektedir.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.7.2008 tarih ve 2008/11-501E. 2008/507 K. sayılı kararı da “kötü niyet” halini başlı başına bir hükümsüzlük sebebi olarak kabul etmiştir.
“Kötü niyet” ifadesi ile anlatılmak istenilen, “iyiniyetli olmamak” yani markanın varlığını bilmek veya öğrenebilecek durumda bulunmaktır. Bunun dışında, mutlaka, bir hilenin, aldatmanın, dolanmanın varlığının bulunup bulunmadığının araştırılmasına ayrıca gerek yoktur
Davalının, davacının markasından haberdar olmaksızın söz konusu markayı tesadüfen yaratmış olduğunu söyleyebilmek somut deliller kapsamına göre mümkün değildir.
…” ibareli marka üzerinde sınai mülkiyet haklarına sahip olan … ile “davacı …, Ltd, Stİ arasında “07.05.2018 Tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzalandığı, distribütörlük sözleşmesi münhasırlık yetkisi uyarınca, davacının Türkiye’de tek satıcı olarak belirlendiği sunalan 07.05.2018 Tarihli Distribütörlük Sözleşmesi kapsamdan anlaşılmıştır. Markayı Türkiye’de tescil ettiren davalı … ise davaya cevap vermemiş, marka üzerinde hak sahibi olduğunu ispat edememiştir. Distribütörlük anlaşmasına konu ürünler üzerinde “…” ibareli markanın Türkiye’deki kullanım yetkisi davacıda olup, davalı tarafın kötü niyetli tescili nedeniile hükümsüzlük davası açmasında hukuki yararı bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafından sunulu delillere göre “…” ibareli markanın gerçek hak sahibi,… Ltd şırketi olup, söz konusu firma uzun yıllardan bu yana kullanmakta olduğu … ibareli markasını çok sayıda ülkeyi kapsayacak şekilde tescil ettirdiği, firmanın ’…” uzantılı web sitesine ait çiktiların davacı yanca “…” ibareli markanın kullanımı ile ilgili birçok görsel ve yazıh bilgileri dosyaya sunduğu, Dava dışı Çinli firmanın “…” ibareli uluslararası tescilli markalan da 09. Sınıfta koruma altına alınmış olup, davalı taraf da markasını Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 09. Sınıfta tescil ettirdiğinden tüketicinin karıştırma ihtimalinin bulunduğu, davalı tescilinin Türk Medeni Kanununun 2. maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırı olarak tescil edildiği, davalının marka tescilinde kötüniyetli olduğu subut bulduğundan davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne ve davanın esastan kabulüne karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1- Davalı adına tescili … nolu markanın (…) HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumuna gönderilmesine,
2-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 18,50 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 160 TL tebligat-müzekkere gideri olmak üzere toplam 231,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.04/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır