Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/264 E. 2019/46 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/264 Esas
KARAR NO : 2019/46

DAVA : Marka maddi ve manevi tazminat istemli
DAVA TARİHİ : 06/02/2011
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka maddi ve manevi tazminat istemli davasında BAM 16. HD’nin 2017/6530 Esas, 2018/1291 karar nolu ve 30/05/2018 tarihli ilamı ile; İstanbul 1.FSHHM’nin 02.02.2017 tarih ve 2011/236 E., 2017/29 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA karar verildiğinden dosya mahkememizin 2018/264 esas numarasına kayıt edilmiş ve kaldırma kararı sonrasında yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Türkiyede ve dünyada … markasının tescilli tek hak sahibi olduğunu; müvekkili markasının davalı tarafından kullanılmasına izin vermediğini, davalının müvekkilinin marka hakkını ihlal ettiğini, marka hakkının ihlal edilmesi sebebiyle müvekkilinin zarara uğradığını, elde edeceği kazançtan mahrum kaldığını, marka itibarının zedelendiğini, eğer söz konusu kaçak ürünler olmasaydı ve müvekkilinin ürünlerinin satışı gerçekleseydi müvekkilinin elde edeceği gelirin müvekkilinin hesaplamalarına göre 61.552,36 Euro’ya tekabül ettiğini,fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere ve marka ihlal fiilinin gerçekleştiği tarihten itibaren hesaplanmak üzere yasal faizi İle birlikte şimdilik yoksun kaldığı zarar nedeniyle 10.000 TL maddi, manevi zarar nedeniyle 10.000- TL manevi, markanın uğradığı zarar nedeniyle 10.000 -TL itibar tazminatı olmak üzere toplam 30.000, TL’ye hükmedilmesini, davalıya ait kaçak ürünlerin imha edilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davacı 2.12.2015 tarihli ISLAH dilekçesi ile 139.602.85-TL olarak maddi tazminat talepleri yönünden ıslah dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı …. Şti. vekili cevap dilekçesinde; “müvekkili tarafından piyasaya sürülen yağ filtrelerinin orjinal olup, bunlar üzerindeki marka hakkının tükendiğini, KHK’nın 13.maddesi nedeniyle marka hakkı tükenen malların tecavüz oluşturmadığını, dava konusu malları, davacının yetki verdiği Kore, Japonya, Malezya, Singapur ve Tayland’daki firmalarından temin ettiklerini, bu firmalarla yazışma yapıldığında durumun anlaşılacağını, malların orjinal olmadığına dair davacının ibraz ettiği analiz raporunu kabul etmediklerini, malların 1994 – 2006 yılları arasında yurt dışından çeşitli ülkelerden ithal ettiklerini davacının Türkiye’deki distribütörü olan … firması ve davacının bayilerinin dahi müvekkilinden yedek parça alımı yaptıklarını, davacının 17 yıl sessiz kaldıktan sonra şimdi dava açmasının kötüniyetli olduğunu, sessiz kalma nedeniyle davanın reddi gerektiğini, tazminat taleplerinin gerçekçi olmayıp fahiş olduğunu, davacının 2007 yılından beri neredeyse araç satışı yapmadığını, dolayısıyla 66/a maddesine göre kadar gelir elde etmesinin de mümkün olmadığını, distribütör bayilerinin bile müvekkilinden yedek parça alması nedeniyle itibaren zarar görmesinin de söz konusu olmadığını, kusurun ve tazminat koşullarının mevcut olmadığını” savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER; Gümrük Giriş Beyannameleri, faturalar, … Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyası), Marka araştırma belgeleri, TPE tarafından gönderilen mazda markasının Paris sözleşmesi kapsamında da Tanınmış marka olduğuna dair belge kapsamı (…); Marka tescil Belgelesi, idda ve savunma dilekçeleri, bilirkişi raporları,… FSHCM’nin … Esas- … Karar sayılı kesinleşmiş dosya kapsamı, bilirkişi raporları.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava davacının tanınmış Mazda markasına ait emtianın izinsiz ve taklit olarak satılması suretiyle davacının marka hakkının ihlali kapsamında açılmış bir tazminat davasıdır.
Mahkememizce 02.02.2017 tarihinde, “el konulan ürünlerin orjinal olmadığının tespit edildiği, paralel ithalat savunmasının geçerli olmadığı,” gerekçesiyle marka hakkına tecavüzün tespitine KHK’nın 66/2-a maddesine göre 88.827,16 TL maddi tazminatın, el koyma tarihi olan 21.01.2011 tarihinden itibaren işlerdeki en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, KHK’nın 67.maddesine göre ürünün satışında markanın ekonomik katkısı nedeniyle 8.882,72 TL maddi tazminatın da aynı tarihten itibaren aynı faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminat talebinin KHK 62/b ve 68.maddeleri gereği kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın da el koyma tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, taklit malların karar kesinleştiğinde imhasına, bilirkişi raporunda belirtilen toplama, taşıma ve diğer masrafların toplamı 37.402,33 TL için HMK’nın 332.maddesi gereğince davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, karar vermiş bu karara karşı her iki taraf da istinaf isteminde bulunmuştur.
BAM 16. HD’nin 2017/6530 Esas, 2018/1291 karar noluve 30/05/2018 tarihli ilamı ile; … 1.FSHHM’nin 02.02.2017 tarih ve 2011/236 E., 2017/29 K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA, Kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderilerek, yeniden hüküm kurulmak üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, karar verildiği anlaşılmış, BAM kararları kesin olduğundan mahkememizce usul ve yasaya uygun görülen BAM kararına göre kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olduğundan yeniden gerekçeli karar yazılması gerekmiştir.
Davacı müşteki sıfatıyla … C.Başsavcılığına 20.1.2011 tarihinde müracaat ederek … LT ŞTİ’nin işyerinde … markasıyla birebir markalarının taklit edilmek suretiyle kullanıldığından bahisle şikayet dilekçesi vermiş, … 1.Asliye Ceza mahkemesinin 21.1.2011 tarih ve … diş sayılı arama kararı uyarınca yapılan aramada toplam 15.106 adet taklit filtre ürünü ele geçmesi üzerine şüpheli … hakkında 556 sayılı KHK’nın 61/-A, TCK 53, 54. maddeler gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış ve yapılan yargılama sonucunda … FSHCM’nin 2011/239 Esas-2015/634 karar sayılı dosyasında ürülerin taklit olduğunun tespit edildiği ve sanığa verilen cezanın hükmün açıklanması kapsamında geri bırakıldığı ve ilamın 22.6.2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Gerek ceza mahkemesinde alınan teknik bilirkişi raporları gerekse mahkememizce alınan bilirkişi raporları kapsamına göre el konulan ürünlerin orijinal ürünler olmadığı ve davacıların tescilli “…” markasını taşıdıkları tespit edilmiştir.
Bilirkişiler …, … ve … tarafından hazırlanan 15.5.2013 tarihli raporda ise davacının dava konusu ürünlerden markanın kullanılmasıyla elde edeceği muhtemel gelirin 88.827.16-TL olduğunu keza 22.8.2013 tarihli raporlarında da markanın kötü ve uygun olmayan şekilde kullanılması nedeniyle markanın zarara uğradığını bildirilmişlerdir.
Bilikişiler … ve …’da 24.3.2015 tarihli raporlarında ürünlerin orijinal olmadığını bildirmişlerdir.
Bilikişiler …, … ve … ise 20.11.2015tarihli raporlarında; ürünlerin Orijinal olmadığını bildirmişler, davacının KHK kapsamında 66/2/a maddesine göre marka hakkına tecüvüz edenin rekabeti olmasaydı marka sahibinin markanın kullanılması ile elde edeceği gelirin 88.827.16/TL bulunduğunu, 556 KHK’nın 67. maddesine göre ise yoksun kalınan kazancın bulunan bedelin %10 una tekabül eden 8.882.72 TL olduğunu bildirmişlerdir. Bilirkişilerin raporu denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğundan belirledikleri değerler maddi tazminat yönünden dayanak teşkil etmiştir. Bilirkişiler her ne kadar buldukları bu rakamlara ürünlerin depo ve ceza dosyasındaki hizmet masraflarını da eklemiş iselerde bu kalemlerin maddi yönden davacının seçtiği tazminat olarak hesap edilmesi mümkün değildir, yargılama gideri olarak hesap edilmesi gereklidir.
Davacı ise 2.12.2015 tarihli ISLAH dilekçesi ile 139.602.85-TL olarak maddi tazminat talepleri yönünden ıslah dilekçesi sundukları anlaşılmıştır.
Somut dava dosyasında incelenen deliller ,mahkememizce alınan bilirkişi raporları dikkate alındığında bilirkişi raporları ile taklit olduğu sabit olan ve davacı markasını taşıyan taklit ürünlerin davalı yanca ticari amaçla satışa sunması nedeniyle davacının marka hakkının ihlal edildiği ve haksız rekabete sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalının ürünlerinin paralel ithalat yoluyla ülkemize geldiği yönündeki savunması mahkememizce geçerli bir savunma olarak kabul edilmemiştir.
Somut olayın özelliği nazara alındığında davalının tacir olarak işletme işlettiği, davacının tanınmış markasını bilmediğinin ileri sürelemeyeceği, ele geçen ürün sayısı nazara alındığında somut olayda davacının seçmiş olduğu hesaplama yöntemine göre zarar belirlenmiştir. Bilirkişilerce maddi tazminata ilişkin belirlenen bedel mahkekemizcede kabul edilmiştir. Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre tazminatın hesaplanması açısından dosyadaki deliller bu yönden incelendiğinde, üzerinde davacıya ait markanın ve şekil ibaresinin yer aldığı, kullandığı ve satışa sunulduğu gerçeğinden hareketle 556 sayılı KHK’nın 66/2-a maddesine göre davacının elde edeceği muhtemel gelire göre 88.827.16 -TL maddi tazminatın taklit ürünlere el koyma tarihi olan 21.1.2011 tarihinden ticari işler hakkında uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 556 sayılı KHK’nın 67.maddesine göre ürünün satışında markanın ekonomik yönden katkısı dikkate alınarak 8.882.72-TL maddi tazminatın taklit ürünlere el koyma tarihi olan 21.1.2011 tarihinden ticari işler hakkında uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili taklit ürünün muhafazası nedeniyle ayrıca soruşturma aşamasında almış olduğu hizmetler nedeniyle de yaptığı masrafları talep etmiştir. Bilindiği gibi davacı dilekçesinde maddi tazminat istemini KHK 66/2/a kapsamında talep etmiştir. Bilirkişinin davacının sunduğu faturalara göre talep ettiği depo ücreti ve bilirkişi hizmeti ve ürün baskını için talep ettiği ve bilirkişinin ayrı bir kalem olarak belirlediği bedelin davalıdan yargılama gideri olarak alınmasına karar verilmiş ve gerekçeli kararda yargılama gideri dökümü olarak gösterilmesi somut olaya uygun görülmüştür.
Davacı vekili 556 sayılı yasa kapsamında itibar tazminatı da talep etmiştir. 556 sayılı KHK’nın 68. maddesine göre; marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekle kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibi, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilir diyerek itibar tazminatının tanımını yapmıştır. Görüldüğü gibi madde metninde itibar tazminatının oluşabilmesi için markanın kötü veya uygun olmayan bire şekilde kullanılması şartını aramıştır. Söz konusu taklit markalı ürünler davalı işyerinde tespit sonucu ele geçmiştir. Dosyada mübrez Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; söz konusu mallar taklit olarak hazırlanmıştır. İtibar tazminatına hükmedilebilmesi için, Davalının kusurlu eylemi,Marka sahibinin itibarının zarara uğraması ve Davalının kusurlu eylemi ile itibarın zarara uğraması arasında illiyet bağı aranır. Bu durumda söz konusu taklit markalı ürünler piyasaya sürüldüğünden söz konusu markayı kullanan tüketici nezdinde, davacı şirket markasının itibar kaybetmesine neden olacağı, kaçınılmaz olduğundan 5000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir.Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine takdiren 5.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Tazminat istemlerinde fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir.Somut olayın özelliklerine göre keza KHK 62/a maddesine göre ürünlerin taklit olduğu bilirkişi raporları ile sabit olduğundan karar kesinleştiğinde taklit ürünlerin imhasına da karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-I-Davalının davacıya ait marka hakkına vaki tecavüzün tespitine,
II-556 sayılı KHK’nın 66/2-a maddesine göre davacının elde edeceği muhtemel gelire göre 88.827.16 -TL maddi tazminatın taklit ürünlere el koyma tarihi olan 21.1.2011 tarihinden ticari işler hakkında uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, ıslah dilekçesi ile talep edilen fazlaya ilişkin istemin reddine,
III-556 sayılı KHK’nın 67. maddesine göre ürünün satışında markanın ekonomik yönden katkısı dikkate alınarak 8.882.72 -TL maddi tazminatın taklit ürünlere el koyma tarihi olan 21.1.2011 tarihinden ticari işler hakkında uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
IV- Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000-TL manevi tazminatın taklit ürünlere el koyma tarihi olan 21.1.2011 tarihinden yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline,fazlaya ilişkin istemin reddine,
V-İtibar tazminatı isteminin kısmen kabulü ile 5.000-TL itibar tazminatının taklit ürünlere el koyma tarihi olan 21.1.2011 tarihinden yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,
VI-Tazminat istemlerinden fazlaya ilişkin tüm istemlerin reddine,
VII- KHK 62/a maddesine göre ürünlerin taklit olduğu bilirkişi raporları ile sabit olduğundan karar kesinleştiğinde taklit ürünlerin İMHASINA,
2-7.357.66 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 4.698,16 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 10.566,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600-TL TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 4.958,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kabul edilen marka hakkına tecavüzün tespiti talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Kabul edilen İtibar tazminatı talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen itibar tazminatı talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 600,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 18,40 TL başvuru harcı 445,50 peşin harç, 2.214,00 TL ıslah harcı, 445,50 yenileme harcı, 774,75 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.898,15 TL yargılama giderinin taktiren 2/3 ünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Bozma öncesinde alınan bilirkişi raporunda belirtilen giderlerden olan; ürünlerin depo ve taşıma masrafları(2013 yılı ) 3.835,64 TL, ürünlerin depo ve taşıma masrafları(2011-12-13yılı ) 11.369,68 TL, fiili kayıp (ürün baskını için alınan hizmet masrafı) 8.834,85 TL ve Ceza dosyası masrafı(Alınan hizmet masrafı) 13.362,16 TL olmak üzere toplam 37.402,33 TL’nin HMK 332 maddesine göre davaldan alınarak davacıya verilmesine,
12-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi.29/01/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır