Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/236 E. 2020/359 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/236 Esas
KARAR NO : 2020/359

DAVA : Markanın hükümsüzlüğü ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 31/05/2018
KARAR TARİHİ : 24/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın hükümsüzlüğü ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun zamandır “… ve şekil” markaları ile faaliyet gösterdiğini, “…” ve kadın görselini taşıyan şekil markasının yurt içinde ve yurt dışında tanınmış bir marka olduğunu, davalının … no ile tescilli”rgs eagle henna” ibareli markayı 30. ve 35.sınıflarda tescil ettirerek kullandığını, davalıya … 20.Noterliğinin… tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle markanın kullanılmaması ve terkini hususunun talep edildiğini ancak cevap verilmediğini, ayrıca davalı yanın, müvekkilinin Türkiye’ye gönderdiği ürünlerle ilgili olarak marka ihlali gerekçesiyle Gümrük Kanunun 57.maddesi uyarınca Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünün … sayılı kararıyla durdurma kararı da verildiğini, davalı tarafından yapılan bu haksız ve kötü niyetli müraacat sebebiyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını iddia ederek davalının TPE nezdinde tescilli … no ile tescilli “…” ibareli markanın hükümsüzlüğünü, 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini, davalı adına tescilli … no ile tescilli “…” ibareli markanın 3.şahıslara devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin ülkemize göndermiş olduğu markaları taşıyan ürünler ürünlere ilişkin Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Orta Akdeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğünün … sayılı kararıyla durdurma kararının kaldırılması ve davalının yapacağı müraacatla bu veya benzer gerekçelerle aynı şekilde müvekkilinin ürünleriyle ilgili durdurma kararı alınmaması yönünde tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin markasını ve kendi tasarım şeklini tescile bağladıktan sonra yurt içinde bir çok yatırım yaparak kullanmaya başladığını, müvekkilinin markasının davacı markasından daha önce tescil edildiğini, davacının “…” markasının da … menşeili bir şirkete ait olduğunu davacıya ait olmadığını, davacı tarafın belirtmiş olduğu “…”, “…”, “…” ve şekil markalarının müvekkilinin tescil ettirmiş olduğu” …” markasıyla farklı sınıflarda yer aldığını, davacı tarafın markalarının 03. Sınıf emtiaları; müvekkilinin markası ise 30/ 35. Sınıf emtialarını kapsadığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; Davalı adına …no ile tescilli “…” markasının hükümsüzlüğü, ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili taleplerine ilişkindir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 04/09/2020 tarihli raporlarında özetle; Davalının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … tescil numaralı “…” markasının davacının tescilli markaları ile benzer olduğunu bu sebeple karıştırılma ihtimali olduğu ve iltibas yarattığını, SMK md. 6/1 ve md. 25/1 uyarınca hükümsüzlük ve sicilden terkin şartlarının oluştuğunu bildirmişlerdir.
Türk patent ve marka kurumundan gönderilen marka tescil belgeleri incelendiğinde; … nolu “… “ markasının 30 ve 35. Sınıflar için ilk kez davalı adına 23.6.2017 tarihinde tescil edildiği, markanın bir şekil markası olup, görsel bir kadın resmi ile oluşturulduğu markada … ibaresinin kadın görselinin şekil olarak dikkat çekici nitelikte bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının ise … nolu markasının 03,sınıf için kına ürünü de dahil olmak üzere ilk kez 31.3.2009 tarihinde tescil edildiği ve kadın görseli ile marka oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Davacının … nolu markasının 03,sınıf için ilk kez 25.3.2014 tarihinde tescil edildiği ve markanın … ibaresini içerdiği anlaşılmıştır.
Davacının … nolu markasının 03.sınıf için ilk kez 12.12.2008 tarihinde tescil edildiği ve markanın … ibaresini içerdiği anlaşılmıştır.
Davacının … nolu markasının 03,sınıf için ilk kez 5.11.2009 tarihinde tescil edildiği ve markanın … ibaresini içerdiği anlaşılmıştır..
… nolu dava dışı… şirketi adına 03.sınıf için markanın 21.7.2007 tarihinde tescil edildiği ve kadın görseli ile marka oluşturulduğu, ayrıca bu markanın uluslarası tescil nosunun … olduğu anlaşılmıştır.
Davacı dava dilekçesinin ekinde marka lisans sözleşmeleri sunmuş olup, davacının lisans alan sıfatıyla marka üzerinde hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK 6. /1 maddesinde; ‘Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir şeklinde düzenlenmiştir. SMK md. 6 /1 uyarınca aşağıda karıştırılma ihtimalinin unsurları dikkate alınarak benzerlik incelemesi yapılmaktadır.
Markalar arasında ayniyet veya benzerliğin tespitinde markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Marka incelemesi, markayı oluşturan unsurlar parçalara bölünerek yapılmamalıdır. Markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tanımlayıcı işaretlerden oluşan kısımlarının, aynı yada benzer olup olmadıklarının üzerinde durulmasına gerek yoktur. (Prof. Dr. Sahih Arkan, Marka Hukuku, cilt 7, s. 99).
İltibasın, karıştırılma olasılığının belirlenmesinde iki markanın bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakılmalıdır.
Davacının “…” ve şekil markalarının Türk Patent ve Marka Kurumunun Tanınmış Markalar Sicili’nde kaydı bulunmamaktadır. Davacı markasının tanınmış marka olduğu yönünden WİPO kriterleri ve Yargıtay İçtahatlarına uygun delil sunulmadığı, bu nedenle davacı markasının tanınmış marka olmadığı anlaşılmıştır. Dosya kapsamından ve dosyaya sunulan belgelerden davacının eagle + şekilşekil markasının Birleşik Arap Emirlikleri’nde 03. sınıfta 2000 yılında başvurusunun yapılarak koruma altında olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafından ibraz edilen faturalardan …, … ibareli toz kınanın 2008 yılından beri Türkiye’ye satışının / İhracatının yapıldığı görülmektedir. Davacının… markaları …, … tarihlerinde … markalı kına ürününün Türkiye’ye satışı gerçekleşmiştir. … ibaresinin 03 ve 44. sınıflarda 2002 yılında yapılan başvurusu 2007 yılında davacı adına tescil edilmiştir.
Davacı tarafından 16.06.1986 yılında … ibareli kına ürünlerinin satışı / ihracatı yapılmıştır.
Davacının … markası 3. sınıfta 1989 yılından beri koruma altındadır.
Dosya kapsamından davacının “…” markalarının 1989 yılından beri Hindistan’da koruma altında olduğu anlaşılmaktadır. Davacının markasında yer alan kadın yüzü şeklinin davacı adına 1989 yılından beri Hindistan, 2000 yılından beri Arap Emirlikleri’nde ve 2009 yılından beri Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde Türkiye’de koruma altında olduğu sunulu belgelerden, lisans sözleşmeleri kapsamından, şekil görsellerinden ve bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır.
Söz konusu şeklin davalı tarafından markasında birebir aynısının kullanılarak şekil markası oluşturulduğu görülmektedir. Kadın yüzü davacının markalarının asli unsuru ve markanın ayırt edici unsurudur.
23.06.2017 tarihinde marka başvurusu yapan davalının bu şeklin birebir aynısını tesadüfen kendisinin oluşturduğunun düşünülmesi eşyanın tabiatına aykırıdır.
Markalar karşılaştırılırken markada bulunan ibareler tek tek parçalanarak değil bir bütün olarak değerlendirmede esas alınır.
Markaların bütünü itibariyle bıraktıkları etki incelendiğinde, ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde benzerlik oluşturduğu; markaların bütünü itibariyle bıraktığı etki dikkate alındığında görsel, fonetik olarak benzer olduğu anlaşılmıştır.
Davacının … numaralı “…” markası, … numaralı “…”, … numaralı “…, … numaralı şekil markaları 03. sınıfta tescillidir.
Davalı adına hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı “…” markası 30. Sınıfta “Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar, ve 35. sınıfta “Müşterilerin mallan elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Parfümeri: kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvartiar için deodorantlar dahil: ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç). Yiyecekler için çeşni / lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar, mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri: (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir) tescillidir.
Her iki taraf kına ticari yapmaktadır. Davacının marka tescil belgesinde kına emtiası tescillidir.
Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ uyarınca; Kına ürünü Mal ve Hizmet Sınıflandırma Listesi 03. Sınıfın 2, Alt grubunda; “Parfümeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil; Haç ihtiva eden kozmetikler hariç) koruma altındadır.
2008 – 2009 yıllarında Kına ürünü sınıf listesinde 03. sınıfin 03. Alt grubunda aynca ve açıkça düzenlenmiştir. Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 11. maddesinin 3. bendine göre, başvuruya konu mal veya hizmetler 12/7/1995 tarihli ve 95/7094 sayılı Bakanlar Kurulu Karan ile katılmamız kararlaştırılan Markaların Tescili Amacıyla Mal ve Hizmetlerin Uluslararası Sınıflandırılmasına İlişkin Nis Anlaşmasına göre sınıflandırılır.
Kurum, başvuruda yer alan mal veya hizmetlerin ait olduğu sınıflarda ve sınıf numaraları üzerinde gerekli düzeltmeleri yapabilir . Bu kapsamda sınıf listesinin revize edilmesi sebebiyle 2014 yılından beri 3. sınıfın 02. alt grubu kapsamında korunmaktadır.
Davalının 35. sınıfta malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için
Parfiimeri; kozmetik ürünleri, kişisel kullanım amaçlı koku vericiler (insan ve hayvanlar için deodorantlar dahil;ilaç ihtiva eden kozmetikler hariç). Sabunlar (ilaç ihtiva eden sabunlar hariç)… mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri: (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” şeklindeki tescili kına ürünlerinin ticaretini içermektedir.
Sonuç olarak her iki tarafın markasının farklı sınıflarda tescillerinin bulunmasına rağmen aynı alanda kullanıldığı anlaşılmaktadır.
6769 sayılı SMK Md. 6/1 maddesinde belirtilen nispi red sebepleri değerlendirilirken, ilgili sektördeki ortalama tüketici algıları dikkate alınmaktadır. Bu tüketici modeli, kural olarak alışveriş sırasında çok vakit harcayan, inceden inceye araştıran karşılaştıran bir tüketici anlamına gelmemekte, ancak bilgisi olan ve malı daha önce almış, kullanmış veya bilen bir tüketici olarak kabul edilmekledir,
Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde Ölçü ise, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma İhtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta gene! görünüş açısından ‘”umumi intiba olmasa bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. Firmaların hizmet verdiği kitle özel bir tüketici grubu ya da uzmanlık / ihtisas sahibi bir tüketici grubu değildir. Bu sebeple ortalama tüketici kitlesinin dikkate alınması gerekmektedir. Markaların aynı sınıfta korunduğu ve kullanıldığı, Davacının markaları ile Davalının tescilli markası arasında bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik olduğu hususu HMK 266. Madde kapsamında denetim ve hüküm kurmaya elverişli, dosyadaki deliller ile uyumlu, marka hukuku ilkelerine göre hazırlanmış olduğundan, hükme dayanak yapılan rapor içeriği de gözetilerek TPMK nezdinde tescilli … nolu “…”ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı manevi tazminatta talep etmiş olup, huzurdaki dava markaya tecavüzün tespiti kapsamında açılmamış, hükümsüzlük kapsamında açılmıştır. Davalının marka başvurusunda bir an için kötüniyetli olduğu kabul edilse dahi davacı yan manevi yönden ne şekilde zarar gördüğünü ispat edememiştir, zira davacı üzerinde hak iddia ettiği markaları devir yoluyla almış olup, devir belgelerini kuruma vererek marka tescili elde etmiştir, davalı da kendi tescilli marka hakkına dayalı olarak Gümrük de durdurma talep etmesi yani tescilden doğan yasal hakkını kullanması nedeniyle davacının manevi olarak zarara uğradığı hususu ispat edilememiştir. Öte yandan Yargıtay HGK’nun 17.0.2012 tarih ve 2012/11-236 nolu ilamı , 2.3.2013 tarih ve 2013/11-52 esas-2013/1416 karar sayılı ilamları gözetildiğinde; “…bir marka tescili hükümsüz kılınmadıkça sahibinin tescilden kaynaklanan haklarının elinden alınmasının mümkün olmadığını” içtihat etmektedir.(kaynak www.uyap.gov.tr) Her ne kadar huzurdaki davada 6769 sayılı SMK’nun uygulanması söz konusu ise de; SMK 155/1 maddesi “ marka sahibinin , kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açtığı tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez” düzenlemesini getirmiş ise de; yasada açıkça tecavüz davasından bahsedildiği, hükümsüzlük davasından bahsedilmediği, davacı da huzurda marka hakkına tecavüzün önlenmesini talep etmediğinden , bizatihi hükümsüzlük davası açılmasının davacının manevi yönden zarar gördüğü hususunun ispatına bağlı olduğu, davacının durma işlemi nedeniyle belki maddi olarak zarara uğradığı varsayılsa dahi manevi yönden salt davalının tescilli hakkına dayalı olarak durma kararı alması nedeniyle manevi ticari varlığında kötüleşme hususu ispat edilemediğinden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davanın kısmın kabulüne kısmen reddine,
2-Davalı adına TPMK nezdinde tescilli … nolu “…”ibareli markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde TPMK ya müzekkere yazılmasına,
3-Manevi tazminat isteminin reddine,
4-54,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 201,77 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
5-Markanın hükümsüzlüğü talebinin kabülü yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat talebinin reddi nedeniyle; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 256,17 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 2.000 TL bilirkişi ücreti ve 206 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.498,07 TL’nin 3/2 sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararıntebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulenanlatıldı. 24/11/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır