Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/22 E. 2019/428 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/740 Esas
KARAR NO : 2019/426

DAVA :Marka Hakkının İhlali ve Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat İstemli
DAVA TARİHİ : 06/11/2017
KARAR TARİHİ : 06/11/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkının İhlali ve Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat İstemli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacıya ait … nolu … şekil ve … markalarının davalı yanca korsan olarak … adıyla piyasaya sürdüğünü , ürünlerin paketlenme ve etiketlenmesi dahil davacının tescilli şekil markasının birebir kullanıldığını bu kapsamda davalı eyleminin marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, şimdilik 1.738,444 euro maddi , 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline,hükmün ilaına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesi ile ayrıca ön inceleme oturumundaki beyanlarında; teminat itirazında bulunarak, davacının … nolu markası yönünden 2.sınıfta tescili bulunmadığının gözetilmesini,davacı markalarının asıl unsurunun … ve … kelimeleri olduğunu,bu markaların hiç birinin müvekkili şirkete ait … markası ile karıştırılma ihtimali olmadığını, tamamen FARKLI olduğunu, yine … ve … markalarının Türkiye’de hiçbir sınıfta tescilininin bulunmadığını,davacının … markasında tali unsur olarak kullandığı dalga işaretinin de tek başına bir tescilli olmadığını, , … tarafından tek başına da kullanılmadığını, dava konusu boyalarda … – … – … markaları ile hep birlikte kullandığını, davacı tarafça gerçek durum çarpıtılarak, … kelimesi yanında tali unsur olarak kullanılan dalga işaretinin markanın bizzat kendisi gibi lanse edildiğini,Müvekkili tarafından, satılan ürünlerin tamamının, yerli ve milli olduğuna vurgu yapmak amacıyla … ve … markasıyla satıldığını, ürünlerin renk etiketlerinde ise, renk kodunun baş harfinin altına vurgu yapmak amacıyla, dalgamsı bir İşaretin de bir süre kullanıldığını,müvekkilinin … ibareli markasını piyasada gerek görsel tasarım gerek ambalaj tasarımı olarak davacı markası ve ambalajı ile hiç bir benzerlik içerisinde bulunmadığını,ürünün tüketicisi profesyönel sanayiciler olup, uzun denemeler sonucu ürün satın alınmakta olduklarından ve davacının yabancı menşeli olması ve piyasadaki kendi yaşadığı olumsuzluklar nedeniyle huzurdaki davayı açtığını , ayrıca dava konusu marka ihlali iddiası olup, ürünün içeriği kapsamında bir patent tecavüzü ile ilgili açılmadığını, yerinde keşif yapılması talebinin kötü niyetli olduğunu, ihtiyati tedbir talebininde kötü niyetli olarak ileri sürüldüğünü, davalının kendi tescilli markasını kullanmakta olduğunu,davanın reddini talep etmiştir.
DELİLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık; davacı adına … nolu … şekil ve … markalarının davalı yanca korsan olarak … adıyla piyasaya sürdüğünü , ürünlerin paketlenme ve etiketlenmesi dahil davacının tescilli şekil markasının birebir kullanıldığını bu kapsamda davalı eyleminin marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, şimdilik 1.738,444 euro maddi , 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline,hükmün ilaına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler marka hukukunda uzman akademisyen Doç Dr. … ve Grafim tasarını konusunda uzman öğretim görevlisi …’nın müşterek ve hükme esas alınan denetim ve hüküm kurmaya elverişli 11.6.2019 tarihli raporlarında; Davacının tescilli markasının esas unsurunun … kelimesi olduğunu, sarı çizgi üzerinde yani sadece şekil üzerinde davacı tarafın marka hakkının bulunmadığını, dosyaya sunulan belgelerden sadece bu ibarenin davacı taraf üzerinde ayırt edicilik kazandığının da ispatlanamadığını, davalı tarafından kullanılan markanın … şekil markası olduğu, davalı tarafından ürün ambalajlan üzerinde söz konusu markanın baskın şekilde kullanıldığını, davalı tarafından ürün ambalajı üzerinde renk kodlarının altında dalga formunun kullanıldığı, söz konusu kullanımın davacı markasının kullanımı şeklinde değerlendirilemeyeceği, bu kullanım nedeniyle ürün kullanıcısı tarafından ürünlerin karıştırılmayacağı ve ilişkilendirilemeyeceği, davalı eyleminin markaya tecavüz oluşturmadığı, Davalı tarafından kullanılan dalga şekli, ürün ambalajı üzerinde baskın konumda olmadığından , Davalı ürün ambalajında markası ve logosunun ön planda olduğu, tüketici grubu da dikkate alındığında karıştırılmayacağı ve logonun kullanımının haksız rekabet oluşturmayacağı, yine davalı tarafından işaretinin ambalajda hatta benzer konumda kullanılmasının bu hüküm kapsamında haksız rekabet oluşturmayacağı zira bu işaretin davacı tarafın iş ürünü olmadığı, bu işaret nedeniyle ürünlerin karııştırılmayacağı, bu nedenle ambalajların benzer olarak değerlendirilemeyeceği ve teknik incelemede ambalajların bütünsel bakış açısı ile farklı olduğu kanaatine ulaşıldığını,Davacı tarafından davacı ürün formülünün kopyalandığı iddia edildiğini, ancak dosyaya mübrez belgeler içinde bu yönde bir inceleme yapılmamış olmakla birlikte bu konunun uzmanlık alanları içinde olmadığı,Davacı tarafından genel bilgi formunun özel olarak hazırlandığının ve davalı tarafından kopyalandığının iddia edildiği, ancak kod numaralarının Yönetmelik ekinde ne amaçla yer aldığının belirtildiği, yine yanında geçen ifadelerin genel geçer ifadeler olduğu, taraf bilgi formunda marka ve şirket isimlerinin ve ürün özelliklerinin farklı olduğu, söz konusu kod açıklamalarının herhangi bir hususiyet taşımadığı, davalı eyleminin haksız rekabet oluşturmadığını bildirdikleri anlaşılmıştır.
Ayrık rapor sunan Kimya mühendisi … ürünlerin kimyasal analiz raporu doğrultusunda ürün içinde kullanılan mürekkeplerin %100 oranında benzeşmesi ,bu benzerliğin davacının haklılığını gösterdiğini,taraflar arasındaki ihtilafda davacının lehine değerlendirme yapılması gerektiğini bildirmiştir. Ancak bu bilirkişinin raporu yok hükmündedir. Zira bilirkişiye ürün üzerinde analiz yapılması için bir yetki verilmemiştir. Sektör bilirkişi sıfatı ile taraf markalarının piyasadaki bilinirliği yönünden bir inceleme yapması gerekirken ayrıca raporda kullandığı uslup yani davacının lehine değerlendirme yapılması gibi bir uslüp mahkememizce kabul edilemeyeceğinden ayrık rapor yok hükmündedir. Somut olayda davacı bir patent ihlali ürün formülasyonuna dayalı olarak talepte bulunmamıştır. Somut olay tamamen tarafların ürünlerinin piyasadaki ambalaj dahil sunum nedeniyle bir marka ihlali yada haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı hususları ile ilgilidir.
Taraflarca dosyaya uzman görüşleri de sunulmuştur.
Uzman … mütalasında; dalga işaretinin davacıya ait markalarda yer alması nedeniyle davalı kullanımının marka hakkını ihlal ve haksız rekabete neden olacağını bildirmiştir.
Uzman … mütalasında; dalga şeklinin tek başına davacıya marka hakkı vermediğini, kullanımın tüketici nezdinde iltibasa neden olamayacağını, yine ürün üzerinde tahriş edici özelliği bulunduğu uyarısının yasal bir zorunluluktan kaynaklandığını, bu kullanımı davacının engellleme hakkının bulunmadığını, davalı kullanımının marka hakkını ihlal ve haksız rekabete neden olmayacağını bildirmiştir.
Uzman … mütalasında; dalga şeklinin tek başına davacıya marka hakkı vermediğini, kullanımın tüketici nezdinde iltibasa neden olamayacağını, davacı markasındaki ve davalı kullanımındaki dalganın aynı olmadığını, kodun rengini belirtmek için kullanıldığını, yine ürün üzerinde ünlem uyarısının yasal bir zorunluluktan kaynaklandığını,kimsenin tekeline verilemeyeceğini, bu kullanımı davacının engellleme hakkının bulunmadığını, davalı kullanımının marka hakkını ihlal ve haksız rekabete neden olmayacağını bildirmiştir.
Toplanan deliller , ürün görselleri ,marka tescil belgeleri, taraflarca sunulan uzman görüşleri ile hükme esas alınan Bilirkişiler marka hukukunda uzman akademisyen doç dr. … ve Grafim tasarını konusunda uzman öğretim görevlisi …’nın denetim ve hüküm kurmaya elverişli 11.6.2019 tarihli raporları gözetildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bir ürünün dış görüntüsünün / tasarımının emsallerinden farklılık göstermesi vayırt ediciğilinin olması gerekmektedir. Bu farklılık ambalajın özel formu veya özel rengi olabildiği gibi, ambalaj üzerindeki etiketin tasarımı ve markanın (LOGONUN) tasarımı olarak ayrı ayrı veya bir bütün arz eder şeklinde olabilir. Burada en önemli unsur AYIRT EDİCİ niteliğe sahip olmasıdır. 6769 s. SMK.da “MADDE 55 düzenlemesinde; Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür.Ürün, bilgisayar programları hariç olmak üzere, endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanı sıra birleşik bir ürün veya bu ürünü oluşturan parçaları, ambalaj gibi nesneleri, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumlarını, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri ifade eder.” şeklinde tanımlanmaktadır.
Davacı ve davalı tarafların ürün tasarımları niteliğindeki bidon AMBALAJLARI incelendiğinde; yasadaki tanımda geçen; Grafik sembolleri ve tipografik karakterler içeren, birden çok nesnenin bir arada algılanan sunumları olan AMBALAJ olarak değerlendirildiğinde; Sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilen MARKA olarak değerlendirildiğinde, ürünlerinin bir bütün olarak genel gürünüm itibariyle farklılık ihtiva ettiği marka ihlaline ve davalı ambalajının haksız rekabete neden olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacı yanın tek başına tescilli sarı dalga şeklinde bir marka tescili bulunmamaktadır. Başvuru aşamasında markası bulunduğu anlaşılmış olsa da tescil edilse dahi ancak zayıf marka olarak korunabilir. Zira dosyaya sunulan delillere göre sarı dalga ibaresi ile davacının tanındığı bilindiği de ispat edilmemiştir.
Markalar arasındaki karıştırma ve haksız rekabet iddiları değerlendirilirken markanın bütünsel olarak bıraktığı etki gözetilerek inceleme yapılır. Bu global değerlendirmede, özellikle bu markaların dominant baskın ve ayırd edici unsuru dikkate alınarak söz konusu markaların görsel işitsel ve anlamsal benzerliğine göre markaların bıraktığı bütünsel izlenim dikkate alınır. Burada tüketicinin markalardaki baskın ve ayırd edici unsurları gözettiği de unutulmamalıdır.
Adalet Divanı 120/04 Thomson Lıfe kararıyla, önceki kararlarındaki genel görüşünü tekrarlıyarak “karıştırma ihtimali değerlendirmesinde markanın görsel işitsel ve anlamsal benzerliğinin bıraktığı bütünsel izlenime göre özellikle bunların baskın ve dominant unsurları dikkate alınarak yapılacağını, ancak Tüketicinin markayı bir bütün olarak algılaması ve detayların incelemesine girmemesinin, kompleks (birkaç birleşenden meydana gelen iki kelime veya kelime+şekil markaları gibi) markanın bir unsurunun alınıp, onu diğer marka ile karşılaştırılması anlamına gelmediği, Bilakis markaların her birinin kendi bütünselliği içinde incelemesi gerektiği, bu hususun ise gerek dosyaya sunulan çoğunluk raporunda biilsel olarak incelendiği gerekse … tarafından sunulan mütalada da bu hususun marka hukukana ilişkin olarak incelendiği görülmektedir.
Dolayısıyla somut olayda davacı markasında yer alan sarı dalga şekli davalı markası içinde bağımsız (otonom) kalıp kalmadığı ve ayırd ediciliğini koruyup korumadığı hususu yönünden ele alındığında davalı markasının baskın bir şekilde … ibaresi ile birlikte piyasada yer aldığı, davacının aslı olarak markasındaki … ibaresine davalı kullanımında yer verilmediği sabittir.
Öte yandan “Ticari alanda cins çeşit, vasıf, kalite, amaç belirten veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaları içeren ibareler marka olarak tescil edilemez. Avrupa Adalet Divanı ve Avrupa marka Ofisi ve yargıtay içtahatlarına göre bu maddenin yorumunda hareket noktası markanın esaslı fonksiyonudur. (fonction essentielle) markanın esaslı fonksiyonu direktivin 2. maddesinde “bir müteşebbisin mal ve hizmetlerini başka müteşebbisin mal ve hizmetlerinden ayırmaya müsait” olma olarak belirtilmiştir. Dolayısıyla davacı markasındaki ayırt edicilik … ibaresi olup, sarı dalga markada yan unsur olarak yer almakta olup, davalının markası ise … şekil ibaresinden oluşan …(… kombin) ile oluşturulmuş olup markada asli unsur … ibaresidir. Dolayısıyla da … ibaresi marka olarak tescil edilmeyecek işaretlerden olduğundan ve markanın ayırd edici unsuru olmadığından ve ancak diğer ayırd edici işaretlerle birlikte tescili mümkün olduğundan davalının ticari hayeattaki kulanımının ise herhangi bir iltibasa imkan vermediğinden dürüst ticari kullanım kapsamında bulunduğundan davanın reddi gerekmiştir.
Toplanan deliller incelendiğinde; Davacı yanın … tescil numaralı (“…+şekil”) markasında yer alan esas unsurun “…” kelime unsuru olduğu, “…” görünümündeki şekil unsurunun ise tali unsur olduğu, Davacı tarafın davaya dayanak olan … tescil numaralı markasının 01, 03, 29, 30 ve 32. sınıflarda tescilli olduğu, bu bağlamda davacının markasının tescilli olduğu ürünler ile davalının kullanımının bulunduğu ürünler arasında sınıfsal bir ayniyet olmadığı gibi ürün bazında bir benzerliğin de bulunmadığı, bu anlamda, m. 7/2-b çerçevesinde markaya tecavüz fiilinin kabulü için aranan unsurlardan biri olan tescilli mallar ile kullanımın gerçekleştiği ürün arasındaki ayniyet/benzerlik şartının somut olayda gerçekleşmediği, Marka korumasının onun tescilli olduğu ürünler ya da benzerleri ile sınırlı olması kuralının istisnası olan tanırımışlık bağlanımda davacının … tescil numaralı markası incelendiğinde; davacı her ne kadar tanınmış marka olduğunu iddia etse de dosya kapsamında bu iddianın ispat edilemediği, tanınmışlığın sadece “…” kelimesi değil iltibasa yol açtığı iddia edilen dalga şekli ile birlikte var olması gerektiği, bu işaret bağlamında Türkiye’deki bilinirlik seviyesinin tanınmıştık için yeterli olmadığı, sonuç itibarıyla davacının markasının tescilli olduğu ürünler bağlamında tanınmış marka niteliğini haiz olmadığı ve ürün bakımından genişletilmiş korumadan yararlanma imkanının bulunmadığı, işaretsel benzerlik/ayniyet incelemesi kapsamında; davacının markası ile davalının markası arasında ortak tek unsurun, davacının markasında kelime unsurun üzerinde yer alan “…” şekli olduğu, bu bağlamda davacı markasındaki esas unsur olan “…” kelimesi ya da bu kelimenin bir benzerinin davalının kullanımında yer almadığı, ayrıca davacı markasındaki ile davalının kullanımındaki “dalga” şeklinin de birebir aynı olmadığı, sadece davacının markasında yer alan ve tek başına ayırt ediciliği bulunmayan bir tali unsurun “benzerinin” kullanılmış olmasının davalının, davacının markası ile -teknik anlamda- benzer bir marka kullandığı anlamına gelmeyeceği, bu nedenle davacı markası ile davalı kullanımı arasında isaretsel benzerlik bulunmadığı, Davacı markası ile davalının kullanımı arasında gerek işaretsel gerek de ürünsel ve sınıfsal benzerlik bulunmadığı dikkate alındığında SMK m. 7/2-b kapsamında marka hakkına tecavüz oluşmasının mümkün olmayacağı, davacı markası ile davalının kullanımı arasında karıştırma ihtimalinin de bulunmadığı, Karıştırılma ihtimali bulunmaması sebebiyle de, SMK m.7/2-b kapsamında markaya tecavüzün şartlarının oluşmadığı, Davacı yan her ne kadar, davaya konu markasında yer alan dalga işareti üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu iddia etse de, bu işaretin tek başına ayırtedici olduğunun ortaya konulamadığı davacı tarafın bu işaret üzerinde marka hukuku anlamında gerçek hak sahipliğinden bahsedilemeyeceği, zaten davacı tarafın anılan soyut/münferit şekle ilişkin marka tescil başvurusunun Türk Patent tarafından reddedildiği, tüm bunlar karşısında dalga işaretinin eskiye dayalı kullanım çerçevesinde marka hakkının kazanılması bağlamında değerlendirilmesinin ve buna binaen korunmasının söz konusu olamayacağı, Davacının haksız rekabet iddiaları bakımından ise, her iki tarafın da ürünlerinde herhangi bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde kendi markalarını açıkça kullandıklarının görüldüğü, Harf kodlarının tarafların tekelinde bulunmadığı, bunların kullanılmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği, harf kodunun altında yer alan “…” işaretinin harfin belirttiği kodun rengini belirtmek için kullanıldığı, zira bu işaretin renk kodunu temsil eden harfin hemen altında rengi vurgulamak dışında bir amaca hizmet edemeyeceği, Kaldı ki bu “…” şeklinin her iki tarafın ürün paketlerinin arka yüzündeki etiket üzerinde ve oldukça küçük bir alanda, belirli bir amaç doğrultusunda kullanıldığı, her ne kadar dava konusu dalga şekli davalının ambalajında da ürünün içerdiği rengi göstermek amacıyla kullanılmış olsa da, bu şeklin özellikle boya/mürekkep gibi ürünler bakımından fırça darbesini hatırlatan basit bir geometrik şekil olması, dava konusu markada ayırt ediciliği sağlamayan tali bir unsur olması ve davacının bu şekil üzerinde tescil dışı gerçek hak sahipliği kazanamamış olması dikkate alındığında söz konusu şeklin davalı tarafından kullanılıyor olmasının haksız rekabet teşkil etmeyeceği, Taraf ambalajlan üzerinde yer alan kare şekli içerisinde yer alan ünlem işaretinin tarafların inhisarında bulunmadığı, bunun kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceği, keza ambalajlar genel görünüm itibariyle incelendiğinde, davalının ambalajında … markası ve yananda kullandığı boya mürekkebinin sıçramasını andıran şekli ile oluşturulan alanın ambalaj etiketinin neredeyse yansım kapladığı görülürken; davacının ambalaj etiketinde daha çok ürünle ilgili özelliklere yer verildiği ve üretici firma … ile ilgili bölümün daha küçük bir alanı kapladığı, ambalajlarda yer alan diğer unsurların ürün bilgisine ilişkin olduğu bunların tarafların inhisarında bulunmadığı, aynca bunların ambalaj üzerindeki kompozisyonunun ve konumlandırmalarının da farklı olduğu, anılan hususlar dikkate alındığında davalı ve davacı yanların ürünleri arasında ambalaj kullanımı açısından da bir karıştırılma ihtimali bulunmadığı ve bu suretle TİK m. 55 vd. düzenlenen haksız rekabet hükümlerinin şartlarının gerçekleşmediği, … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma numaralı dosyasında süren soruşturma kapsamında sunulan bilirkişi raporunun hükme dayanak alınamayacağı, gerek bilirkişiler …, ve …’in denetime uygun raporu gerekse …’nın ve …’un somut olaya uyan hukuki görüşleri gözetilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına subut bulmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davanın reddine,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 133.370,06 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 142.823,26 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Reddedilen marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafın yapmış olduğu 50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 06/11/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır