Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/215 E. 2020/426 K. 31.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/215
KARAR NO : 2020/426

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, DURDURULMASI, ÖNLENMESİ, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 14/05/2018
KARAR TARİHİ : 31/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Maddi – Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin kuyumculuk sektöründe önde gelen firmalardan biri olduğunu, 2017 yılında tescil ettirdiği markaları ile o yıldan bu yana sektörde … markası ile tanındığını, “…” ve “…” markalarının müvekkili adına tescilli olduğunu, davalı tarafın mağaza, vitrin ve broşürlerinde … markasını haksız ve izinsiz olarak kullandığını tespit ettiklerini, davalıya tecavüze son vermesi için ihtarname gönderdiklerini, cevabı ihtarname ile tecavüze son vermeyeceklerini beyan ettiklerini, … 2. FSHHM’nin … D.İş. dosyasında tespit talep ettiklerini, tespit sonucu düzenlenen raporda davalı tarafın müvekkilinin markaları ile iltibas yaratan kullanımlarının varlığının tespit edildiğini, davalı tarafın müvekkiline ait markanın aynısını kullandığını, davalı şirket yetkilisi ve müvekkili şirketin eski ortağı olan ..’in 05/12/2017 tarihinde tüm marka haklarını müvekkiline devrederek ayrıldığını, davalı şirketin 10.11.2017 tarihinde kurulduğunu, müvekkilinin kuruluşunun çok daha eskilere dayandığını, davalı adına tescilli herhangi bir marka olmadığını buna rağmen davalı tarafın, müvekkili aleyhine … FSHHM’de hükümsüzlük davası açtığını ve aynı zamanda tazminat talep ettiklerini, davalı eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, davalıya ait tanıtım ve reklam ürünlerine el konulmasını, şimdilik 1.000 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 1995 yılından beri kuyumculuk sektöründe hizmet verdiğini, “…” markasını uzun zamandır kullandığını ve tanınmış hale getirdiğini, “…” markasının tescilli olduğunu, davacı tarafın markasının hükümsüz kılınması amacıyla … FSHHM’de hükümsüzlük davası açtıklarını, müvekkilinin davacıdan önce ticaret hayatına başladığını ve … olarak faaliyet gösterdiğini, davacının ise 2015 yılında … adı altında kurulduğunu, müvekkilinin davacı şirketin kurucularından olduğunu, müvekkili şirketin sahibinin her iki şirketten 15/12/2017 tarihinde ayrıldığını sonrasında 16/11/2017 tarihinde … firmasını kurduğunu ve 01/12/2017 tarihinde unvan değişikliği yaparak … adını aldıklarını, müvekkili şirket yetkilisi …’in davacı şirketten de dahil … ibaresinin kurucusu olduğunu, bu ibareyi bulan, kullanan ve maruf hale getirenin kendisi olduğunu, … markasının gerçek hak sahibinin müvekkili şirketin kurucusu olan …’in olduğunu, tüm bunları bilmesine rağmen davacı tarafın kötüniyetli olarak marka tescillerini gerçekleştirdiğini, sonrasında ihtarname gönderdiklerini, müvekkilinin tescilli markasına uygun kullanım gerçekleştirdiğini, davacı tarafın markasında geçen … ibaresinin ayırt edici bir ibare olmadığını, davacı tarafın ayırt ediciliği olmayan halka mal olmuş bir kavramdan yola çıkarak tecavüz davası açmasının kötü niyetli bir davranış olduğunu, müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz veya haksız rekabet teşkil eden eylemler içerisinde olmadığını, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
… 2. FSHHM’nin …D.İş dosyası istenmiştir.
… 1. FSHHM’nin … E. … K. ve 13/06/2019 tarihli kararı istenmiş, incelendiğinde: Davacının …TİC. LTD. ŞTİ, davalının … LTD. ŞTİ, davanın … numaralı “…” ve …numaralı “…” markalarının hükümsüzlüğü olup 13/06/2019 tarihinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
20/08/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ibraz edilmiştir.
20/08/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı tarafın … ibareli markasal kullanımlarının davacı tarafın marka haklarını ihlal ettiği, davalı tarafın defter ve kayıtlarında elde ettiği bir kazanç olmamasından ötürü hesaplamanın yapılamadığı, davalı tarafın … markası üzerinde davacı taraftan önce gerçek hak sahibi olduğu hususunun ispatlanamadığı, … kelimesinin kuyumculuk sektöründe zayıf marka olarak nitelendirilemeyeceği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, davacı şirkete ait “…”, “…”, “…” ibareli markalarından kaynaklı haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1000TL maddi, 1000 TL manevi tazminatın tahsiline ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, taraflara ait mali kayıtlar celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmü,
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; ” hükmü,
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. Bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
TPMK KAYITLARI İNCELENDİĞİNDE: Davacı adına … numaralı “…”, … numaralı “…” ve … numaralı “…” ibareli markaların tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin … numaralı ve “…” ibareli marka başvurusuna itiraz edildiği, itiraz neticesinde başvurunun reddedildiği anlaşılmıştır.
SMK, Borçlar Kanunu hükümleri, mevzuat ve Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Davalı tarafın … markası üzerinde davacı taraftan önce gerçek hak sahibi olduğu hususunun ispatlanamadığı, … kelimesinin kuyumculuk sektöründe zayıf marka olarak nitelendirilemeyeceği, davalı şirketin … ibareli markasal kullanımlarının, davacı şirketin tescilli markalarından kaynaklı haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, bu eylemlerin durdurulmasına, önlenmesine, markaya tecavüz teşkil eden … ibaresini taşıyan davalıya ait her türlü basılı evrak, broşür, katalog, internet sitesi tanıtımı ile ambalaj, tabela görsellerinden, diğer ticari evraktan çıkartılmasına ve silinmesine, silinmesi mümkün olmadığı takdirde masrafın davalıdan alınarak imha edilmesine karar verilmiştir.
Davalı şirket, davacının iktisati menfaatlerine aykırı kendisine ise fayda sağlayacak şekilde kullanımlarda bulunduğundan kusurlu olup tazminat ödemekle yükümlüdür.
Davacı tarafça SMK 151/2-b maddesine göre maddi tazminat talep edilmiş, mali bilirkişi tarafından yapılan incelemede davalı şirketin dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süre içinde usule uygun olarak yapıldığı, defter ve kayıtlarında elde ettiği bir kazanç olmadığı, zarar ettiği bildirildiğinden somut olayın özelliği ve Borçlar Kanunu hükümleri gözetilerek takdiren 1000 TL maddi tazminata hükmedilmiştir.
Davacı tarafça manevi tazminat talep edilmiş, marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak – nesafet ve adalet ilkesine göre takdiren 1.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalının eyleminin, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Markaya tecavüz teşkil eden … ibaresini taşıyan davalıya ait her türlü basılı evrak, broşür, katalog, internet sitesi tanıtımı ile ambalaj, tabela görsellerinden, diğer ticari evraktan çıkartılmasına ve silinmesine, silinmesi mümkün olmuyor ise imha edilmesine, masrafın davalıdan alınmasına,
3-Borçlar kanunu hükümlerine göre takdiren belirlenen 1000TL maddi, 1000TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-136,62-TL ilam harcından peşin alınan 35,90-TL nin mahsubu ile eksik 100,72- TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Markaya tecavüz ve haksız rekabet yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi tazminat yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafın yaptığı 35,90 TL başvuru harcı 35,90 peşin harç, 156 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.277,80- TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Taraflarça fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 31/12/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır