Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/212 E. 2021/49 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/212 Esas
KARAR NO : 2021/49

DAVA : Marka hakkına,ticaret unvanına tecavüz,haksız rekabetin tespiti, tazminat
DAVA TARİHİ : 10/05/2018
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka hakkına,ticaret unvanına tecavüz,haksız rekabetin tespiti, tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 1988 yılından bu yana ülkemizde sektörel yayıncılık alanında mesleki teknik dergi olarak tasarlanan dergiler yayınlamakla olduğunu, dava konusu … dergisinin ilk sayısını 1993 yılında çıkarılmış ve halen bu dergiyi aylık olarak yayınlamakta olduğunu, “ … ” markasını ise … tescil numarası ile 16, 38 ve 41. sınıflarda almış olduğunu, tesisat markasını internet sitesinde sosyal medya adreslerinde, iş yerlerden ve reklam vasıtalarında kullandığını bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini. … A.Ş. olan ticaret unvanını ise 1 Ekim 2013 tarihinden bu yana … A.Ş. olarak değiştirdiğini, Davalı şirketin müvekkilinin tescilli markasında yer alan mal ve hizmetlerle ilgili faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin tescilli markası “…” ve ticaret unvanında yer alan “…’” ibaresinin müvekkilinin izni olmadan bilerek iltibas yaratma amacı ile kullanıldığını,, davalı şirketin kurucuları olan … ve …’ın 31,10.2017 tarihinde müvekkili şirketteki iş akitlerinin sona erdiğini, şirketin eski çalışanları olduğunu, davalı şirketin bilerek ve isteyerek dergi ad ve şirket unvanını davacının şirket unvanı tescilli markası ile aynı içerikte kullanmasının müvekkili şirketin markasına ve ticaret unvanına tecavüz oluşturduğunu vc haksız rekabete yol açtığını, davalı tarafa ait dergi, internet sitesi, sosyal medya hesapları incelendiğinde markalar arasında İltibas yaratmak için bilinçli hareket edildiğini, davalının markasında yer alan tesisat ibaresinin esaslı unsur olduğunu, markalar arasında bağlantı olduğu izlenimi uyandığını, müvekkili şirketin itibarının zedelendiğini, davalının bu şekilde haksız kazanç elde ettiğini, davalı şirketin kullandığı marka ve ticaret unvanı ile müvekkili marka ve ticaret unvanı karşılaştırıldığında marka ve ticaret unvanlarının görsek biçimsel, çağrışma genel görünüm ölçütleri bakımından vc diğer tüm ölçütler bakımından aynı veya ayırt edilemeyecek kadar aynı ve benzer olduğu, sektör tarafından karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, bu durumun haksız rekabet nedeniyle müvekkilinin markasına ve ticaret unvanına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek: Davalının, ticaret unvanının korunması vc haksız rekabet hükümlerini ihlal etmesi sebebi ile müvekkilinin marka vc ticaret unvan haklarına tecavüzün tespitine, tecavüzün önlenmesine, devamını önlemek için gereken tedbirlerin alınmasına, tecavüz fiillerinin durdurulmasına ve menini, müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak vc ürünlerin toplatılmasına, tecavüzün sonuçlarının giderilmesini, kesinleşmiş mahkeme kararının tiraji en yüksek gazeteden biri ile İlanını, Şimdilik 1000TL maddi , 50.000 TL manevi tazminatın marka ve ticaret unvanının haksız olarak kullanılmaya başlandığı tarihten itibaren en yüksek ticari faiz ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:Davalı vekili cevap dilekçesinde; hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, Müvekkili … Ltd. Şti.’nin 2017 yılında kurulmuş olup, “…” isimli dergiyi çıkardığını, davacı yanın dilekçesinde belirttiği … ibaresinin ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek sanat veya ticaret grubuna mensup olanların ayırt etmeye yarayan bir ibare olup marka olarak adlandırılmasının imkansız olduğunu, tesisat ibaresini kullanan birden fazla dergi mevcut olduğunu tesisat ibaresinin sektörel faaliyeti ifade ettiğini markanın esas unsuru olamayacağını genel geçer bir ibare olduğunu, Dergilerin içerik ve dış görünüm itibarı ile birbirlerinden farklı olduklarını, iki dergi arasında bağ kurulmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin yetkilisinin İşçi alacakları için dava açtığını, davacı tarafında huzurdaki davayı haksız ve kötü niyetli olarak açtığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; davalının davacıya ait ticaret ünvanının korunması, haksız rekabet hükümlerine ve marka hakkını ihlal etmesi nedeniyle marka, ticaret ünvanı hakkına yapılan tecavüzün tespiti, önlenmesi, tecavüzün devamının engellenmesi için tedbir kararı verilmesi, fiillerin durdurulması ve men’i, 6769 sayılı SMK’ya göre şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın, 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili, hükmün ilanı istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava, davalının cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ilee ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ile …’nun 27/06/2019 tarihli Mahkememize sunmuş oldukları bilirkişi raporunda; Davacının tescilli … markası ile davalının kullandığı … ibaresinin İltibasa ve haksız rekabete neden olduğu, Davalının Ticaret Unvanında kök unsur olarak yer alan … ibaresin davacıya ait ticaret unvanına tecavüz teşkil ettiğini, Taleple sınırlı olmak üzere davacının 1.000,00-TL maddi tazminat hakkı doğduğunu, ,İncelemenin davacının talebiyle sınırlanmış olmakla birlikte, manevi tazminatın takdiri mahkemenin yetkisinde olduğunu bildirmişlerdir
Bilirkişiler …, …, …’in 08/07/2020 tarihli raporunda; Davalının markasının, davacı markasının yüksek oranda benzerleri olması, davacı markalarının kapsamındaki hizmetlerle aynı hizmetler üzerinde kullanılmasının ortalama tüketici nezdinde iltibas yaratacağı, Davalının ticaret unvanın davacının ticaret unvanına tecavüz teşkil ettiğini, Davacı lehine maddi tazminat hesaplanabilmesi için gerekli olan; davacı ve davalı şirket 2017-2018 yıllan Kurumlar Vergisi Beyannameleri ve ekleri üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucunda davalının zarar etmesi sonucu yoksun kalınan kar kaybının tespit edilmediğini ,bu durumda mahkemenin TTK’nu 58/e maddesine göre maddi tazminat belirlemesi konusunda yetkili olduğunu, Manevî Tazminat bedelinin Mahkemenin yetkisinde bulunduğunu bildirmişlerdir.
MAHKEMEMİZİN KABULÜ ;
Türk patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Davacı adına “ … ” markasının … tescil numarası ile 16, 38 ve 41. sınıflarda ilk kez 30.12.2004 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır.
Davacının … A.Ş. Unvanının 15.3.2013 tarihinde odaya kayıt edildiği ve faaliyet alanının basım-yayın olduğu anlaşılmıştır.
Davalının ise TASFİYE HALİNDE …(ESKİ UNVANI …) olduğu, 8.11.2017 tarihinde odaya kayıt olduğu, faaliyet alanının basım-yayın olduğu anlaşılmıştır.
Davacının gerek ticaret unvanının davalıdan çok daha önce tescil edilmiş olması, keza davacı markasının esas unsurunun … ibaresi olması ve 16,38, 41. Sınıf hizmetler için tescilli olması,bu hizmet sınıfları içinde kitap ve dergi yayın hizmetlerinin de yer alması, davalının aynı alanda çıkardığı dergide … ibaresi ile dergi kapağında esas unsur olan ve davacı adına yayıncılık alanında tescilli … ibaresini markasal olarak kullandığı dolayısıyla davacının marka hakkının ihlal edildiği eylemin aynı zamanda haksız rekabete neden olduğu, ayrıca davalının unvanının da Teknik ibaresi ile başlaması nedeniyle dergiyi gören tüketicinin işletmeler arasında da bağlantı kurmasının kaçırılmaz olduğu anlaşılmıştır.
Davacı ve davalının mali kayıtları celp edilmiş, davalının zarar ettiği anlaşılmıştır.
Kurum tarafından içinde … ibaresi geçen markalar celp edilmiş olup, 41. Sınıf için davacı dışında daha önceki bir tarihli dava dışı şirket bulunmadığı farklı sınıflarda tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Markaların karıştırılması açısından gerek mülga 556 sayılı KHK.nın ve 6769 Sayılı SMK.nun aradığı ve doktrinde kabul edilen görsel, anlamsal, fonetik değerlendirmeler, markanın esas unsuru, yardımcı unsuru türünden tüm ilkelere “markanın bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel intibaı” değerlendirmesine katkı yapan unsurlardır. Şöyle ki; tüketiciler bir markayı duyduklarında veya okuduklarında iltibas tehlikesi ile karşı karşıya kaldıklarında standart düşünce yapısının bir gereği olarak algılarını birleştirmekte ve bu birleşim sonucu oluşan bütüne göre bir karar vermektedirler. Eğer oluşan bu bütün içerisinde tüketicinin aklına iki markanın birbiri ile ilişkili olduğu yönünde az da olsa bir ihtimal beliriyorsa ve markaya güvenle mal ve hizmetlerin karıştırılma ihtimali doğuyorsa, markalar arası iltibasın veya en azından iltibas tehlikesinin kabulü zorunludur. Elbet bu değerlendirme yapılırken markaların tescilli oldukları sınıflar da ( sınıflar yol gösterici olup, mal ve hizmetlerin ayniyeti, benzerliği ve birbiri ile ilgili olup olmadığı) göz önünde bulundurulmalıdır.
Markalar ve unvanlar arasında benzerliğin alıcıları satın almayı düşündükleri mal ve hizmet yerine, bir başka mal ve hizmet almak durumunda bırakması kadar, alıcıların iki farklı mal veya hizmet karşısında olduklarını bilmelerine rağmen bu markalann aynı kişiye ait olduğunu sanmaları ya da bu mallan üreten işletmeler arasındaki idari – ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmalan da iltibas tehlikeleri içinde ele alınmalıdır. (Arkan; s98-99).
Halkın, karşılaştınlan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi halinde benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olacaktır. Markalar arasında karıştırma ihtimalinin tespitinde kural olarak orta seviyedeki tüketiciler dikkate alınacak olup; malın hitap ettiği ortalama bilgi ve dikkate sahip tüketicilerin tamamının ya da büyük bir bölümünün karışıklık yaşaması değil, bu tüketicilerin bir kısmının karışıklık yaşama ihtimali bulunması benzerlik ve İltibas bulunduğunun kabulü için yeterli bulunmaktadır.
Bu noktada tespiti gereken diğer bir husus halk tarafından karıştırılma ihtimalinden ne anlaşılacağıdır. Doktrinde, halk tarafından karıştırılma ihtimalinin iki koşulun bir araya gelmesi halinde vücut bulacağı kabul edilmiş ve bu iki koşuldan ilkinin tescili istenen markanın daha önce tescilli bulunan markanın aynısı veya benzeri olması, İkincisinin ise her iki markanın aynı mal ve hizmetlerde kullanılmasının olacağı belirtilmiştir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, ortalama tüketici olarak tabir edilen alıcının söz konusu iki marka arasında bir bağlantı kurması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali İçin yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir.
Davalı eylemi bir bütün olarak incelendiğinde; 6769 Sayılı SMK mm 6/1 maddesi uyannca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle İlgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere davacı markasına iltibas teşkil edecek şekilde gözde ve kulakta tüketicileri yanıltmasına” neden olacak ve bu durum 6769 Sayılı SMKnun 7/2 (a) ve (b) maddeleri uyannca marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil edecektir.
6769 Sayılı SMK nun 29/1. Maddesinde marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemler sayılmıştır. Buna göre;
a)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak
b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c)Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerekliği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ” şeklindeki eylemler marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmiştir.
Davacı yana tazminat seçim yöntemini bildirmesi için süre verilmiş, davacı ise davalının markayı kullandığı muhtemel gelire göre hesaplanmasını talep etmektedir.
Maddi tazminata ilişkin olarak tarafların mali kayıtları, tarafların ticari sicile kayıt tarihleri, faaliyet alanları, davacı markasının basım yayın alanında bilenen bir marka olduğu yönünde delil göstermediği , davalı şirketin zarar ettiği hususu gözetildiğinde; BK hükümlerin göre tazminatın takdir edilmesi gereklidir. Bilindiği üzere satışlar üzerinden yapılan hesaplamaların, uygulanan pazarlama teknikleri, insan kaynakları, kullanılan araçlar, organizasyonun etkinliği ve satış sonrası hizmetler, ülkenin yada sektörün içinde bulunduğu ekonomik durum, öngörülemeyen salgın yada afet durumları gibi faktörlerin ciroyu etkileyebileceği, ayrıca gelirlerin belirlenmesinde giderler ve karlılık oranlarının belirleyici olacağı, davalının … ibaresini kullanarak ne kadar kar sağladığının tespitinin önemli olduğu, Dava konusu olayda şirketlerin bilanço ve Gider tabloları inceleme neticesinde davalı tarafın 2017/2018 yılları içinde kar etmeyip zarar ettiğinin belirlendiği, davalı şirketin 08/11/2017 yılında faaliyete başladığı ve 2018 yılı dönem sonucunu zararla kapattığı, dolayısıyla davalının herhangi bir ticari karından bahsedilemeyeceği, ancak davacı aynı zamanda haksız rekabete dayalı olarak da talepde bulunduğundan huzurdaki davada davalı bilinçli olarak davacı ile iltibas yaratmak için aynı ibareli ticaret unvanınıda ticaret ünvanı olarak seçtiğinden seçildiğinden davacının talep ettiği 1000 TL maddi tazminatın hakkaniyete aykırı bir bedel olmadığı, ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte bir karar verilmesinin yasanın amacına aykırı olduğu, bu kapsamda BK hükümlerine göre 1000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafın eylemi, davacının marka hakkına ve ticaret ünvanına tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edildiğinden ve davalı taraf bu eyleminde kusurlu olduğundan 6769 sayılı SMK’nun 29, 149.maddeleri gereğince manevi tazminat talebi kısmen yerinde görülerek, fiilin işlenme tarzı, hükmedilecek tazminatın marka sahibinin manevi tatmin duygusunu giderecek düzeyle olması kriteri, hak ve nesafet ölçüleri gözetilmiş ve ihlalin boyutu ile gerçekleşme biçimi, kapsadığı coğrafi alan ile tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal konumları da dikkate alınarak manevi tazminat talebinin 5.000 TL lık kısmının kabulüne, manevi tazminat bir zenginleşme aracı olamayacağından fazlaya ilişkin istemin reddine, hükmün ilanında davacının hukuki menfaati bulunduğundan Mahkeme Kararının Kesinleşmesinden sonra, masrafı Davalıdan alınarak karar özetinin Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı yüksek bir gazeteden birinde bir kez İLANINA, karar vermek gerektiğinden yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalı eyleminin davacının tescilli marka hakkına, ticaret unvanına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2 – İhlal nedeniyle somut olayın özelliklerine göre 1000 TL maddi tazminatınve takdiren 5000 TL manevi tazminatın derginin yayın tarihi 1.ocak 2018 tarihi hâksiz fiil tarihi kabul edilmek suretiyle bu tarihten itibaren en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, manevi tazminatta fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Karar kesinleştiğinde davalı yedinde bulanan ve içinde … ibaresi geçen tabela, tanıtım ve reklam vasıtası olan materyallerin toplatılmasına, ticari hayatta 3. Kişilerin haklarının korunması amacıyla ticari evrak, fatura, mali kayıtların el koyma kapsamı dışında tutulmasına,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
5-409,86 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 461,10 TL harcınkarar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
6-Marka Hakkına tecavüz ve hâksiz rekabetin ve unvana tecavüz talebinin kabulü nedeniyle; Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.900 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yargılama giderlerinden olan 870,96 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı207,55 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.650 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.764,41 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı tarafın yargılama giderlerinden olan 1100 TL bilirkişi ücretinin davalı üzerinde barıkılmasına,
12-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talebi halinde iadesine,
Dair karar davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı,gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 02/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır