Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/187 E. 2018/279 K. 29.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/456 Esas
KARAR NO : 2018/256

DAVA : Hizmet sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat
DAVA TARİHİ : 26/12/2016
KARAR TARİHİ : 07/06/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Hizmet sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilleri ile davalı arasında 20/06/2012 tarihinde yapılmış olan mukavelename ile 5 yıl süre ile geçerli olmak üzere fotomodellik ve mankenlik anlaşması yapıldığını, sözleşmede yer alan 5 yıllık bir süre zarfında davalının, hiçbir şekilde müvekkilinden izin alınmaksızın başka bir ajans ile veya kişi ile bu sözleşme kapsamında kalan modellik, fotomodellik, dizi veya sinema oyunculuğu yapmamayı kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalının müovekkiline göndermiş olduğu … 19. Noterliğinin … tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile, sözleşme yapıldığı dönemde 18 yaşından küçük olduğunu ve bu sebeple sözleşmenin geçersiz olduğunu öne sürerek, sözleşmeyi feshettiğini ve ajans olarak çekilen bütün fotoğrafların silinmesini ve internet sayfalarından kaldırılmasını bildirdiğini, müvekkilinin vermiş olduğu cevabında, sözleşmenin geçersizliğine ilişkin iddiayı kabul etmediğini, reşit olduktan sonra ajanas ile iş yapmaya devam etmesinin sözleşmeyi kabul ettiğini manasına geldiğini, görsel içeriklerin kaldırılmayacağını ve haksız yapılan fesih sebebiyle her türlü maddi ve manevi tazminat, cezai şart ve sözleşmeden kaynaklanan alacakların alınması için dava ve hukuki yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, yapılan ihtara rağmen müvekkiline herhangi bir dönüş sağlanmadığını ve davalının dizi ve film çekimlerine devam ettiğini ve bu süreçte müvekkiline hiçbir şekilde maddi veya manevi tazminat ödeme teklifinde bulunmadığını iddia ederek, davalının müvekkiline … filminden elde ettiği ücretin net %20’sinin üç mislini, şimdilik fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL.’sinin, … filminden ele ettiği ücretin net yüzde 40’ının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000,00 TL.’sinin, sözleşme tarihinin sona ereceği tarih olan 20/06/2017 tarihine kadar davalının müvekkili ile olan sözleşmesine bağlı kalmayarak vermeyeceği hizmetten dolayı şimdilik fazlaya ilişkin taleplerini saklı tutarak 1.000,00 TL maddi tazminat, sözleşmenin 8. maddesine göre kendisine çekilen ihtarnameye rağmen ve haksız fesih sebebiyle 40.000,00 TL cezai müeyyidenin, 10.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının sözleşmenin imza tarihinde müvekkilinin reşit olmadığını bilmesine ve velisinin sadece reşit olacağı sürece kadar adına sözleşme imzalama yetkisine sahip olmasına rağmen, reşit olduğu tarihten sonraki süreci de kapsayacak şekilde 5 yıllık süreli bir sözleşme imzalandığını, davacının basiretli bir tacir olarak müvekkilinin velisinin reşit olduğu sürece ilişkin herhangi bir tasarruf yetkisi olmadığını ve olamayacağını bilmesine rağmen iyi niyet kaideleri ile başdaşmaksızın, müvekkilinin reşit olacağı dönemi de kapsayacak şekilde sözleşme akdederek hukuka aykırı davranışta bulunduğunu ve davacının açıkça kötü niyetli davrandığını, davacının müvekkilinin ve annesinin bilgi noksanlığından faydalanmak suretiyle yaptığı sözleşme ile adeta onların açıklarından çıkarcı bir şekilde yararlandığını, davacının müvekkilinin reşit olmasından sonraki dönemine ilişkin taahhütte bulunamayacağı ve bulunmasının da hukuken mümkün olmaması sebebiyle müvekkilinin fesih bildiriminin hukuka uygun olduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin davalı tarafından haksız fesh edildiği ve sözleşmede belirtilen ücretlerin de ödenmemiş olması iddilarına dayalı olarak davalıdan … filminde yer almasından dolayı elde ettiği kazancın sözleşme kurallarına göre %40 ının belirlenerek bu miktardan şimdilik belirsiz alacak niteliğinde 1000 TL nin fesih tarihinden itibaren faizi ile tahsili, yine sözleşmenin haksız fesih sebebi ile alacağa hizmetten mahrum kalınan 1000 TL maddi tazminat ve haksız fesihten kaynaklanan 40000 TL cezai şart bedeli ile 10000 TL manevi tazminatın istemine ilişkin olarak açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 20.6.2012 tarihli “Manken-Fotomodel & Moda Organizasyon Ajansı Sözleşmesi”nin hukuki niteliğinin incelenmesi ve mahkememizin görevli olup olmadığı hususu öncelikle tartışılmalıdır.
Sözleşmede davalı adına annesinin imzaladığı sözleşme kapsamına göre davalının temel edimleri ajansın organizasyonunu yaptığı işlerde yer almak bu işlerden elde edeceği gelirden davacıya pay vermektir.
Davacı ise davalıya mankenlik-modellik organizasyonu yapmak ya da başkalarının yapacağı bu organizasyonlarda davalının yer almasını sağlamak edimini taahhüt etmiştir. Bu sözleşme kuruluş tarihi itibarıyla davalının yaşınında küçüklüğü gözetildiğinde vekâlet niteliği ağır basan bir sözleşmedir. BK.m.386 hükmüne göre “Vekâlet, bir akittir ki onunla vekil, mukavele dairesinde kendisine tahmil olunan işin idaresini veya takabbül eylediği hizmetin ifasını iltizam eyler”. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu da 502.maddede benzer bir tanım vermektedir: “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir”. Şu tariflere göre vekâlet sözleşmesinde “bir işin idaresi-görülmesi”, “bir hizmetin ifası” söz konusu olmaktadır. Bir işin idaresi aynı zamanda bir hizmet ifası mahiyetini haiz olduğu gibi, bir hizmetin ifası da bir işin idaresi şeklinde tecelli edebilir.
Vekâlet sözleşmesinin konusu bir iş yapmak bir hizmet ifa etmek olduğu için, bu sözleşmeyi, konusu emek olan diğer ilişkilerden, örneğin hizmet (iş) sözleşmesinden, istisna (eser) sözleşmesinden ayırmak önem arz eder. Hizmet (iş) sözleşmesinin esaslı unsuru belirli veya belirsiz bir süre işçinin işveren için ve ona tâbi olarak çalışmasıdır, yani burada aslî unsur zaman ve bağımlılıktır. Hâlbuki vekâlet sözleşmesinde ifa edilecek hizmet bakımından zaman unsurunun hiçbir önemi yoktur. Muayyen bir hizmetin bir defa ifası için veya adet itibariyle belli münferit birkaç işe müteallik olmak üzere yapılan bir sözleşmede vekâlet mahiyeti bulunmaktadır. Buna mukabil hizmetin sınırı zamana göre tayin olunmuş ise, ortada bir hizmet (iş) sözleşmesinin mevcudiyeti kabul olunabilir. İstisna (eser) sözleşmesinde bir şeyin imali, bir eser taahhüt olunur, vekâlet sözleşmesinde ise bir eserin vücuda getirilmesi ya da imalat yapılması değil, bir işin ifası veya bir hizmetin görülmesi söz konusudur.
Yasa koyucu vekalet sözleşmesi ile konusu emek olan diğer ilişkileri birbirinden ayırmak hususunda sınırları belirsiz genel bir kriter koymuştur ;: Diğer sözleşmeler hakkındaki kanuni hükümlere tâbi olmayan işlerde vekalet hükümleri cari olur (BK.m.386/II). Düzenlemesi bulunmaktadır. Aynı doğrultudaki TBK.m.502/II gereğince “Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan iş görme sözleşmelerine de uygulanır”. Bu itibarla bir insan faaliyeti hakkındaki sözleşmenin vekâlet sözleşmesi sayılması için, o faaliyetin hizmet, istisna gibi sözleşme tiplerinden birisinin içeriğini teşkil etmemesi gereklidir.
Somut olayda davacı tarafından davalıya mankenlik ve fotomodellik faaliyetleri için iş bağlantıları gerçekleştirilmesi, yarışmalara katılması için organizasyon yapılması ve bunun karşılığında davalının elde ettiği gelirin belli bir oranını davacıya vermeyi ve başka bir ajansa bağlı çalışmamayı taahhüt etmesi, taraflar arasında karşılıklı edimleri içeren ve kanunda yer almayan (atipik) bir işgörme sözleşmesinin mevcut olduğunu göstermektedir. Bu sözleşmeye hangi kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği sorusu ise BK.m.386/II (TBK.m.502/II) hükmü doğrultusunda incelenebilir.
Toplanan deliller kapsamına göre, uyuşmazlığının özünün bir fikri hak ihlali yada talebi olmayıp, sözleşmesel ilişki kapsamında davalının annesi adına sözleşme yapıldığı tarihte sözleşme hükümlerinin davalıyı bağlayıp bağlamadığı,sözleşmesel ilişkinin niteliği ve sözleşmenin davalı tarafından haksız fesh edildiği iddiası bulunduğundan keza sözleşmede belirtilen ücretlerin yani davalının sözleşmesel ilişki kapsamında edim külfeti varsa bu bedelin de ödenmemiş olması iddilarına dayalı olarak davalının yer aldığı film nedeniyle elde ettiği kazancın sözleşme kurallarına göre %40 ının belirlenerek bu miktardan şimdilik belirsiz alacak niteliğinde 1000 TL nin fesih tarihinden itibaren faizi ile tahsili, yine sözleşmenin haksız fesih sebebi ile alacağa hizmetten mahrum kalınan 1000 TL maddi tazminat ve haksız fesihten kaynaklanan 40000 TL cezai şart bedeli ile 10000 TL manevi tazminatın istemine ilişkin olarak açıldığı dolayısıyla ihtisas mahkemesi olarak mahkememizde bir fikri hak ihlali tartışması yapılmayacağından keza sözleşmenin geçerli olup olmadığı ,geçerli ise sözleşme hükümlerinin borçlar hukuku hükümlerine göre yorumlanacak olması hususlarına gözetildiğinde mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmıştır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olmakla yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereklidir.
5846 sayılı Yasa’nın 76. maddesinde bu kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden kaynaklı uyuşmazlıklara ihtisas mahkemesi niteliğindeki fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerince bakılacağı belirtilmiştir.
Yakın zamanda Yargıtay 11.HD’nin vermiş olduğu emsal bir çok kararda bu husus belirtilmekte, ihtisas mahkemesince esasa girilerek verilen birçok kararın görev nedeniyle bozularak iade edildiği bilinmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/852 esas,2017/3865 karar ve 19.6.2017 tarihli ilamlarınde de aynen”…Asıl davada, davacı vekili, davalının, taraflar arasında aktedilen menajerlik sözleşmesini haksız feshettiğini ve anılan sözleşme uyarınca müvekkiline ödemesi gereken ajans servis komisyonunu ödemediği gibi müvekkilinin sözleşmenin devamı halinde elde edeceği kazançtan mahrum kaldığını ileri sürerek cezai şart ve yoksun kalınan kârın tahsilini, karşı davada ise davacı vekili, karşı davalının ajans servis komisyonu olarak takas ettiğini belirttiği alacağının ödenmesini istemiş olup taraflar arasındaki uyuşmazlık 16.06.2010 tarihli menajerlik sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenmiş olup, görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. 5846 sayılı Yasa’nın 76. maddesinde bu kanunun düzenlediği hukuki ilişkilerden kaynaklı uyuşmazlıklara ihtisas mahkemesi niteliğindeki fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerince bakılacağı belirtilmiştir. İşbu davada FSEK’ten doğan bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından fikrî sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemeyecektir. Bu durumda, davaya bakmakla görevli mahkemenin genel mahkemeler olduğu gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya ihtisas mahkemesince devam edilmesini bozma sebebi saymıştır. Yine aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/5561 esas, 2018/164 karar ve 10.1.2018 tarihli ilamları, 2016/852 esas-2017/3865 karar ve 19.6.2017 tarihlhi ilamları, gözetildiğinde mahkememizin görevsizliğine karar verilmesi gerekmiştir.
Dolayısıyla yerleşik Yargıtay uygulamalarına ve göreve ilişkin yasal düzenlemelere göre davada ileri sürülen talepler FSEK 76. maddesinde düzenlenen hukuki ilişkilerden değil, taraflar arasındeki sözleşmesel ilişki hükümlerine göre çözümlenecek olduğundan mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre
1-Görev husususun res’en mahkemece dikkate alınacak olması hususu gözetilerek MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE, Dava dilekçesinin USULDEN REDDİNE,
HMK 20. madde uyarınca Dosyanın süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleşme tarihinden ,kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize müracaat edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli istanbul NÖBETÇİ -asliye HUKUK Mahkemesine gönderilmesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 HAFTA içerisinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 07/06/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır