Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/168 E. 2018/413 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/168 Esas
KARAR NO : 2018/413

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 01/11/2018

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkiline ait “…” marka hakkının izinsiz ve yetkisiz olarak hukuka aykırı kullanıldığı ve bu markalı ürünlerin satışının yapıldığı “http:…” alan adlı web sitesindeki ihlalin durdurulması ve kaldırılması amacıyla erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
SAVUNMA; Taraf teşkili sağlanamadığından ve davalı gerçek yada tüzel kişi tespit edilemediğinden mevcut dosya sürüncemeda kalmaması açısından sunulan bir savunma bulunmadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, Davacıya ait “…” markasına yönelik tecavüzün önlenmesi, markalı ürünlerin satışının yapıldığı “http:…” alan adlı web sitesindeki ihlalin durdurulması ve kaldırılması amacıyla erişimin engellenmesine karar verilmesi taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce “…” ibareli markaların kullanılıp kullanılmadığın, satışının yapılıp yapılmadığının bilirkişi marifetiyle tespitine karar verilmiş ve karar uyarınca alınan 07.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; davalıya ait “http…” alan adı altındaki web sitesinde davacıya ait olduğu bildirilen “…” markasının ve logosunun kullanılmış olduğunu, Davalıya ait “http:…” alan adı altındaki internet sitesinden davacının markasını ve logosunu taşıyan ürünlerin satışının yapıldığını tespit edilmiştir…”
İnceleme bilirkişi tarafından 17.04.2018 tarihinde web sitesi üzerinde yapılmış, davalıya ait web sitesinin ekran görüntüleri bilirkişi raporuna ek olarak sunulmuş ve davacının iddia ettiği gibi “…” markasının ve logolarının kullanıldığı ve “…” markalı ürünlerin satışa sunulduğu tespit edilmiştir.
Davacı yanca sunulan marka tescil belgesi kapsamına göre davacının marka üzerinde hak sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Marka Hakkına Tecavüzde bulunduğu 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7 ve 29. maddeleri uyarınca subut bulmuştur.
Bilirkişi raporunda davalının yani “http:…” alan adlı web sitesi kullanıcıları tespit edilememiştir. Raporda da yalnızca web sitesinin Whois kayıtlarından inceleme yapılarak sitenin hangi server hizmetinden alındığı ile yayına çıkan IP adresinin “…” ve “…” olduğu DNS sorgulamalarından anlaşılabilmiştir.
Her ne kadar dava dilekçesinde davalının açık kimliğinin belirtilmediği, davaya konu “http://…” isimli internet sitesinin sahip ve yöneticisinin kim olduğunun tespit edilemediği, HMK 119/1-b maddesi gereği davalının ad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesinin bir usuli zorunluluk olduğu ve eğer dava dilekçesinde bu bilgiler yer almıyor ise HMK 119/son maddesi gereğince davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi ve eğer bu kesin süreye riayet edilmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği, bununla birlikte internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf teşkilinin bazı hallerde mümkün olmadığı, değişken IP kullanımı ve ihlalin gerçekleşmesinden itibaren aradan geçen süre nedeniyle IP numarası üzerinden site sahibine ulaşılmasının imkânsız hale geldiği, bu tür sitelerin genellikle sahte isim ve adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğu, bu nedenle de davalının ad ve adres bilgilerinin tespitinin imkânsız olduğu, somut olayda da yapılan tüm araştırma ve incelemelere rağmen de dava konusu internet sitesinin gerçekte kime ait olduğunun belirlenemediği, bu durumda HMK 119/son maddesinin uygulanmasının adil olmayacağı ve ihlallerin durdurulmasını engelleyeceği, buna karşılık internet sitesine erişimin engellenmesine devam olunmasının icap ettiği, taraf teşkili sağlanmasının neredeyse imkansız olduğu, bu gibi hallerde site sahibinin araştırılmasının, dava dosyalarının çok uzun yıllar boyunca derdest kalmasına ve gereksiz zaman ve emek kaybına yol açacağı, bunun usul ekonomisi ilkesine de aykırı olacağı, dolayısıyla bu gibi ihlâl halleri de çekişmesiz yargı benzeri bir usul düzenlemesinin yapılmasının icap edeceği, böyle bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yargılamanın çekişmesiz yargı biçiminde yapılmasının amaca uygun olacağı, site sahibinin mahkememize müracaatı durumunda ise durumun yeniden gözden geçirilebileceği ve eğer ihlal sona ermiş ise bir karar ile tedbir kararının yeniden değerlendirilebileceği gözetilerek , alınan bilirkişi raporu doğrultusunda HMK 388. maddesi gereği maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemek üzere aşağıdaki kararın verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-Davalının kullanımının markasal kullanım olması nedeniyle davacının tescilli marka hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine,durdurulmasına, önlenmesine,
2-Taraf teşkili sağlanamadığından ve davalı gerçek yada tüzel kişi tespit edilemediğinden şimdilik davacı taraf lehine yargılama gideri ve avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, yapılan yargılama giderlerinin şimdilik davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
3- Mahkememizce verilen 30.05.2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının devamına,
4-35,90 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
Dair karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.01/11/2018

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır