Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/162 E. 2020/101 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/16 Esas
KARAR NO : 2020/83

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/01/2018
KARAR TARİHİ : 18/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli), Marka (Manevi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1986 yılında yayıncılık hayatına başlayan “…” grubu sınavlara hazırlık amaçlı kitaplar çıkartmaya başladığını, daha sonra da “…” adında Türkiye’nin en çok satan dergilerini yayınlamaya başladığını, “…” eğitim sistemini takip eden okullar, kurslar ile ülkenin dört bir yanına ve yavru vatan Kıbrıs ta 214 şube ve 6000 in üzerinde öğretmenle hizmet verdiğini, 15 yıldır … ve … markalarını gerek müvekkilinin ticaret unvanı olarak gerekse müvekkiline ait yayınlar ile tüketicinin karşısına çıktığını, davalının müvekkili ile aynı eğitim sektöründe müvekkilinin herhangi bir bilgisi ve izni olmaksızın tescilil ve tanınmış marka statüsündeki “…” unvanını ve logosunu kullanarak faaliyet gösterdiğini, bu kapsamda davalı aleyhine … 3.ASHM’nin … d.iş sayılı tespit dosyası ile keşif yapıldığını, tespit adresinde bilirkişiler tarafından yapılan incelemede “…” ibarelerinin bulunduğunu, tespit esnasında davalı tarafça sunulan … ibareli TPE marka tescil belgelerininbilirkişilerce yapılan inceleme de neticesinde sahte belge olduğunun anlaşıldığını iddia ederek dava konusu markaya yönelik tecavüz teşkil eden eylemlerin durdurulması ve önlenmesi için tedbir kararı verilmesini, müvekkiline ait tescilli markaya yönelik fiilin tecavüz olup olmadığının tespitini, tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını, tecavüzün kaldırılması ile fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi zararın tazminini, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasını, özellikle masrafların tecavüz edene ait olmak üzere ele geçirilen tabela vs. ürünlerin imhasını, kararın ilanını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25.12.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle;maddi tazminat istemini 50.000 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; husumet ve yetki itirazında bulunmuş, esas yönünden de müvekkil markasıyla davacı markasının benzer olmadığını, müvekkilinin markasında kuruluş tarihini belirtir ibare olduğunu, markaların farklı renklerde olduğunu, işletmenin ilk adının “…” olduğunu, işletme kurulduğunda …’a ait olduğunu, …’ın marka tescilini … no ile yaptığını, daha sonra ise müvekkillerinin bu şirketi devraldığını, başlangıçta, müvekkil işletmesinin Kişisel Gelişim Kursu statüsünde olduğunu, değişen yasalar nedeni ile Özel Eğitim Kursu statüsüne dönüştürüldüğünü, bu tarihten itibaren davacı ile aynı kulvara girildiğini, “…” isminin belirlenmesinde, kurucu öğretmenler olan …, …, …, …, … adlı öğretmenlerin baş harflerinin birleşiminin etkili olduğunu, müvekkillerine ait ticari işletmenin girişinde, hiçbir kurum ve kuruluş ile fiili veya organik hiçbir bağlantılarının bulunmadığını, tamamen bağımsız bir kuruluş olduklarını belirtir yazı bulunduğunu, davacının … İlçesinde şubesinin bulunmadığını, … Bölgesinde etkin olmadığını, Davalı müvekkillerinin işletmesinin ismini … olarak değiştirdiğini, bu işlemin de davalar nedeni ile kurum yıpranmasın diye yapıldığını, manevi zararın oluşmadığını, “…” isminin kullanımının kendileri tarafından bırakıldığını, davacının ısrarla ihtiyati tedbir kararı istemesinin anlamsız olduğunu ve bu durumu bir çıkar sağlama amacına dönüştürmek niyetinde olduğunu ,davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava konusu uyuşmazlık; tanınmış marka statüsündeki davacı markasıyla haksız rekabet oluşturan ve tecavüz teşkil eden davalı eylemlerinin durdurulması, önlenmesi, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000 TL maddi( Davacı vekili 25.12.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle;maddi tazminat istemini 50.000 TL olarak ıslah etmiştir. ) ve 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili, tecavüzün devamın önlenilmesi kapsamında tedbir kararı verilmesi, hükmün ilanı istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacının dava dilekçesi davalılara tebliğ olunmuş, dilekçe teatisi tamamlandıktan sonra dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş,davalı yan yetki itirazında bulunmuş ise de davacı tescilli marka sahibi olarak 6769 sayılı yasadan kaynaklı olarak markaya tecavüzün davasını her yerde açmaya yetkkili olduğundan davalının yetki itirazının yerinde olmadığı anlaşılmış,keza zamanışımı itirazının yerinde olmadığı anlaşılmış,usuli itirazlar ret edilmiş,tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış,mali kayıtlar, marka tescil belgesi celp edilmiş,davacı yan tazminat seçim yöntemi olarak SMK 151/1-a maddesini seçmiş olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 10/01/2019 tarihli raporlarında; Davalı yanın herhangi bir hakkı haiz olmaksızın yapmakta oldukları “…” esas unsurlu kullanımlarının karşılaştırmaya tabi Davacı yana ait T/ 02210 marka numaralı marka ve sair markalar ile benzer olduğunu, davalı tarafın eğitim hizmetleri faaliyetlerinde, işyeri tabelalarında, derslik isimlerinde ve karton çantalarda “…” ibaresini kullandığının … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası üzerinden açıkça tespit edildiğini, davalı kullanımları ile davacının markalarının aynı sektörde kullanılması ile davacının marka tescillerinden doğan haklarına tecavüz teşkil edildiğini, davalı yanın herhangi bir hakkı haiz olmaksızın yapmakla oldukları “…” ibareli markasal kullanımının davacı yan adına tescilli ”…” ibareli markaları çağrıştıracağını, davalıların markasal kullanımlarının davacıya ait markalar ile iltibas oluşturacağı ve işbu nedenle davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil edeceği ve davacı ile haksız rekabete sebebiyet vereceğini, davacının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiki süresinde yapıldığı 2015 ve 2016 yıllarında e-deftere tabi olduğundan beratların süresi içinde verildiği sahibi lehine delil taşıdığını, davacının muhtemel gelir kaybının 8.441,00 TL olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı mali yönden belirlenen bedelin çok düşük olduğunu yeni bir inceleme yapılmasını talep etmiş ancak belirlenen kesin sürede bilirkişi ücretini yatırmamıştır. Bu durumda maddi tazminat istemi sunulu delillere göre incelenecektir.
Toplanan deliller, mali kayıtlara esas vergi kayıtları, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası, marka tescil belgesi, davalıların sahte kullanımlarına ilişkin sunulan belgeler, davacı markasının tanınmış marka olduğuna dair Türk Patent ve Marka kurumundan gönderilen marka tescil belgesi, bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının … esas unsurlu eğitim ve öğretim alanında tescilli yani 39 ve 41. sınıflar için tescilli markasının 28.5.1998 yılında … nolu ile tescil edildiği,… ibareli birden çok şekil markasının da bulunduğu, ayrıca … nolu … markasının tanımış marka olduğunun kurumun 13.2.2018 tarihli yazıları ve ekindeki belgelerden anlaşıldığı, davalıların ise tescilli her hangi bir markasının bulunmadığı, Davalı tarafça tespit dosyası kapsamında sunulan … numaralı marka tescil belgesinin yapılan bilirkişi incelemesinde sahte olduğunun böyle bir tescil belgesinin davalı adına kayıtlı olmadığının bildirildiği, Mahkememiz tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu’na yönelik yazılan müzekkereye cevaben kurum yazısında özetle; bildirilen tescil numarasında … adıyla herhangi bir marka tescili bulunmadığını; … adıyla başka bir firmaya ait bir marka tescil başvurusu olduğunu ve tescil işlemlerinin devam ettiğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
… 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacıya ait … ibareli markasının … olduğunu,raporun 9. Sayfasında yer alan değerlendirmeler kısmında ” tarafların marka ibarelerinin aynı / benzer renk olması, yazı karakterlerinin benzer olması, ilgili ibarenin aynı faaliyet alanı olan eğitim hizmetleri bakımından kullanılması nedenleri ile davalıların kullanımlarının davacı yana ait markayı çağrıştıracağı bu nedenle markaların benzer olduğunu,davalıların kullanımının davacının tescilli markasından doğan haklarına tecavüz teşkil edeceğini aynı zamanda eylemin haksız rekabete sebebiyet vereceğini bildirmiş olduklarından markanın kullanımana ilişkin görseller incelendiğinde marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ve durdurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Davalılar … ibaresini tescilsiz olarak ticari faaliyetlerinde kullandıklarını ikrar etmiş ,ileri sürdükleri itirazların hukuki temelinin bulunmadığı anlaşılmış, öte yandan yapılan araştırmada davalı adına her hangi bir tescilli marka bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalılar tacir olup basiretli bir tacir olarak hareket etmesi, tüm işlem ve eylemlerinin bu ilkeye göre değerlendirilmesi zaruridir. Davacı markasının eğitim öğretim dershanecilik alanında tanınmış bir marka olduğu hususu dikkate alındığında, davalıların bir marka seçip kullanırken daha özenli hareket etmeleri, ticari hayatın olağan akışı gereğidir.
Davacının marka tescil belgesi celp edildiğinde … ibareli markanın 39 ve 41. .sınıf için tescilli olduğu ve bu sınıf içinde eğitim öğretim hizmetlerinin yer aldığı davalıların ise ise izinsiz olarak aynı alanda birebir bu markayı kullandığı anlaşılmıştır. Davacının tanınmışlığı da eğitim ve dersanecillik alanında olduğundan davalıların ise izinsiz olarak haklı bir nedenle markayı kullandıklarını ispat edemedikleri anlaşıldığından sunulu deliller kapsamından davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK mm 6/1 maddesi uyannca “markanın tescil haklarına giren aynı mal ve hizmetlerle İlgili olan, tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve hizmetleri kapsayan ve bu suretle tüketici nezdinde tescilli marka arasında bağlantı olduğu ihtimali de dahil olmak üzere davacı markasına iltibas teşkil edecek şekilde gözde ve kulakta tüketicileri yanıltmasına” neden olacak ve bu durum 6769 Sayılı SMKnun 7/2 (a) ve (b) maddeleri uyannca marka hakkına tecavüz teşkil ve haksız rekabet teşkil edecektir.
6769 Sayılı SMK nun 29/1. Maddesinde marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemler sayılmıştır. Buna göre;
a)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak
b)Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c)Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerekliği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak ” şeklindeki eylemler marka hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmiştir.
Davalı tarafın eylemi, davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet olarak kabul edildiğinden ve davalı taraf bu eyleminde kusurlu olduğundan 6102 sayılı TTK’ nın 56. maddesi ile 6769 sayılı SMK’nun 29, 149,151/1/a .maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat talebi yerinde görülmüştür.
Davacı yan 151/2-1-a maddesi gereğince davalıların rekabeti olmasaydı elde edeileceği muhtemel gelire göre ıslah dilekçesiyle 50.000 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Tüketici tanınmış marka olarak bildiği … ibaresini kullanan davalının verdiği hizmeti tercih etmesi halinde davacının maddi ve manevi olarak zarara uğrayacağı açık olup, bu tazminat seçim yönteminin ispat hukuku açısından bizatihi mali verilere göre değil, toplanan tüm delilere göre incelenmesi gereklidir. Zira bu durumda tüketicinin aldaranak davacının eğitim kurumunu değil davalıları tercih etmesi nedeniyle bu haksız eylem nedeniyle davacının mahrum kaldığı zararının belirlenmesi gerekli olup, eğitim sektörönde markanın tüketicinin tercihinde birinci öncelikli yer tutması nedeniyle BK hükümlerine göre davacının talep ettiği 50.000 TL hakkaniyete uygun bir zarar olarak kabul edilmelidir.
Zira tüketicinin marka olarak bildiği … tanınmış markasının piyasadaki yarattığı güvenden kaynaklı olarak aldandığı varsayımı ile bir zarar bedeli belirlenmelidir. Davalının her kayıt ettiği öğrenci esasen davacının verdiği eğitim garantisi altında verileceği inancı ile öğrenci kayıt edeceği, dershane ücretlerinin bilenen ücretleri dahi dikkate alındığında davacının talep ettiği 50.000 TL nin somut olaya uygun bir bedel oduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının mahrum kaldığı zararın ve davalının elde ettiği kar’ın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır niteliktede olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan hakkaniyete ugun tazminat belirlenmelidir. Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine,dosyaya sunulan delillere, davacı markasının tanınmış marka olup, davalılarca markanın kullanıldığı süreye ve davacının mali kapasitesine göre ve davalının kusurun ağırlığına ve hakkaniyete tazminat 50.000 TL olarak takdir edilmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, ,davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine keza manevi tazminatın maddi bir zenginleşme talebinden çok manevi tatmine yönelik bir talep olması, dolayısıyla somut olaya göre takdiren 20.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafça davacı markası ticari etki yaratacak şekilde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi, men’ i ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talepleri de yerinde görülmüştür.
Davalının eylemi davacının marka hakkına tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet olarak kabul edildiğinden hükmün ilanı talebi ve tedbir istemleri de yerinde görülmüştür.
Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davalıların davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabet eyleminin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
3-Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve BK göre 50.000 TL maddi , 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
5-Mahkememizce verilen 11.10.2018 tarihli tedbir kararı davacı tarafından uygulanmadığından karar kesinleşiği takdirde davalıların … ibaresi içiren her türlü kullanımlarının önlenmesine, karar kesinleştiğinde her türlü basılı evrak, tabela, tanıtım vasıtasına el konularak imhasına,
6-4.781,70 TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile 3.586,26 TL eksik harcın davalılardan tahsiline,
7-Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 7.300 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.000 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebinin kabulü yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 4.910 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 426,94 TL peşin harç, 768,50 TL ıslah harcı, 35,90 TL başvuru harcı, 1.500 TL bilirkişi ücreti ve 253,00 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.983,44 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
12-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.18/02/2020

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır