Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/158 E. 2019/387 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/158 Esas
KARAR NO : 2019/387

DAVA :Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/04/2018
KARAR TARİHİ : 10/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Maddi ve Manevi Tazminat istemli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı … AŞ. (Eski ünvanı: … AŞ.) “…” ve “…” markalarının T.C.Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı’nca tescilli marka sahibi olduğunu, … markasının TPE nezdinde … tescil no. île 18,24,25, … tescil no.ile 23,40. Sınıflarda; … markası TPE’de … tescil no. ile 23 ve 25. Sınıflarda müvekkili adına tescilli olduğunu, Marka tescil belgeleri ve markaların yeni ünvana devrine dair TPE Markalar Dairesi Başkanlığının …-… sayılı yazısının dava dilekçelerine ekli olduğunu, … Markasının … kayıt no. île TANINMIŞ MARKA statüsünde olduğunu, Davalının “…” unvanlı satış mağazasında vitrin camı üzerinde büyük boy puntolarla … ibaresine yer verdiğini, İşyerinde satılan tekstil ürünlerinde “…” etiketlerinin mevcut olduğunu, Buna rağmen vitrin camı üzerinde davacı markasının markasal olarak kullanıldığını, tüketiciler nezdinde davalının yetkili bayii olduğu izlenimini uyandıracak ve karıştırılma ihtimali yaratacak tarzda olduğunu, davalı tarafa gerekli uyanlar yapılmış ve kullanım devam ettiği için … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasından tespit yaptırıldığını, rapor alındıktan sonra davalı markasal kullanıma son verdiği için kendisine dava açılmadığını, ancak aradan geçen zaman zarfında ise davalının tekrar aynı şekilde vitrin camı üzerinde büyük boy puntolarla … marka ve logosunu kullanmaya başladığını, bu nedenle marka hakkının ihlal edildiğini marka hakkına tecavüzün tespiti, haksız rakabetin tespiti ve men’i, 556 Sayılı KHK. 66./c. maddesi gereğince öncelikle davalının hukuka uygun olarak markaları kullanmış olsaydı ödemesi gereken lisans bedeli tutarın maddi tazminat olarak talep edilerek, haklar saklı tutularak şimdilik 5.000-TL. maddi tazminat (ıslah ile 10.000 TL ye yükseltilmiştir) 5.000 TL manevi zararının da davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
SAVUNMA; Davalı beyan dilekçesinde; davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık, davacının tescilli markalarına davalı tarafından gerçekleştirildiği iddia olunan marka hakkına tecavüzün tespiti, haksız rekabetin tespiti ve men’i, 556 Sayılı KHK. 66./c. maddesi gereğince davalının hukuka uygun olarak markaları kullanmış olsaydı ödemesi gereken lisans bedeli tutarı kapsamında fazlaya dair hakları saklı tutularak şimdilik 5.000-TL maddi tazminat (ıslah ile talep 10.000 TL ye yükseltilmiştir) 5.000 TL manevi tazminat taleplerine ilişkin olarak açılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, davacı yanca arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, HMK 266. madde kapsamında bilirkişi raporu alınmasını müteakip , HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsanında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
Taraflara ait mali kayıtlar celp edilmiştir.
Davalı yan Arabuluculuktan faydalandırılmadığını ileri sürmüş ise de, davacı yan ön inceleme oturumunda sulh olmak istemediğini, arabulucuktan faydalanmak istemediklerini beyan ettiğinden davalının savunmasının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
HMK 266. madde gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları, davacının emsal lisansa göre maddi tazminat talep etmiş olması hususları sunulu deliller ile birlikte incelendiğinde; mahkememizin ihtisas mahkemesi olması nedeniyle marka hakkını ihlal, tecavüz ve haksız rakabet olgularının somut dosyaya göre değerlendirilmesi gereklidir.
… FSHHM’nin … diş sayılı dosyası celp edilmiştir.
6769 sayılı SMK’da marka sahibinin tescilli markası ile iltibasa neden olacak işaretlerin kullanılması yasaklanmıştır. Zira tescilli marka ile aynı yada benzer olan bir işaretin tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerde kullanılarak halk tarafından karıştırılma ihtimaline yol açılması, markaya tecavüz teşkil etmektedir. Ayrıca işaret ile tescilli marka arasında halk nazarında ilişkilendirilme olduğu ihtimali de karıştırılma ihtimali kavramında değerlendirilmektedir.
Marka tescil belglerinden davacı … AŞ. nin “…” markasını devir alan sıfatıyla marka sahibi olduğu,huzurdaki davaya açmaye yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiler … ve … 15.2.2019 tarihli raporlarında; Davalının mağazasının camlarında büyük yazı ile tanınmış … markasını izinsiz ve yetkisiz olarak kullandığından davacının marka hakkına tecavüz ettiğini, raporda detaylı açıklanan davalının eyleminin; başkalarının emeğinden, iş, sonuç ve deneyimleri ile haklı olarak üretmiş olduğu iş ve faaliyetlerinden yetkisiz olarak yararlanma, başkasının iş ve usullerini kendisine ait gösterme, başkasının emeğiyle haklı olmadığı halde fayda sağlamak gibi dürüstlük kuralına aykırı davranışları içinde kaldığı ve TTK m. 55/lc kapsamında haksız rekabet oluşturduğunu, 2016 ve 2017 yıllan için toplam 19.091,36 TL Lisans Ücreti hesap edildiğini bildirmişlerdir.
Davacı tarafın markasının ilgili sektörde sahip olduğu tanınmışlık ve kalitesi algısı, Türk Patent ve Marka Kurumunca alanında tannımış marka statüsünde bulunması nedeniyle davacının KHK.’nin 66/c maddesi uyarınca markayı haksız kullanımının bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış halinde ödenmesi gereken lisans bedeli BK hükümlerine göre mahkememizce takdir edilmiştir. Zira son raporda bilirkişiler lisansı mağaza içindeki ürünlerin %50 sinin bu marka kumaştan satıldığı iddiasıyla net satışların %50 si olarak bir lisans bedeli belirlemişlerdir. Ancak bu hesaplama yöntemi farazi ve denetime uygun olmayan farazi bir hesaplama yöntemidir. Zira Lisans seçeneğinde tarafların mali kapasitesi 1. derecede etken ise de tek başına lisans ücreti belirleme de bir kriter değildir.
Lisans seçeneğine göre bir tazminat seçimi salt taraf cirolarından yada sattığı ürün sayısından hareket ile de hesaplanamaz, zira tüketicinin marka olarak bildiği bir ürün yönünden aldandığı varsayımı da nazara alınarak bir lisans bedeli belirlenmektedir. Fakat lisans markanın kullanıldığı süre, kullanılan mecra, tarafların mali kapasitesi varsa davacının verdiği lisanslara göre belirlenmelidir. Dolayısıyla zararın belirlenmesi davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacak şekilde geniş olarak yorumlanamayacağı gibi ihlal edeni mükafatlandırır nitelikte de olmamalıdır. Somut olayda davalının tacir olarak kusuru bulunduğundan bir miktar tazminat hakkaniyete göre belirlenmelidir. Tazminatın belirlenmesinde sektörünün genelindeki parametreler, davacının tanınmış markasının zamana göre daralma yada artış göstermesi, ülke ekonomisinin koşulları da taraf ciroları kadar gözetilmelidir. Elbetteki bu açıklanan unsurların bir çoğu bilirkişilerce saptanamadığından bu durumda hakim Borçlar Kanunu’ nun 51. maddesine göre somut olayın özelliklerine, kusurun ağırlığına ve hakkaniyete göre zararı (lisansı) tespit edecektir.
Borçlar kanununun 51/1 maddesinde “Hakimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği” , Türk Medeni Kanun’un 4. maddesinde de “Kanun’un takdir yetkisi tanıdığı veya durumun gereklerini yada haklı sebepleri gözönünde tutmayı emrettiği konularda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre karar vereceği” belirtilmiştir.
Bu durumda davacının markasının tanınmış marka olması, ancak sunuğu emsal lisansın … markası için sunulduğu, … için sunulmadığı, kaldıki emsal olarak gösterilen lisansta dahi lisans alanın ancak belirli bir ciroya ulaştığında bu ciro üzerinden ancak %5 olarak ödeme yapmasının öngörüldüğü, İTO’dan gelen stantart emsal ciro bedelinin ise cironun %15 i olarak bildirildiği, davalının ise mali kapasitesine göre davacı yanca ıslah ile talep edilen bedelin fahiş olduğu, zira davacı davalı işyerinde 2012 yılında bir tespit yaptırmış, davacı ise davalının sonra markalarını kullanmadığını beyan etmiş ancak dava dilekçesi ekinde davalının işyerinde 27.3.2018 tarihinde alışveriş yapıldığını buna ilişkin fişi sunarak, davalının vitrinde Altınyıldız ibaresine yer verdiğini, buna ilişkin görselle birlikte davalıya 29.3.2018 tarihinde ihlalin sonlanması için mail atılmış, davalının da 30.4.2018 tarihli beyanında 30.4.2018 tarihinden itibaren tabelayı söktüklerine dair beyan dilekçesi sunduğu anlaşılmıştır.
Davacı basiretli bir tacir olarak 2012 yılında bir tespit yaptıktan sonra davalının aynı markayı kullanıp kullanmadığını kontrol etmesi gerekli olup, aradan geçen 6 yıl sonra davalının işyerinin kontrol edilmesi basiretli tacir ilkesi ile bağdaşmadığı gibi zımnı olarak davalının kullanımına göz yumulduğu olarak yorumlanmaktadır. Dolayısıyla davacı ancak markasının artık davalı yan tarafından kullanılmasını istemiyorsa tespit, dava, tedbir vb. hukuki çareler ile iradesini davalıya bildirmesi dosyaya da bu iradenin yansıtılması gereklidir. Davacı bu iradesini ancak 29.3.2018 tarihinde ihlalin sonlanması için gönderdiği mail ile bildirmiştir. Dolayısıyla davalı 2012 yılındaki delil tespitinden sonra davalının işyerinde ihlali sonlardığını bildirmiş olup, o tarihte dava açmadığından artık o delil tespitine dayalı olarak o tarihten itibaren faiz talep edemez. Davalı yanca zamanaşımı defi ileri sürülmediğinden bu husus mahkememizce res’en incelenecek hususlardan da değildir. Dolayısıyla davacı yan ancak davalının bu kullanımını hangi tarihten itibaren yaptığını ispat ettiği takdirde bir lisans talep edebilir. Davalının tabela kullanımı dışında işyerinde ürün satışı yani … etiketli ürün satışı tespit edilmediğinden davacı ancak markasının tabelanın kullanıldığı süre, kullanım şekli bu kullanımın diğer satışlara etkisi kadar maddi tazminat talep edebilir. Dolayısıyla bu durum ancak BK hükümlerine göre belirlenecek bir olgu olduğundan davalı yanca markanın kullanıldığı süreye, tarafların mali durum ve vergi kayıtlarından anlaşılan mali durumlarına göre 5.000 TL maddi tazminat somut olaya uygun lisans olarak görülmüştur. Islah ile talep edilen fazla miktarın reddine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat da talep etmiştir. Manevi tazminat yönünden marka hakkına yapılan tecavüzün niteliği, davacının manevi ticari varlığında meydana gelen kayıp durumu, manevi tazminatın amaç ve içeriğine, hak, nesafet ve adalet ilkesine takdiren takdiren 5.000- TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafça davacı markası vitrin üzerinde (tabelada) ticari etki yaratacak şekilde kullandığından, bu şekildeki kullanımın hukuka uygun bir kullanım niteliğinde olmayıp, marka hakkına tecavüz oluşturduğu ve eylemin aynı zamanda TTK anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinden haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi ve önlenmesine, hükmün ilanında davacının hukuki yararı gözetilerek ilan isteminin de kabulüne karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1 -Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Marka hakkını ihlal nedeniyle somut olayın özellikleri ve BK göre hesaplanan 5000- TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline, ıslah ile talep edilen fazla istemin reddine,
3 -Manevi tazminat isteminin kabulü ile 5000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline,
4- Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
5-683,10 TL ilam harcının peşin harçtan ve ıslah harcından mahsubu ile 341,55 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
6-Marka hakkını ihlal ve haksız rekabetin kabulü yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Kabul edilen Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 600 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 600 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 170,78 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 170,78 TL ıslah harcı, 1.500 TL bilirkişi ücreti, 248,00 TL tebligat-müzekkere masrafı olmak üzere toplam 2.125,46 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10-Davalı tarafın yapmış olduğu yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
11-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.10/10/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır