Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/151 E. 2021/60 K. 08.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/151
KARAR NO : 2021/60

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ-HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, DURDURULMASI, İNTERNET SİTESİNE ERİŞİMİN ENGELLENMESİ
DAVA TARİHİ : 30/03/2018
KARAR TARİHİ : 08/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz-Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, İnternet Sitesine Erişimin Engellenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin faaliyetini yürütürken tanıtıcı işaret olarak … ibaresini hem (özel bir kaligrafik şekille birlikte) marka, hem de işletme adı olarak kullandığını, müvekkilinin “…” markasının sahibi olduğunu, … ibaresinin müvekkilinin tescilli markasının bir unsuru olduğunu, davalı şirketin http://…/ alan adlı internet sitesi incelendiğinde TPMK nezdinde … numara ile 01. ve 03. sınıflarda kimya sektöründe tecilli “…” isimli markayı müvekkilinin TPMK nezdinde … numara ile 24. 25. ve 35. sınıflarda tekstil sektöründe tescilli “…” markasıyla karıştırılmak suretiyle haksız ve hukuka aykırı şekilde hem ticaret unvanında, hem markasında, hem de http://satretex.com/ alan adlı internet sitesinde kullanıldığının tespit edildiğini, davalı şirket tarafından kimya sektöründe tescilli olmasına rağmen tekstil sektöründe kullanılan … ibaresinin tekstil sektöründe müvekkilinin markası olduğu izlenimini uyandırdığını, müvekkilinin elde ettiği tanınırlıktan faydalanmaya yol açtığını, davalı şirketin bu kullanımının haklı ve meşru bir hukuki menfaate dayanmadığını, müvekkilinin gerek tescilli gerekse tescilsiz markaları ile işletme adına iltibas suretiyle tecavüz teşkil ettiğini, bunun da marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığını, davalı şirketin hem ticaret unvanında hem markasında hem de http://…/ alan adı internet sitesinde … ibaresinin kullanımının müvekkilinin marka hakkına tecavüz, işletme adı ve alan adı üzerindeki haklarına yönelik haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, davalı şirketin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil elen fiilinin önlenmesini ve durdurulmasını, bu kapsamda davalı şirketin kullanmakta olduğu internet sitelerine erişimin engellenmesini, bu siteleri kullanımının önlenmesini, http://…/ adlı internet sitesine erişimin engellenmesini, davalı şirketin her türlü iş/ticari evrakından … ibaresinin silinmesini, işletme adı olarak bu ibareleri kullanımının da önlenmesini, basılı her türlü evrakının imhasını, … ibaresinin basılı olduğu her türlü tekstil ürününün imhasını, masrafı davalı şirket taraftan alınmak üzere hükmün tirajı en yüksek iki gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekilli şirketin 2013 yılından bu yana … ilinde kimya sektöründe faaliyet gösterdiğini, “…” markasını … numara ile 01. ve 03. sınıflarında tescil ettirdiğini, bu sınıflarda yer alan ürünlerin kimya sanayisi ile ilgili olduğunu, müvekkili şirket unvanının 08/10/2013 tarihinde tescil edildiğini, tescil tarihinden bu yana 5 yılı aşkın bir sürenin geçtiğini, bu arada davacının kullanıma sessiz kaldığını, bundan sonra bu iddia ile açılan davanın dürüstlük kuralına aykırı olup hakkın kötüye kullanıldığını, tescilli markasından doğan hakların sahibi olarak markayı meşru olarak kullandığını, … alan adlı siteyi 26/11/2011 yılında oluşturarak kullandıklarını, bu sitedeki kullanımın kimya ile ilgili olduğunu, davalının 24. ve 25. sınıflarda yer alan emtialara ilişkin markasal bir kullanımın bulunmadığını, söz konusu röportajda anlatılmak istenenin aslında davalının yaptığı işin doğrudan kumaşın, peştemalin veya havlunun üreticisine hitap etmesi olup ürünün son tüketiciye aktarma gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacının başka üretici olan firma adına ürünleri yaptığını buna fason denildiğini, müvekkilinin üretici adına üretimi gerçekleştirdiğini daha sonrasında üretici tarafından davacı tarafından üretilen kumaş, peştamal ve havluya kendi markasını basıp son tüketiciye sattığını, hiçbir zaman kendisi tarafından üretilen kumaş peştemal veya havluya “…” markasını koymadığını, bu şekilde bir pazarlama yapılmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
04/05/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: http://…/ isimli internet sitesine yönelik yapılan alan adı sorgu sonuçlarında, sitenin yer ve erişim sağlayıcısının “… A.Ş” olduğu ayrıca alan adı kayıt başlangıç tarihinin 26.11.2011, alan adı kayıt firmasının “…” ve alan adı kayıt ettirenin “…” olduğu bilgisine ulaşıldığı, http://…/ adlı web site üzerinde yapılan incelemelerde, “…” markasının site içeriklerinde kullanıldığı, ayrıca site içeriğinde geçen ticaret unvanında “…” ibaresine yer verildiğinin gözlemlendiği bildirilmiştir.
11/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı …-… olarak ticaret sicilde tecsil edilmiş olan unvanda klavuz kelime olarak yer alan … ibaresi ile davalı şirketin ticaret unvanında yer alan kılavuz sözcük olan … ibaresinin aynı olduğu, sonrasında gelen “…” ifadelerinin ayırdedicilik katmadığı, her iki tarafın ticari faaliyetinin aynı ve aynı alanlarda olduğu, davalının yakın karıştırılmaya müsait, aynı işletmeyi çağrıştırdığı, işletmelerin faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açabileceği, davalının şirket unvanının 08.10.2013 tarihinde tescil edildiği, dava tarihi olan 30/03/2018 tarihine kadar geçen sürede davacının kullanıma sessiz kaldığı iddialarının açılan davanın dürüstlük kuralına aykırı olduğuna ilişkin iddiaların davacı tarafından davalı aleyhine keşide edilen … 40. Noterliğinde … tarih ve … yevmiye numaraları ihtarname ve 6769 sayılı SMK.nun 25/6. maddesi gözönüne alınarak Mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, davalı şirketin ticaret sicilde kayıtlı olan faaliyet alanının “Evde kullanılan tekstil takımları, perdeler ve çeşitli tekstil/ malzemesinden ev eşyaları toptan ticareti (çarşafa yatak takımı, yastık kılıfı, masa örtüsü, havlu, battaniye, yorgan, diğer mefruşatlar vb. dahil)” olduğu, davalı şirket yetkilisinin … kanalında “kimyadan daha sonra kumaş işine girdik. …’de olduğumuz içinde peştamal, havlu grubuna da girdik. Uzun süre çalıştığımız pazarlardan birisi …’tu. …’a kumaş alanında da ciddi ihracat yaptık. Hatta ayakkabı, terliğe kadar girdi iş.. .. Şu anda …, … ve bir miktar …’a devam ediyor. Yurtdışı pazarlarımız yurtiçinde de çeşitli konfeksiyonlarla da çalışıyoruz” şeklindeki açıklamalarından davalı şirketin kumaş üretimi, peştamal, havlu, terlik vb ürünler imal ettiğinin anlaşıldığı, ancak dava dosyasında … markasını taşıyan 24 ve 25. sınıfa dahil olan ürünlerin satışının yapıldığına ve 35. sınıfta yer alan hizmetlerde markasal olarak kullandığına dair dosyada herhangi bir verinin bulunmadığı, davalının … markasını 26/11/2011 tarihinde oluşturduğu, … web sitesi içinde davalının ticaret unvanını markasal olarak kullanmadığı, sitesi içeriğinde söz konusu firmanın fâaliyet alanlarının * Danışmanlık Hizmetleri, * Tekstil Kimyasalları,* Tekstil Makineleri olarak belirtildiği, başkaca bir açıklama yapılmadığı, sitede bir adet tekstil makinesi görseli ile bir adet ERLEN görselinin sürekli olarak ard arda döndüğü, başkaca bir fotoğrafın veya görselin yayınlanmadığı dolayısıyla, davalı şirketin web sitesinde … markasını, TPMK nezdinde tescilli olan … no ile tescilli … markasının tescil kapsamı içinde kullandığı, marka hakkına tecavüz edecek bir kullanımının olmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
20/08/2019 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacının … kod numaralı “…” ibareli markaya 24. , 25. ve 35. sınıfları için 18.11.2011 tarihinde başvuruda bulunduğu ve 03.04.2013 tarihinde tescil ettirdiği, Türk Patent ve Marka Kurumu’nun resmi internet sitesinde yapılan araştırmada markanın tanınmış marka olduğuna dair herhangi bir bilgiye rastlanmadığı, davalı şirketin … kod numaralı “…” ibareli markaya 01 ve 03 sınıfları için 21.03.2014 tarihinde başvuruda bulunduğu ve 03.02.2015 tarihinde tescil ettirdiği, markaların yazılışları, okunuşları, işitsel ve anlamsal algıları birbiriyle aynı olmakla beraber, markaların ayrı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak yani ayrı sınıflarda tescilli olması nedeniyle davacı ve davalı markalarının iltibas oluşturmadığı, … sitesinde danışmanlık hizmetleri, tekstil kimyasalları ve tekstil makinaları ürün ve hizmetlerin tanıtımının yapıldığı bu başlıkların davacı markası ile iltibas oluşturmadığı, … alan adının 26/07/2013, 26/07/2015 ve 06/03/2016 tarihli anlık görüntüsünde … markasının görüldüğü, sunulan hizmetler arasında danışmanlık hizmetleri, tekstil kimyasalları ve tekstil makinaları ile “…” hizmetinin de yer aldığı, “…” hizmetinin davacı markasının sınıfında yer alması nedeniyle bu yöndeki kullanımın davacı yana ait marka ile iltibas oluşturduğu ve davacı markasına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu, … alan adının 19/02/2012 tarihli anlık görüntüsünde “…” markasına rastlanmadığı, sitede “sadece kumaş değil güven de sunuyoruz” sloganı altında ev & otel tekstili, kumaş & mamül ve kimyasal başlıklarının yer aldığı bu başlıklardan kimyasal başlığı hariç diğer başlık ve sloganın davacı markasının sınıfında yer alması nedeniyle bu yöndeki kullanımın davacı yana ait marka ile iltibas oluşturduğu ve davacı markasına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu sonuç kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce, 20/08/2019 havale tarihli bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava: Davalının hem ticaret ünvanında hem de … alan adında “…” ibaresini kullanması nedeniyle davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması, alan adına erişimin engellenmesi, “…” ibaresinin işletme adı olarak kullanımının engellenmesi ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
SMK, TTK hükümleri, mevzuat ve Mahkememizce itibar edilen 20/08/2019 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Davacının … numaralı “…” ibareli marka için 24. 25. ve 35. sınıflarında 18.11.2011 tarihinde başvuruda bulunduğu ve 03.04.2013 tarihinde tescil ettirdiği, TPMK’nun resmi internet sitesinde yapılan araştırmada markanın tanınmış marka olduğuna dair herhangi bir bilgiye rastlanmadığı, davalı şirketin … numaralı “…” ibareli marka için 01. ve 03. sınıflarında 21/03/2014 tarihinde başvuruda bulunduğu ve 03/02/2015 tarihinde tescil ettirdiği, markaların yazılışları, okunuşları, işitsel ve anlamsal algıları birbiriyle aynı olmakla beraber, markaların ayrı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak yani ayrı sınıflarda tescilli olması nedeniyle davacı ve davalı markalarının iltibas oluşturmadığı, … sitesinde danışmanlık hizmetleri, tekstil kimyasalları ve tekstil makinaları ürün ve hizmetlerin tanıtımının yapıldığı bu başlıkların davacı markası ile iltibas oluşturmadığı, … alan adının 26/07/2013, 26/07/2015 ve 06/03/2016 tarihli anlık görüntüsünde “…” markasının görüldüğü, sunulan hizmetler arasında danışmanlık hizmetleri, tekstil kimyasalları ve tekstil makinaları ile “…” hizmetinin de yer aldığı, “…” hizmetinin davacı markasının sınıfında yer alması nedeniyle bu yöndeki kullanımın davacı yana ait marka ile iltibas oluşturduğu ve davacı markasına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu, … alan adının 19/02/2012 tarihli anlık görüntüsünde “…” markasına rastlanmadığı, sitede “sadece kumaş değil güven de sunuyoruz” sloganı altında ev & otel tekstili, kumaş & mamül ve kimyasal başlıklarının yer aldığı bu başlıklardan kimyasal başlığı hariç diğer başlık ve sloganın davacı markasının sınıfında yer alması nedeniyle bu yöndeki kullanımın davacı yana ait marka ile iltibas oluşturduğu ve davacı markasına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-… alan adının 26/07/2013, 26/07/2015 ve 06/03/2016 tarihli anlık görüntüsünde “…” markasının görüldüğü, sunulan hizmetler arasında danışmanlık hizmetleri, tekstil kimyasalları ve tekstil makinaları ile “…” hizmetinin de yer aldığı, … hizmetinin davacı markasının sınıfında yer alması nedeni ile bu yöndeki kullanımın davacı yana ait marka ile iltibas oluşturduğu, böylece davacının tescilli markasından kaynaklanan hakkına tecavüz oluştuğunun tespitine, “…” ibarelerinin … alan adı içeriğinden çıkarılmasına, çıkarılmadığı takdirde siteye Türkiye’de erişimin engellenmesine,
2-… alan adının 19/02/2012 tarihli anlık görüntüsünde “sadece kumaş değil güven de sunuyoruz” sloganı altında ev & otel tekstili, kumaş & mamül ve kimyasal başlıklarının yer aldığı, bu başlıklardan kimyasal başlığı hariç diğer başlık ve sloganın davacı markasının sınıfında yer alması nedeni ile bu yöndeki kullanımın davacı yana ait marka ile iltibas oluşturduğu, böylece davacının tescilli markasından kaynaklanan hakkına tecavüz oluştuğunun tespitine, “sadece kumaş değil güven de sunuyoruz” sloganı altında ev&otel tekstili, kumaş ibarelerinin … alan adı içeriğinden çıkarılmasına, çıkarılmadığı takdirde siteye Türkiye’de erişimin engellenmesine,
3-Diğer taleplerin reddine,
4- 59,30 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 23,40 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.900-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Ret edilen talepler yönünden Avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca 5.900-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL peşin harç, 35,90 -TL başvuru harcı, 287,00 TL tebligat posta gideri, 5.850,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 6.208,80-TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre takdiren 3.104,40 TL’ sının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı tarafından yapılan 120,00 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre takdiren 60,00- TL’ sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/02/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır