Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/145 E. 2019/140 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/145 Esas
KARAR NO : 2019/140

DAVA : Marka hükümsüzlüğü, sicilden terkin talepli
DAVA TARİHİ : 27/03/2018
KARAR TARİHİ : 26/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka hükümsüzlüğü, sicilden terkin talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA;Davacı vekili dava dilekçesinde; … Tescil numaralı “…” markasını yüksek ayırtedici bir niteliğe kavuşturup 28/01/2013 tarihinde tescil ettiren …’ olup, Özellikle turizm, seyahat, ulaşım alanlarında çalışan … “…” ibaresini şehirlerarası taşımacılık faaliyetlerini icra ettiği … güzargahında yıllarca ve ilk defa kullandığını, Spor alanında kazandığı saygınlık ve güvenin de etkisi ile taşımacık faaliyetlerinde de başarılı olduğunu, ekonomik yatırımlar ile tüketici nezdinde “…” ibaresini yüksek bir ayırtediciliğe kavuşturduğunu, … ibaresini taşıma sektöründe yüksek ayırtedici hale getirmesi ile birlikte 28/01/2013 tarihinde 35,36 ve 39. sınıflardan marka tescilinin sağlandığını, ticari sebeplerle markasını devretmeye karar vererek davacı … ve davalının babası … ile anlaşarak 17 Haziran 2010 yılında “…” markasını sattığını, 14 Ekim 2011 tarihinde ise … markası üzerindeki tüm haklarını davacıya devrettiğini, davacı ve … kurmuş oldukları … Anonim Şirketinin faaliyetleri kapsamında “…” markasını yıllarca kullandığını, ancak şirket ortakları arasında çıkan anlaşmazlıklar sebebi ile müvekkilinin şirket ortaklığından ayrıldığını ancak marka hakkı kendi üzerinde kalmaya devam ettiğini, Müvekkilinin şirket ortaklığından ayrılması ile birlikte şirketin “…” markasını sunmuş oldukları taşımacılık hizmetleri bakımından ayırtedici nitelikte kullanılma hakkı kalmadığını, …’nin oğlu olan davalının sırf … markasını taklit etmek; “…” markası ile halen ekonomik bağlılık içerisinde oldukları izlenimini vermek için davaya konu markayı … markası ile aynı olan 35, 36 ve 39. sınıflardan tescil ettirdiğini, davalı tarafından tescil edilen “…” markanın esas unsurunun “dağıstanlı” ibaresi olduğunu, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/89 E. 2017/153 K. sayılı dosyası ile ikame edilen davada bahse konu internet sitesi ,alan adının iptaline karar verildiğini, davalının seri marka algısı oluşturmak ve … markasını taklit etmek maksatlı olarak … başvuru ve tescil numaralı “…” markasını da tescil ettirdiğini, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2016/89 E. 2017/153 K. sayılı dosyasında bu taleplerinin reddedildiğini ancak kararın istinaf edilmiş olduğunu, Müvekkilin hak sahibi olduğu dağıstanlı markası … arasında sunulan toplu ulaşım hizmetleri bakımından yüksek bir ayırtediciliğe sahip olduğundan ve davalı da bu durumu gözönüne alarak markalarından birini … bir diğerini ise … olarak tescil ettirdiğinden açmış olduğu internet sitesine ise “…” adını verdiğinden markanın ayırtedici unsurunun “…” olduması nedeniyle tüketici nezdinde karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu, davalıya ait … Başvuru Numaralı “…” markasının hükümsüzlüğü ve marka sicilinden terkinine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalı vekili beyan dilekçesinde; davacı tarafından … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde 2016/89 E. Sayılı dosyası ile huzurdaki dava dosyasıyla aynı konu ve aynı talepleri içerir, bu kez … NUMARALI ”…” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi talepli ikame edilen dava dosyalarına tanzim edilen bilirkişi raporları doğrultusunda da davacı markası ile davalı müvekkiline ait markanın ayırt edilemeyecek derece benzer olmadığı, markalar arasında iltibas ihtimali oluşmadığından davalı adına tescilli markanın hükümsüz kılınması için gerekli şartların oluşmadığının belirlendiğini, Uyuşmazlığa konu markalar arasında 556 Sayılı KHK’nin 8/b maddesi anlamında iltibas yaratabilecek bir benzerlik bulunmamasının yanı sıra, ülke ismi olması hasebiyle ” …” ibaresi ayırt edici özelliği zayıf bir marka olup ortalama tüketici yönünden karıştırma riski de bulunmamakta olduğunu, davacının sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğradığını,Ortaklar arası uyuşmazlık meydana gelmesiyle birlikte alenen kötü niyetli olarak ikame edilen huzurdaki davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık,davalıya ait … başvunu nolu “…” markasının hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Türk Patent ve marka kurumundan marka tescil belgesi celp edilmiştir.
İncelenen belge kapsamına göre davalı yanca “…” şekil ibareli markanın … nolu başvuru ile 35,36 ve 39.sınıflar için tescil için 18.9.2013 tarihinde kuruma başvuruda bulunulduğu,marka başvurusunun 12.12.2013 tarihli gazetede yayınlanmasına karar verildiği, yayına süresi içinde dava dışı firmalarca itirazda bulunulduğu, kararın marka başvuru sahibine 6.8.2014 tarihinde tebliğ edildiği, yasal itiraz süresi olan 2 ay içinde karara itirazda bulunumadığı ve markan başvurusunun hükümden düştüğünü bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı huzurdaki davasını 27.3.2018 tarihinde açmıştır. Dolayısıyla davanın açıldığı tarih itibarıyla tescilli bir markanın varlığı söz konusu değildir. Öte yandan davacı basit bir araştırmayla dahi markanın davalı adına tescile bağlanıp bağlanmadığını TPMK’nun online sayfasından dahi öğrenme imkanı bulunmaktayken, markanın tescil edilmişçesine hükümsüzlüğünü talep eden olarak açılan davada yeterli araştırmayı yapmayarak davalının vekil tutmasına, yargılama yapılmasına neden olduğundan yargılama gideri ve vekalat ücretinden sorumludur.
Dava ikamesi ciddi ve çok önemli bir yargısal faaliyettir. Herhangi bir şekilde haksızlığa uğradığına inanan kişi; bu konudaki son makama, yargıya başvurmaktadır. Dolayısıyla dava açarken; hukuk sistemimizin bir gereği olarak, ceza yargılamaları aksine özel hukukta (istisnai durumlar hariç) re’sen araştırma metodunun uygulanmadığı gerçeğini gözden uzak tutmamak gerekir. Nitekim, taraflar; istem ve kanıtlarını süresinde ve usulüne uygun şekilde öne sürmek zorundadırlar. Fikri haklar alanında dava açarken ise Türk Patent ve Marka Kurumunun resmi sisteminden başvuru kaydı yada taraf adı sorgulaması ile marka, patent, tasarım, faydalı model sorgulamalarının herkes tarafından yapılabildiği hususu da bilinen bir gerçektir.
Hükümsüzlüğü talep edilen marka başvurusu ile ilgili kurum kararının marka başvuru sahibine 6.8.2014 tarihinde tebliğ edildiği, yasal itiraz süresi olan 2 ay içinde karara itirazda bulunumadığı ve marka başvurusunun hükümden düştüğü ve davacı yanca davanın 27.3.2018 tarihinde açıldığı anlaşıldığından dava konusuz kaldığından esas ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur..
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN KONUSUNU OLUŞTURAN ve hükümsüzlüğü talep edilen … nolu markanın hükümden düştüğü TPMK yazıları kapsamından anlaşıldığından ; dolayısıyla dava konusuz kaldığından konusuz kalan davada esas hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile eksik kalan 8,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Dava konusuz kaldığından ve dava açılmasına davacı neden olduğundan Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı yanın yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair karar davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı, hazır olanlara duruşma zaptından örnek verildi. 26/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır