Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/137 E. 2019/152 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/137 Esas
KARAR NO : 2019/152

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/03/2018
KARAR TARİHİ : 28/03/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı adına tescilli olan … alan adına erişimin geçici olarak engellenmesine, sitenin davacıya devrine, davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinini tespitine durdurulmasına ve önlenmesi ve maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
SAVUNMA; Davalı vekili ön inceleme oturumunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE;
Dava konusu; Davalı adına tescilli olan trendyol.com.tr alan adına erişimin geçici olarak engellenmesine, sitenin davacıya devrine, davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinini tespitine, durdurulmasına ve önlenmesi ile maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava ettikleri anlaşılmıştır.
HMK.nın 226 maddesine göre mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Dava haksız rekabet ve marka hakkına tecavüzün tespiti istemlerine ilişkin olduğundan hakimin hukuku bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunması nedeniyle bilirkişi incelemesine gerek görülmemiştir.
Davacıya ait marka tescil belgeri ile alan adı oluşturulmasına ilişkin belgeler, taraflarca hazırlama ilkesine göre sunulu deliller ile birlikte incelendiğinde;
Türk Patent ve marka kurumundan celp edilen belgeler incelendiğinde; davacıya ait … ibareli markanın 35. sınıf da dahil birçok sınıfta tesccilli olduğu anlaşılmıştır.
Gerek mülga 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname nin 21.01.2009 tarihli ve 5833 sayılı Kanunla değişik 9/1-e maddesinde, “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması”nı yasaklamış olup, 6769 sayılı SMK’nun 7/3/d düzenlemesinde de bu husus tekrar edilmiş olup, 29/1-a maddesi düzenlemi de dikkate alındığında davalının alan adı oluşturmak suretiyle davacının tanınmış markasını internet ortamında meşru bir bağlantısı olmamasına rağmen, ticari etki yaratacak şekilde, Markayı oluşturan ibarenin birebir aynısı “Alan adı olarak” seçip tescil ettirdiği, davalının bu alan adını tesadüfen bulduğunun da ileri sürülemeyeceği, öte yandan kullanılmayacak bir alan adı için ücret ödenip , resmi işlemlerde bulunulmasının da hayatın olağan akışına aykını olduğu, bu kapsamda davalının haksız eyleminin tescil anında gerçekleştiği, davacının tescilli markası ile iltibas yarattığı gibi, davalı eyleminin iyiniyet kurallarına aykırılık oluşturduğu bu nedenle haksız rekabete de yol açtığı, Davacının … adlı e-ticaret sitesinin sahibi olduğu, internet üzerinden kıyafetten takıya ev eşyalarından ayakkabılara kadar geniş bir yelpazede çok çeşitli ürünleri internet üzerinden kullanıcılarının beğenisine sunarak e ticaret yaptığı, “…” ibaresinin davacı adına , TPMK nezdinde bir çok emtia sınıfında tescilli olduğu, ayrıca davacının kendi adına tescilli … alan adına adında kullandığı, Davacının 03/09/14/18/20/21/24/25/26/27/28/35/41 sınıflarda, 18.10.2010 tarihli, … sayı ile tescilli … , 03/09/14/18/20/21/24/25/26/27/28/35/41 sınıflarda, 18.10.2010 tarihli, … sayı ile tescilli … sözcük+şekil markasının sahibi olduğu, … markasının Türk Patent ve Marka Kurumunun … no.lu kararı uyarınca tanınmış marka olarak korunduğu, davacının 35. sınıfta “…” markasının …tescil numarası ile , 35 ve 38. sınıfta “… alışverişin yeni yolu” markasının … tescil numarası , 25. sınıfta “…” markasının … nol ile, 35. sınıflarda “…” markasının … tescil numarası ile , 35 ve 41. sınıflarda “…” markasının … tescil numarası ile , 03/09/14/16/18/20/21/22/24/25/26/27/28/35/38/41. sınıflarda “…” markasının … tescil numarası ile , 35. sınıfta “…” markasının … tescil numarası ile tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere e-ticaret ile internet üzerinden faaliyet gösteren şirketler için bir markanın tanınmışlığı ön plandadır. Özellikle, internet arama motorları üzerinden yapılacak aramalarda tanınmış markanın itibarından ve tanınmışlığından faydalanılması suretiyle hukuka aykırı menfaat temin edilmesi tanınmış markanın itibarına zarar vermektedir. Dolayısıyla davacının tanınmış markası ile davalı kendi faaliyetleri arasında hukuka aykırı bir bağ kurmak düşüncesiyle haksız bir alan adını almış olup, bu durum tüketiciler nezdinde iltibas yaratmakta, alan adı kullanımı suretiyle davalı eylemenin TTK md. 57/5 anlamında haksız rekabete neden olduğu, davacının marka hakkının ihlal edildiği anlaşılmıştır.
Haksız olarak davalının yarattığı bu benzerlik, tüketiciler ve internet kullanıcıları tarafından bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları keza idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmalarına da neden olacaktır. Zira davacının alan adı …, davalının alan adı ise … ibareli alan adıdır.
Davacının markasının esas unsuru yani … ibaresi aynen davalı web sitesinde kullanılmıştır. Davalının alan adı alındıktan sonra kullanılmadığına ve ticaret yapılmadığına dair savunmalarının hukuki temelinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyada toplanan tüm deliller birlikte incelendiğinde;Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, erişimin engellenmesine dair kararın ve alan adı üzerindeki tedbirin karar kesinleşene kadar devamına, … ibareli alan adının davacıya devri işlemi idari bir işlem olduğundan , idari konularda mahkemece bir karar verilemeyeceğinden bu talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,karar kesinleştiğinde davacının alan adını kendi adına devri hususunda muhtariyetine, karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre;
1-DAVANIN KABULÜNE,
2-Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
3-Erişimin engellenmesine dair kararın ve alan adı üzerindeki tedbirin karar kesinleşene kadar devamına,
4-… ibareli alan adının davacıya devri işlemi idari bir işlem olduğundan, idari konularda mahkemece bir karar verilemeyeceğinden bu talep ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına,karar kesinleştiğinde davacının alan adının kendi adına devri hususunda muhtariyetine,
5-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 8,50 TL eksik harcın davalıdan tahsiline,
6-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderlerinden olan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 97,00 TL tebligat müzekkere masrafı olmak üzere toplam 168,80 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair verilen taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İSTİNAF YASA yolu açık olmak üzere karar verilip tefhim kılındı.28/03/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır