Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/128 E. 2019/53 K. 05.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
1.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/128 Esas
KARAR NO : 2019/53

DAVA : FSEK’ten kaynaklanan Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/03/2018
KARAR TARİHİ : 05/02/2019

Taraflar arasında tecavüzün meni ve tazminat istemiyle açılan dava dosyası bozma öncesinde 3 nolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk mahkemesinin 2014/173 esas numarası ile işlem görmekteyken , dosyanın yüksek mahkeme denetimi için Yargıtay’a sevk edildiği zaman diliminde HSK’nun 02/08/2017 tarihli ve 1071 sayılı kararı uyarınca İstanbul 3 ve 4. FSH Hukuk Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSH Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının 1. FSH Hukuk Mahkemesine devrine karar verilmiş ve dava dosyası bozma sonrasında uyap tevzii bürosunca mahkememizin 2018/128 Esas numarasına kayıtlanarak yargılamaya mahkememizde devam edilmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “…” isimli kitabın sahibi olduğunu, davalılardan … tarafından yazılan ve diğer davalılar tarafından yayınlanan “…” isimli kitapta müvekkilinin kitabından yapılan alıntılarda kasıtlı olarak kısaltma ve değiştirmelerin yer aldığını ileri sürerek, yapılan alıntıların aynen düzeltilmesine, düzeltmeler yapılıncaya kadar kitabın yayım ve satışının durdurulmasına, hükmün ulusal bir gazetede ilanına, 100 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA; Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile, yapılan alıntıların değiştirilerek veya kısaltmalar yapılarak kullanılmadığını, alıntıların kısmen yapılmış olamasından dolayı, değişiklik yapılmış olabileceğinin düşünülmüş olabileceğini, söz konusu eserin basım ve yayımını yapan müvekkili vakfın, her eserde alıntı yapılıp yapılmadığını tespit edebilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı … yazılı bir beyanda bulunamadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık; 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundan kaynaklanan tazminat, davalının eserindeki alıntıların düzeltilmesi ve davaya konu eserin yayın ve satışının durdurulması istemine ilişkindir.
Kapatılan 3.FSHHM’nin 2014/173 esas -2015/64 karar ve 26.3.2015 tarihli ilamınca kanıtlanmayan davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, Yargıtay 11.HD’nin 17.3.2014 tarihli ve 2014/725 esas, 2014/5135 karar sayılı bozma ilanına uyularak yargılama yapıldığı ve bozma sonrası yapılan yargılamada davacının verilen kesin süreye rağmen bilirkişi ücretini yatırmadığı gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Karar davacı tarafından temyiz edilmiş ise de, süresi içerisinde gerekli temyiz masrafının yatırılmaması sebebiyle 17.09.2015 tarihli ek karar ile davacının temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Ek karar ve asıl karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece verilen ek kararın Yüksek Mahkemece temyiz incelenmesinde; mahkemece davacı asile ”…dosyanın Yargıtaya gönderilebilmesi için gerekli olan 80 TL gider avansının tebliği tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içinde tamamlanması aksi halde temyiz talebinden vazgeçmiş sayılacağına karar verileceği..” ihtarını içeren muhtıraya rağmen yasal süresi içerisinde temyiz posta masrafının yatırılmadığı gerekçesi ile HMK’nın 344/1. maddesi gereğince davacının temyiz talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş ise de, davacı tarafından temyiz dilekçesi ekinde yer alan 05.09.2014 tarihli PTT antetli belgeye göre davacı tarafından 100,00 TL gider avansının yatırıldığı anlaşılmış olup, mahkemenin 17.09.2015 tarihli ek kararının bozularak kaldırılmasına ve asıl karara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine karar vermek gerektiğinden bahisle Yüksek Mahkemece Davacının temyiz itirazlarının esastan incelenmesine geçilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Yargıtay 11. HD’nin 2017/3544 esas, 2017/7597 karar ve 26.12.2017 tarihli BOZMA ilamı Mahkememize gönderilmiş mahkememizin 2018/128 esas numarasına kayıtlanmış, bozma ilamı usul ve yasaya uygun bulunduğundan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 11. HD’nin 2017/3544 esas, 2017/7597 karar ve 26.12.2017 tarihli BOZMA ilamına göre; ..”Mahkemece 11.11.2014 tarihli 1. celsede ”Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar nazara alınarak değerlendirme yapılması için dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişi olarak … seçilmesine, bilirkişiye 600,00 TL ücret takdiri ile bu ücretin iki haftalık süre içerisinde davacı vekilince depo edilmesine” şeklinde ara karar tesis edilmiş, süre zarfında bilirkişi ücretinin yatırılmaması üzerine 03.02.2015 tarihli celsede ”Davacı vekiline geçen oturum belirlenen bilirkişi ücretini depo etmek üzere iki hafta yeniden ve kesin süre verilmesine, ücret yatırıldığı takdirde dosyanın seçilen bilirkişiye tevdiine” karar verilmiş, kesin süre içerisinde ücretin yatırılmaması üzerine kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Kural olarak, mahkemece, kesin süreye ilişkin ara kararında, yapılması gereken işlerin neler olduğunun ve her bir iş için ne miktar ücret yatırılacağının belirtilmesi, tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, tanınan süre içinde yapılması istenen işlerin ne olduğunun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması, kesin süreye uymamanın doğuracağı sonucun açık olarak anlatılması ve bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedilebileceğinin yine açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerekir. Söz konusu usule uyulmaksızın ve sonuçları hakkında ilgili tarafa herhangi bir ihtarat yapılmadan verilen kesin sürenin sonuç doğurmayacağının kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. Bozma sebep ve şekline göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilerek hükmün resen BOZULMASINA, 26/12/2017 tarihinde oy çokluğuyla karar verildiği anlaşılmıştır.
Bozma sonrasında görevlendirilen Bilirkişiler … ve …’in 27.12.2018 tarihli raporlarına göre; incelenen kitaplar ve dipnotları raporlarında belirtmişlerdir. Davacının görüşlerinin çarpıtılması ya da hatalı olarak gösterilmesi söz konusu olmadığından bu durumun FSEK 16 çerçevesinde davacının eserinde değişiklik yapma, eseri bozması olarak nitelendirelemeyeceğini, davacının FSEK 16 çerçevesinde manevi haklarının ihlal edilmediğini bildirmişlerdir.
Mahkemece bozma öncesinde görev alan bilirkişilerin konularında ehil olmayan kişilerden oluşturulduğu ve uzmanlık alanlarının somut olayı aydınlatmaya yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Bu husus Yargıtay ilamında da açıkça gerekçelendirilmiştir.
Mahkememizce konusunda uzman olan istanbul Üniversitesi Edebiyat Fakütesi emekli öğretim üyesi Prof Dr. … ile yazar ve FSEK uzmanı MSÜ öğretim üyesi …’in müşterek raporlarının davacı ve davalı kitap ve dipnotlarının karşılaştırılması suretiyle oluşturulduğu, FSEK mevzuatı kapsamında intihal ve esinlenme olgusunun tartışıldığı, denetime uygun rapor olması nedeniyle HMK 266. madde gereğince Düzenlenen son rapor denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunması nedeniyle mahkememizce kabul edilmiş, davacı vekilinin yeni heyet oluşturulması yönündeki istemleri raporun denetime elverişli olması nedeniyle red edilmiştir.
Toplanan deliller hükme esas alınan son bilirkişi ve FSEK mevzuatı ve Yüksek Mahkeme ilamları kapsamında incelendiğinde; Bilindiği üzere eser sahibinin eseri üzerinde belirttiği adında, müstear adında, rumuz ve işaretinde ekleme, kısaltma ve başka değiştirme yapılamaz. Aksi takdirde eser sahibinin manevi hakları tecavüze uğramış olur. Eserde değişiklikten maksat ise, eserin mevcut şekil veya muhtevasının farklılığa uğratılmasıdır.
Örneğin eser vasfını haiz bîr makale metninde kısaltma ve ekleme yapma, bir şiirin bir kitaba asıl metne sadık kalınmaksızın ve bazı kelimeler değiştirilerek alınması, bir müzik eserini farklı bir tarzda çalıp söyleme, mimari projeyi izinsiz olarak uygulama projesine dönüştürme, mimari eserin renginde değişikliği gidilmesi ..vb örnekler eserde değişiklik anlamına gelmektedir.
FSEK’nun 16/1. maddesine göre, eser sahibinin izni olmadıkça eserde değişiklik yapılamaz. Bozma konusu davacının kitabından davalının kitabına alıntılan kısma ilişkin karşılaştırma bilirkişi heyetince titiz bir şekilde yapılmış olup, tek tek FSEK 16 çerçevesinde incelenmiştir.
Davacının kitabının 341.sayfası ve davalının kitabında yer alan bölüm raporda görseli ile denetime sunulmuş ve incelendiğinde davacının kitabının bu kısmında davacının kendi görüşleri veya yorumu değil mahkeme kararı yer almakta olup, atfın mahkeme kararındaki içeriğe ait olması nedeniyle davacının görüşlerinin çarpıtılması ya da hatalı olarak gösterilmesi değil, davacı kitabında yer alan mahkeme kararının içeriğinin yanlış aksettirilmesi durumu söz konusu olup, bu durum FSEK 16 çerçevesinde davacının eserinde değişiklik yapma, eseri bozma olarak nitelendirilemeyecektir.
Davalının kitabının 757 notu dipnotu ile davacının kitabının 395 -396. inci sayfasında yer alan bölüm karşılaştırmasında ise; bu alıntılama davacının kitabının ekler kısmında Ek-1‘de yer alan “…” başlıklı bölümde yer verilen …’in konuşmasının özeti şeklinde olduğu, Davacının kitabının bu kısmında davacının kendi görüşleri veya yorumu değil …’in konuşması yer almakta olduğu, davacı bu kısma ilişkin olarak yapılan bu atıfta …’in konuşmasını tırnak işareti içerisine alarak alıntılamış olup davacının görüşlerinin çarpıtılması ya da hatalı olarak gösterilmesi de söz konusu olmadığından bu durumun FSEK 16 çerçevesinde davacının eserinde değişiklik yapma, eseri bozma olarak nitelendirilemeyeceği hususu anlaşılmaktadır.
Davalının kitabının 766 nolu dipnotunda yer alan davacının kitabının 404.sayfasında yer alan kısmın karşılaştırmasında; alıntılama davacının Kitabının ekler kısmında Ek-2 de yer alan “…. başlıklı bölümde yer verilen Telgraf ile ilgili olup davacı kitabında bu telgraftan bahsetmiş ve dipnotta bu telgraftan bahsedildiğini belirtmiştir. Davacının kitabının bu kısmında davacının kendi görüşleri veya yorumu değil telgraftan bahsedilmekte olup bu alıntılamada da davacının görüşlerinin çarpıtılması ya da hatalı olarak gösterilmesi de söz konusu olmadığından bu durumun FSEK 16 çerçevesinde davacının eserinde değişiklik yapma, eseri bozma olarak nitelendinlemeyeceği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda bozma ilamının gereklerine uygun olarak eserleri karşılaştırmak suretiyle inceleme yaparak rapor tanzim ettiklerinden ve söz konusu alıntıların nitelik ve amacı ile davacının eserindeki özgün bölümlerden alınmadığı, davalı eserinin nitelik ve amacı göz önüne alındığında, davalı eser sahibi tarafından yapılan değerlendirme ve atıfların davacının eseri üzerinde olumsuz bir etki oluşturmadığı gibi FSEK 16 çerçevesinde davacının eserinde değişiklik yapma, eseri bozma olarak nitelendirilemeyeceği gibi görüşlerinin çarpıtılması ya da hatalı olarak gösterilmesi durumunun da söz konusu olmadığı anlaşıldığından hükme dayanak yapılan alanında uzman bilirkişilerce alınmış rapor içeriği gözetilerek subut bulmayan davanın esastan reddine karar verilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturmak gerekmiştir.
HÜKÜM;Yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre,
1-Davanın reddine,
2-44,40 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile 133,80 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya iadesine,
3-Maddi tazminat talebinin reddi nedeniyle; Avukatlık asgari ücret tarifesi 13.maddesi gereğince; 100 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
4-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık asgari ücret tarifesi 13.maddesi gereğince; 3.931 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’na verilmesine,
5-Davalı …’nın tarafın yapmış olduğu 220 TL giderin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde taraflara iadesine,
Dair karar taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde YARGITAY NEZDİNDE TEMYİZ YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 05/02/2019

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır